Lübnan yargısından gazeteci Dima Sadek’i bir yıl hapse mahkum eden benzeri görülmemiş karar

Dima Sadek (Instagram hesabı)
Dima Sadek (Instagram hesabı)
TT

Lübnan yargısından gazeteci Dima Sadek’i bir yıl hapse mahkum eden benzeri görülmemiş karar

Dima Sadek (Instagram hesabı)
Dima Sadek (Instagram hesabı)

Lübnan yargısı, gazeteci Dima Sadek’e bir yıl hapis cezası ve 110 milyon Lübnan lirası (bin 200 dolar) para cezası vererek medeni haklarından mahrum etme kararı verdi. Karar, 2020 yılında Özgür Yurtsever Hareketi tarafından açılan ve Sadek’e iftira ve karalama suçlaması yöneltilen bir dava sonucunda verildi.

Sadek Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Özgür Yurtsever Hareketi Başkanı Milletvekili Cibran Basil, Hakime Rosin Huceyli aracılığıyla Ceza Mahkemesi’nden hakkımda infazın ertelenmesi istemi olmaksızın bir yıllık hapis cezası kararı çıkarttı” ifadelerini kullanarak kararı “benzersiz” olarak nitelendirdi. Sadek “Lübnan’da artık gazetecilerin iftira ve karalama suçlamasıyla hapse atıldığına” işaret ederek karara itiraz edeceğini ve mücadeleye devam edeceğini vurguladı.

Karar, Lübnan’da geniş tartışmalara yol açsa da, gazetecilere hapis cezası verilmesi açısından ya da fikir ve yayın davalarında emsal teşkil etmesi nedeniyle Özgür Yurtsever Hareketi tarafından memnuniyetle karşılandı. Hareket’in Medya ve İletişim Komitesi yaptığı açıklamada, “Bugün Lübnan yargısı Özgür Yurtsever Hareketi için adaleti sağladı ve Dima Sadek’i iftira ve karalama ve mezhep çatışmasını tahrik suçlarından suçlu buldu” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın devamında “yalan uydurduğu ve Özgür Yurtsever Hareketi gençlerini ırkçı olmak ve hareketi Nazi zihniyetine sahip olmakla suçladığı gerekçesiyle Dima Sadek hakkında Özgür Yurtsever Hareketi’ni temsilen avukat Macid Boueiz tarafından verilen şikayet dilekçesi” ile davanın açıldığı ve bu sonucun çıktığına dikkat çekildi. Açıklamada “Bu karardan alınacak ders, ne kadar uzun sürerse sürsün hakkın yerini bulacağıdır” ifadeleri kullanıldı.

Ancak karar şok etkisi yarattı ve İlerici Sosyalist Partisi’nin Medya Temsilciliği tarafından şu açıklama yapıldı:

“Olay ne olursa olsun, Lübnan anayasasının yanı sıra insan haklarının meşruiyetiyle korunan medya özgürlüğü her şeyin üzerindedir. Bu çatı altında gazeteci Dima Sadek hakkında hapis cezası verilmesi yanlıştır. Bu, Lübnan zihniyetine ve bu ülkenin fikir ve ifade özgürlüğüne dayalı yapısına aykırıdır.”

Lübnan Ketaib Partisi’nin Başkanı milletvekili Sami el-Cemil, “kalemleri ve özgür medyayı sindirme girişimlerinin işe yaramayıp aksine davalarını sonuna kadar savunma kararlılıklarını artıracağını” söyledi. Cemil “bütün desteklerin gazeteci Dima Sadek ile olduğunu” belirterek “gazetecilerin yargılanma yerinin adli mahkeme değil, Yayın Mahkemesi olduğunu” hatırlattı.

Güçlü Cumhuriyet bloğundan milletvekili Cihad Pakradouni, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Fikir özgürlüğünde eksiklikler varsa, bunlar ancak daha fazla özgürlüğün verilmesiyle giderilir; Türkler dönemindeki sıkıyönetim zamanındaymışız gibi adaletsiz kararlarla değil” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Gazeteci Dima Sadek hakkındaki karar, Lübnan yargısının bir başarısızlığıdır. Enformasyon Bakanı ve Parlamento’daki Enformasyon Komisyonu, kamu özgürlükleri ve ifade özgürlüğünün ihlaline karşı kesin bir duruş sergilemelidir. Lübnan bir özgürlük platformu olmaya devam edecek” dedi.

Basın Kulübü yaptığı açıklamada, “ifade özgürlüğüne dokunulmaması ve yargının bağımsızlığının artırılması” gerektiğini söyleyerek yargı kararını kınadı. Yargıyı “bu hatayı düzeltmeye” çağırarak “gazetecilere gazetecilik meslekleriyle ilişkili olarak dava açma yetkisinin Yayın Mahkemesi’nde olduğunu” kaydetti.

Kulüp açıklamasında “politikacılara ve kamu işleriyle ilgilenenlere Lübnan’ın bir özgürlükler ülkesi olduğunu ve aynı zamanda herkes için geçerli bir hukuk ülkesi olması gerektiğini” hatırlatarak “gazetecileri mesleki ilkelere ve medya etiğine uymaya ve ifade özgürlüğüne saldırmak için fırsat kollayanlara daha fazla koz vermekten başka faydası olmayan polemiklere girmemeye” çağırdı.



‘Kahramanlar böyle ölür’… Gazzeliler Sinvar'ın hayatının son anlarıyla gurur duyuyor

Hamas'ın askeri kanadının kurucusu Yahya Sinvar, 2011 yılında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta düzenlenen bir mitingde konuşuyor. (AP)
Hamas'ın askeri kanadının kurucusu Yahya Sinvar, 2011 yılında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta düzenlenen bir mitingde konuşuyor. (AP)
TT

‘Kahramanlar böyle ölür’… Gazzeliler Sinvar'ın hayatının son anlarıyla gurur duyuyor

Hamas'ın askeri kanadının kurucusu Yahya Sinvar, 2011 yılında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta düzenlenen bir mitingde konuşuyor. (AP)
Hamas'ın askeri kanadının kurucusu Yahya Sinvar, 2011 yılında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta düzenlenen bir mitingde konuşuyor. (AP)

‘Kahramanlar böyle ölür’... Gazze Şeridi'nde yaşayan 60 yaşındaki bir adam, Hamas lideri Yahya Sinvar'ın savaş meydanındaki son anlarını, elindeki sopayla bir insansız hava aracını (İHA) düşürmeye çalışmasını bu ifadeyle anlattı.

Bazıları Sinvar'ın İsrail'le yürüttüğü savaş sonucu kayıplarının yasını tutarken, diğerleri için Sinvar gelecek nesillere bir rol model oldu.

Sinvar, bir yıl süren insan avının ardından çarşamba günü İsrail güçleriyle girdiği silahlı çatışmada öldürüldü ve resmî olarak perşembe günü öldüğü açıklandı.

Sinvar, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail yerleşimlerine düzenlediği ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın fitilini ateşleyen Aksa Tufanı Operasyonu’nun planlayıcısıydı.

Sinvar video görüntülerinde, bombalanmış bir apartman dairesinde maskeli ve ağır yaralı olarak, kendisini çeken bir İHA’ya sopa fırlatmaya çalışırken görüldü. Hayatının son anlarına ait bu görüntüler Filistinliler arasında büyük bir gurur duygusu uyandırdı.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, “Sinvar, kahraman bir şehit olarak Rabbine kavuştu. Silahını aldı ve işgal ordusuyla en ön saflarda çatıştı. Gazze topraklarında sabırla mücadele etti. Filistin topraklarını ve kutsal mekanlarını savundu. Kararlılık, sabır, itidal ve direniş ruhuna ilham verdi” ifadeleri yer aldı.

Hamas'ın açıklamasında Sinvar'ın ölümünün ‘Hamas'ı ve direnişi daha güçlü ve sağlam kılacağı’ ifade edilirken, İsrail'le ateşkes anlaşmasına varılması için şartlardan taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Gazze'de yaşayan 60 yaşındaki iki çocuk babası Adil Receb şunları söyledi: “Sinvar hücum yeleği giyerek, bombalar ve tüfekle savaşarak öldü. Yaralandığında ölmek üzereyken bir sopayla savaştı. İşte kahramanlar böyle ölür”

Gazze'de taksi şoförlüğü yapan 30 yaşındaki Ali ise “Dünden beri videoyu 30 kez izledim… Ölmek için bundan daha izzetli bir yol olamaz. Bu videoyu çocuklarıma ve inşallah ileride torunlarıma izletmeyi günlük bir görev haline getireceğim” ifadelerini kullandı.

