ABD, Filistinli bir gencin yerleşimciler tarafından öldürülmesini ‘terör’ olarak nitelendirdi

Batı Şeria’daki cenaze töreninde yerleşimciler tarafından öldürülen Filistinli gencin yakınları (AFP)
Batı Şeria’daki cenaze töreninde yerleşimciler tarafından öldürülen Filistinli gencin yakınları (AFP)
TT

ABD, Filistinli bir gencin yerleşimciler tarafından öldürülmesini ‘terör’ olarak nitelendirdi

Batı Şeria’daki cenaze töreninde yerleşimciler tarafından öldürülen Filistinli gencin yakınları (AFP)
Batı Şeria’daki cenaze töreninde yerleşimciler tarafından öldürülen Filistinli gencin yakınları (AFP)

ABD, Filistinli bir gencin İsrailli yerleşimciler tarafından öldürülmesini kınadı ve olayı ‘terör’ olarak nitelendirdi.

İsrail polisi, Ramallah’ın doğusundaki Burka köyü sakinleri ile yerleşimciler arasındaki çatışmalar sırasında Filistinli genç Qusai Jamal Matan’ı (19) öldürdükleri suçlamasıyla iki radikal yerleşimciyi gözaltına aldı.

İsrail ordusu tarafından yapılan ilk soruşturmaların sonuçlarında, olay her iki tarafın da yaralanmasıyla sonuçlanan bir çatışma olarak nitelendirildi.

Bir savunma avukatı, yerleşimcilerin meşru müdafaa içerisinde hareket ettiğini söyledi. Başından yaralanan sanıklardan biri duruşmaya katılmadı.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz gazetesinden alıntı yapan Reuters’tan aktardığı habere göre, İsrailli savcılar, yerleşimcileri ırkçı saikle ‘kasıtlı veya kasten ihmal suçu’ işlemekle suçladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından dün geç saatlerde yapılan açıklamada, “19 yaşındaki Filistinli bir genci öldüren aşırılık yanlısı yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen terör saldırısını şiddetle kınıyoruz” denildi.

Bakanlık, tam şeffaflık ve adalet çağrısında da bulundu.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Burka köyüne yönelik saldırıyla ilgili açıklaması, Filistinli birisinin Tel Aviv’de bir güvenlik görevlisinin ölümüne yol açan saldırısını kınayan ve terör saldırısı olarak nitelendiren başka bir açıklamanın hemen ardından yapıldı.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Burka köyüne taş atan Filistinlilerin ‘Yahudileri öldürmeye çalıştığını’ öne sürdü.

İsrail Ordu Radyosu, yerleşimciler veya onların destekçileri tarafından Batı Şeria’da Filistinlilere yönelik düzenlenen saldırıların sayısının geçen yıla göre bu yıl ikiye katlandığını bildirdi.

Eski Savunma Bakanı ve muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi Başkanı Benny Gantz, eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X’den yaptığı açıklamada, “Tehlikeli milliyetçi terörizm gözlerimizin önünde gelişiyor” ifadelerini kullandı.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times