Wi-Fi kullanmak risksiz değil

Cihazlarınızı ve ağınızı korumaya yönelik ipuçları

Wi-Fi kullanmak risksiz değil
TT

Wi-Fi kullanmak risksiz değil

Wi-Fi kullanmak risksiz değil

Bir kafede veya havaalanında cazip halka açık Wi-Fi'ye erişmeden önce iki kez düşünün ve dikkatli olun çünkü sizinle aynı ağı kimin paylaştığını asla bilemezsiniz. USA Today'den Kim Komando, dikkat edilmesi gerekenleri sıralıyor.

Koruma araçları

• Misafirlerle ilgili ne dersiniz? Evde şifrenizi vermeyi bırakın. Herkesin telefonlarının ana ağınıza bağlanmasına izin vermek yerine, misafirler için özel bir ağ kurmaya zaman ayırın.

Genel olarak, ağınıza giren cihazları izlerseniz evde daha fazla güvenliğin keyfini çıkarırsınız. Bu, göründüğü kadar karmaşık bir işlem değil ve ücretsiz.

Geçmişte, kullanıcılar yalnızca bir tarayıcı kullanarak yönlendiriciye erişerek ağlarını kimin kullandığını öğrenebiliyorlardı ve bu çözüm hala çalışıyor, ancak günümüzde çoğu kablosuz servis sağlayıcı bu hizmeti bir uygulama aracılığıyla sağlıyor.

Resmi uygulamayı bulmak için servis sağlayıcınızın web sitesine gidin, akıllı telefonunuza indirin ve kimlik hizmeti sağlayıcı kimlik bilgilerinizi kullanarak oturum açın.

Sağladıkları avantajlar uygulamadan uygulamaya değişir. Örneğin, bazı uygulamalar cihazları incelemenize ve düzenlemenize, bir Wi-Fi ağının adını ve parolasını değiştirmenize, bağlantı sorunlarını gidermenize ve daha pek çok şeye olanak tanır. Ayrıca, belirli cihazların internet bağlantısını herhangi bir yerden engellemenize olanak tanır. Örneğin tanımadığınız garip bir cihazı veya çocukların geç saatlerde video oyunlarına erişmesini engellemek için bu imkanı kullanabilirsiniz.

• Yönlendiricinin Web Aracısını Kullanma: Bir uygulama bulamazsanız veya dahil olmak istemiyorsanız, ağınızı kimin ve neyin kullandığını size göstermenin basit bir yolu var. Bağlı cihazlarla ilgili en son bilgileri görmek için yönlendiricinizde oturum açın ve merak etmeyin, bugün mevcut olan çoğu cihazda bu yöntemi bulacaksınız.

-Öncelikle, kullandığınız bilgisayarın IP adresine ihtiyacınız olacak.

-IP adresinizi tarayıcınızdaki arama adresine  yazın. Ardından, yönlendiricinizin kullanıcı adı ve şifresiyle veya varsayılan bilgilerinizle oturum açabilirsiniz.

-Oturum açtıktan sonra, " Otomatik Ana Bilgisayar Yapılandırma Protokolü" veya "Bağlı Aygıtlar" listesini arayın. Buradan, ağınızı kullanan cihazların bir listesini göreceksiniz.

-Uzman ipucu: Tanımadığınız bir şey mi gördünüz? Parolanızı değiştirin ve yalnızca güvendiğiniz cihazlara yeniden bağlanın. Süreç biraz uzun olabilir ama harcadığınız zamana değecektir. Ayrıca tek tek cihazları listeden manuel olarak da kaldırabilirsiniz. Bunun için, silme, engelleme veya kaldırma komutunu arayın.

Daha derin inceleme

Üçüncü taraf yazılımlar, ağınızdaki cihazlara ve kişilere daha yakından bakmanızı sağlar.

Windows PC kullanıcıları için, Wireless Network Watcher ağınızı tarar ve size ağınızda algıladığı bilgisayarların, tabletlerin ve akıllı telefonların IP adresini, medya erişim kontrol adresini, adını ve üreticisini gösterir.

- Not: Her bilgisayarın farklı bir IP adresi bulunur, hatta bilgisayarın bazı bölümlerinin de Orta Erişim Kontrolü olarak bilinen kendi IP adresleri bulunur.

"Wireless Network Watcher" programını kurduktan sonra izlenen tüm cihazlar listede görünecek ve bağlı cihazları tanımanız istenecek. Örneğin, bir iPhone veya Amazon Echo hoparlörü kullanıyorsanız, Apple ve Amazon'dan gelen cihazları görebilirsiniz.

Mac kullanıcıları için “Wi-Fi'imde Kim Var” programını deneyin ve bağlı cihazların ve kişilerin listesi sizin için net değilse, bağlı cihazlardan bazılarını bulmak için biraz araştırma yapmanız ve aramanızı açıklamalara ve üreticilere odaklamanız gerekecek.

Cihazlardan birini tanımamanız durumunda panik yapmayın ve evinizde Wi-Fi'ye bağlı elektronik cihazlar, televizyonlar, tabletler ve akıllı telefonlar arayın ve çok şey bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Bu nedenle, özellikle tanımlayamadığınız herhangi bir cihaz şüpheli kabul edildiğinden, listeyi kontrol etmek için zaman ayırmalısınız.

Daha gelişmiş bir çözüm arıyorsanız, "Acrylic" tarafından geliştirilen ve size 5 cihaz hakkında bilgi veren ücretsiz bir sürüm sunan "Wi-Fi Analyzer" uygulamasını deneyin. Ağınıza neler olduğunun net ve eksiksiz bir resmini istiyorsanız, bir yıl için 45 ABD doları ve bir ömür boyu 100 ABD Doları karşılığında sunulan ücretli sürüme yükseltebilirsiniz.

Bu uygulama ayrıca ağınızdaki etkinliği izlemenize, parolaları düzenlemenize ve diğer şeylere olanak tanır. "Acrylic" in bu uygulaması, çok sayıda ağa sahip herkes için harika bir pratik çözüm ve sağlam bir seçim.

Eski cihazlardan kurtulun

Elbette yabancıları ağınızdan atmak istersiniz, ancak evde size yakın olanlara odaklanmayı unutmayın:

• Eski telefon, hoparlör, dizüstü bilgisayar, elektronik oyun konsolu, tablet gibi kullanmadığınız cihazlardan kurtulun.

• Son zamanlarda sizi ziyaret etmeyen konukları kaldırın ve sonraki ziyaretlerde konukların ana ağ yerine onlar için kurduğunuz ağa bağlanmasına izin verin.

• Bazı durumlarda, bir sorunu teşhis etmek veya bir sistemi veya cihazı ayarlamak için dışarıdan bir teknik uzmanın ağınıza erişmesi gerekir. Bu durumda, görevini bitirir bitirmez onu ağdan çıkarmanız gerekir.

• Duygusal bir ayrılık yaşarsanız, güvenliğinizi sağlamak için eski eşinizin tüm cihazlarından ve birlikte paylaştığınız cihazlardan kurtulun.



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging