Mısırlı tıp fakültesi öğrencileri neden başarısız?

South Valley ve Asyut Üniversitelerinin sonuçları “dolaylı dolandırıcılık” konusuna ışık tutuyor

Yıl sonu sınavları sırasında South Valley Üniversitesi'ndeki bir sınıfta öğrenciler (South Valley Üniversitesi'nin resmi sayfası)
Yıl sonu sınavları sırasında South Valley Üniversitesi'ndeki bir sınıfta öğrenciler (South Valley Üniversitesi'nin resmi sayfası)
TT

Mısırlı tıp fakültesi öğrencileri neden başarısız?

Yıl sonu sınavları sırasında South Valley Üniversitesi'ndeki bir sınıfta öğrenciler (South Valley Üniversitesi'nin resmi sayfası)
Yıl sonu sınavları sırasında South Valley Üniversitesi'ndeki bir sınıfta öğrenciler (South Valley Üniversitesi'nin resmi sayfası)

Mısır’da bazı tıp fakültelerinde birinci sınıf öğrencilerinin başarısızlık oranının önemli ölçüde arttığını gösteren bu yılki sonuçların yayınlanmasının ardından Mısır kamuoyunda yeni bir tartışma patlak verdi. Sosyal paylaşım sitelerinin öncüleri, tıp fakültelerine kaydolmadan bir yıl önce lisede “başarılı” olan bu öğrencilerle orantısız olan bu sonuçlara odaklanırken, milletvekilleri ise hükümete, üniversite yetkililerinin “lise sınavlarında kopya çekmeye” bağladığı “yüksek başarısızlık oranlarının nedenlerini açıklama” çağrısında bulundu.

South Valley Üniversitesi Rektörü Dr. Yusuf el-Garbâvî Çarşamba günü yerel medyaya yaptığı açıklamada bu sonuçları bir felaket olarak nitelendirdi. Bu başarısızlığın geçen yıl lise komitelerinde (toplu kopya) komiteleri olarak bilinen şeyden kaynaklandığını sözlerine ekleyen Dr. el-Garbâvî, tıp fakültelerinde okuyan bir öğrencinin bilmesi gereken en basit şeyin yabancı dile, sözlü ve yazılı olarak hakim olmak olduğunu, ancak üniversite sınavlarının öğrencinin bu konuda hiçbir şey bilmediğini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Üniversite rektörü de bu sonuçlardan öğrenciyi sorumlu tutarak, üniversitenin başarılı eğitim çerçeveleri uyguladığını ve bunun kanıtının da önceki yıllarda yüzde 80'in altında olmayan, aksine yüzde 90'ı aşan başarı oranlarına ulaşılması olduğunu; öğrencinin başarısızlık nedeninin de kendisi olduğunu belirtti.

South Valley Üniversitesi olayından önce, Yukarı Mısır'daki Asyut Üniversitesi Tıp Fakültesi, öğrencilerinin yüzde 60'ından fazlasının birinci sınıfta başarısız olduğunu” açıkladı. Fakülte Dekanı Dr. Alaa Atiyye şu açıklamayı yaptı: “İçinde bulunduğumuz akademik yılın birinci sınıfına kayıtlı toplam bin 200 öğrenciden 625'i başarısız oldu” diyen Atiyye, “Tıp Fakültesi'nde ilk kez başarısızlık oranının yükseldiğini” vurgulayarak, fakültedeki diğer programların sonuçlarının her yıl olduğu gibi bu yıl da normal olduğunu açıkladı. Lise sınavlarında kopya konusuyla ilgili iki olayın gündeme gelmesiyle birlikte Mısır Parlamentosu üyeleri de kriz hattına girdi. Mısır Temsilciler Meclisi üyesi Semire el-Cezzâr, Salı akşamı parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Mısır Başbakanı ve Yüksek Öğretim Bakanı'ndan yüksek başarısızlık oranlarının nedenlerini açıklamalarını talep etti ve sonuçları eşi benzeri görülmemiş bir eğitim sorunu olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Temsilciler Meclisi üyesi Milletvekili Ahmed Kura, birkaç gün önce yaptığı bir başka bilgilendirme talebinde, başarısızlık sonuçlarını “tehlikeli bir emsal teşkil ediyor ve hem devlet hem de hükümet için dikkatlerini bu tür şok edici sonuçlara yol açan nedenlere ve faktörlere yöneltmeleri için bir uyandırma çağrısı” olarak nitelendirdi ve bu bağlamda “lise sınavlarında kopya çekmenin kolaylaştırılmasına” işaret etti.

Eğitim seviyesinde bozulma

Mısır'daki Aynu’ş-Şems Üniversitesi'nde bilim ve eğitim profesörü olan Dr. Muhammad Abdülaziz, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte “üniversite rektörlerinin düşük üniversite sonuçlarının nedeninin lisede kopya çekilmesi olduğu yönündeki açıklamalarına kesinlikle katıldığını” söyledi. Abdülaziz sözlerine şöyle devam etti: “Liseden üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerin seviyesi, özellikle de bilimsel ve uygulamalı yüksekokullarda, yabancı dil ve bilimsel kavramlardaki düşük seviyeden de gördüğümüz üzere, giderek kötüleşiyor. Liselerdeki değerlendirme sisteminin, Eğitim ve Teknik Eğitim Bakanlığı'nın çeşitli biçimleriyle kompozisyon sorularına geri dönmesi ve çoktan seçmeli sorulardan (MCQ sınav sistemi ya da balonlu sınavlar) uzaklaşması yoluyla yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor, çünkü öğrencinin cevabı büyük ölçüde şansa veya (kopya çekmeye) başvurmaya bağlı” diyerek, “sınavlarda kopya çekmeyi ortadan kaldırmaya yönelik stratejilerin benimsenmesinin yanı sıra, öğrenmeye istekli ve düşünme becerilerine sahip öğrenciler yetiştirebilmek için ortaöğretim müfredatının kapsamlı bir şekilde geliştirilmesinin önemini” vurguladı.

Mısır'da bu yıl yapılan lise sınavları sırasında, Mısır Eğitim Bakanlığı “genel ortaöğretim sınavlarında (kopya) vakalarını Mısır Kamu Savcılığına sevk etme” sözü verdi. Gözlemcilere göre Mısır son yıllarda “elektronik dolandırıcılık” olarak bilinen olguya tanık oldu. Sınav soruları ve cevapları sosyal paylaşım sitelerindeki farklı uygulamalar aracılığıyla gruplar halinde yayınlandı.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.