İnsan atalarına dair ürkütücü keşif: Kaval kemiğinde yamyamlık izleri bulundu

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden ekip, Kenya'nın Nairobi Ulusal Müzesi'ndeki bu kaval kemiğini inceledi (Jennifer Clark)
Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden ekip, Kenya'nın Nairobi Ulusal Müzesi'ndeki bu kaval kemiğini inceledi (Jennifer Clark)
TT

İnsan atalarına dair ürkütücü keşif: Kaval kemiğinde yamyamlık izleri bulundu

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden ekip, Kenya'nın Nairobi Ulusal Müzesi'ndeki bu kaval kemiğini inceledi (Jennifer Clark)
Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nden ekip, Kenya'nın Nairobi Ulusal Müzesi'ndeki bu kaval kemiğini inceledi (Jennifer Clark)

Almanya'daki Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi'nden araştırmacılar, insanın eski atalarının en azından ara sıra yamyamlık yaptığını keşfetti.

Hakemli bilimsel dergi Scientific Reports'ta yayımlanan ürkütücü bulgular, eski bir insansının (hominin) diğerini kesip yediğini gösteren, daha önce fark edilmemiş arkeolojik kanıtlara ışık tuttu.

Araştırmacılara göre bulgular, aynı zamanda yamyamlığın bilinen en eski kanıtı olabilir.

Araştırmada Kenya'daki bir müzede muhafaza edilen insansı kalıntıları analiz edildi.

1,45 milyon yıllık iskeletin kaval kemiği üzerinde başka bir insansı tarafından yenildiğine dair ayırıcı işaretler saptandı.

Bu işaretler, şimdiye kadar incelenmiş başka kalıntılarda tespit edilen kesme ve diş izleriyle karşılaştırıldı. Sonunda yaklaşık 900 izin kaydedildiği bir veritabanına kaydedildi.

Veritabanına girildikten sonra kaval kemiğindeki 11 işaretten 9'unun taş aletlerle kesilme sonucu oluştuğu ortaya çıktı. Kalan ikisi ise kemiği büyük bir kedinin de dişlediğini gösterdi.

Öte yandan kemiğin tam olarak hangi insansı türüne ait olduğu netleştirilemedi. Dolayısıyla onu kesip yiyen insansıyla aynı türden olup olmadığı da bilinmiyor.

Araştırmacılar, kesilen kemiğin Homo erectus veya Paranthropus boisei türlerinin bir üyesine ait olabileceğini düşünüyor. Ancak henüz fikir birliğine varamadılar.

Çalışmanın ortak yazarlarından paleoantropolog Briana Pobiner, "Alet kullanan bir insansının gelip o kemikten et kestiğini biliyoruz" diye konuştu:

En makul açıklama, onu yemek için bunu yaptıkları.

Bu kaval kemiği Kenya'nın Turkana bölgesinde 1970'de ünlü antropolog Mary Leakey tarafından bulunmuştu.

Ancak kemik, 2017'ye kadar yakından incelenmeye başlamadı.

Kemiğin son derece eski olması da yamyamlığın tarihine dair önemli bir ipucu. Pobiner, konuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

Atalarımızın ve akrabalarımızın diğer insanları ne kadar süredir potansiyel yiyecek olarak gördüklerini düşünmek ilginç.

Independent Türkçe, Smithsonian Mag, Futurism



Bonobolar, karşılarındaki insanın bir şeyi bilmediğini fark edebiliyor

25 yaşındaki Nyota, çalışmadaki üç bonobodan biriydi (Ape Initiative)
25 yaşındaki Nyota, çalışmadaki üç bonobodan biriydi (Ape Initiative)
TT

Bonobolar, karşılarındaki insanın bir şeyi bilmediğini fark edebiliyor

25 yaşındaki Nyota, çalışmadaki üç bonobodan biriydi (Ape Initiative)
25 yaşındaki Nyota, çalışmadaki üç bonobodan biriydi (Ape Initiative)

Bonoboların, kendi bildikleri bir şeyi karşılarındaki kişi bilmediğinde bunu fark ettiği bulundu. 

İnsanların, başkalarının ne düşündüğünü anlama becerisi sosyal yaşantıda kritik öneme sahip. Zihin teorisi denen bu özellik, farklı inanç ve bakış açılarına sahip kişileri fark ederek buna uygun davranmayı sağlıyor.

Diğer primatların da benzer bir beceriye sahip olup olmadığı uzun zamandır tartışılıyor. Daha önceki çalışmalarda bir yılan gören şempanzelerin, hayvanı fark etmeyen grup üyelerine haber verdiği saptanmıştı.

Ancak doğada bu beceriye işaret eden gözlemler yapılsa da bilim insanları, bugüne kadar kesin kanıtlara ulaşılamadığını söylüyor.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar bu soru işaretini gidermek adına üç bonoboyla bir deney yürüttü ve bulgularını hakemli dergi PNAS'te dün (3 Şubat) yayımladı.

Araştırma ekibinden Luke Townrow, sırayla bonoboların karşısına geçti ve aralarına bir masa üzerinde ters çevrilmiş üç bardak kondu. 

Başka bir araştırmacı bardaklardan birinin altına üzüm gibi ödüller sakladı. Ancak Townrow, ödülü nereye koyduğunu bazı testlerde görürken, bazılarında görüşü kapatıldı. Bonobolarsa yiyeceğin hangi bardağın altına yerleştirildiğini bütün testlerde gördü.

Townrow ödülün nereye saklandığını bilse de bilmese de "Hmmm... üzüm nerede?" diyerek bardaklara kısaca göz gezdirip 10 saniye bekledi. Eğer nerede olduğunu biliyorsa bu sürenin sonunda üzümü çıkarıp karşısındaki bonoboya verdi. Bu sayede hayvanın bildiklerini paylaşması amaçlandı.

Bilim insanları, Townrow'un görüşü engellenmediğinde bonoboların oturup beklediğini gözlemledi. Ancak araştırmacıyla bardaklar arasına bariyer konduğu durumlarda bonobolar ödülün saklandığı yeri işaret etti. 

Townrow, "Çılgınca dikkatimi çekmeye çalıştıkları ve durmadan bardağı işaret ettikleri oldu çünkü gerçekten harekete geçmemi istiyorlardı ancak kontrollü bir ortam olduğu için 10 saniye beklemek zorundalardı" diyor.

Makalenin yazarlarından Christopher Krupenye, bulgular hakkında şöyle diyor:

Bu, birinin kendilerinden farklı bir bakış açısına sahip olduğunu fark edince gerçekten harekete geçebileceklerini gösteriyor.

Yeni araştırmadaki hayvanlar, insanların olduğu ortamlarda yetiştirildiğinden, bulgular bütün bonobolar için geçerli olmayabilir.

Yine de uzmanlar, üç bonoboda bu becerinin tespit edilmesinin, biyolojilerinde ve büyük olasılıkla insanlarla paylaştıkları ortak atalarda da böyle bir potansiyel olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

Çalışmada yer almayan bilim insanları bulguların "kıymetli" olduğunu ancak daha fazla hayvanla deneyler yapılması gerektiğini ifade ediyor.

Yeni çalışma ve şempanzelerin, tehlikeli yılanları grup üyelerine haber vermesi gibi bulgular, zihin teorisinin insanlara has bir özellik olmadığı düşüncesine katkı sunuyor.

Independent Türkçe, New Scientist, NPR, PNAS