Sudan'da savaş, diplomatik girişimlerin tıkanmasıyla şiddetleniyor

Silahlı gruplar, Hızlı Destek Kuvvetleri’ni uyardı

Savaşın başlangıcından bu yana, çatışma alanlarından çıkan dumanlar Sudan başkentinin gökyüzünü kapladı. (AFP)
Savaşın başlangıcından bu yana, çatışma alanlarından çıkan dumanlar Sudan başkentinin gökyüzünü kapladı. (AFP)
TT

Sudan'da savaş, diplomatik girişimlerin tıkanmasıyla şiddetleniyor

Savaşın başlangıcından bu yana, çatışma alanlarından çıkan dumanlar Sudan başkentinin gökyüzünü kapladı. (AFP)
Savaşın başlangıcından bu yana, çatışma alanlarından çıkan dumanlar Sudan başkentinin gökyüzünü kapladı. (AFP)

Dün (Cumartesi), Hartum eyaletinin en büyük ikinci şehri olan Omdurman’ın farklı bölgelerini güçlü patlama sesleri ve top mermileri salladı. Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala şehrinde çatışan ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yeniden çatışma çıktı. Hartum ve Darfur bölgesinde yaşayan milyonlarca sivilin ıstırabı, şimdiye kadar diplomatik çabaların bir çıkış yolu bulamamasıyla iki taraf arasındaki şiddetli savaşın bir sonucu olarak devam etti. Savaş uçakları ve makineli tüfekler Hartum'daki evleri yeniden sarstı, siviller bombalanma korkusuyla evlerinin içine sığındı.

Hartum'un kuzeyindeki Beşair Hastanesi’nde tedavi gören yaralılar (AFP)
Hartum'un kuzeyindeki Beşair Hastanesi’nde tedavi gören yaralılar (AFP)

Eş zamanlı olarak, Darfur'daki silahlı grupların ortak kuvvetleri, sivillere yönelik herhangi bir saldırı girişimine karşı HDK’yi uyardı. Yerel kaynaklar Şarku'l Avsat'a, ağır silah mermilerinin seslerinin Omdurman şehrinin bazı bölgelerini sarstığını ve büyük ihtimalle ordunun bölgedeki askeri karargahından topçu veya zırhlı araçlardan ateş edildiğini söylediler. Zaman zaman duyulan aralıklı silah sesleri dışında yerleşim yerlerindeki çatışmaların azaldığını da sözlerine eklediler. Görgü tanıkları, güney Hartum'daki merkez yedek polis güçlerinin karargâhı civarında ordu ile HDK arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını aktardı. Kaynaklar ayrıca, Güney Darfur eyaletinin Nyala şehrinde Cumartesi sabahından beri çatışmaların sürdüğünü belirterek, başıboş kurşunlarla en az bir kişinin öldüğünü ve çok sayıda sivilin yaralandığını bildirdi.

Silahlı hareketlerden HDK’ye uyarı

Suudi Arabistan ve ABD'nin arabuluculuğunda geçen hafta gerçekleştirilen üç günlük ateşkesin sona ermesinin ardından Sudan kentlerinde ordu ile HDK arasında çatışmalar yeniden başladı. 2020 yılında Cuba Barış Anlaşması’nı imzalayan silahlı hareketlerin ortak kuvvetleri, HDK’yi Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki pazara saldırı girişiminin tekrarlanmasına karşı uyardı. Ortak gücün medya komitesi başkanı Ahmed Hüseyin Mustafa yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Geçtiğimiz Perşembe günü güçlerimiz, HDK’nin pazara 3 yönden saldırma girişimini püskürttü ve bu saldırıda güçlerimizden iki kişi yaralandı. Söz konusu saldırıyı güçlerimize yönelik bir ihanet olarak değerlendiriyor ve bu saldırı sonucunda masum vatandaşların maruz kaldığı tüm etki ve zararlardan saldıran taraf olan HDK’yi sorumlu tutuyoruz. Vatandaşı ve malını korumakta tarafsızlık yoktur. Bunu yapmaya kalkışanlara yönelik mücadelemiz sürecektir. Güçlerimiz buna tamamen hazırdır.”

Sudan başkentinin güneyinde evlerini terk eden vatandaşlar (AFP)
Sudan başkentinin güneyinde evlerini terk eden vatandaşlar (AFP)

Silahlı hareketlerin savaş yanlısı olmadığını belirten Mustafa, “HDK’yi pazara saldırmamaları ve vatandaşlardan uzak durmaları konusunda uyarıyoruz” dedi. 15 Nisan'da savaşın patlak vermesinden bu yana, Güney, Batı ve Orta Darfur eyaletleri, çatışmanın iki tarafı arasında yüzlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına ve binlerce kişinin içeride ve dışarıda yerinden edilmesine neden olan kanlı çatışmalara tanık oldu. Darfur Bölgesi Başkanı Minni Arko Minawi daha önce bölge halkını mallarını korumak için silaha sarılmaya çağırdı ve silahlı hareketlerin her türlü meşru müdafaa ve mallarının korunması durumlarında kendilerine destek vermeye hazır olduğunu söyledi.

Yer değiştirme dalgaları

Birleşmiş Milletler'e (BM) göre, savaşın patlak vermesinden bu yana 1,5 milyon Sudanlı başkenti terk etti. Başkentte kalan milyonlarca Sudanlı ise Perşembe gününden bu yana elektriksiz yaşıyor. Hartum halkı iki aydan fazla bir süredir elektrik ve su kriziyle boğuşuyor. Yılın bu zamanındaki yüksek sıcaklık nedeniyle elektrik ve içme suyu haftada sadece birkaç saat veriliyor.

Darfur'da olduğu gibi Hartum'da da hastanelerin üçte ikisi hizmet dışı ve halen çalışır durumdaki tıbbi tesisler ciddi bir ilaç kıtlığı ve jeneratörleri çalıştırmak için gereken yakıt eksikliği nedeniyle uzun süreli elektrik kesintileri yaşıyor.

Hartum'dan yerinden edilmiş insanlar yakınlardaki Vad Medeni kentine sığındı (AFP)
Hartum'dan yerinden edilmiş insanlar yakınlardaki Vad Medeni kentine sığındı (AFP)

Sivillere erişim talep eden insani yardım çalışanları da karşılaştıkları idari engellerden şikâyet etmeye devam ediyor.

BM'ye göre, insani yardım çalışanlarının yardımı olmadan Sudan nüfusunun yarısı dahi hayatta kalamaz. Bununla birlikte, gerekli güvenli geçişler henüz mevcut değil.

Uluslararası Kriz Grubu (ICG) araştırma merkezi, “Ordu, (savaşın başından bu yana yağma operasyonlarında birden fazla kez olduğu gibi) HDK’nin yardımları ele geçireceğinden korktuğu için yardımın Hartum'a ulaşmasını istemiyor” diyor. Çünkü söz konusu durumun “HDK’nin daha uzun süre dayanmasını sağlayacağına” inanıyor.

Arabuluculuğun askıya alınması

Washington, insani yardım için güvenli geçişler sağlamayı amaçlayan Riyad ile arabuluculuk çabalarını askıya aldı. ICG, “çatışmanın iki tarafının taktik hedeflere ulaşmak için bu görüşmelerden yararlanmak istediğini” doğruladı. Ordu, HDK’nin yerleşim yerlerini terk etmesini, HDK ise ordunun hava bombardımanını durdurmasını talep ediyor.

Savaşın uzayacağını ve Sudan sınırlarının ötesine geçebileceğini fark etmelerine rağmen, her iki taraf da herhangi bir taviz vermeye hazır görünmüyor. ICG, bu savaşın Afrika'nın en büyük ülkelerinden birinde “toptan çöküşe” yol açabileceği konusunda uyarıyor. ICG’ye göre, Sudan'ın çeşitli eyaletlerindeki çatışmalara silahlı siviller, isyancı gruplar ve aşiret savaşçılarının katılımıyla ‘mezhepsel bir iç savaş’ riski artıyor.

BM dün (Cumartesi), Batı Darfur eyaletinin başkenti el-Cuneyne'de savaşmayı durdurmak için ‘acil eylem’ çağrısında bulundu. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, “Sorgulanan 16 kişiden 14'ü, el-Cuneyne'den Çad sınırına giden yolda sivillerin öldürülmesine tanık olduklarını, yere yatmaları istenen kişilere yakın mesafeden ateş edildiğini söyledi” dedi.

ICG tarafından yapılan açıklamada, “Savaşı durdurmak için açılan pencere hızla kapanıyor. Şayet bu pencere kapatılırsa iki kampın liderleri isteseler de savaşı durduramayacak ve Sudan, bölgeyi yıllarca istikrarsızlaştırabilecek paralı askerler, sınır ötesi savaşçılar ve kaçakçılar için bir cennet haline gelecektir” ifadeleri yer aldı.



Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
TT

Hamas'ın Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusundaki belirsizlik ve anlaşmazlıklar müzakereleri zorlaştırıyor

Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)
Hamas üyeleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta esirleri Kızılhaç temsilcilerine teslim etmeye hazırlanıyor. (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nin gelecekteki yönetiminden çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin belirsizlik ve kafa karışıklığı, özellikle de hareketin Washington'un kendisiyle doğrudan müzakerelerde siyaset sahnesinden çıkarılmasını istemediği yönündeki iddialarının ardından artıyor. Ancak konu hakkında bilgi sahibi bir Mısırlı kaynak Şarku’l Avsat'a, “Mısır ve Katar'daki arabulucuların sürecin karmaşıklığına rağmen durumla başa çıkabilecek kabiliyete sahip olduklarını” söyledi.

Hamas liderlerinden Tahir en-Nunu pazar günü Reuters'a yaptığı açıklamada, Hamas liderleri ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında birkaç toplantı yapıldığını doğruladı.

En-Nunu, “Doha'da çifte vatandaşlığa sahip bir esirin serbest bırakılmasına odaklanan birkaç toplantı yapıldı. Filistin halkının çıkarları doğrultusunda olumlu ve büyük bir esneklikle hareket ettik” ifadelerini kullandı.

En-Nunu, Hamas temsilcileriyle gerçekleştirilen diyalog oturumlarında ABD tarafının Hamas'ın Filistin siyasi sahnesinden çıkarılmasını önermediğini belirtti.

Bu gelişme, Hamas'ın daha önce Mısır ve Katar'daki arabuluculara savaştan sonra Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmeyi kabul ettiğini bildirmesine rağmen yaşandı.

Söz konusu gelişme aynı zamanda dün Katar'ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes anlaşmasına ilişkin yeni tur müzakerelerin başlamasıyla aynı zamana denk geldi. Anlaşmanın ilk aşaması 1 Mart'ta sona ererken İsrail savaşın sona ermesi anlamına gelen ikinci aşamaya geçmeyi reddetti.

İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki varlığını tamamen sona erdirmekte ısrar ederken, Hamas sadece iktidarı devretmeyi kabul ediyor, ancak Gazze Şeridi de dahil olmak üzere Filistin topraklarında işgale karşı direnmeye devam etme hakkını koruyor.

xsdfrgt
Savaş sırasında güneye doğru yerlerinden edilen Filistinliler geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine geri dönüyor. (Reuters)

Konuyla ilgili bilgi sahibi Mısırlı bir kaynak, “Washington'un Hamas ile doğrudan müzakerelere başlaması ateşkes görüşmelerine kesinlikle gölge düşürdü. Buradan çıkan sinyaller, ABD'nin on yıllardır terör örgütü olarak sınıflandırdığı harekete karşı tutumunu değiştirdiğini gösterdi” dedi.

Ancak kaynak, ‘buna rağmen Mısır ve Katar'daki arabulucuların en başından beri varılan mutabakata göre ateşkesin uygulanmasına devam ettiklerini, bunun da nihayetinde Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimine katılmayacağını öngördüğünü ve hareketin arabuluculara ilettiği ve değişmeyen pozisyonunun bu olduğunu’ belirtti.

Kaynak, ‘değişkenlerin ve çelişkili sinyallerin müzakerelerin karmaşıklığını arttırdığını ve bunlarla başa çıkmak için daha fazla çaba gerektirdiğini, ancak Mısır ve Katar'ın durumu çözme ve bununla başa çıkma yeteneğine sahip olduğunu’ vurguladı.

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Halid Ukkaşe ise Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Washington'un Hamas'la doğrudan müzakerelere başlamasının ardından İsrail ile ABD arasında bir çatışma durumu ortaya çıktı. Zira bundan önce iki tarafın Hamas'a karşı tutumları tamamen uyumluydu. Ancak şimdi Washington'un, Hamas'ın elindeki Amerikalı esirlerin serbest bırakılması için tutumunda bir değişiklik yaptığı görülüyor.”

Ukkaşe sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem İsrail hem de ABD şimdi birbirleriyle çelişen tutumları nedeniyle birbirlerini suçluyor; bu da kesinlikle ateşkes görüşmelerine yansıyan bir kargaşa durumu yarattı. Ancak iyi olan husus, Kahire'nin Hamas'ın Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaştırılması önerisi üzerinde Arapların mutabık olması ve Mısır ve Katar'daki arabulucuların müzakereler sırasında buna güveniyor olması.”

Mısır Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Enformasyon Servisi geçtiğimiz kasım ayında, El Fetih ve Hamas temsilcilerinin Kahire'de yapılan bir toplantıda Gazze Şeridi'nin savaş sonrası yönetimine ilişkin Mısır'ın önerisini kabul ettiklerini duyurdu.

Mısır'ın önerisi, Gazze Şeridi için ‘Gazze Şeridi Halkını Destekleme Topluluğu Komitesi’ adında bir idari organ kurulmasını ve bu organın sivil işlerin idaresinden, Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım sağlamaktan, Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılmasından ve İsrail askeri operasyonlarında yıkılan yerlerin yeniden inşasına başlanmasından sorumlu olmasını öngörüyor.

Suudi siyasi analist Muhammed el-Harbi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Kahire'de kısa süre önce düzenlenen Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde Mısır tarafından sunulan ve Gazze Şeridi'ni bir sonraki aşamada Arap desteği ve Filistin şemsiyesi altında yönetecek bağımsız bir komitenin kurulmasını içeren planın onaylandığı açıklandı” dedi.

El-Harbi şöyle devam etti: “Hamas ile ABD arasındaki müzakereler sırasında söylenenler ya da yapılanlar normal. Müzakereler sırasında doğal manevralar gerçekleşir ve her iki taraf da mümkün olan azami menfaati elde etmek için meseleleri çözmeyi sonuna kadar erteler.”

Geçtiğimiz şubat ayında Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt Hamas'a Gazze Şeridi'ni yönetmekten çekilmesi çağrısında bulunmuş ve bu çağrı Arap ülkeleri tarafından Filistin halkının menfaatine olduğu gerekçesiyle desteklenmişti.

Washington'daki Ortadoğu Çalışmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Hasan Muneymine ise “Hamas ile ABD'nin rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler arasında gerçekleşen görüşmeleri ‘Washington ile Hamas arasında müzakereler’ olarak adlandırmanın yanlış olduğunu” söyledi.

Muneymine Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Boehler'in tek bir dosya ile görevlendirildiğini, bunun da rehine dosyası olduğunu, dolayısıyla bu dosyanın tamamlanması ve esirlerin serbest bırakılması için Hamas ile iletişim kurma yetkisine sahip olduğunu, Hamas'ın geleceği ya da ateşkesin geleceği hakkında konuşma yetkisine sahip olmadığını” belirtti.

Hamas'ın durumu istismar etmek ve taleplerini elde etmek için çalıştığını vurgulayan Muneymine, “Ancak Boehler'in elinde hiçbir şey yok. Dolayısıyla Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki siyasi sahneden çekilmesini önermediğine ya da bunu Washington'dan gelen bir pozisyona dönüştürmediğine güvenilemez” ifadelerini kullandı.