Gölge adam: General Tchiani

Yakınları onu ‘güçlü ve cesur bir adam’ olarak tanımlıyor.

Gölge adam: General Tchiani
TT

Gölge adam: General Tchiani

Gölge adam: General Tchiani

AFP

Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'u deviren darbenin arkasında olan Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı General Abdurrahman Tchiani, artık militan grup şiddetiyle harap olmuş ve yoksulluğun baltaladığı ülkeyi yöneten bir gölge adam.

59 yaşındaki bu yüksek rütbeli subay cuma günü Nijer'de devlet yönetimini elinde tutan askeri konseyin başına geçti.

General Tchiani, perşembe günü aşırılık yanlısı grupların neden olduğu şiddet eylemleriyle karşı karşıya olan ülkedeki ‘güvenlik durumunun kötüleşmesi’ ile adeta darbeyi haklı çıkardı.

Tchiani, Cumhurbaşkanı Bazoum döneminde insanları “her şeyin yolunda olduğuna inandırmak isteyen bir siyasi söylem” olduğunu, ancak gerçekte “ölüm, yerinden edilmiş kişiler, aşağılanma ve hüsran ile dolu acımasız bir gerçeğin” varlığını sürdürdüğünü söyledi.

Uluslararası Kriz Grubu'nda (ICS) araştırmacı olan İbrahim Yahya İbrahim, “Tchiani’yi askeri çevreler dışında pek tanımıyoruz ve kamuoyunda da bilinmiyor. O bir gölge adam. Güçlü ama pek uzlaşmacı bir figür değil” dedi.

General Tchiani, 2011 ve 2021 yılları arasındaki iki başkanlık döneminde, kendisini Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı olarak atayan eski Cumhurbaşkanı Muhammadu Issoufou'ya olan sadakatiyle biliniyordu.

İlişkilerin bozulması

Şarku’l Avsat’ın AFP'ye konuşan Cumhurbaşkanı Bazoum'a yakın kişilerden aktardığına göre General Tchiani ile Bazoum arasındaki ilişkiler aylar önce kötüleşmiş ve Bazoum geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı olarak başka bir ismi atamak istediğini belirtmişti.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan devrik Cumhurbaşkanı Bazoum’un yakın bir arkadaşı, General Tchiani'nin “Cumhurbaşkanı’nın resmî törenlerine ve etkinliklerine ender bir şekilde katıldığını” söyledi. Kendisini çoğunlukla, yeni askeri konseyin bir üyesi olan yardımcısı Ibroh Amadou Bacharou temsil ediyordu.

Muhammed Bazoum'un bir başka yakın arkadaşı, “Tchiani’nin yerine başka bir ismin seçileceğini ve önceki gün kabine oturumu sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda büyük bir reform yapılması planlandığını” doğruladı.

Kimlik kartı

General Tchiani, yıllardır militan grupların birçok saldırısına sahne olan Tillabery bölgesindeki başkent Niamey'in yaklaşık 200 km kuzeydoğusundaki bulunan çok kurak bir bölge olan Villingui'den geliyor.

Tchiani, Fildişi Sahili, Kongo ve Darfur'daki (Sudan) birkaç Birleşmiş Milletler (BM) misyonunda ve ayrıca Fildişi Sahili'ndeki Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) misyonunda görev yaptı.

Yakınları onu ‘güçlü ve cesur bir adam’ ve her şeyden önce biriminin yaklaşık 700 üyesi arasında ‘popüler’ bir isim olarak tanımlıyor.

Sivil toplum kuruluşu gönüllüsü Issa Abdo, “kendine güvenmeden unsurlarını darbeye sürüklemeyi nasıl başardı?” diye sordu.

“Sahada kendini kanıtladı”

Bir yetkili, “Muhammadu Issoufou'nun direktiflerine göre Tchiani, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nı gelişmiş silahlarla donatılmış güçlü bir makineye dönüştürdü” dedi.

Yetkililerin aktardığına göre Tchiani, özellikle 2021 ve 2022'de çok sayıda darbe girişimini engelledi.

Eski bir asker olan Amadou Bounte Diallo, “General Tchiane, sahada kendini kanıtlamış bir subay” yorumunu yaptı.

Yeni askeri konsey, birçok yüksek rütbeli subaydan oluşuyor. AFP, geçtiğimiz Nisan ayında görevden alınan eski Genelkurmay Başkanı General Salifu Modi de dahil olmak üzere, bazı isimlerin Nijerya ordusundaki önemli figürler olduğunu tespit edebildi.

1960'ta Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana darbeler ve darbe girişimleriyle dolu bir geçmişe sahip ülkede, konseydeki isimlerin bir kısmı daha önceki darbelere de katılmıştı.

Nijer, Mali ve Burkina Faso'nun ardından 2020'den bu yana Sahel'de darbeye tanık olan üçüncü ülke oldu.

Nijer, aşırılık yanlısı grupların şiddetinden etkilenen Sahel bölgesindeki Batılı ülkelerin son müttefiklerinden biri olurken, komşu ülkeler Mali ve Burkina Faso, Rusya dahil başka ortaklara yöneldi.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times