Lübnan Cumhurbaşkanlığı krizinin çözümü için Patrik Rai Macron ile görüşecek

Patrik Rai, Vatikan Dışişleri Bakanı Kardinal Pietro Parolin ile bir araya geldi ve bugün ise Paris’e gidiyor (Maruni Patrikhanesi)
Patrik Rai, Vatikan Dışişleri Bakanı Kardinal Pietro Parolin ile bir araya geldi ve bugün ise Paris’e gidiyor (Maruni Patrikhanesi)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanlığı krizinin çözümü için Patrik Rai Macron ile görüşecek

Patrik Rai, Vatikan Dışişleri Bakanı Kardinal Pietro Parolin ile bir araya geldi ve bugün ise Paris’e gidiyor (Maruni Patrikhanesi)
Patrik Rai, Vatikan Dışişleri Bakanı Kardinal Pietro Parolin ile bir araya geldi ve bugün ise Paris’e gidiyor (Maruni Patrikhanesi)

Lübnan’da Cumhurbaşkanı krizinin çözümü kapsamında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Lübnan Maruni Patriği Beşara er-Rai arasında Paris’te bir görüşme düzenlenecek.

Öte yandan ana muhalefet güçleri, eski bakan Cihad Azur’un cumhurbaşkanlığı adaylığını destekleme eğiliminde. Bu durum ise Azur’un adının, Macron ve Rai arasındaki müzakere masasına koyulmasına neden oldu. Ancak adının müzakere masasında yer alması, Bkerki’nin Azur’a verdiği destekten kaynaklanmıyor. Daha ziya Şii İkili’nin ve direniş ekseninin adayı Marada Hareketi lideri eski milletvekili Süleyman Franciyye’ye karşı yarışacak aday olmadığı gerekçesiyle adaylığının gerçekçi olmadığı inancından kaynaklanıyor.

Azur’un adının Macron ile Rai arasındaki görüşme masasında yer alması, Bkerki’nin Cihad Azur’un adaylığını desteklediği anlamına gelmiyor. Zira Rai, Azur konusunda herhangi bir tavır ortaya koymazken, muhalefet güçlerinin Azur’u adaylığı konusundaki uzlaşısını ise tebrik etti. Zira bu uzlaşı, seçim oturumlarını aksatmaya devam etme kapısını kapattı.

Bir başka ifadeyle Rai, bazılarının iddia ettiği gibi, Macron’a bir adayı diğerine tercih ettiğini gösteren bir adaylar listesi teslim etme niyetinde değil. Arzuladığı şey ise Paris’in Franciyye’nin adaylığına verdiği desteğin, rakiplerinin varlığı ortasında artık haklı olmadığı için, Fransa’yı cumhurbaşkanlığı dosyasına yaklaşımını yeniden gözden geçirmeye ikna etmektir.

Bu noktada şu soru gündeme geliyor; Muhalefet güçlerinin Azur’u aday göstererek Franciyye’ye sahayı bırakmama kararı vermesinin ardından Macron, Rai’nin söyleyecekleri çerçevesinde adaylara aynı mesafeden yaklaşmak için inisiyatif kullanacak mı?

Macron’un cumhurbaşkanlığı dosyasına yaklaşımını yeniden gözden geçirme girişimi, Hristiyan caddesindeki ana güçler ile Paris arasındaki ilişkilerdeki çatlağı durdurmak için kapı aralıyor.

Bu nedenle Lübnanlı Hristiyanlar ile Fransa ilişkileri, Rai ve Macron’un görüşmeleri sırasında müzakere masasında yer alacak. Bu durum, uzun süredir Hristiyan muhalefetle görüşmekten kaçınan Fransa’nın Beyrut Büyükelçisi Anne Grillo’yu rahatlatacak.

Azur’un adaylığını destekleme konusunda muhalefetteki büyük güçler ile Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil arasında beklenen anlaşmaya ilişkin olarak ise, Macron ile Rai arasında planlanan görüşmeden önce ışığı göreceği varsayılıyor. Çünkü bu durumla ‘cumhurbaşkanının seçilmesini engellemeyi durdurmak için baskı yapmayı amaçlayan bir test olarak’ ilgilenmeye başlanmasına rağmen müzakere masasındaki tek varlığı, Paris’i Franciyye’nin adaylığına verdiği destekten kurtarmaya doğru itecek.

Ancak siyasal anlamda Şii İkili’den oluşan vurucu gücüyle muhalefet ekseni, muhalif güçlerin Azur’un adaylığını desteklemek için Basil ile mutabakata vardığının duyurulmasının ardından katılımcılarına ateş püskürdü. Öyle ki bu durum, Temsilciler Meclisi Başkanının siyasi yardımcısı Ali Hasan Halil, ‘Direnişe Vefa’ bloğu başkanı Milletvekili Muhammed Raad’ın açıklamalarında açıkça görüldü.

Şarku’l Avsat’ın siyasi kaynaklardan edindiği bilgilere göre Macron ve Rai’nin anlaşmaya yönelik eleştirilerinin ilk ve son hedefi Basil.

Bu noktada ise şu soru gündeme geliyor; Basil, Şii İkili’nin uyguladığı baskıya boyun eğecek mi? Ezeli müttefiki Hizbullah, ‘Güçlü Lübnan’ bloğunu içeriden dağıtarak diğer seçeneği tercih ederse tepkisi nasıl olur? Bu, Azur’u aday göstermek için muhalefetle yaptığı anlaşmayı destekleyen bir siyasi örtü elde etmesini engeller mi?

Yani Basil, Franciyye’yi devirmeyi planlayanlara katıldığını resmen ilan ederken, muhalefet ise Değişim Güçleri ile bir diyalog başlatarak adayının hayran kitlesini genişletmeye çalışıyor.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz