ABD - Çin çıkmazı: İlişkilerin canlanması mı yoksa çatışmaların ertelenmesi mi?

ABD Dışişleri Bakanlığı, ‘Pekin ile rekabetin çatışmaya dönüştüğü’ konusunda uyardı.

Blinken, Çin’e ilk ziyaretini gerçekleştirdi. (AP)
Blinken, Çin’e ilk ziyaretini gerçekleştirdi. (AP)
TT

ABD - Çin çıkmazı: İlişkilerin canlanması mı yoksa çatışmaların ertelenmesi mi?

Blinken, Çin’e ilk ziyaretini gerçekleştirdi. (AP)
Blinken, Çin’e ilk ziyaretini gerçekleştirdi. (AP)

ABD yönetimi, küresel ihtilafların ve jeopolitik çatışmaların ortasında, en büyük rakibi Çin ile iletişim kanallarını yeniden kurmaya çalışıyor. Bazıları, iki ülke ilişkilerinde yaşanan krizin ardından durumun, Rusya- Ukrayna savaşının başlamasından bu yana uluslararası toplumun sallanan temellerini sarsacak yeni bir çatışma dalgasının patlak vermesine yol açacağından korkuyor.

Ortadoğu ile doğu arasındaki iş birliğinin bir meyvesi olan ‘Washington Raporu’ programı, ABD- Çin ilişkilerini ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in yakın zamanda Çin’e yaptığı ziyaret ışığında sunacak. Program, ABD tarafının deyimiyle iki ülke arasındaki ‘dalgalanan ilişkilerin gidişatını düzeltmeyi’ amaçlıyor.

‘Onarım’ listesi, ABD- Meksika sınırındaki fentanil uyuşturucu krizine ek olarak Ukrayna ve İran’dan Tayvan’a ve Küba’daki Çin casus üssüne kadar pek çok tartışmalı dosyayı içeriyor.

Blinken’in ziyareti, başarılı oldu mu?

ABD Dışişleri Bakanlığı, Demokratların Beyaz Saray’da iktidara gelmesinden bu yana Blinken’ın ilk ziyaretinin amacının, ‘Pekin ile çekişme noktalarına tanık olan alanlarda ABD’nin konumunu ve niyetlerini netleştirmenin yanı sıra Çin ile yüksek düzeyde bir iletişim sürdürme’ olduğuna inanıyor.

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Nathan Tek şu açıklamada bulundu:

“Bu hedeflere ulaşılmasıyla bu yolculuğun başarı ile taçlandırıldığına inanıyoruz. Dışişleri Bakanı’nın Pekin’de gerçekleştirdiği samimi, yapıcı ve verimli görüşmelerden sonra, rekabetin bir tür çatışmaya dönüşmemesi için Çin ile iletişim ve diyalogu sürdürme yolunda olduğumuzdan eminiz.”

Tek, iki taraf arasındaki diyaloğun anlaşmazlık noktalarıyla sınırlı olmadığını belirterek, ‘özellikle iki ülkeyi tehdit eden sorunlar ve zorluklarla ilgili olarak iki ülkenin çıkarlarının birleştiği olası iş birliği alanlarına’ değindiklerine dikkat çekti.

Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı Danışmanı John Sitilides, “Bu ziyaretin başarılı olup olmadığını söylemek için çok erken” dedi. Sitilides, Washington ile Pekin arasında üst düzey temasların korunmasının önemine rağmen görüşme sırasındaki görsel faktörün tartışmalı olduğunu dile getirdi. Sitilides, ne kastettiğini şu ifadelerle açıkladı;

“Devley Başkanı Şi, Dışişleri Bakanı Blinken ile yaptığı görüşmede ondan uzakta ve farklı bir seviyede oturdu. Ancak Trump’ın başkanlığı sırasında Mike Pompeo ve Obama’nın başkanlığı sırasında Hillary Clinton ile görüştüğünde onların yanına oturmuştu.”

ABD’li danışman ayrıca Çin tarafının ABD tarafına ‘üstünlüğünü’ gösteren bu görsel unsurun amaçlandığına ve yurtdışından çok Çin’in iç kesimlerine bir mesaj göndermeyi amaçladığına dikkat çekti.

Demokrasileri Savunma Vakfı Ekonomik ve Mali Güç Merkezi Başkanı Elaine Dezenski de Sitilides’in ifadelerine destek verdi. Görüşmenin iki ülke arasındaki gerginlik ışığında ‘ileriye doğru bir adım’ olduğuna dikkat çeken Dezenski şu açıklamada bulundu:

“Çin, şu anda özellikle yavaşlayan ekonomi, yaşlanan nüfus ve Çin’den ana tedarik zincirlerinden ayrılmaya doğru kayması nedeniyle zor durumda. Çin, ABD ve Batı ile daha geniş bir şekilde yeniden bağlantı kurmak mı istiyor yoksa farklı bir yaklaşım benimsemek ve Rusya, Küba, Suriye, İran ve Kuzey Kore gibi diğer diktatörlük rejimleriyle ortaklığını güçlendirmek mi istiyor?”

Çin- ABD Çalışmaları Enstitüsü’nde üst düzey araştırmacı olan Saurabh Gupta ise Çin’in iki ülke arasındaki ilişkilerde ABD’nin sahip olduğu beklentilerin aynısına sahip olmadığını dile getirdi:

“Çin, ABD ile ilişkilerin öneminin farkında. Ancak bu ilişkiden beklentileri aynı değildir ve ilişkinin Trump öncesi dönemdeki haline geri döneceğine inanmamaktadır. İlişkinin, başlangıçta bozulduğunun farkında. Fakat bu ilişkinin istikrara kavuşturulabileceği bir anlayış arıyor. Yapmaya çalıştığı şey, iki tarafın katılacağı yeni bir stratejik çerçeve belirlemektir, böylece bir tür barışçıl ve yapıcı bir birliktelik olacak.”

Rus- Ukrayna savaşı ve Çin’in ‘tarafsızlığı’

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Nathan Tek, Blinken’in ‘ABD’nin Rusya’nın Ukrayna’daki hamleleriyle ilgili endişeleri konusunda çok net olduğunu’ ve ayrıca ‘Çin’in veya başka bir ülkenin Rusya’ya destek sağlaması durumunda bu endişeleri iletme konusunda’ net olduğunu vurguladı. ABD’nin Çin’in Rusya’ya ölümcül silahlar sağlayacağı korkusuna atıfta bulunan Tek şunları söyledi:

“ABD, Çin ve dünyadaki diğerleri de dahil olmak üzere tüm ülkelerin Ukrayna’da adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasında ortak çıkarları olduğuna inanıyoruz. Taraflardan hiçbirinin duruma müdahale etmemesini ve durumu istikrarsızlaştırmamasını sağlamak için Çin Halk Cumhuriyeti ile bu düzeyde ilişki kurmaya devam edeceğiz.”

Dezenski ise Çin liderinin ‘isterse’ Rusya- Ukrayna krizini çözmek için daha fazlasını yapabileceğine dikkat çekerek, “Ancak şu an her düzeyde oynamak istiyor gibi görünüyor” dedi. Elaine Dezenski, “Çin hükümetine ait şirketlerin savaş çabalarını desteklediğini ve Çin’in Putin’i bir dereceye kadar desteklemeye çalıştığını görüyoruz. Zira savaşa devam etmesine izin veriyor ve Rus faaliyetlerine kırmızı çizgi koymuyor. Ayrıca bir barış planına pratik bir çözüm sunmadan yeniden yapılanma çabalarına katılmak istiyor” diyerek, ‘tüm cephelerde oynamanın neden olduğu sorunun, net bir yolun olmaması’ olduğunu vurguladı.

Gupta ise farklı bir yaklaşım önerirken, “Çin’in Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanması muhtemelken, Fransa gibi bir ülke Ukrayna üzerindeki nüfuzunu iki tarafın buluşabileceği zeminler yaratmak için kullanabilir” ifadesini kullandı.

Çin’in nüfuzunu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı kullanmayacağını da belirten Saurabh Gupta, “Tayvan ile benzer bir senaryo yaşanması durumunda Rusya’nın, kendi yanında olmasını istiyor” dedi. Ayrıca Çin’in Avrupa güvenlik mimarisindeki çıkarlarının asgari düzeyde olduğuna dikkat çekti.

Sitilides’e gelince; Pekin’in, Dışişleri Bakanı Blinken’in Rusya’nın Ukrayna’yı işgali hakkındaki görüşüyle ​​oldukça ilgilendiğini ifade etti. John Sitilides, “Çin’in Asya ve Avrupa tiyatrosunda kendi çıkarları var ve bu savaştan ustaca yararlandı” diyerek, Pekin’in Rus petrolünü ve doğal gazını çok düşük fiyatlara aldığına dikkati çekti. “Rusya- Ukrayna savaşı, ABD ve NATO ittifakının topçu mühimmatını da tüketiyor” diyen ABD’li Danışman, ABD’nin en az 5 yıl bu mühimmat yenileyemeyeceğini söyledi. Sitilides sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çin, bu çatışma donmuş bir çatışmaya ve bir tür çıkmaz sokağa dönüştüğünde durumu kurtarmak için tarafsız olacak ve dünyanın geri kalanının kendisine gelmesini bekleyecektir. ABD’nin, Tayvan konusunda bir çatışma durumunda çok yararlı olabilecek füzelerinin bitmesine izin verecektir.”

Küba’daki casus üssü

Dışişleri Bakanlığı, iki taraf arasındaki ‘istihbarat konuları veya özel diplomatik görüşmeler hakkında’ yapılan görüşmelerin ayrıntılarına girmeyi kabul etmedi. Ancak Tek, Blinken’ın Pekin ziyareti sırasında Küba’daki casus üssü sorununu Çin tarafıyla gündeme getirdiğini belirtti.

Ayrıca, ‘ilişkilerin çatışmaya dönüşmemesi için’ Çin ile diyaloğu sürdürmenin önemli olduğunu vurgulayan Tek, “Bu ilişkinin çok önemli olduğuna inanıyoruz. 21’inci yüzyılda daha da önemli. İletişimi bu kadar önemli kılan da bu” diyerek, ABD’nin ‘iki ülke arasındaki askeri iletişim kanallarının geri verilmesi konusunda ısrar etmeye devam edeceğine’ vurgu yaptı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Dezenski ise Çin’in ABD yakınlarındaki Küba’da bir casus üssü kurma hedefinin, bir tür ‘psikolojik manipülasyon’ olduğuna dikkat çekti. Ancak gerçeğin ‘Çin’in, ABD’nin her yerini dinlediğini’ belirten Dezenski, “ABD’nin içerisinde, akademik kurumlarda, şirketlerde vb. Çin etkisi var. Yani bu istihbarat ve veri toplama sorunu Küba casusluğundan çok daha derin. Bu her yerde oluyor” ifadelerini kullandı.

‘Açık’ ABD politikası

Biden’ın Çin Cumhurbaşkanı’nı bir diktatör olarak nitelendirmesinin ardından Tek, Blinken’ın ziyaretinin hemen sonrasında Çin- ABD gerginliğine doğrudan yanıt vermekten kaçındı. “Şaşırtıcı olmayan bir şekilde ABD Başkanı, çok çeşitli konularda ABD ile Çin arasındaki farklı noktalara ilişkin görüşlerini dile getirdi” diyen Nathan Tek sözlerini şöyle sürdürdü:

“ABD, Çin Halk Cumhuriyeti ile şiddetli bir şekilde rekabet etmeye devam edecek. Onunla farklı görüşleri açık ve net bir şekilde ifade etmeye devam edeceğiz. Ancak istikrarlı ve sorumlu olmasını ve bir çatışmaya dönüşmemesini sağlamak için rekabetin sorumlu ve dikkatli olmasını sağlayacağız.”

Sitilides ise Pekin’in ABD’ye karşı ‘sistematik bir savaş’ yürüttüğünü söyleyerek, Çin’in bu rekabetteki niyetinin hafife alınmaması konusunda uyarıda bulundu. “Fentanil krizinde gördüğümüz kimyasal savaşı ve Kovid-19 virüsüyle biyolojik savaşı içeren sınırsız bir savaş var” diyen yetkili, “Çin, 2049 yılına kadar küresel ekonomik, askeri ve siyasi lider olarak ABD’nin yerini alma arzusunu gizlemiyor” açıklamasında bulundu.

Çin’in Ortadoğu’da artan nüfuzu hakkında ise şunları söyledi:

“ABD’nin Ortadoğu’daki politikasının Çin gibi bir ülkeye hareket etmesi için alan bırakan bir yeniden değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Dostları ve müttefikleri düşmana veya ABD ile Çin arasında denge bulmaya çalışan ortaklara dönüştürmemeye dikkat etmeliyiz. Bu, Ortadoğu’daki istikrarı etkileyecektir. Özellikle de İran silah üretmek için uranyum zenginleştirmeyi başarırsa, böylece Ortadoğu’da savaşın vurduğu bir bölgede nükleer silahların yayılması olasılığına sahibiz. Bunun olmasına izin veremeyiz.”



Meksika lideri belediye başkanı cinayetine rağmen geri adım atmıyor

40 yaşındaki Carlos Manzo'nun pazar günü düzenlenen cenaze törenine çok sayıda kişi katıldı (AP)
40 yaşındaki Carlos Manzo'nun pazar günü düzenlenen cenaze törenine çok sayıda kişi katıldı (AP)
TT

Meksika lideri belediye başkanı cinayetine rağmen geri adım atmıyor

40 yaşındaki Carlos Manzo'nun pazar günü düzenlenen cenaze törenine çok sayıda kişi katıldı (AP)
40 yaşındaki Carlos Manzo'nun pazar günü düzenlenen cenaze törenine çok sayıda kişi katıldı (AP)

Meksika'nın batısındaki Michoacan eyaletinin Uruapan kentinde belediye başkanlığı yapan Carlos Manzo'nun cumartesi günü öldürülmesi ülkeyi salladı.

Ölüler Günü kapsamındaki halka açık bir mum yakma etkinliğinde vurulan Manzo, uyuşturucu kaçakçılarıyla mücadele için Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum'dan daha fazla kaynak ayrılmasını defalarca isteyerek dikkat çekmişti. 

Manzo, dikkat çeken kovboy şapkası ve kurşun geçirmez yeleğiyle polisin uyuşturucu baskınlarına katılıyordu. Son aylarda kendi hayatının tehlikede olduğunu vurgulayan videolar paylaşıyordu. 

Geçen sene bir gazeteci, Manzo'yla röportaj yaptıktan hemen sonra vurularak öldürülmüştü. 

Eskiden Sheinbaum'un partisinde siyaset yapan Manzo, 2024'te bağımsız aday olarak seçilmişti. 

Göstere göstere gelen bu cinayetin ardından Sheinbaum'un, sivillere saldıran suçluların öldürülmesi için polise çağrı yapan Manzo'yu eleştirmesi akıllara geldi. 

Sheinbaum ise pazartesi yaptığı açıklamada politikalarından geri adım atmayacağının sinyalini verdi. 

63 yaşındaki solcu lider, 2006-2018'deki hükümetlerin sert politikalarının ülkedeki güvenlik krizini büyüttüğünü savunarak daha şiddetli operasyonların kartel sorununu çözmeye yetmeyeceğini vurguladı.

Donald Trump yönetimi, Meksika'nın kartellerle mücadelede ilerleme kaydetmemesi durumunda ABD ordusunu devreye sokabileceği tehdidini savuruyor. 

Sheinbaum bilgi ve istihbarat paylaşımını kabul edeceklerini ancak ülkesinin içişlerine Washington'ın müdahale etmesine izin veremeyeceklerini de sözlerine ekledi. 

gtgyh
Geçen yıl yüzde 65'le seçilen Carlos Manzo'nun öldürülmesini pazartesi protesto ederken gözaltına alınanlar oldu (Reuters)

Diğer yandan pazar ve pazartesi binlerce kişi, Manzo'nun ölümünü Michoacan'da protesto etti. Sonraki haftalarda başkent Meksiko'da da benzer eylemlerin düzenlenmesi planlanıyor. 

Michoacan ülkenin en vahşi kartelleri için bir savaş alanı haline gelirken Aralık 2006'dan beri Meksika'da 480 bini aşkın cinayet işlendi. 

Independent Türkçe, WSJ, AFP


Güney Kore: Kim Jong-un, Trump'la görüşmeye istekli

Trump ve Kim, 30 Haziran 2019'da iki Kore arasındaki Tarafsız Bölge'deki Panmunjom sınır köyünde bir araya gelmişti (Arşiv/AP)
Trump ve Kim, 30 Haziran 2019'da iki Kore arasındaki Tarafsız Bölge'deki Panmunjom sınır köyünde bir araya gelmişti (Arşiv/AP)
TT

Güney Kore: Kim Jong-un, Trump'la görüşmeye istekli

Trump ve Kim, 30 Haziran 2019'da iki Kore arasındaki Tarafsız Bölge'deki Panmunjom sınır köyünde bir araya gelmişti (Arşiv/AP)
Trump ve Kim, 30 Haziran 2019'da iki Kore arasındaki Tarafsız Bölge'deki Panmunjom sınır köyünde bir araya gelmişti (Arşiv/AP)

Güney Kore istihbarat teşkilatı salı günü yaptığı açıklamada, Kuzey Kore lideri  Kim Jong-un'un ABD Başkanı Donald Trump'la görüşmeye açık olduğunu ve gelecek yıl martta bir zirve düzenlemeyi düşünebileceğini duyurdu.

Kim daha önce, ABD'nin "ülkeyi nükleer silahlardan arındırma yönündeki saçma saplantısını bir kenara bırakıp gerçeği kabul etmesi ve gerçek bir barış içinde birlikte yaşamayı istemesi" halinde Trump'la görüşmeye istekli olduğunu ifade etmişti.

Güney Kore istihbarat teşkilatının düzenlediği brifingin ardından milletvekili Lee Seong Kweun basına yaptığı açıklamada, "NIS (Ulusal İstihbarat Servisi), Kim Jong-un'un Birleşik Devletler'le diyalog kurmaya istekli olduğuna ve koşullar sağlandığında gelecekte ABD'yle temas kuracağına inanıyor" dedi.

Kuzey Kore devletinin KCNA haber ajansına göre Kuzey Kore lideri eylülde "ABD'yle görüşmememiz için hiçbir neden yok" demişti.

Trump da yakın zamanda Asya'ya yaptığı ziyarette Kuzey Kore lideriyle görüşmeye açık olduğunu söylemişti. ABD Başkanı, Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, "Görüşebilirim. Eğer bunu duyurmak isterseniz, ben buna açığım" diye konuşmuştu.

Trump; Malezya, Japonya ve Güney Kore'yi kapsayan Asya turunun bir parçası olarak Kim'le görüşebileceğini söylemişti. Daha sonra yoğun programı nedeniyle bunun mümkün olmadığını belirtmişti. Trump gazetecilere, "Geri döneceğiz ve çok da uzak olmayan bir gelecekte Kuzey Kore'yle görüşeceğiz" demişti.

Ana muhalefetteki Halkın Gücü Partisi'nden Lee salı günü şu ifadeleri kullandı: 

APEC (Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği) sırasında düzenlenmesi çok beklenen Kuzey Kore-ABD zirvesi gerçekleşmese de Kuzey Kore'nin perde arkasında ABD'yle diyalog için hazırlık yaptığını çeşitli kanallar doğruluyor. 

Trump, Kim'le son görüşmesinde Kuzey Kore'ye ayak basan görevdeki ilk ABD başkanı olarak tarihe geçmişti. Trump yakın zamanda Kuzey Kore lideriyle "harika bir ilişkisi" olduğunu da söylemişti.

Kim de eylülde "Başkan Trump'ı hâlâ iyi hatırlıyorum" demişti.

Independent Türkçe


Çin Devlet Başkanı, Rusya Başbakanı ile Pekin'de bir araya geldi

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Pekin'deki Ulusal Halk Kongresi'nde yaptıkları görüşme öncesinde el sıkıştı. (AP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Pekin'deki Ulusal Halk Kongresi'nde yaptıkları görüşme öncesinde el sıkıştı. (AP)
TT

Çin Devlet Başkanı, Rusya Başbakanı ile Pekin'de bir araya geldi

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Pekin'deki Ulusal Halk Kongresi'nde yaptıkları görüşme öncesinde el sıkıştı. (AP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Pekin'deki Ulusal Halk Kongresi'nde yaptıkları görüşme öncesinde el sıkıştı. (AP)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bugün Pekin'de Rusya Başbakanı Mihail Mişustin ile bir araya geldi.

Şarku’l Avsat’ın Çin'in Xinhua Haber Ajansı’ndan aktardığına göre bu görüşme, Çin Başbakanı Li Çiang'ın Hangzhou'da Mişustin ile görüşmesinden bir gün sonra gerçekleşti. Li, bu görüşmede Çin'in Rusya ile iş birliğini güçlendirmek ve ortak güvenlik çıkarlarını savunmak istediğini söyledi.

Mişustin dün, Batı'nın baskılarına rağmen ekonomik ve teknolojik iş birliğine odaklanması beklenen iki günlük Çin ziyaretine başladı.

df
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, Pekin'deki Ulusal Halk Kongresi'nde yaptıkları görüşme öncesinde el sıkıştı. (AP)

Çin ve Rusya arasında başbakanlar düzeyindeki son toplantı, geçtiğimiz yıl ağustos ayında Rusya'nın başkenti Moskova'da gerçekleştirilmiş ve Çin Başbakanı, ikili ilişkilerde ‘yeni bir canlılık ve dinamizm’ olduğunu ifade etmişti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov cuma günü yaptığı açıklamada, Kremlin'in bu ziyarete ‘büyük önem’ verdiğini belirtirken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Mişustin aracılığıyla Şi'ye bir mesaj gönderecek olup olmayacağını açıklamaktan kaçındı.

dew
Rusya ve Çin heyeti arasında Pekin'de yapılan görüşmeden (EPA)

Putin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden kısa bir süre önce, Şubat 2022'de Çin Devlet Başkanı ile ‘sınırsız’ bir ortaklık anlaşması imzaladı. O zamandan beri Moskova, Batı'nın yaptırımlarının etkilerini hafifletmek için Pekin'e yöneldi; rekor düzeyde ikili ticaret, artan yuan ödemeleri ve güçlenen enerji iş birliğini öne çıkardı.