Mısır hükümeti Kahire mezarlıklarını ıslah ediyor

Mısır hükümeti, Kahire mezarlığının "gelişimini" sürdüreceğini açıkladı

Başbakanın ziyaretinden bir kare (Mısır Kabinesi)
Başbakanın ziyaretinden bir kare (Mısır Kabinesi)
TT

Mısır hükümeti Kahire mezarlıklarını ıslah ediyor

Başbakanın ziyaretinden bir kare (Mısır Kabinesi)
Başbakanın ziyaretinden bir kare (Mısır Kabinesi)

Mısır hükümeti, kültürel mezarlıklarının içinde bulunduğu Kahire'nin tarihi bölgelerinin geliştirilmesi konusunda geri adım atılmayacağını açıkladı. Yeraltı suları nedeniyle defin için uygun olmayan mezarların kaldırılarak yerlerine yollar, yeşil alanlar ve çeşitli hizmetler yapılacağını belirten hükümet ayrıca Mısır'ın her alandaki sembol isimleri için ölümsüzler mezarlığı ve onların hikayelerini anlatan bir müzenin kurulmasını hedefliyor.

Mısır Başbakanı Dr. Mustafa Medbuli, Kahire'nin doğusundaki Salah Salem Caddesi'ne bakan mezarlıkları teftiş için ziyaret etti. Başbakan Medbuli ziyaretinin, Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'nin bölgedeki mezarlıkların bir kısmının taşınması süreci için entegre bir vizyon sunmaya yönelik direktiflerinin uygulanması çerçevesinde geldiğini söyledi. Başbakan, "hükümetin mezarlık dosyasını tüm alternatifleri kapsamlı bir şekilde inceleyerek ele almaya istekli olduğunu" belirtti. Medbuli, “Mezarların nakledilmesi süreci antik mezarlıkların tarihi biçimini etkilemez. Mezarların nakillerinin uygarca hayata geçirilmesine dikkat edilecektir.” dedi.

Medbuli, Ahmed Arabi'nin mezarını inceliyor (Mısır Kabinesi)
Medbuli, Ahmed Arabi'nin mezarını inceliyor (Mısır Kabinesi)

Bu bağlamda Medbuli, "Karafi el-Kahire"de yükselen yeraltı suyu seviyesinin bu mezarlıklardaki defin sürecini olumsuz etkilemeye başladığını ve bunun bir krize yol açtığını söyledi. 

Başbakan, mezar nakli kapsamına girmeyen "milli lider" Ahmed Arabi'nin mezarını da ziyaret etti. Bu mezarlıkta restorasyon çalışması yapılması planlanıyor. Mısır Başbakanı ayrıca tarihsel olarak bilinen bir dizi şahsiyetin bir dizi başka antik mezarını ziyaret etti.

Başbakan, “Ölümsüzler Mezarlığı” ile ilgili olarak şunları söyledi: “Ülkenin tüm ölümsüzlerini ve liderlerini bir araya getirmek için en üst düzeyde, medeni bir şekilde tasarlanmış bir yerde olacak. Hepimizin gurur duyacağı, tarihimizi sağlamlaştıracağımız bir mezar olacak. Bu bölgede defin için uygun olmayan yerlere herhangi bir yapı inşa edilmesini içermeyen, medeni bahçeler ve parkların yanı sıra bir dizi yol ve hizmet inşası vizyonu var.”

Kahire mezarlıkları krizini tartışmak için Başbakan, Bakanlar, Kahire valisi, Mühendislik Kurumu, ilgili tüm makamların temsilcileri, uzman arkeologlar, mühendislik danışma ofisleri ve bir dizi uzmanın başkanlığında bir komite kuruldu. Kahire Üniversitesi Arkeoloji Fakültesi Eski Dekanı Dr. Muhammed Hamza, "Komiteyi oluşturan isimlerin ve çalışma mekanizmasının açıklanması" çağrısında bulundu.

Hamza, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi: “Hükümet mezarlıkların bölgeden kaldırılması konusundaki tutumundan geri adım atmayacak gibi görünüyor. Yer altı suyu krizi ve mezarlıklara saldırılar çok eskiye dayanıyor. Bu, önceki hükümetlerin çözmesi gereken hükümet sorumluluğundaki bir sorundu. Mezarlıkların yıkılmasında sorunu sadece vatandaşa yüklemek doğru değil. Kahire'nin tarihi mezarlıkları 1979'dan beri UNESCO miras listelerinde kayıtlı ve 2008 tarihli 119 sayılı Kanunla korunuyor. Bölgenin kentsel dokusunu ve yatay uzantısını kesen, anıtları bozan köprüler yerine tüneller yapmak mümkündü."

Hükümet, Kahire mezarlarının geliştirilmesinden geri adım atmayacağını açıkladı (Mısır Kabinesi)
Hükümet, Kahire mezarlarının geliştirilmesinden geri adım atmayacağını açıkladı (Mısır Kabinesi)

Ölümsüzler mezarlığı ile ilgili olarak Hamza: “Sembol isimlerin mezar kalıntıları bulundukları yerden taşınırsa, onlarla aynı mezarlara gömülen yakınlarının kalıntıları ne olacak? Büyük bir sembol müzesi inşa etmek, kalıntılarını taşımaktan ve yeni mezarlıklar inşa etmekten daha iyi."

Mısır hükümeti, kültürel mezarlıklarının içinde bulunduğu tarihi Kahire kalkınma projesini uygulamaya devam ediyor. Bu bağlamda Medbuli, “Mezarlıklar alanı mevcut haliyle imarsız bırakılamaz. Bu nedenle, bu bölge için kapsamlı bir vizyon geliştirme ve yeraltı suyu sorununu çözme ihtiyacı konusunda büyük bir fikir birliği var. Mevcut senaryo defin için uygun olmayan mezarlıkların başka yerlere nakledilmesi ve Kahire'ye yeşil alanlar kazandırmak.”



Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
TT

Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)

Güney Suriye'deki Dera vilayetinin sağlık müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, Dera kırsalının batısındaki Abidin kasabasında bir düğün merasimi sırasında meydana gelen ve kaynağı bilinmeyen patlamada 33 kişinin yaralandığını duyurdu.

Dera Sağlık Müdürü Ziyad el-Mehamid, yaralılar arasında çocukların da bulunduğunu söyledi.

Dera Ulusal Hastanesi 19, Tafas Ulusal Hastanesi 6 ve el-Şecere kasabasındaki sağlık merkezi 8 yaralıyı tedavi altına aldı.

Abidin kasabası sakinleri Alman Basın Ajansı'na (DPA) şunları söyledi: “Ne olduğunu bilmiyoruz. Patlayıcı bir cihaz mıydı yoksa bir top mermisi miydi? Bazıları düğün kutlaması sırasında patlayan bir el bombası olduğunu söyledi ve çoğunluğu çocuk olmak üzere yüzlerce insan toplanmıştı.”

Suriye medyası, İsrail ordusuna ait bir devriyenin batı Dera kırsalındaki patlama bölgesine doğru ilerlediğini bildirdi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Bu arada, Suriye devlet televizyonu, güneydeki Süveyda vilayetinde silahlı grupların el-Mezra kasabasında İç Güvenlik Güçlerine ait bir aracı silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) hedef aldığını bildirdi.

Bir güvenlik kaynağı televizyon kanalına, "isyancı grupların bombardımanı ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor ve güvenlik güçleri bu ihlallere kararlı bir şekilde karşılık verecektir" ifadelerini kullandı.


İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.