İsrail verilerine göre Sinvar tarafından bir yıl önce İsrail yerleşimlerine planlanan saldırı, çoğu sivil olmak üzere yaklaşık bin 200 kişinin ölümüne ve 253 kişinin esir alınmasına neden oldu.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerine göre, İsrail'in askerî harekâtı Gazze Şeridi'nin yıkımına yol açarak 42 binden fazla Filistinlinin ölümüne sebep oldu. 10 bin kişinin ise hâlâ enkaz altında olduğuna inanılıyor.

Filistinliler internette Sinvar'ın daha önce yaptığı bir konuşmada kalp krizi ya da trafik kazasında ölmektense İsrail'in elinde ölmeyi tercih edeceğini söylediği sözlerini paylaştı.

Bu konuşmada Sinvar şöyle demişti: “Düşmanın bana verebileceği en büyük hediye beni öldürmektir. Ben Allah'ın huzuruna şehit olarak gitmek istiyorum.”

Yeni üyeleri çekmek için potansiyel bir araç

İstediği şekilde ölme dileğinin yerine getirilmesinin ardından bazı Filistinliler, İsrail'in Sinvar’ın dileğinin yerine getirildiği andaki görüntülerini yayınladığı için pişman olup olmadığını sorguluyor. Ayrıca bu görüntülerin, ölmeye yemin etmiş bir gruba yeni üyeler kazandırmak için potansiyel bir araç haline gelmesinden korkuyorlar.

İsrail güçleri tarafından yayınlanan videodan alınan bu fotoğrafta Yahya Sinvar öldürülmeden birkaç dakika önce ağır yaralı bir şekilde koltukta otururken görülüyor. (AP)İsrail güçleri tarafından yayınlanan videodan alınan bu fotoğrafta Yahya Sinvar öldürülmeden birkaç dakika önce ağır yaralı bir şekilde koltukta otururken görülüyor. (AP)

Yerinden edilmiş dört çocuk annesi 42 yaşındaki Raşa şunları söyledi: “Bir tünelde saklandığını ve hayatını kurtarmak için İsrailli esirlerle birlikte olduğunu söylemişlerdi ama Refah'ta İsrail askerlerini nasıl avladığını gördük. Orası mayıs ayından bu yana işgalin devam ettiği bir yer. İşte liderler böyle ölür, ellerinde tüfekle… Sinvar'ı bir lider olarak destekliyordum ve bugün bir şehit olarak onunla gurur duyuyorum.”

Eylül ayında yapılan bir anket, Gazzelilerin çoğunluğunun saldırının yanlış bir karar olduğunu düşündüğünü ve giderek artan sayıda Filistinlinin Sinvar'ın kendilerine bu kadar çok acı çektiren bir savaşı sürdürme isteğini sorguladığını gösterdi.

Sinvar'ın ölüm şeklini kahramanca bulan Receb, 7 Ekim saldırılarını desteklemediğini, çünkü Filistinlilerin İsrail ile topyekûn bir savaşa hazır olmadığını düşündüğünü söyledi. Ancak ölüm şeklinin ‘bir Filistinli olarak kendisini gururlandırdığını’ belirtti.

Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da insanlar Sinvar'ın ölümünün savaşın sonunu hızlandırıp hızlandırmayacağını merak ediyor. Batı Şeria'da İsrail güçleri ile Filistinliler arasındaki çatışmalar geçtiğimiz yıl içinde arttı.

Batı Şeria'da tansiyonun yüksek olduğu El Halil'de yaşayan Ala el-Haşlamun, Sinvar'ın ölümünün daha az kararlı bir lider getirmeyeceğini savundu.

El-Haşlamun, “Dikkatimi çeken şey, biri gittiğinde ondan daha kararlı bir başkasının gelmesi. Sinvar inatçı bir adamdı... Elbette bunu olumlu anlamda söylüyorum. Sinvar’ın yerine onun gibi bir liderin geleceğini umuyorum. Daha iyisi gelmeden biri gitmez” diye konuştu.

Ramallah'ta yaşayan 54 yaşındaki Murad Ömer ise sahadaki durumun pek değişmeyeceğini belirterek, “Savaş devam ediyor ve görünürde bir sonu yok” değerlendirmesinde bulundu.