Mossad, İsrail’deki yargı değişikliği konusunda ne düşünüyor?

İsrail’deki yargı değişikliklerine ilişkin tepkiler Mossad’a kadar uzandı

Başbakan Binyamin Netanyahu (solda), 7 Aralık 2015’te Mossad’ın başına getirdiği Yossi ile (Getty Images)
Başbakan Binyamin Netanyahu (solda), 7 Aralık 2015’te Mossad’ın başına getirdiği Yossi ile (Getty Images)
TT

Mossad, İsrail’deki yargı değişikliği konusunda ne düşünüyor?

Başbakan Binyamin Netanyahu (solda), 7 Aralık 2015’te Mossad’ın başına getirdiği Yossi ile (Getty Images)
Başbakan Binyamin Netanyahu (solda), 7 Aralık 2015’te Mossad’ın başına getirdiği Yossi ile (Getty Images)

İsrailli Amir, her sabah bir protesto standı kurarak, mahkemelerin gücünü sınırlamak için tasarlanmış tartışmalı yasalar nedeniyle İsrail demokrasisinin tehlikede olduğu konusunda yoldan geçenleri uyarıyor. 

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre Amir, bir zamanlar yurtdışındaki görevlerinde uğruna hayatını riske attığı devleti daha önce hiç sorgulamamış olan eski bir Mossad ajanı. Bu yüzden de diğerlerinden oldukça farklı bir protestocu.

Daha önceki gizli görevlerinin hassas olması nedeniyle soyadını açıklamayı reddeden Amir, hükümetin kabul ettiği yargı değişikliğini protesto etmek için sokaklara dökülen İsrail dış istihbarat servisi Mossad’ın gazileri arasında yer alıyor.

FOTO: İsrail polisi, 5 Temmuz’da Binyamin Netanyahu hükümetinin planlarına karşı Tel Aviv’de düzenlenen bir protesto sırasında bir otoyolu kapatan göstericileri tazyikli suyla dağıttı (AP)
İsrail polisi, 5 Temmuz’da Binyamin Netanyahu hükümetinin planlarına karşı Tel Aviv’de düzenlenen bir protesto sırasında bir otoyolu kapatan göstericileri tazyikli suyla dağıttı (AP)

Başbakan Netanyahu’nun milliyetçi-dindar koalisyonu, yüzbinlerce İsraillinin aylarca süren protestolarına rağmen, Yüksek Mahkeme’nin ‘mantıksız’ bulunan hükümet kararlarını bozma yetkilerini sınırlayan yasanın ilk aşamasını geçtiğimiz hafta onayladı.

Göstericiler, seçkin Özel Kuvvetler birimindeki yedek askerler ve görevlerini yerine getirmemekle tehdit eden savaş pilotlarının da desteğini aldılar.

Hatta protestolar, Mossad’ın eski üyelerine kadar uzandı.

İki eski subay Reuters’e verdiği demeçte, bazı Mossad görevlilerinin de protestolara katıldığını söyledi.

Amir, emekli olduktan sonra Mossad’a sağladığı danışmanlık yardımını şimdilik askıya aldığını dile getirdi.

Amir, protesto standının bulunduğu Herzliya’da Reuters’a yaptığı açıklamada şunları söyledi;

“Son 20 yılda farklı hükümetlere, hatta siyasi görüşlerimi yansıtmayan yönetimlere bile sadakatle hizmet ettim. Geçen yıl yapılan seçimin sonucunu kabul ettim ama onlar (mevcut hükümet) oyunun kurallarını değiştirdiğinde durum bu hale geldi. Kırmızı çizgiyi aştılar ve yasayı ihlal ettiler. Benim gibi insanlar artık görevimize bağlı değiller.”

FOTO: Yedek subaylardan oluşan Brothers in Arms protesto grubu, geçtiğimiz Mart ayında İsrail’in Kiryat Ono kentinde yeni askerler için bir askeri üssün önünde gösteri yapıyor (Reuters)
Yedek subaylardan oluşan Brothers in Arms protesto grubu, geçtiğimiz Mart ayında İsrail’in Kiryat Ono kentinde yeni askerler için bir askeri üssün önünde gösteri yapıyor (Reuters)

Reuters tarafından görülen sohbet mesajlarına göre, bu konuda Mossad içinde de endişeler ortaya çıktı ve son derece gizli teşkilat içindeki bazı kişiler erken emekliliği düşünüyor.

Başbakanlık Ofisi Sözcüsü, konu hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

Hükümet, Yüksek Mahkeme’nin ‘aşırı müdahaleci’ olduğunu öne sürerek, yargı reformlarının demokrasiyi tehlikeye attığına dair suçlamaları reddediyor.

Mossad eski Başkanı Efraim Halevy, Reuters’e verdiği demeçte, böyle bir hoşnutsuzluğun, Mossad’ın hayati yeteneklerini etkilediğine dair hiçbir işaret olmadığını söyledi.

Reuters, protestolara katılan ve yasanın İsrail’in güvenlik sistemi üzerinde yaratacağı etkiden endişe eden diğer iki eski Mossad yetkilisiyle görüştü.

Efsanevi istihbarat kurumu

Eski ajanların protestolara katılma kararı, İsrail’in birçok ihtilafta Arap devletlerini yenmesine ve baş düşmanı İran’a karşı bir gölge savaşı yürütmesine yardımcı olan efsanevi kurumu etkilediği için meseleyi daha da kötüleştiriyor.

Mossad’ın istihbarat toplama bölümü ve uluslararası irtibat kanadının eski başkanı Haim Tomer konuya dair şu yorumu yaptı;

“Birlikte hizmet ettiğim birçok arkadaşım ve meslektaşım, olanların İsrail’in güvenlik gücünü baltaladığını düşünüyor. Mossad, yurtdışında büyük bir saygıyla izlendi. Bu derin saygı duygusu kalır mı, bilmiyorum.” 

Mossad uzun zamandır dünyanın en yetenekli casus teşkilatlarından biri olarak görülüyor. Nazi savaş suçlusu Adolf Eichmann’ı yakalamak gibi olağanüstü görevler üstlendi.

Tam adını vermeyen başka bir “Mossad gazisi” Gil ise, “Bir operasyondayken, sisteme inanmanız ve geri kalan her şeye gözünüzü kapatmanız gerekir. Hayatınızı riske attığınızda buna değip değmeyeceğinden şüphe duymazsınız. Bu hükümette olup bitenlerin ışığında artık buna değeceğini kim söyleyebilir?” dedi.

FOTO: 17 Temmuz’da İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii’nin ülkenin kuzeyindeki Ein Shemer’deki karargahına uçan bir insansız hava aracından alınan veriler (Reuters)
17 Temmuz’da İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii’nin ülkenin kuzeyindeki Ein Shemer’deki karargahına uçan bir insansız hava aracından alınan veriler (Reuters)

Reuters’a konuşan kaynaklara göre, İsrail’in caydırıcılık yeteneklerine ilişkin endişeler, ‘kargaşayı ve bundan nasıl yararlanabileceklerini tartmak’ için üst düzey toplantılar düzenleyen Ortadoğu’daki bazı ‘düşmanlar’ tarafından not ediliyor.

Bir diğer eski Mossad şefi Yossi Cohen, ‘İsrail’in acil ulusal güvenliği’ konusundaki endişelerinden bahsetti.

Cohen, Yedioth Ahronoth gazetesinde 23 Temmuz’da yayınlanan makalesinde, “İran tehdidinin birçok cepheden üzerimize geldiği bir zamanda, İsrail’in güvenlik direncinin zarar görmemesini sağlamalıyız” diye yazdı.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: Çinli kaptan hedefte

225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)
225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: Çinli kaptan hedefte

225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)
225 metre uzunluğunda ve 32 metre genişliğindeki Yi Peng 3, Rusya'da yüklenen gübreleri taşıyor (Reuters)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla başlayan sabotaj tartışması sürüyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal'ın (WSJ) aktardığına göre, yürütülen soruşturmalarda Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı kargo gemisinin kaptanına odaklanılıyor. 

WSJ'ye konuşan ve kimliklerinin paylaşılmasını istemeyen yetkililer, geminin kaptanının Çin vatandaşı olduğunu, güvertede Rus bir denizcinin yer aldığını söylüyor. Bu iki kişinin de henüz sorguya alınmadığı belirtiliyor. 

Geçen hafta Danimarka donanması, sabotajda rol oynamış olabileceği gerekçesiyle Yi Peng 3'ü yakın takibe almıştı. Kaynaklar, bu sırada Danimarkalı bir yetkilinin kısa süreliğine Yi Peng 3'e çıktığını ifade ediyor. 

Bazı Batılı emniyet ve istihbarat yetkilileri, olayda Pekin yönetiminin rolü olmadığını savunuyor. Baltık Denizi'nde yaşanan kablo kopmalarının Rus istihbaratı tarafından düzenlenen bir sabotaj operasyonu olduğunu iddia ediyorlar. 

Kremlin ise WSJ'ye gönderdiği açıklamada iddiaları "saçma ve asılsız suçlamalar" diye niteliyor. 

Pekin de olayla ilgileri olduğuna dair iddiaları reddetmişti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, dün yaptığı açıklamada "uluslararası denizaltı kablolarının ve diğer altyapının güvenliğinin uluslararası hukuka uygun olarak korunması için tüm ülkelerle işbirliği yaptıklarını" bildirmişti. 

Sabotaj tartışmalarının odağındaki Yi Peng 3, Danimarka'nın münhasır ekonomik bölgesi dahilindeki uluslararası sularda demirlemiş durumda. Yük gemisinin etrafına Danimarka, Almanya ve İsveç'e ait NATO gemilerinden oluşan bir filo konuşlandırıldı. İsveç ise geminin soruşturma için kendi sularına geri gelmesi çağrısında bulunuyor.

Uluslararası deniz hukuku uyarınca NATO gemileri, Yi Peng 3'ü kendi limanlarından birine girmeye zorlayamaz. WSJ'nin aktardığına göre İsveçli ve Alman yetkililer, gemiye erişip mürettebatı sorgulamak için Yi Peng 3'ün sahibi şirketle görüşüyor.

Denizaltı kablolarındaki hasar, 17-18 Kasım'da meydana gelmişti. Son incelemelere göre Rusya'nın Leningrad Oblastı'ndaki Ust-Luga limanından 15 Kasım'da ayrılan Yi Peng 3, 17 Kasım akşamı İsveç sularında denize çapa attıktan sonra harekete devam etti. Sürüklenen çapanın, bundan kısa süre sonra İsveç ve Litvanya arasındaki ilk kabloyu kestiği düşünülüyor. 

Bu sırada deniz trafiğinde gemilerin hareketlerini bildiren Otomatik Tanımlama Sistemi'ne gönderilen sinyaller kesildi. Denizcilikte bu duruma "karanlık olay" adı da veriliyor. Sinyalin neden durduğu henüz tespit edilemedi. 

Uydu ve diğer gemi takip verilerine göre Yi Peng 3, çapa atması nedeniyle hızı azalsa bile hareket etmeyi sürdürdü. Geminin sonraki gün yaklaşık 180 kilometre yol kat ettiği aktarılıyor. Bu süre zarfında çapanın Almanya ve Finlandiya arasındaki kabloları da kopardığı belirtiliyor. 

Uluslararası denizcilik faaliyetleriyle ilgili verileri analiz eden Kpler firmasının WSJ'yle paylaştığı bilgilere göre, geminin çapası ve gövdesinde bu analizle uyumlu hasarlar oluştu. Firmanın incelemesinde şu ifadelere yer veriliyor: 

Ilıman hava koşulları ve risk oluşturmayan dalga yükseklikleri göz önüne alındığında, olayda kazara çapa sürüklenmesi olasılığı minimum görünüyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters