Black Mirror'ın yaratıcısı esinlendiği diziyi açıkladı

"Eşimle birlikte diziyi izliyorduk ve 'Tanrım, sanki daha dün olmuş gibi ve işte dizisi televizyonda' dedik"

Salma Hayek, bölümdeki iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını itiraf etmişti (Netflix)
Salma Hayek, bölümdeki iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını itiraf etmişti (Netflix)
TT

Black Mirror'ın yaratıcısı esinlendiği diziyi açıkladı

Salma Hayek, bölümdeki iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını itiraf etmişti (Netflix)
Salma Hayek, bölümdeki iğrenç sahne yüzünden dizideki rolünü sorguladığını itiraf etmişti (Netflix)

Netflix'in merakla beklenen dizisi Black Mirror, yayımlandığından beri gündemden düşmedi. Yeni Black Mirror sezonu, izleyicisine teknoloji, geçmiş ve gelecek temelli 5 yeni öykü sundu. 

Yeni sezona dair en çok konuşulansa, dizinin yıldızlar geçidi kadrosuyla öne çıkan ilk bölümü oldu. Dizinin yaratıcısı Charlie Brooker, ilk bölümün nasıl ortaya çıktığını anlattı.

Joan İğrenç Biri (Joan is Awful) adlı ilk bölümde Annie Murphy, teknoloji CEO'su Joan rolünde. Black Mirror izleyicileri, Joan'un hayatındaki bir günü izledi: Bir çalışanını beceriksizce kovmak zorunda kalmasını, nişanlısı Krish'in yavan yemekleri hakkında terapistiyle konuşmasını ve bir zayıflık anında eski sevgilisi Mac'i öpmesini... 

Joan, günün sonunda, Netflix'in bir benzeri olan Streamberry'yi izleyip günün yorgunluğunu atmak için oturduğunda, Joan İğrenç Biri adlı yeni bir dizinin tanıtımıyla karşılaştı. Çok geçmeden izlediği dizinin, kendi gününün bir dramatizasyonundan ibaret olduğunu fark etti. 

Dizinin yaratıcısı ve bölümün yazarı Charlie Brooker, Metro'ya Black Mirror'ın sansasyon yaratan ilk bölümüyle ilgili konuştu. 

Brooker, "Bazen yarım bir fikir vardır" dedi ve bölümün nasıl ortaya çıktığını anlattı.

Sıradan bir kadın kendini gazetenin ön sayfasında bulur. Korkunç bir skandala karıştığı ya da kahramanca bir şey yaptığı için değil, sadece 'günün ana karakteri' olduğu için haberlerin baş konusu olmuştur.

Brooker sözlerini şöyle sürdürdü:

Hikayenin ne olduğunu bilmiyorum ama bu komik bir durum. Sonra bir başka fikir daha vardı. O da Deepfake ve yapay zeka tarafından üretilen görüntülerin bir haber ağı tarafından yayımlanmasıyla ilgiliydi.

Peki bu iki fikir nasıl bir araya geldi? Brooker kendisine "Bir fikrin var ama bir hikayen yok" dediğini ve Hulu'nun ödüllü dizisi The Dropout'u izleyene kadar bu hikayenin aklına gelmediğini söyledi.

The Dropout'un başrolünde Oscar adayı Amanda Seyfried, Theranos'un gerçek hayattaki CEO'su Elizabeth Holmes'u canlandırıyor. 

Holmes, 2003'te henüz 19 yaşındayken Theranos'u kurmuş ve şirketinin sadece küçük bir örneğe ihtiyaç duyarak kan testinde devrim yarattığı iddialarının ardından değerinin 9 milyar dolara fırladığını görmüştü.

2015'e gelindiğinde Holmes, Forbes'a göre ABD'nin en genç ve kendi işini kuran en zengin kadınıydı. Ancak Forbes ertesi yıl açıklamasını hızla güncelleyerek Holmes'un net servetinin sıfır olduğunu yazdı. 

Şirket, Holmes'un abartılı iddialarını karşılayamayan bir teknolojiyi finanse etmek üzere 700 milyon dolar toplamak için yatırımcıları yanlış yönlendirmişti. 2018'de Holmes ve COO Ramesh Balwani dolandırıcılıkla suçlandı.

Brooker, diziden nasıl esinlendiğini şöyle anlattı:

Elizabeth Holmes ve Theranos hikayesinin dramatize edildiği The Dropout'u eşimle birlikte izliyorduk ve 'Tanrım, sanki daha dün olmuş gibi ve işte dizisi televizyonda' gibi yorumlar yapıyorduk. Şöyle düşündüm: 'Ah, bu dramatize edilmiş bir şey. Daha iyi bir hikaye türü. Sonra da Deepfake ve yapay zeka olayına girebiliriz.

Brooker, The Dropout'u izledikten sonra her şeyin yerli yerine oturduğunu ifade etti: 

Sonra, sahip olduğunuz bu iki yarım fikir birdenbire tek bir fikre dönüşüyor.

Black Mirror, Netflix'te izleyiciyle buluşmaya devam ediyor.

Independent Türkçe, Collider, Metro



Çekiciliği artırmak için botokstan çok daha basit ve etkili bir yöntem bulundu

Araştırmaya göre Botoks kişiyi daha genç gösterse de daha çekici yapmıyor (Pexels)
Araştırmaya göre Botoks kişiyi daha genç gösterse de daha çekici yapmıyor (Pexels)
TT

Çekiciliği artırmak için botokstan çok daha basit ve etkili bir yöntem bulundu

Araştırmaya göre Botoks kişiyi daha genç gösterse de daha çekici yapmıyor (Pexels)
Araştırmaya göre Botoks kişiyi daha genç gösterse de daha çekici yapmıyor (Pexels)

Rebecca Whittaker 

Botoks daha pürüzsüz, kırışıksız bir cilt ve daha taze bir yüz vaat ediyor ancak araştırmacılar, amaç çekici görünmekse çok daha ucuz bir seçenek olduğunu keşfetti: gülümsemek.

Araştırmacılar, dermal dolgu maddeleri ve Botoks gibi enjekte edilerek uygulanan işlemlerin, katılımcıların çekiciliğini 7 puanlık bir ölçekte 0,07 puan artırdığını buldu.

Yani işlem öncesinde çekicilik açısından 7 üzerinden 4 puan alan bir kişi, operasyonun ardından 7 üzerinden 4,07 puan alabiliyor.

Ancak iğne gerektirmeden daha da büyük sonuçlar veren çok daha basit yöntemler de vardı.

Boş bir ifadeyle oturmak yerine sadece gülümsemek, çekicilik algısını 7 üzerinden yaklaşık 0,4 puan artırdı. Bu, Botoks'un etkisinin 6 katı.

Makyaj da çekiciliği yaklaşık 0,6 puan daha yükselterek çok daha büyük bir artış sağladı.

Botulinum toksininin marka ismi olan Botoks, kaslara giden sinir sinyallerini geçici olarak bloke ederek kasları gevşetip böylece kırışıklıkları düzeltmek için kullanılan, reçeteyle satılan enjekte edilebilir bir ilaç.

Ancak işlemin başlangıç fiyatlarının 300 sterlin (yaklaşık 16 bin TL) civarında olması, daha çekici görünmek amaçlanıyorsa makyajı çok daha ucuz bir seçenek haline getiriyor.

Hollanda'daki araştırmacıların yürüttüğü ve hakemli dergi Perception'da yayımlanan çalışma, Botoks ve dermal dolgu tedavisi gören 114 kişiyi takip etti.

3 binden fazla jüri üyesi, öncesi ve sonrası fotoğraflarıyla katılımcıların görünümündeki değişiklikleri puanladı.

Sadece dış görünüşe bakarak çekicilik ve zeka, karizma, sağlık, cana yakınlık veya güvenilirlik gibi diğer karakter özelliklerini değerlendirdiler.

Botoks, bir kişinin zeki veya saklıklı algılanma derecesini artırmasa da genç algılanma seviyesini 0,13 puan artırdı.

Kısa süreli romantik kaçamaklar için ne kadar azulandıklarıyla ilgili de küçük ama istatistiksel açıdan anlamlı bir artış (0,09 puan) görüldü.

Benzer şekilde Botoks platonik olarak beğenilme oranını da 0,09 puan artırdı.

Ancak insanların uzun vadeli bir ilişkide potansiyel bir partner olarak ne kadar çekici algılandıklarına dair istatistiksel açıdan anlamlı bir iyileşme görülmedi.

Çalışmanın yazarları şöyle diyor:

Sonuçlarımız, minimal seviyede kesi gerektiren tek seanslık yüz estetik işleminin, çekicilikle ilgili alanlarda daha olumlu algılara yol açtığına ancak bu etkilerin nispeten küçük olduğuna işaret ediyor.

Ancak araştırmacılar, insanların çekiciliklerinden ziyade "özdeğer, kendine güven ve mutluluk duygularını geliştirmek" için de Botoks gibi işlemleri istediğini öne sürüyor.

Tilburg Üniversitesi'nden Bastian Jaeger, yönettiği araştırma hakkında Times'a şöyle diyor: 

İnsanların sosyal ortamlarda daha başarılı olmasının, farklı görünmelerinden ve başkalarının onlara farklı davranmasından değil, kendilerini öyle görmeleri ve başkalarına karşı daha özgüvenli davranmalarından kaynaklanması muhtemel; bir tür kendini gerçekleştiren kehanet.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news