Suriye'nin doğusundaki yabancı birlikler faaliyetlerine hız verdi

Rus hava saldırıları, İran insansız hava araçları ve Uluslararası Koalisyon’da askeri takviyeler yapıldı.

Suriye üzerinde uçuş gerçekleştiren ABD İHA’sı ve ona yaklaşan bir Rus savaş uçağı. (AP)
Suriye üzerinde uçuş gerçekleştiren ABD İHA’sı ve ona yaklaşan bir Rus savaş uçağı. (AP)
TT

Suriye'nin doğusundaki yabancı birlikler faaliyetlerine hız verdi

Suriye üzerinde uçuş gerçekleştiren ABD İHA’sı ve ona yaklaşan bir Rus savaş uçağı. (AP)
Suriye üzerinde uçuş gerçekleştiren ABD İHA’sı ve ona yaklaşan bir Rus savaş uçağı. (AP)

Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye'nin batısındaki Hama şehrinde Rusya ve Suriye ortak kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen gece tatbikatlarının görüntüsünü yayınladı. Dün ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçlerinin konuşlandığı et-Tanf Üssü yakınındaki hava sahasında Rus savaş uçaklarının yoğun uçuşu altında eğitime katılan kuvvetler, ‘terörist’ oluşumlarını imha etmenin amaçlandığı bir tatbikat yaptı.

Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, tatbikatların Rus Su-35 ve Su-24 savaş uçakları ile Suriye topçu birliklerinin katılımıyla gerçekleştirildiği, katılan güçlerin kentte ‘terörist’ olduğu iddia edilen grupların hassas hedeflerini vurmak üzere eğitim aldığı belirtildi. Rus kanalı RT’nin aktardığına göre dün sabah, Rus Ka-52 helikopterleri ‘teröristlerin’ araçlarını ve tahkimatlarını imha etti.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Rus savaş uçaklarının dün (Perşembe) kuzeybatıda uçarken Suriye-Irak-Ürdün sınırındaki 55 kilometrelik alana girdiğini bildirdi. Aynı hava sahasında Uluslararası Koalisyon uçuşuyla karşılanan Rus savaş uçakları, çarpışmayı önlemek için Uluslararası Koalisyon tarafından bölgenin hava sahasını terk etmeye zorlandı.

Söz konusu uçuş, Uluslararası Koalisyon’un kontrolündeki bölgenin hava sahasının ihlali olarak kabul edilirken aynı zamanda bu yıl içinde türünün ikinci örneği oldu. Zira SOHR 15 Haziran'da, et-Tanf Üssü yakınındaki hava sahasında Rus savaş uçaklarının uçuş gerçekleştirdiğini bildirmişti.

İran İHA tatbikatları

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) milisleri, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor kentine insansız hava araçları (İHA) getirerek bireyleri eğitmek için Devlet Güvenlik Şubesi'nin yanındaki DMO merkezini kullandı.

SOHR da çarşamba günü, İran milislerinin ‘Suriye'nin doğusundaki milislerin başkenti’ el-Mayadin şehri yakınlarındaki tarım havalimanlarını yeniden donatmak için çalıştığını belirtmişti. Milisler düşman saldırıları beklentisiyle bir havalimanını ve çevresini donattı, ayrıca bölgedeki karargahını da güçlendirdi. Deyrizor şehrinde, Suriye el-Cezire bölgesinde tarımı geliştirmek amacıyla planörler için kullanılan birkaç tarım havaalanı olması ve İranlı milislerin bunları İHA pilotluğu eğitimi için kullanması dikkat çekiyor.

Uluslararası Koalisyon’un faaliyetleri

Uluslararası Koalisyon’a ait savaş uçakları, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolü altındaki Fırat Nehri yatağında, Deyrizor'un doğu kırsalındaki el-Basira, Ziban ve eş-Şahil kasabaları üzerinde alçak irtifadan uçtu. Söz konusu uçuşlar, İran yanlısı milislerin Fırat Nehri'nin batısındaki etki alanlarına karşılık gelen el-Ömer petrol sahasına (Suriye'deki Uluslararası Koalisyon’un en büyük üsleri) doğru yeni askeri takviyelerin gelmesinden saatler sonra gerçekleşti. Edinilen bilgiye göre, uçakların birkaç kez ses duvarını aşması, çevredeki halk arasında paniğe neden oldu. SOHR aktivistleri dün, Uluslararası Koalisyon güçlerinden oluşan yeni bir askeri takviye grubunun Deyrizor'un doğu kırsalındaki el-Ömer petrol sahasında bulunan askeri üslerine doğru geldiğini bildirdi. Takviye, Haseke kırsalından lojistik malzeme ve askeri teçhizat taşıyan birkaç araçtan oluşuyordu.

Haseke kırsalında çarşambayı perşembeye bağlayan gece ardı ardına patlamalar duyuldu. Söz konusu seslerin SDG ile Uluslararası Koalisyon güçleri arasında, Haseke'nin güneyinde en-Neşve mahallesine bakan Cebel Abdülaziz bölgesindeki ortak askeri tatbikatlardan kaynaklandığı ortaya çıktı.

Tatbikatlarda, kuvvetlerin muharebe hazırlığını artırmak için gerçek mühimmat kullanıldı. Tatbikatlar, Suriye'nin kuzeydoğusundaki bölgelerde bir yanda İranlı milisler ile diğer yanda Uluslararası Koalisyon güçleri arasındaki gerilim çerçevesinde geliyor.

Uluslararası Koalisyon güçleri, 28 Temmuz'da Deyrizor şehrinin kuzeyindeki Koniko gaz sahasında ağır makineli tüfekler, toplar ve savaş uçakları kullanarak gerçek mühimmatlı tatbikat gerçekleştirdi.



Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
TT

Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)

Hamas, 1987'deki kuruluşundan bu yana belki de en karmaşık koşullarla karşı karşıya. Zira 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ndeki İsrail mevzilerine düzenlenen saldırının sonuçları, hareketin muhtemelen bu kadar şiddetli olacağını tahmin etmediği sonuçlar doğurdu.

7 Ekim saldırısına yanıt olarak İsrail, Gazze Şeridi'nde aralarında çok sayıda Hamas liderinin de bulunduğu 50 binden fazla Filistinliyi öldürdü. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni büyük ölçüde tahrip ettikten sonra şu anda parçalamaya devam ediyor.

Hamas'ın yaşadığı kriz sadece Gazze Şeridi ile sınırlı değil; Batı Şeria ve Lübnan'a da yayılıyor. Hareket bu üç cephede, ekonomi ve güvenlik durumuyla ilgili olarak büyük krizlerle karşı karşıya. Özellikle Gazze Şeridi'nde idari krizler yaşanıyor ve Hamas'a yönelik halk desteğinde belirgin bir düşüş var.

Hamas'tan ve Hamas dışından kaynaklar Şarku’l Avsat'a, bu koşulların ne mevcut savaş sırasında ne de daha önceki dönemlerde hareket tarafından hiç yaşanmadığını doğruladı. İsrail ve Filistin Yönetimi 1990'larda Hamas'ın peşine düşüp aktivistlerini gözaltına aldığında bile bu tarz bir durum yaşanmamıştı.

Kaynaklar, ekonomik açıdan hareketin Gazze Şeridi'ndeki hükümet çalışanlarının yanı sıra, askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları mensuplarına ve hatta hareketin diğer organlarında çeşitli düzeylerde çalışan aktivistlerine maaş verme konusunda zor koşullar altında olduğunu söylüyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'nde Hamas hükümetine bağlı kamu çalışanlarına son dört aydır sadece 900 şekel (yaklaşık 250 dolar) ödeme yapıldığını, bunun da çalışanlar arasında kızgınlığa yol açtığını ve geçimlerini sağlamalarına yardımcı olacak parayı bulamayan pek çok çalışan ve ailesinin yaşam zorluklarının arttığını belirtiyor.

Aynı kaynaklar, bazı bakanlıklara ve acil durum komiteleri gibi devlet kurumlarına sosyal ve hizmet çalışmaları için ayrılan bütçelerin dört aydan uzun bir süre önce neredeyse tamamen durduğunu, bunun da Hamas hükümetine bağlı hizmet kurumlarının hareketlerini büyük ölçüde engellediğini belirtiyor. Sağlık ve Sosyal Kalkınma bakanlıkları gibi vatandaşlara daha fazla hizmet veren bakanlıklar, vatandaşların yakıt ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için uluslararası kuruluşlara bağımlı hale geldi.

Kaynaklar, Kassam Tugayları'nın yaklaşık üç aydır mensuplarına maaş ödemediğini ve askeri faaliyetlerle ilgili bazı ihtiyaçları satın almak için fon sağlamakta da büyük zorluk çektiğini belirtti.

