1988'deki cinayeti itiraf ettiği için öldürülen mahkum, son yemek talebinde bulunmadı

Cezaevinden mektup yazarak cinayeti itiraf etmişti

Barnes, 1997'den bu yana Florida Eyalet Hapishanesi'nde tutuluyordu (AP)
Barnes, 1997'den bu yana Florida Eyalet Hapishanesi'nde tutuluyordu (AP)
TT

1988'deki cinayeti itiraf ettiği için öldürülen mahkum, son yemek talebinde bulunmadı

Barnes, 1997'den bu yana Florida Eyalet Hapishanesi'nde tutuluyordu (AP)
Barnes, 1997'den bu yana Florida Eyalet Hapishanesi'nde tutuluyordu (AP)

ABD'nin Florida eyaletinde 1988 yılında bir hemşireye cinsel saldırıda bulunduktan sonra onu çekiçle öldüren ve daha sonra da ateşe veren James Philip Barnes isimli mahkum idam edildi.

Barnes'ın enjeksiyon yöntemiyle idam edildiği bildirildi.

61 yaşındaki mahkumun son sözlerini soran yetkililere yanıt vermediği ve son yemek hakkından da feragat ettiği açıklandı.

Hemşire Patricia Miller cinayeti nedeniyle idam edilen Barnes, bu yıl Florida'da cezası infaz edilen 5. idam mahkumu oldu.

İdamı izlemeye gelen Miller'ın kardeşi Andrew Miller, "Buraya birinin ölmesini izlemeye değil, kardeşimi onurlandırmaya geldim. Hiç kimse kendi evinde güvenlik korkusuyla yaşamamalı. Hiçbir kadın, hiçbir çocuk, hiçbir hayvan bu korkuyu hissetmemeli" diye konuştu. 

İdam edilen Barnes, 1997 yılında eşi Linda Barnes'ı boğarak öldürme suçundan ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış, 2005'te savcılığa bir mektup yazarak hemşire Miller'ı da kendisinin öldürdüğünü itiraf etmişti.

Barnes duruşmalarda savunma yapmayarak üzerine atılı suçlamaları kabul etmişti.

Daha sonra yapılan DNA incelemesinde de Barnes'ın Miller'ı öldürdüğü kanıtlanmıştı.

Barnes bunların dışında en az iki cinayet daha işlediğini ancak bunlardan dolayı yargılanmadığını ifade etmişti.

Cezaevindeyken ünlü Alman yönetmen Werner Herzog'a bir röportaj veren Barnes, hemşire Miller'la cinayetten önce birkaç olay yaşadıklarını belirterek, "Çok aşağılanmış hissetmiştim. Tek söyleyebileceğim bu" ifadelerini kullanmıştı.

Cezaevinde Müslüman olduğunu ve vicdanını temizlemeye çalıştığını belirten Barnes, "Vicdansız olduğumu söylüyorlar ama değilim. Bu dosyada daha fazla soru yok. İdam edileceğim" diye konuşmuştu.

Independent Türkçe, NY Post, AP



Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
TT

Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)

Ciddi bir nüfus krizinin yaşandığı Japonya'da sorunun daha da kötüleştiğini bildiren bir veri daha açıklandı. 

İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı, ülkedeki çocuk nüfusunun bu sene de düştüğünü bildirdi. 

14 yaş ve altındaki çocuklar 1 Nisan 2025'te 13,66 milyon olarak ölçüldü. Geçen sene bu rakam, 350 bin daha fazlaydı.

Dün kamuoyuna duyurulan veriler, bu trendin 44 yıldır kesintisiz sürdüğünü ortaya koyuyor.

Japonya'da toplam nüfusun yalnızca yüzde 11,1'ini çocuklar oluşturuyor. ABD'de bu oran yüzde 21,7, Çin'deyse 17,1. 

5 Mayıs'taki Çocuk Bayramı öncesinde yapılan bu açıklama, düşen doğum oranları ve hızla yaşlanan nüfusa dair endişeyi büyüttü. 

Nüfusun istikrarlı bir şekilde devamı için kadınların doğum ortalamasının 2,1 olması gerekiyor. Ancak Japonya'da bu rakam son yıllarda 1,3 civarında dolaşıyor. 

Bu da ölüm sayılarının doğumları geçmesiyle birlikte ülke nüfusunun azalmasına neden oluyor. Örneğin 2014'te 1,62 milyon kişinin öldüğü ülkedeki doğumlar, bu rakamın yarısından da azdı. 

Nüfusun yüzde 20'sinden fazlası da 65 yaşının üstünde. 

fdgh
"Nakizumo" ya da "ağlayan sumo bebek yarışması" diye bilinen geleneksel festivalde ringe çıkan bebekler arasında ilk ağlayan kazanıyor (Reuters)

Düşen nüfus; işgücü, ekonomi, toplumsal yapı ve sosyal yardım sistemindeki sorunların büyümesi anlamına geliyor.

Ülkedeki evlilik teşvik edilse de önceki seneye göre artış 10 binde kaldı. Boşanma rakamlarında da artış var. 

Uzmanlar nüfus düşüşünün en az 20-30 yıl daha sürmesini bekliyor. 2024'te 123,4 milyon olan Japonya nüfusunun 2065'te 88 milyona gerileyeceği tahmin ediliyor. 

Doğum oranlarının artırılması amacıyla 4 gün çalışma düzenine geçmek, evlilik ve çocuk teşviki, çocuk bakımevlerini artırmak gibi tedbirler alınıyor. Ancak hayat pahalılığı, düşük maaşlar, iş koşullarının zorluğu ve ülkenin yaşam alanlarının dar olması gibi sorunlar bu teşvikleri gölgeliyor. 

Bölgedeki Çin, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore gibi ülkeler de benzer bir şekilde nüfus sorunuyla boğuşuyor. 

İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de aynı sıkıntı yaşansa da göç yoluyla çözüm bulunabilliyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters