Fransa ve Sudan'daki yüksek riskli jeopolitik oyun

Fransızlar için Sudan, Atlantik Okyanusu'ndaki Dakar ile Kızıldeniz'deki Cibuti arasındaki bağlantı konumunda.

AFP
AFP
TT

Fransa ve Sudan'daki yüksek riskli jeopolitik oyun

AFP
AFP

Hattar Ebu Diyab

Sudan, 15 Nisan'dan bu yana ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor. Suudi-Amerikan arabuluculuğuna rağmen iki taraf arasında ateşkese tam bir saygı yok ve çatışmayı sona erdirecek siyasi bir çözüm ufku da bulunmuyor. Genel olarak uluslararası grubun etkisizliğinin ortaya çıkmasıyla birlikte Sudan'dan gelen yüksek riskli bir jeopolitik oyun karşısında Avrupa Birliği'nin etkisiz, Fransız rolünün de çok sınırlı ve neredeyse hiç olmadığı açık. Bu oyunun bölgesel istikrar için bir tehdit oluşturduğunu ve birden fazla bölgede etkisi azaldığı için Fransa'nın Afrika'daki çıkarlarını etkileyebileceğini unutmamak gerek.

Sudan, kendine özgü jeopolitik konumu ve geniş kaynakları nedeniyle bölgesel ve uluslararası oyuncuların ilgisini çekiyor. Bölgedeki en geniş üçüncü Afrika ülkesidir. Bu nedenle çatışmanın tarafları ve Sudan’ın bölgesel, aşiret, din ve dil mozaiğindeki diğer gruplarla dış bağlantılarına dikkat çekiyoruz.

Kuzeydoğu Afrika ülkesi, Darfur'da ve 2011'de Güney Sudan'ın ayrılması sırasında olduğu gibi iki iç savaş ve birçok iç çatışma sonucunda kronik istikrarsızlıktan muzdaripti. Fransa her zaman, Güney Sudan'ın bağımsızlığından önce Sudan'ın bir yandan ‘putperest ve Hıristiyan’ güney ile diğer yandan ‘Müslüman’ Arap kuzeyi arasındaki bölünme teorisini tanımayan temkinli tutuma sahipti.

Paris yönetimi, Sahel'deki Fransız etkisinin en önemli merkezlerinden Çad'a komşu Darfur'un trajedileriyle ilgili olarak Afrikalılar ve Araplar arasındaki çatışma tezini onaylamaktan kaçındı. Ancak çatışmanın yayılmasını kuşatacak insani boyuta odaklandı.

Fransa ile Sudan arasındaki ilişkiler çağdaş dönemde, General Cafer Nimeyri'nin (1969-1985) rejimi altındaki kısa dönem dışında, sıcak veya zengin değildi. İslami-askeri yönetim dönemine (1989-2019) gelince; Hartum'un 1994'te terörist Carlos'u Paris'e iade etme kararına rağmen, Fransa'nın konumu genel olarak muhafazakârdı. Bununla birlikte, ekonomik ve ticari mübadelelerin gelişmesiyle birlikte Sudan'a olan Fransız ilgisi ve aynı zamanda pragmatik ve dinamik bir ilişki kaygısı arttı.

Fotoğraf Altı: Sudan Eski Devlet Başkanı Cafer Numeyri. (1969-1985)
Sudan Eski Devlet Başkanı Cafer Numeyri. (1969-1985) (REUTERS)

Paris ve diğer Batı başkentleri, 2019 protestolarını, General Ömer el-Beşir'in 30 yıl süren iktidarının düşmesine neden olan 2019 protestolarını memnuniyetle karşıladı. Bu süreçte ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri rejimi devirmeye yardımcı oldu. Bu durum, sivil yönetim geçişine engel olan faktörlerden biriydi. 2021'deki askeri darbe ise işleri daha da karmaşık hale getirdi. Avrupa Birliği ve diğer Batılı aktörler, askeri liderler arasındaki çatışmaya kayma ve demokratik geçişi kurtarma konusunda kararlı bir tutum almadıkları için eleştiriliyor.

Fotoğraf Altı: Eski Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, 31 Ağustos 2019 tarihinde yolsuzluk suçlamasıyla Hartum'da yargılandı.
Eski Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, 31 Ağustos 2019 tarihinde yolsuzluk suçlamasıyla Hartum'da yargılandı. (Reuters)

“Sudan, kendine özgü jeopolitik konumu ve geniş kaynakları nedeniyle bölgesel ve uluslararası oyuncuların ilgisini çekiyor. Bölge açısından en geniş üçüncü Afrika ülkesidir. Bu nedenle, çatışmanın tarafları ve Sudan bölgesel, aşiret, dini ve dil mozaiğindeki diğer gruplarla dış bağlantılara değiniyoruz.”

Mevcut Sudan çatışmalara Fransız yaklaşımı

Sudan, yedi ülke ile sınır paylaşması nedeniyle çeşitli çıkarların ve hedeflerin kesiştiği bir merkez konumunda. Fransa'nın endişe duyduğu en önemli konu, çatışmanın şiddetlenmesi durumunda bölgesel istikrara olası yansımalarıdır. Bu durum, Rusya'nın Afrika sahnesindeki rakipleri, örneğin Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali'deki Wagner Grubu'nun (Rus ordusunun yan kuruluşu) etkisini artırabileceği anlamına gelir. Bilindiği gibi bu yarı askeri Rus grup, Darfur'da altın çıkarmak için ortaklarıyla çalışıyor. Sudan'daki Hızlı Destek Kuvvetleri lideriyle yakın ilişkiye sahip. Moskova ise çatışan taraflarla iletişimini sürdürüyor.

Fotoğraf Altı: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i desteklemek ve Fransa'nın Mali'den çekilme kararını kutlamak için 19 Şubat 2022’de Bamako şehrinde gösteri düzenlendi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i desteklemek ve Fransa'nın Mali'den çekilme kararını kutlamak için 19 Şubat 2022’de Bamako şehrinde gösteri düzenlendi. AFP

Fransız yaklaşımı, Cibuti'deki eski Fransız askeri üssünün bulunduğu Afrika Boynuzu'nun yanı sıra kıyıya yakın çevresindeki çıkarlarına dayanıyor.

Taraflar arasındaki çatışmalar Sudan'ı insani bir krize sürüklerken, ‘insani’ boyut ve ‘mülteci ve yasadışı göçmen akını’ tehlikeleri de söz konusu. Darfur'da, Birleşmiş Milletler tarafından ‘soykırım’ olarak sınıflandırılan ve 21’inci yüzyılın ilk on yılında 300 bin kişinin yaşamına mal olan bir çatışmanın külleri yeniden alevlendi.

Tüm bu faktörler, Hamideti ve Burhan arasındaki çatışmanın beraberinde getirdiği riskleri artırıyor. Özellikle 1898'de Fransızlar ve İngilizler arasında yaşanan Faşoda Buhranı gibi Sudan üzerindeki eski aşamaları hatırlatıyor. Bu çatışmalar, Sudan üzerindeki sömürgeci devletler arasındaki rekabetin bir parçasıydı. Sudan'ın kontrolünü ve kaynaklarını elde etme yarışını yansıtıyordu. Sudan'ı kontrol altına alma sürecinde, Büyük Britanya, 1882'de Mısır'ı işgal ettikten sonra Mısır ile Güney Afrika arasında bir bağlantı hattı oluşturma girişiminde bulundu. Diğer yandan Sudan, Fransızlar için Dakar'ı Atlas Okyanusu'na bağlayan ve Kızıldeniz'e karşı konumlanmış olan Cibuti ile bağlantı sağlayan bir köprü niteliği taşıyordu.

“Sudan, yedi ülke ile sınır paylaşması nedeniyle çeşitli çıkarların ve hedeflerin kesiştiği bir merkez konumunda. Fransa'nın endişe duyduğu en önemli konu, çatışmanın şiddetlenmesi durumunda bölgesel istikrara olası yansımalarıdır.”

Bu kez Fransa ve Avrupa'nın genel olarak jeopolitik arenada göz ardı edildiği görünüyor. Ancak ABD, Rusya ve Çin gibi ülkelerin önde olduğu bir pozisyon sergiliyor. Bu, çatışmada ilgili bölgesel tarafların büyüklük ve çıkarlarının azaltılmasını anlamına gelmez.

Paris, Sudan'ı parçalama tehlikesinin ve bunun Mısır'dan Çad ve Etiyopya'ya doğrudan yansımalarının farkında. Şüphesiz Paris, bölgesel müttefiklerinin birçoğu çatışmanın bir tarafını güçlü bir şekilde desteklediği için utanıyor. Fransız çevreleri, bazı yönlerden belirsiz olan çok boyutlu bir jeopolitik çatışma karşısında, Sudan'ın durumunun Libya'nın durumundan daha karmaşık hale geleceğinden, diğer bölgesel çatışmaların doğrudan veya vekaleten sıcak bu bölgede gerçekleşmesinden endişe duyuyor.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla’dan çevrildi.



Trump’ın ekibi içinde ideolojilerdeki farklılıklar bölünmeye neden oluyor

Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
TT

Trump’ın ekibi içinde ideolojilerdeki farklılıklar bölünmeye neden oluyor

Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)
Trump yönetiminin üyeleri Beyaz Saray'da bir araya geldi, 30 Nisan 2025 (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci dönemindeki ekibinde yer alan isimler, ilk başkanlık döneminde seçtiği isimlerden daha uyumlu görünüyor.

Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz gibi geleneksel Cumhuriyetçi simalardan Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance gibi ‘Amerika’yı Yeniden Harika Yap’ (Make America Great Again/MAGA) hareketinden yüzlere kadar, bu kez ekibini ilk döneminde rahatsızlık yaratan skandallar, sızıntılar, kovulmalar ve ayrılmalar gibi olaylardan kaçınmak için dikkatle seçti.

Ancak bu temkinlilik, özellikle hassas konuların ele alınışındaki radikal anlaşmazlıklardan kaynaklanan rahatsızlıkları engelleyemedi. İlk kurban, kısa süre önce görevinden alınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz oldu. Rubio, Waltz’ın sorumluluklarını geçici olarak devralarak New York Times (NYT) gazetesinin ifadesiyle ‘Her Şeyin Bakanı’ oldu.

Şarku’l Avsat gazetesi ve Al Sharq (eş-Şark) televizyon kanalı işbirliğiyle hazırlanan Washington Report adlı programda Trump’ın ekibindeki ideolojik bölünmelerin yurtiçi ve yurtdışındaki hassas konuları nasıl etkilediği, Waltz'ın kovulmasının etkileri, Rubio'nun artan sorumlulukları ve Witkoff'un artan nüfuzu ele alındı.

Waltz görevden mi alındı terfi mi etti?

‘Sinyal’ adlı mesajlaşama uygulamasındaki mesajların sızdırılmasıyla patlak veren skandal, bir tartışma fırtınası yaratırken Trump’ın ekibinin farklı bir kriz yönetimi tarzını da ortaya koydu. Bu olay Waltz'un Ulusal Güvenlik Danışmanlığı kariyerinin sonunun başlangıcı olsa da, bazı haberlere göre İran gibi diğer meseleler Waltz'un görevden alınması ve ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olarak aday gösterilmesi kararının alınmasında kilit rol oynadı.

ascdfvgrth
Trump’ın ikinci dönemindeki yönetiminin ilk kurbanı Mike Waltz oldu (AFP)

Trump yönetimi, bu hamlenin Waltz için bir terfi olduğunu savunurken, aralarında The Cohen Group'un kıdemli danışmanı, eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Biden'ın Libya Büyükelçiliğine aday gösterdiği Jennifer Gavito'nun da bulunduğu bazı isimler, bu görüşe katılmıyor. Waltz'un çeşitli hükümet birimleri arasında dış politikayı koordine eden üst düzey bir pozisyondan Trump yönetiminin sürekli olarak küçümsemeye çalıştığı uluslararası bir kuruluş olan BM’de temsilcilik pozisyonuna getirildiğini belirten Gavito, buna karşın “Başkan, yönetiminde artık istemediği kişileri kovmaktan çekinmedi. Dolayısıyla Waltz'un başka bir pozisyona getirilmesi, yönetimin kendisine halen bir tür güven duyduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçi Ulusal Komite'nin eski İletişim Direktörü ve Temsilciler Meclisi eski Cumhuriyetçi Çoğunluk Lideri'nin İletişim Direktör Yardımcısı Douglas Hay, Waltz'ın kovulmasının zamanlamasının şaşırtıcı olduğunu belirtti.

Hay, şunları söyledi:

Trump başkanlığının ilk 100 gününde ekibinde herhangi bir değişiklik yapmak istemedi çünkü medyaya ya da Demokratlara koz vermek istemiyordu. Bu yüzden 101’inci güne kadar bekledi ve ardından Mike Waltz'ı başka bir göreve getirdi.

Ancak Hay, Waltz'ın başına gelenlerin Signal'deki konuşmalara katılan ekibinin geri kalanı için bir uyarı niteliğinde olabileceğinin altını çizdi.

fgtrhy
Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Waltz Fransa Cumhurbaşkanı'nın Beyaz Saray ziyareti sırasında, 24 Şubat 2025 (AFP)

ABD'nin eski Honduras Büyükelçisi, George W. Bush döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski yetkilisi ve Trump döneminde ABD'nin Afganistan'daki misyonunun eski direktörü olan Hugo Lawrence ise Waltz'ın görevden alınmasında politika görüşlerindeki farklılığın önemli bir rol oynadığını düşünüyor. Waltz'un İran konusunda şahin bir Cumhuriyetçi olarak bilindiğini ve Trump'ın diplomasiyi öne çıkardığı bir dönemde Tahran'a karşı askeri harekatla ilgili fikirler öne sürmeye çalıştığını belirten Lawrence, ayrıca Waltz'ın güvenilirliğini sarsan Signal skandalının MAGA hareketi içindeki siyasi rakiplerini ortaya çıkardığını da sözlerine ekledi. Lawrence, Waltz'ın ABD’nin BM Daimi Temsilcisi olarak aday gösterilip tamamen görevden alınmamasıyla ilgili olarak bunun Waltz'ın kendi eyaleti Florida'da sahip olduğu nüfuzdan kaynaklandığını öne sürdü.

Trump'ın buradaki tabanını kızdırmak istemediğini düşünen Lawrence, “Bu terfi sadece ismen oldu. Bu gerçek bir terfi değil, bir uzlaşma” ifadelerini kullandı.

Rubio ve dört görev

Waltz'un görevden alınmasıyla birlikte Dışişleri Bakanı Marco Rubio, aralarında ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Yöneticiliği ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığının da bulunduğu Dışişleri Bakanlığı’ndaki dört görevi geçici olarak devraldı. Birçok kişi, bu durumun Rubio'nun performansını etkileyeceğini söylüyor. Gavito, Henry Kissinger'ın uzun süre Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevlerini yürüttüğünü belirtirken, Rubio'nun Waltz'un görevini geçici olarak devralmasının Trump'ın ‘Ulusal Güvenlik Konseyi'nin rolünü önemli ölçüde azaltmaya çalıştığının’ bir göstergesi olduğu yorumunda bulundu. Gavito, “Ulusal Güvenlik Konseyi'nin politika koordinasyon rolünün çöktüğünü görüyoruz” diye ekledi.

u7ı8o9
Rubio, Witkoff'un Beyaz Saray'daki yemin töreni sırasında, 6 Mayıs 2025 (Reuters)

Gavito’ya göre bu durum, Trump'ın dış politika yürütme tarzından ve birçok görev verdiği Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da dahil olmak üzere ‘ABD dış politikasını onun vizyonu doğrultusunda uygulayan’ birkaç kişiye güvenme eğiliminden kaynaklanıyor.

zxsc
Witkoff ve Trump Beyaz Saray'da tokalaşırken, 6 Mayıs 2025 (AP)

Hay ise Rubio'nun ABD Senatosu'ndaki Cumhuriyetçilerin ve Demokratların güvenine sahip olduğunu hatırlatarak Trump yönetiminde oybirliğiyle onaylanan tek aday olduğunu ve bunun ‘ileriye dönük Trump yönetimi için çok önemli olduğunu’ belirtiyor. Witkoff ya da onaylanan diğer adaylar için durumun aynı olmadığını ifade eden Hay, “Rubio, Demokratların Senato desteğine ihtiyaç duyulan dış politika konularında ilerleme için gerekli güvenilirliğe sahipken diğerleri için bu güvenilirlik söz konusu değil” yorumunda bulundu.

Lawrence ise kesin ifadelerle şunları söyledi:

Bu yüzyılın diplomasisinde bir kişinin hem dışişleri bakanlığı hem de ulusal güvenlik danışmanlığı görevlerini üstlenmesi mümkün değil. Waltz'dan boşalan koltuk başka biri tarafından doldurulabilir.

Trump'ın dosyaları yönetme konusunda kendine has bir tarzı olduğunu kabul eden Lawrence, bunun bir ulusal güvenlik danışmanı olmayan eski Başkan Harry Truman'dan Henry Kissinger ile Beyaz Saray'dan işleri yürütmek isteyen Richard Nixon'a kadar diğer başkanlar için de geçerli olduğunu belirterek, “Trump'ın durumunda, başkanın kiminle rahat ettiğiyle ilgili benzersiz bir liderlik tarzı var. Anlaşmalar yapıyor ve bunun Ortadoğu’dan Ukrayna’ya kadar dış politika dosyalarını Witkoff'a teslim etmesine de yansımasını istiyor” dedi.

Witkoff ve birikmiş görevler

Öte yandan Witkoff'a özellikle Ortadoğu temsilciliğinin verilmesiyle ilgili uyaran Gavito, bu tür müzakerelerde yer alan bir kişinin bu karmaşık bölge hakkında daha derin bir bilgi birikimine sahip olması gerektiğini söyledi. Deneyim ve anlaşma yönetiminin önemli olduğunu, ancak hassas ayrıntıları gerçekten anlayan bir ekibe sahip olmanın da aynı önemde olduğunu vurgulayan Gavito, İran ile müzakereleri örnek vererek, ABD ekibinin aksine İran müzakere ekibinin ABD ile ilişkiler konusunda onlarca yıllık deneyime sahip olduğunu belirtti. Gavito, “Müzakere masasında ABD heyetinde gerçek uzmanlar olmadan, ABD'nin en iyi anlaşmayı elde edemeyeceği bir duruma düşeceğinden korkuyorum” diye ekledi.

vfdgthy
Witkoff Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü, 25 Nisan 2025 (AP)

Gavito’nun yaklaşımına katılan ve İran ya da Ukrayna'da başarılı müzakerelerin dışişleri ve savunma bakanlıkları ile istihbarat teşkilatlarının koordinasyonunu gerektireceğini vurgulayan Lawrence, “Witkoff başarı şansı elde etmek istiyorsa, başta Dışişleri Bakanı olmak üzere tüm kurumlarla yakın iş birliği içinde çalışmalı” yorumunda bulundu.

ABD’de 2016 yılında yapılan seçimlerde Rubio ile Trump arasındaki oldukça gergin olan ilişkiyi ve dış politika konularındaki radikal farklı görüşlerini hatırlatan Lawrence, “Rubio, Trump ile ilişkilerini onarmak için çok zaman harcadı ve dış politika yönelimini ‘Önce Amerika’ gündemine daha yakın olacak şekilde kökten değiştirdi. Siyasi olarak çok hırslı ve gelecekte başkanlığa aday olmayı planladığı aşikar. Bu yüzden Başkan’ı memnun etmek için çaba gösterecektir” dedi.

xcsdvfgthy
Witkoff, Beyaz Saray'da Rubio karşısında yemin ederken, 6 Mayıs 2025 (AP)

Öte yandan başkanlık yarışı sırasında rakipler arasında gerginlik yaşanmasının son derece normal olduğunu düşünen Hay, Barack Obama ve Hillary Clinton, George H. Bush ve Ronald Reagan arasındaki sürtüşmeleri hatırlatarak Trump'ın Rubio ile yakın çalışmasının ‘şaşırtıcı olmadığını’ söyledi. Ancak özellikle Trump Küba'ya açılmaya karar verirse, Rubio ile Latin Amerika konularında anlaşmazlık yaşayabileceğini düşünen Hay, “Tüm kariyerini Küba'dan kaçmak ve komünizmle mücadele üzerine kuran Marco Rubio böyle bir durumda ne yapacak?” diye sordu.

Geleneksel Cumhuriyetçiler ve MAGA destekçileri arasındaki farklı ideolojiler nedeniyle Trump ve Rubio arasında zaman içinde başka sorunlar yaşanabileceğini düşünen Lawrence, “Trump'ın liderlik tarzının kaosa, sürprizlere ve herkesi diken üstünde tutmaya dayanıyor” şeklinde konuştu.

Lawrence, son olarak şunları söyledi:

Marco Rubio'nun önümüzdeki üç yıl boyunca görevde kalıp kalamayacağını göreceğiz. Çünkü Başkan Trump ile çalışmak kolay değil.