Kaynaklar, Hamas'ın hayatını kaybeden aktivistlerinin yanı sıra tutuklu ve yaralıların ailelerinin, hareketin diğer kademelerinde olduğu gibi savaş süresi boyunca yapılanın aksine maaşlarını düzenli olarak alamadıklarını ortaya koydu. Eskiden kendilerine ödenen maaşlara bağımlı olan aileler olduğunu ve bunun iki buçuk aydan fazla bir süre önce durmasıyla işlerin daha karmaşık hale geldiğini belirtti.

İdari düzeyde ise kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki birçok hükümet görevinde ve işinde açık bir idari boşluk olduğunu ve İsrail'in hükümet işlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya ya da durumu yeniden düzenlemeye çalışan herhangi bir figürü hedef alması nedeniyle hareketin bu boşluğu doldurmakta çok zorlandığını doğruladı.

Kaynaklar bu durumun Gazze Şeridi'ndeki tüm bölgelerde olmasa da bazı bölgelerde örgütsel düzeyde bile geçerli olduğunu, ancak askeri kanat düzeyinde idari yapının işlemeye devam ettiğini belirtiyor. Ancak İsrail'in devam eden askeri takibi ve önde gelen lider ve aktivistlere yönelik suikastlar, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzey ve güneyinde bazı işleri zorlaştırıyor.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)

Savaştan bir yıl sonra Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki popülaritesi önemli ölçüde azaldı. Halk, Hamas'ı açıkça suçluyor ve hatta açıkça Hamas'a saldırıyor. Hamas üyelerine saldırmaya cüret edenler bile var ki bu Hamas’ın 2006'dan bu yana Gazze Şeridi'nde iktidarda olduğu yıllarda hiç yaşanmamış bir durum.

Kaynaklar Batı Şeria'da da İsrail ve Filistin güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen gözaltılar ışığında hareketin karmaşık bir kaderle karşı karşıya olduğunu ve birçok hücresini kaybettiğini söylüyor. Bu hücrelerin İsrail içinde ya da Batı Şeria'da yerleşimcilere ya da askeri güçlere karşı saldırılar düzenlemesi gerekiyordu. Ancak bu saldırılar, üyeleri daha sonra öldürülen veya tutuklanan birkaç hücreyle sınırlı kalırken, diğer hücreler de çeşitli güvenlik gerekçeleriyle veya Batı Şeria'daki zor durumdan dolayı gelebilecek tepkilerden korktukları için görevlerini yerine getirmediler.

Görünen o ki Gazze Şeridi'ndeki trajik durum, İsrail'in Batı Şeria'yı ikinci bir Gazze'ye dönüştürme tehditleri ışığında Hamas'ın Batı Şeria'daki popülaritesinin de azalmasına neden oldu.

Yurtdışında Hamas mali ya da idari açıdan sıkıntı çekmiyor. Ancak Lübnan'da, savaşın sona ermesinin ardından (geçtiğimiz Kasım ayında), özellikle de Lübnan'daki yeni siyasi hükümetin Filistinlilerin silahlarını toplama ve Filistinli gruplara Lübnan'ın ulusal güvenliğini etkileyecek hiçbir eyleme izin verilmeyeceği yönünde açık mesajlar gönderme konusundaki ısrarı ışığında, siyasi ve mali açıdan karmaşık bir tabloyla karşı karşıya.

Hareketin önümüzdeki dönemde Lübnan'da siyasi ve mali konularda nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini koruyor. Zira ülkede ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalmaya başladı.

Kaynaklar, İsrail'in onlarca yıldır süren zulmü, Filistin Yönetimi ile yaşanan anlaşmazlıklar ve hatta hareketin bulunduğu ülkelerdeki bazı siyasi rejimlerle yaşanan anlaşmazlıklar boyunca Hamas'ın hiç bu kadar karmaşık bir manzarayla karşılaşmadığını vurguluyor.

Hareket geçmişte özellikle İsrail'in suikastlarıyla birçok darbe aldı ama yaklaşık 20 aydır devam eden savaşta hiç bu kadar zor bir gerçeklikle karşı karşıya kalmamıştı.

Hamas kaynakları bu durumun çok zor, hatta felaket olduğunu, ancak hareketin savaş bittikten sonra toparlanabileceğini ve bunun uzun zaman alacağını söylüyor. Aynı kaynaklar, hareketin halen bazı mali olanaklara sahip olduğunu, ancak güvenlik gerçeğinin başa çıkılması gereken başka bir gerçekliği dayattığını da ifade ediyorlar.