Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi’den acil uluslararası eylem çağrısı

Alimi, Yemen Başkanlık Konseyi ve hükümet reformlarını desteklemek için acil uluslararası eylem çağrısında bulundu

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (SABA)
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (SABA)
TT

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Alimi’den acil uluslararası eylem çağrısı

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (SABA)
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (SABA)

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Husi terörünün petrol ihracatının yapıldığı limanlara yapılan saldırılar da dahil olmak üzere ağır etkilerinden şikayet ederek liderliğini yürüttüğü Konsey’i ve hükümeti ekonomik ve hizmet reformlarını uygulama açısından desteklemek için acil uluslararası eylem çağrısında bulundu.

El-Alimi'nin açıklamaları, liderliğini üstlendiği Başkanlık Konseyi ve hükümetin, petrol ihracatındaki duraksamadan dolayı ortaya çıkan mali açığı kapatmak için finansman kaynakları aramaya çalıştığı bir dönemde, Birleşmiş Milletler (BM) Yemen İnsani Yardım Koordinatörü David Gresley ile Riyad'da yaptığı görüşme sırasında geldi.

Resmi kaynaklar, BM Koordinatörü’nün el-Alimi'ye Yemen'deki insani durum ve acil yardım müdahaleleri aşamasından daha sürdürülebilir kalkınma desteği kapsamına geçiş şansı hakkında bir BM değerlendirmesi sağladığını aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Yemen resmi ajansı SABA’dan aktardığı habere göre BM brifingi, hükümet reformlarıyla bağlantılı olarak bu yılın başından bu yana insani duruma ilişkin olumlu göstergeler içeriyor. Her şeyden önce, ulusal para birimindeki istikrar, acil yardıma ihtiyaç duyan insan sayısının geçen yıla göre yaklaşık iki milyon azalmasına neden oldu.

Görüşmede ayrıca insani müdahale programları ve milyonlarca insanın hayatta kalması için bağlı olduğu finansman açığını azaltmak ve artan ihtiyaçları karşılamak için gereken uluslararası çabalara değinildi.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, Safer petrol tankeri tehlikesini ele alma ve Kızıldeniz'de yıkıcı bir çevre felaketinden kaçınma konusundaki takdir edilen çabalarına ek olarak, BM'nin ülkesinde yürüttüğü insani çabalara, özellikle de milyonlarca insanın hayatını kurtaran acil gıda ve sağlık yardımına övgüde bulundu.

El-Alimi, BM Yemen Misyonu’nu merkezi olmayan insani yardım programıyla ilerlemeye, tüm bölgelerdeki ofislerinin varlığını genişletmeye ve ayrıca ilgili yerel, bölgesel ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde mayın temizleme alanındaki ortaklığını güçlendirmeye çağırdı.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, “Husi milislerin saldırılarının petrol tesislerine yönelik korkunç yansımaları” olarak tanımladığı faaliyetlere ve grubun savaş ekonomisine devam eden yatırımına atıfta bulundu.

SABA haber ajansı, el-Alimi'nin Başkanlık Konseyi ve hükümetin önderlik ettiği ekonomik ve hizmet reformlarını desteklemek ve İran rejiminin desteklediği Husi milislerin yarattığı dünyadaki en kötü insani krizin gerçek nedenlerini ele almak için acil uluslararası eylem çağrısında bulunduğunu aktardı.

Tam teşekküllü savaş

Yemen Başkanlık Konseyi’nin Yemen ekonomisini desteklemek için acil müdahale çağrısı, Husi davranışının ekonomi üzerindeki sonuçlarına ilişkin artan uyarılarla aynı zamana denk geldi. İnsan hakları aktivistleri, grubun adımlarını “tam teşekküllü bir savaş” olarak nitelendirdi.

Perşembe günü Marib'te düzenlenen bir sempozyuma katılanlar, Husi milislerin ticareti engelleme, yargısız infazlarda bulunma ve sermaye sahiplerinin tutuklanmasını önlemek için para yağmalama, müsadere ve adli emirler yoluyla özel sektörü sistematik olarak yerle bir etmesinin ciddiyeti konusunda uyarıda bulundu. Zira söz konusu eylemler, ulusal ekonomiyi, güvenliği, sosyal ve sivil barışı etkiliyor.

Sempozyuma katılanlar, Husi milislerinin yaptığının, “İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yaptığına benzer şekilde, ekonomiyi ve kaynakları kendi ellerine tahsis etmeye çalıştığı ve bunun Yemen halkına karşı tam teşekküllü bir savaş” olduğunu söylediler. Ayrıca milislerin söz konusu eylemlerinin, “siyasi karar alma ve devlet kurumları üzerindeki kontrollerinin yanı sıra yoksulluğu ve insani krizi derinleştirdiğini” ifade ettiler.

Sempozyuma katılan hukukçular, siyasetçiler ve iş adamları, Husi milisler tarafından yağmalanan şirket, kurum ve fon sahiplerini, grubun işlediği suçları belgeleyen kapsamlı bir insan hakları kuruluşu kurmaya ve Husi liderlerini ve onlara destek veren kurum ve kişileri bu suçlardan dolayı yargılamaya çağırdı.

Ateşkesi bozmaya karşı uyarı

Yemen hükümeti Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani aracılığıyla Husi ekonomik savaşı nedeniyle mevcut sükûneti baltalamaya karşı uyarıda bulundu ve BM ateşkes şartları çerçevesinde attığı adımları gözden geçireceğini belirtti.

El-İryani, “Husi milislerinin geçtiğimiz aylarda tesisler ve limanlar da dahil olmak üzere ulusal ekonomiyi ve Yemen halkının yeteneklerini yok etmedeki ısrarının yanı sıra Husi liderlerin Marib'teki petrol-gaz üretimi ve ihracatı için altyapıyı hedef alma tehditleri, sükunet şansını baltalıyor ve durumu daha da karmaşık hale getirmekle tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.

Yemenli bakan, yaptığı resmi açıklamada, “Tehlikeli ve sürekli devam eden Husi terörünün, hükümeti BM ateşkesi şartları çerçevesinde attığı adımları gözden geçirmeye ve Yemen halkının çıkarlarını koruyan tüm önlemleri almaya sevk edeceğini” belirtti.

El-İryani, Husi milislerini “vatandaşları aç bırakmaya ve yoksullaştırmaya dayalı sistematik politikalar yürütmekle, ulusal ekonominin temellerini yok etmekle, paralel oluşumlar lehine özel sektörü ezmekle ve maddi kazançlar elde etmek için savaş ticareti yapmakla” suçladı.

Yemen Enformasyon Bakanı, uluslararası toplumu, BM’yi, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerini, BM ve ABD elçilerini kendi deyimiyle “utanç verici sessizlikten vazgeçmeye” çağırdı. “Söz konusu Husi uygulamalarının açık ve net bir şekilde kınanması” gerektiğini vurgulayan el-İryani, “Sükûnet, savaşın sona erdirilmesi ve barışın tesis edilmesi yönündeki çağrı ve çabalara boyun eğmesi için Husi milisler üzerinde gerçek ve etkili baskı yapılması” çağrısında bulundu.



Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
TT

Hamas, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı

Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)
Han Yunus'taki Filistinliler (AFP)

Hamas bugün, Gazze Şeridi'nde dokuz Filistinlinin öldürülmesinin ardından İsrail'i ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

Şarku’l Avsat’ın Quds News Network’ten aktardığına göre Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, “İşgal ordusunun bu sabah bombardıman ve ateş açarak Gazze Şeridi'nde çok sayıda Filistinliyi öldürmesi ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor” dedi.

Kasım, çeşitli taraflara ‘işgalci İsrail’in davranışlarını izlemeleri ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek konusunda arabuluculara verdiği taahhütlerden kaçmasına izin vermemeleri’ çağrısında bulundu.

cdfgrthy
Gazze'de kaldığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir çocuk, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Filistin Enformasyon Merkezi, ‘İsrail insansız hava araçlarının (İHA) Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiye mahallesinde evlerini kontrol eden vatandaşlara ateş açması sonucu beş vatandaşın hayatını kaybettiğini’ bildirdi.

İsrail ordusu ise sarı hattı geçerek Gazze'nin kuzeyinde operasyonlara katılan güçlere yaklaşan bir dizi şüpheliyi tespit ettiğini iddia etti.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X platformundaki resmi hesabında şunları yazdı: “Bugün erken saatlerde, anlaşmayı ihlal ederek sarı hattı geçip Gazze'nin kuzeyinde operasyonlarını sürdüren İsrail güçlerine yaklaşan bir dizi şüpheli tespit edildi.”

Paylaşımın devamında, “Çağrılara uymayı reddeden ve yaklaşmaya devam eden şüphelileri uzaklaştırmak için birkaç girişimde bulunuldu ve tehdidi ortadan kaldırmak için onlara ateş açıldı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi sakinlerine İsrail ordusunun talimatlarına uymaları ve bölgede konuşlanmış güçlere yaklaşmamaları çağrısını yineliyor” ifadeleri yer aldı.

Ayrıca yerel basında yer alan haberlere göre, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlenen İsrail saldırısında bir kişi yaşamını yitirdi, bir kişi de yaralandı.

Haberlerde, işgal güçlerinin Refah'ın kuzeybatısındaki eş-Şakuş bölgesi civarında yoğun ateş açtığı ve Refah yakınlarında İHA’ların alçaktan uçuş yaptığı ifade edildi.

dfgthy
Gazze'de kaldığı çadırın yanındaki enkazı temizlemeye çalışan Filistinli bir kadın (Reuters)

Geçtiğimiz perşembe günü, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını sona erdiren bir anlaşma açıklandı ve Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma öğleden sonra yürürlüğe girdi.


Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
TT

Erdoğan, Gazze mutabakatı hükümlerinin harfiyen uygulanması gerektiğinin altını çizdi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Şarm El-Şeyh'te anlaşma belgesinin imzalanması sırasında (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için Şarm el-Şeyh anlaşmasının sıkı bir şekilde uygulanmasının ve ABD'nin bu dönemde İsrail'e baskı yapmaya devam etmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Anadolu Ajansı, Erdoğan'ın kış başlamadan önce Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü çabayı göstereceğini ve Şeridin yeniden inşasının "son derece önemli" olduğunu vurguladığını aktardı. Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisine "bu dönemde temasları ve telefon diplomasisini sürdürme arzusunu" ilettiğini ve "her düzeyde görüşmelerimizi sürdüreceğimizi" belirttiğini kaydetti.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı tarafından bugün yayınlanan tutanağa göre, Erdoğan, Şarm el-Şeyh'ten dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada, Batılı ülkelerin Filistin devletini tanıma kararlarının iki devletli çözümün temel yapı taşları olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı, "Filistin sorununun tek çözümü, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi olarak birleşik bir Filistin devletinin kurulmasıdır" ifadelerini kullandı.

ABD, Mısır, Türkiye ve Katar liderleri, dün Mısır'ın tatil kenti Şarm el-Şeyh'te Gazze'deki savaşı sona erdirmek için bir anlaşma imzaladılar. Donald Trump'ın çağrısıyla imzalanan anlaşma, İsrail ile Hamas arasında ateşkes ve rehine ve tutuklu değişimini öngörüyor. ABD Başkanı, bu olayı "Ortadoğu için büyük bir gün" olarak nitelendirdi.


Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
TT

Ben-Gvir, bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, 8 Ekim'de Mescid-i Aksa'nın avlusunda yerleşimcilerle birlikte (Reuters)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu sabah İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi.

Kudüs İslami Vakıflar İdaresi tarafından yapılan basın açıklamasında, “İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sukot Bayramı'nın son gününde, onlarca yerleşimciyle birlikte Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, baskın sırasında yerleşimciler, işgal polisinin koruması altında Mescid-i Aksa'nın avlusunu gezdi ve mescidin doğu kısmında Talmud ayinleri gerçekleştirdi.

dfgrt
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve bir grup yerleşimci Mescid-i Aksa'nın avlusuna düzenlenen baskın sırasında (Arşiv – WAFA)

WAFA’ya göre bu saldırı, işgal güçlerinin Mescid-i Aksa'nın kapılarında ve işgal altındaki Kudüs'ün Eski Şehrinde askeri önlemlerini sıkılaştırarak, bölgeye giren Müslümanlara engeller çıkarmasıyla aynı zamana denk geldi.

WAFA, ‘aşırılıkçı bakan Itamar Ben-Gvir'in bir hafta içinde ikinci kez Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini’ belirtti. Ben-Gvir, geçtiğimiz çarşamba günü, Sukot Bayramı'nın ikinci gününe denk gelen tarihte bin 200 yerleşimciyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı bugün, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesini ve İsrail işgal polisinin koruması altında aşırı sağcıların baskın ve kışkırtıcı uygulamalarını en şiddetli şekilde kınadı.

Bakanlık tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, bunun ‘uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali, kınanması gereken bir adım ve kabul edilemez bir provokasyon’ olduğu ifade edildi. Bakanlık, ‘İsrail'in işgal altındaki Kudüs şehri ve İslam ve Hristiyan kutsal mekanları üzerinde hiçbir egemenliği olmadığını’ vurguladı.