ABD'de zile basıp kaçan üç çocuğu öldüren zanlıya müebbet

Damon, Christopher Nolan'ın epik filminde Manhattan Projesi'nin direktörü Teğmen Leslie Groves Jr.'ı canlandırıyor
Damon, Christopher Nolan'ın epik filminde Manhattan Projesi'nin direktörü Teğmen Leslie Groves Jr.'ı canlandırıyor
TT

ABD'de zile basıp kaçan üç çocuğu öldüren zanlıya müebbet

Damon, Christopher Nolan'ın epik filminde Manhattan Projesi'nin direktörü Teğmen Leslie Groves Jr.'ı canlandırıyor
Damon, Christopher Nolan'ın epik filminde Manhattan Projesi'nin direktörü Teğmen Leslie Groves Jr.'ı canlandırıyor

Matt Damon, Oppenheimer'dan rol arkadaşlarıyla verdiği yakın tarihli bir röportajda kişisel konulara değindi.

Can Dostum'un (Good Will Hunting) 52 yaşındaki yıldızı, Cillian Murphy'nin "atom bombasının babasını" oynayarak başrolde yer aldığı, Christopher Nolan'ın J. Robert Oppenheimer hakkındaki yeni biyografik filminde çok gizli Manhattan Projesi'nin direktörü Teğmen Leslie Groves Jr.'ı canlandırıyor.

Nolan, Murphy ve filmin diğer oyuncuları Emily Blunt ve Robert Downey Jr.'la beraber düzenlenen yuvarlak masa röportajında Damon, sürpriz biçimde eşine çift terapisi sırasında verdiği sözden bahsetti.

Aktör, Entertainment Weekly için yapılan söyleşide meslektaşlarına "Bu kulağa uydurma gibi gelecek ama aslında gerçek" dedi.

Damon, "Bunu fazla kişiselleştirmek istemiyorum ama oyunculuğa ara vermek hakkında eşimle kapsamlı bir pazarlık yapmıştım. Yıldızlararası'nda (Interstellar) oynamıştım ve sonra Chris beni birkaç filmliğine rafa kaldırmıştı. Bu yüzden rotasyonda değildim" diyerek, oyuncularla tekrar tekrar çalışmaktan hoşlandığı bilinen yönetmenle ilgili espri yaptı (Örneğin Murphy şu ana kadar 6 Nolan filminde rol aldı).

Ama esasen çift terapisinde pazarlık yapmıştım, bu gerçek bir olay, ara vermemde tek şerh Chris Nolan'ın aramasıydı. Bu, onun bir şey üzerinde çalışıp çalışmadığını bilmeden oldu, çünkü size asla söylemez. Durup dururken sizi arar. İşte bu da evimde böyle bir andı.

Downey, rol arkadaşına "Modern psikolojinin bile bir şerhi var..." diye espri yaptı.

Damon, "Chris için!" diye yanıtladı.

Matt Damon, 2005'ten beri Luciana Barroso'yla evli. Çiftin 4 kızı var.

Nolan oyuncuları iş teklifi için ansızın aramakla ilgili, "[Bu] eğlenceli bir yöntem" dedi.

Ama bu, akşam yemeğine çıkmak ya da başka bir şey için sizi aramanın çok zor olduğu anlamına da geliyor. Çünkü telefona her cevap verdiğinizde 'ne olacak' diye düşünüyorsunuz.

Daha önce Oppenheimer için düzenlenen basın turunda Damon, özellikle pişmanlık duyduğu bir film projesini çekerken "depresyona" girdiğinden bahsetmişti.

"Herhangi bir filmin adını vermeden... bazen kendinizi öyle bir filmin içinde buluyorsunuz ki, belki de umduğunuz gibi olmayacağını bilmenize rağmen yine de çekimleri sürdürüyorsunuz" demişti.

Prodüksiyonun yarısına geldiğimizi hatırlıyorum. Daha önünüzde aylar var ve ailenizi bir yere götürmüşsünüz, bilirsiniz işte, huzurlarını bozmuşsunuz. Derken eşimin beni ayağa kaldırdığını hatırlıyorum çünkü 'Ne yaptım ben böyle?' tarzı bir depresyona girmiştim.

Oppenheimer, 21 Temmuz'da gösterime girecek.



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology