Ulusal Arap Kongresi heyetinin Suriye ziyareti tepkilere neden oldu

Beşşar Esed'in Mısırlı muhalif Hamdin Sabbahi'yi kabul etmesi tepkilere yol açtı.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Hamdin Sabbahi ile görüştü. (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Hamdin Sabbahi ile görüştü. (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Ulusal Arap Kongresi heyetinin Suriye ziyareti tepkilere neden oldu

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Hamdin Sabbahi ile görüştü. (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Hamdin Sabbahi ile görüştü. (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Mısır'ın önde gelen muhaliflerinden Hamdeen Sabbahi başkanlığındaki Arap Ulusal Kongresi üyelerinden oluşan bir heyetin Suriye'yi ziyareti ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmeleri, Mısır'da tartışmalara ve suçlamalara yol açtı.

Geçtiğimiz saatlerde eski cumhurbaşkanı adayı, 69 yaşındaki Hamdin Sabbahi’nin adı eski X (eski adıyla Twitter)  sosyal medya platformunda trendler arasına girdi. Analisteler bunu normal bir ziyaret olarak nitelerken, eleştirmenler şüpheyle bakılması gerektiğini ileri sürdüler.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre ziyaret hakkında kamuoyu ikiye bölünmüş durumda. Bu durum sosyal medyadaki paylaşımlara da yansıyor. Bazıları ziyareti desteklerken, diğerleri bunun faydasız olduğunu ve Sabbahi'nin geçmişte Suriye rejiminin politikalarına karşı bir duruş sergilediği için ziyaretinden ‘şok’ olduklarını ifade etti.

Mısır ‘sivil demokrat’ hareketinin sözcüsü ve Ulusal Diyalog üyesi Mısırlı politikacı Halid Davud, Sabbahi'ye şiddetle eleştirerek Facebook hesabından yaptığı açıklamada, Suriye lideri Esed ile görüşmeyi kesin bir şekilde reddettiğini belirtti. Davud açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bu görüşme Mısır muhalefetini veya sivil hareketi temsil etmemektedir. Ulusal Arap Kongresi Genel Sekreteri sıfatıyla Üstat Hamdin tarafından gerçekleştirilmiştir. Yaşasın Suriye halkının devrimi.”

Bir diğer aktivist de benzer bir açıklamada bulunarak “Hamdin Sabbahi’nin kendisini ve Mısır Arap Demokrat Nasiri Partisi’ni temsil ediyor. Mısır halkını temsil etmiyor” dedi.

Bazı Mısırlı aktivistler, görüşmeyi Sabbahi’nin Suriye'deki siyasi krize çözüm bulma çabası olarak övdü ve fotoğrafını ‘dünün en güzel fotoğraflarından biri’ olarak nitelendirdi. Ayrıca “Lütfen Sayın Hamdin Sabbahi'nin geçmişte Cumhurbaşkanı Esed hakkında söylediklerinden bahsetmeyin... Çoğumuz için durum net değildi” ifadesi kullanıldı.

Aktivistler, eski aday Hamdi Sabbahi'nin seçim kampanyasındaki ‘Bizden Biri’ sloganını ziyarete desteklerini göstermek için kullandılar. Ziyareti karşı çıkan diğer aktivistler ise, Sabbahi'nin pozisyonunu alay etmek için sloganı ‘Kümesimizden Biri’ olarak değiştirdiler.

Bir aktivist şu açıklamada bulundu:

"2012'de Hamdin Sabbahi’ye oy verenlerden biriyim. O zamanlar onun devrimin kazanımlarını elde edeceğini umuyordum... Ama bugün şoke olmuş durumdayım ve Beşşar Esed'le görüştüğünü görüyorum.”

Başka aktivistler, Sabbahi'nin daha önce 2012 yılında "Suriyeli çocukların kanı (Esed) rejiminin sonuna kadar peşini bırakmayacak” dediği açıklamasını hatırlattı.

X platformu kullanıcılarından biri “Buna ne olduğuna dair gerçekten bir açıklamaya ihtiyacım var! Küçümseme veya alay etme niyetinde değilim, ama bu ne anlama geliyor?!” diye sordu.

Görüşmeye Arap bölgesinden de tepkiler geldi. Bölge sakinlerinden biri, “Hamdin Sabbahi bu yaştan sonra ne istediğini biliyor olmalı çünkü hem Mısır'da 25 Ocak hareketiyle hem de Suriye rejimiyle aynı safta olamaz” ifadelerini kullandı.

Ziyaret, Arap Birliği'nin geçtiğimiz mayıs ayında Suriye'nin yeniden üye kabul edilmesi ve birlik toplantılarına katılması kararının ardından gerçekleşti. Ülkede şiddet olaylarının patlak vermesinin ardından 2011'in sonundan itibaren üyeliği askıya askıya alınmıştı.

Son aylarda Arap dünyası ile Suriye rejimi arasında resmi bir yakınlaşma yaşandı. Suriye, sekiz Arap ülkesinden bir parlamento heyetini, Arap Parlamento Birliği'ni temsil eden ve birliğin konferansına katılan bir heyeti de içeren Arap heyetlerini kabul etti. Ardından, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Suriye'yi ziyaret etti ve Esed ile görüştü. Beşşar Esed'in 19 Mayıs 2023'te Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen 32. Arap Zirvesi'ne katılması, büyük yankı uyandırmıştı.

Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hüseyin Haridi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada Hamdin Sabbahi'nin Filistin davasını desteklediği ve İsrail'in Suriye’deki Golan da dahil olmak üzere işgal altındaki Arap topraklarını ele geçirmesine karşı çıktığı için Arap meselelerini savunan önceki pozisyonlarıyla tanındığını söyledi. Sabbahi'nin önceki siyasi duruşları göz önüne alındığında ziyaret oldukça doğal olduğunu ifade eden Haridi, “Dolayısıyla bu saldırı yersizdir ve bunu gerçekleştirenler Suriye'nin Arap Birliği’ndeki yerine dönme kararına saldırmış olur” ifadesini kullandı.

Ayrıca İsrail'in saldırılarına karşı Suriye'nin yanında yer alan Ulusal Arap Kongresi heyetinin ziyareti çerçevesinde değerlendiren Haridi'ye göre bu ziyaret ‘kişisel olarak’ yapılmadı. Büyükelçi ziyaretin, yaptırımlar ve haksız kuşatma karşısında ve Suriye hükümeti ile koordinasyon olmadan yabancı güçlerin varlığına karşı Suriye'yi desteklemek için gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Bu pozisyonlar ulusal odaklı, çünkü bu ziyaret Suriye cumhurbaşkanı veya Suriye rejimi ile ilgili değil. Suriye'yi, devleti herhangi bir saldırı karşısında dayanışma anlamına gelen bir ziyaret olduğu için bu adım memnuniyetle karşılandı.

Mısırlı diplomat, bu tür suçlamaları destekleyenleri eleştirerek şunları söyledi:

 “İsrail Suriye havaalanlarına saldırdığında bu sesleri duymamamız garip. Bu bizi bu seslerin çoğu politize olmuş dini gruplardan geldiği sonucuna götürüyor.”

Diplomat ayrıca Ulusal Arap Kongresi heyetinin eleştirilerini de savundu. Halen Arap milliyetçiliğine ve Arap dayanışmasına inanan ve İsrail siyasetine karşı duvar gibi duran bir grup Arap vatandaşları olduklarını vurguladı.



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.