Moritanya'nın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Vild Abdulaziz’in yolsuzluk ve kara para aklama gibi suçlamalarla yargılandığı dava, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili ve özellikle daha önce ‘büyük’ olarak tanımladığı, ancak ‘meşru kaynaklardan’ olduğunu da defalarca kez doğruladığı servetinin kaynakları hakkında sorgulamanın başladığı bu hafta kritik bir aşamaya girdi.
Muhammed Vild Abdulaziz, ülkeyi yönettiği 2009-2019 yılları arasında kendisiyle birlikte çalışan diğer isimlerle birlikte geçtiğimiz Ocak ayının sonlarından bu yana yolsuzluk suçlarına bakan Ağır Ceza Mahkemesi karşısına çıktı. Vild Abdulaziz’in 10 yıllık iktidarı boyunca Moritanya'da bu konuda pek çok tartışma yaşandı ve özellikle Vild Abdulaziz iktidardan ayrıldığında ve yargının 41 milyar ugiyalık (120 milyon dolar) ‘devasa’ bir servete sahip olduğuna dair çelişkili görüşler ortaya atıldı. Vild Abdulaziz, dün yapılan duruşmada Moritanya Anayasası’nın kendisine eski bir cumhurbaşkanı olarak dokunulmazlık verdiğini söylediği, ancak Moritanyalı anayasa uzmanlarının farklı görüşler bildirdikleri 93. maddesine bağlı olduğunun altını çizdi. Söz konusu maddenin eski Cumhurbaşkanı’nın yargılanmasını engellediği düşünülse de Vild Abdulaziz, mahkemenin sorularını yanıtlamayı bir çeşit iş birliği olarak kabul etti. Vild Abdulaziz, mahkemede, “Dava dosyasının yalan ve iftiradan ibaret. Dosya araştırıldığında sahte olduğu anlaşılmaktadır. Tanınmış bir grubun uydurduğu bir dosyadır ve amacı bilinmektedir. Öncelikle siyasi bir dosyadır, ancak yolsuzlukla kaplıdır” ifadelerini kullandı.
Ancak mahkeme daha önce aralarında iş adamları ve tüccarların da bulunduğu tanıkları dinlemişti. Tanıklar, Vild Abdulaziz ve bazı aile üyelerinin kendilerine büyük miktarlarda (milyarlarca ugiya) para yatırdığını teyit ettiler. Mahkeme ayrıca genç bir iş adamını da dinledi. Bu genç iş adamı, eski Cumhurbaşkanı’nın ailesinin kendisine, özellikle döviz ve altın külçelerinin ülke dışına transfer edilmesi görevini verdiğini ve cumhurbaşkanlığı koruması altında havaalanından ayrıldığını belirtti.
Mahkeme ayrıca, eski cumhurbaşkanının aile üyeleriyle ilişkili şirketlere bazı kamu ihalelerinin verilmesine ve başkent Nuakşot’ta pahalı arazilerin satın alınmasına müdahale edilmesi gibi bazı belgelerin yanı sıra Vildi Abdulaziz’in Moritanya Anayasası'nın Cumhurbaşkanı'na herhangi bir ticari iş yapmasını yasaklayan maddesine aykırı olarak bir kısmı aile fertlerinin adına olan fabrika, şirket, otel ve benzin istasyonlarına sahip olduğunu gösteren belgeleri de sundu. Ancak Vild Abdulaziz, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları kategorik olarak reddederek zenginliğinin kaynağının ‘kardeş devlet başkanlarından’ aldığı hediyelerin yanı sıra vatandaşlardan ve bazı yabancı şahsiyetlerden destek aldığı 10 yıl boyunca yürüttüğü 3 seçim kampanyasının finansmanından kalan fonlar olduğunu vurguladı.
Muhammed Vild Abdulaziz, mahkeme huzurunda şunları söyledi:
Sorduğunuz şirketlerin sahipleri var, belgeleri var. Onları dinleyebilirsiniz. 2 Ağustos 2019 tarihinde kanunları çiğnemeden, herhangi bir şirketin sahibi olmadan, herhangi bir ticaret yapmadan görevden ayrıldım ve ülkeyi terk ettim. Aynı şekilde iktidara gelmeden önce de sonra da herhangi bir ticari işe girmedim. Dosyadaki her şey uydurma olup beni haklarımdan alıkoymaya yöneliktir.
Ancak mahkeme başkanı ise kendisine, “Soruşturma belgeleri, bizzat sizin, aile fertlerinizin ve yakınlarınızın büyük bir servete sahip olduğunu açıkça gösteriyor. Elbette cumhurbaşkanı olduğunuz dönemde sizin ve ailenizin bu serveti elde etmeyi sağlayacak ticari faaliyetlerde bulunmadığınız açık. Bu zenginliğin kaynağı nedir?” diye sordu. Eski Cumhurbaşkanı yanıtında, “Paramın tamamı haklı ve meşrudur. Diğerleri mülklerinin kaynaklarını açıklamak zorundalar, benim devlete ait ya da gayri meşru tek kuruşum yok” ifadelerini kullandı.
Moritanya hukuku, bir cumhurbaşkanı iktidara gelir gelmez ve görevden ayrılırken malvarlığını beyan etmesini gerektiriyor. Vild Abdulaziz de bunu yaptı. Ancak mahkeme, Vild Abdulaziz’in mal beyanında ‘tüm malvarlığının yer almadığını’ açıkladı. Bunu reddeden Vild Abdulaziz, “İki beyanım da yasalara ve sahip olduklarımla uyumlu. Ancak iktidardan ayrıldıktan sonra bir miktar para aldım” dedi.
Ancak mahkeme, eski Cumhurbaşkanına sorgusunda, Şeffaflık Komitesi’ne 2,5 milyon dolarlık pahalı eşyalara sahip olduğunu beyan ettiğini hatırlatarak kendisine bunların kaynağını sordu. Mahkeme ayrıca ‘kardeş bir ülkenin başkanından’ bir insani yardım zarfı içinde hediye edilen 6,5 milyon doların ayrıntılarını da sordu. Vild Abdulaziz, bunların dostlarından kendisine verilmiş hediyeler oldukları yanıtı verirken daha fazla ayrıntıya girmekten kaçındı.
Mahkeme, Vild Abdulaziz’e yöneltilen kara para aklama suçlamasıyla ilgili olarak da Vild Abdulaziz’in ailesinin 2016 yılında hesaplarında 24 milyar ugiyadan (70 milyon dolar) fazla meblağ bulunan ‘er-Rahme’ adlı hayır kurumunu kurduğunu söyledi. Eski cumhurbaşkanının oğullarından biri daha önce başkentte yaklaşık 1 milyon dolar değerinde bir market satın almıştı. Hayır kurumu yöneticisi tarafından sunulan bir belgeye göre marketin satın alımı için para hayır kurumunun hesaplarından ödenmişti.
Vild Abdulaziz, bu suçlamalara cevaben şunları söyledi:
Kara para aklamadım. Tüm param temizdir. Hayır kurumu yetkilileri var. Bu paranın yasal olup olmadığını sorabilirler. Parama gelince hepsi helaldir ve aklama yoktur. Bunların hepsi yalan.
Savcılık, Vild Abdulaziz’e birkaç soru sordu. Bu soruların en önemlisi, aile üyeleri adına herhangi bir para kaydettirip ettirmediğiydi. Cumhuriyet Savcısı, soruşturmanın, aile üyelerinden birinin adına bir alüminyum fabrikasının olduğunu, bunun yanı sıra aile üyelerinden birinin iki milyar ugiyalık mal varlığı bulunduğunu ortaya çıkardığını belirtti. Halka açık işlerde imtiyazlar elde edildi. Ancak Vild Abdulaziz, aile üyeleri adına herhangi bir para kaydettirmediğini belirterek “Benim o para hakkında hiçbir bilgim yok, ben cumhurbaşkanıydım ve ticaret yapmadım. Cumhurbaşkanının akrabalarının ve yakınlarının ticaret yapmalarının yasak olduğunu bilmiyordum” şeklinde konuştu.
Vild Abdulaziz, iktidarı sırasında yolsuzluğa karşı şiddetli bir savaş yürüttüğünü, bu yüzden bugün ‘intikam ve siyasi hesaplaşma’ ile karşı karşıya olduğunu vurgulayarak “Hakkımdaki suçlamaların hiçbirinin delili yok. Bunlar siyasi olarak başlayan, güvenlikten geçen ve sonunda yargıya kadar ulaşan can sıkıcı suçlamalardır. Bu, yolsuzluk örtüsüne bürünmüş siyasi bir dosyadır” ifadelerini kullandı.
Vild Abdulaziz, hakkındaki soruşturma kararının, 2019 sonlarında iktidar kulislerinde patlak veren ‘mercii krizi’ olarak adlandırdığı durumun bir sonucu olduğunu öne sürdü. Eski Cumhurbaşkanı, ülkesine döndüğünde, 2009'da kurduğu ve ‘siyasi mercii’ olan iktidar partisi içinde iktidara gelmeye karar verdi. Ancak kendisinden siyaseti bırakmasını ve ‘eski cumhurbaşkanı’ olmakla yetinmesini isteyen partisinin öne gelen isimlerinin güçlü muhalefetiyle karşılaştı.
Muhalefet partilerinin Parlamentodaki temsilcilerinin girişimiyle, Vild Abdulaziz'i iktidarda olduğu yıllar boyunca yolsuzluk yapmakla suçlayan muhalefetin baskılarıyla, bir meclis soruşturma komisyonu kuruldu. 2020 yılının ortalarında, Vild Abdulaziz'in iktidarı sırasında yolsuzluk şüpheleri hakkında ayrıntılı bir rapor yayınlandı. Ardından yargıya sevk edildi.