İsrail: Arap belediye başkanları, ırkçılığı protesto etmek için hükümet binası önünde oturma eylemi düzenledi

Kudüs'teki Eski Şehir’de bulunan bir dükkanda Filistinli bir çocuk (DPA)
Kudüs'teki Eski Şehir’de bulunan bir dükkanda Filistinli bir çocuk (DPA)
TT

İsrail: Arap belediye başkanları, ırkçılığı protesto etmek için hükümet binası önünde oturma eylemi düzenledi

Kudüs'teki Eski Şehir’de bulunan bir dükkanda Filistinli bir çocuk (DPA)
Kudüs'teki Eski Şehir’de bulunan bir dükkanda Filistinli bir çocuk (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail’de yoğunlukla Arap nüfusun yaşadığı Belediyelere tahsis edilen ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in askıya aldığı bütçenin yakında yerel yönetimlere ödeneceğini açıklasa da Belediyeler ve Konseyler Bölgesel Komitesi önümüzdeki Pazar günü belediye başkanları için devlet daireleri önünde oturma eylemi yapılacağını duyurdu.

Umm el-Fahm Belediye Başkanı Samir Muhamid, hükümetteki radikal ırkçı akımın Arap olan her şeye karşı düşmanca tavır takındığını, bu tutumu İsrail'deki Arap vatandaşlarıyla (1948 Filistinlileri) tüm ilişkilerine yansıttığını, dolayısıyla bunun hükümetin politikasını büyük ölçüde etkilediğini söyledi.

Basın açıklaması yapan Muhamid, kendisi diğer belediye başkanlarının sadece halk mücadelesinde rol oynamadıklarını, aynı zamanda bu politikayı değiştirmek için başbakan ve bazı bakanlarla temas kurmak için inisiyatif aldıklarını belirtti. Ayrıca “Sorumlulukla çalışıyor, hiçbir bakanı boykot etmiyoruz. Ama bizi bölen, taciz eden bakanlar var” ifadelerine başvurdu.

İsrail'deki Arapların popüler siyasi liderliği konumundaki Takip Komitesi, geçtiğimiz Pazar gününden bu yana devlet dairelerinin önünde bir protesto çadırı kurmuştu. Çadırın bugün sökülmesi bekleniyordu. Ancak Smotrich'in önceki hükümette Arap yerel makamlarının koşullarını dengelemek için kararlaştırılan yüz milyonlarca şekeli dondurma kararını açıklaması ardından önümüzdeki Pazar gününe kadar uzatılmasına karar verildi. Smotrich, organize suç çetelerinin kendilerini istismar edip etmediğini incelemek istediğini öne sürdü.

Smotrich, bu çeteleri takip etmek için özel bir komite kurulduğunu duyurduğu bir basın toplantısı düzenledi. Muhamid ise “Mali veya yasal açıdan suçla mücadele etmek için atılan her adımı kutsayan Arap topluluğu liderleri, ancak bu konuyu organize suçlar dahil olmak üzere yaşadığımız her sıkıntının temeli sayılan ırk ayrımcılığı ve zulüm politikası olan temel meseleyi sürdürmek için bir bahane olarak kullanmayı reddediyor” ifadelerine başvurdu.

Oturma çadırında bulunan Negev'deki Kaysum Meclisi Başkanı Selame el-Atraş ise “Smotrich'in Arap toplumuna ayrılan bütçelerin suç çetelerine gittiği iddiası yanlıştır. Aksine Arap meclisleri çalışır, yetkilere sahiptir. Yahudi yetkililerden daha iyi çalışan Arap yerel yönetimleri vardır. Bakanın bu kararı tam bir ırkçılıktır. Bu sadece başlangıç, bu hükümetin daha ırkçı kararlar alması bekleniyor. Bu nedenle Arap liderliği ve Arap kitleleri bu aşırıcılığı dizginlemek için gereğini yapmalı” ifadelerini kullandı.

Bölgesel Komite, Arap yerel yetkililerin tüm başkanlarını, haftalık kabine toplantısı sırasında gelecek Pazar günü sabahı saat 10.00’da Başbakan Netanyahu'nun ofisinin önünde Kudüs'teki oturma çadırında hazır bulunmaya çağırdı. Aynı zamanda çeşitli kararlar ve önlemler almak için komiteyi olağanüstü bir toplantıya çağırma niyetinde olduğunu bildirdi.

Bölgesel Komite ve Arara Yerel Meclisi Başkanı Mudar Yunus, çadırda düzenlediği basın toplantısında, Arap yerel yetkililerin başkanlarının bir çadırda gösteri yapacaklarını, gösteri ve protesto için başbakanın ofisine gireceklerini duyurdu. “Kudüs’te kitlesel bir gösteri düzenlemenin yanı sıra Arap yerel makamlarında kapsamlı bir grev, bir sonraki okul yılının açılmaması gibi adımlar önerilecek” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda meslektaşlarını, Yahudi belediye başkanlarını ve yerel yönetim merkezindeki tüm temsilcileri bu uğurda seferber olmaya çağırdı.

Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in dondurmaya karar verdiği, yerel yönetimlere tahsis edilen bütçe, yönetim için 200 milyon şekelin, yüksek yoksulluk oranları, zayıf altyapı ve okullar için yetersiz finansmandan muzdarip Arap kasabalarındaki ekonomik kalkınma için ise 100 milyon şekelin tahsis edilmesini içeriyor. Bu nedenle, bu bütçenin dondurulması, organize suçlar dahil olmak üzere Arap toplumunda artan sorunlara katkıda bulunan bir faktör olarak görülüyor.



Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Suudi Arabistan ile birlikte eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin uluslararası konferansa başkanlık edeceğini açıkladı.

Macron, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hazırladığı askeri saldırı, her iki halk için de gerçek bir felakete yol açacak ve bölgeyi kalıcı bir savaşa sürükleyecektir” dedi.

Macron, ‘bu savaşı sona erdirmenin tek yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması, halka büyük ölçekli insani yardım ulaştırılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki rolünün güçlendirilmesi’ olduğuna inanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı bunun için ‘Gazze Şeridi'nde istikrarı sağlamak üzere uluslararası bir misyonun görevlendirilmesi ve hem İsrail hem de Filistin halklarının beklentilerini karşılayan siyasi bir çözümün geliştirilmesi için çalışılması’ gerektiğini belirtti.

Macron, ‘iki devletli çözümün rehinelerin aileleri, İsrailliler ve Filistinliler için tek güvenilir yol olduğunu’ kaydetti.

Suudi Arabistan ve Fransa, 28-29 Temmuz tarihlerinde New York'taki BM genel merkezinde bakanlar düzeyinde Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Konferans’a başkanlık etti.

(foto altı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 28 Temmuz'da New York'ta düzenlenen iki devletli çözüm konulu bakanlar konferansının açılışında konuşma yaptı. (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan konferanstaki konuşmasında, ülkesinin, bölgedeki tüm halklar için güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasının, Filistin halkına adalet sağlanması ve onların meşru haklarını elde etmelerinin sağlanmasıyla başladığına inandığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan’a göre bu hakların başında, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması geliyor.

Prens Faysal bin Ferhan, “Bu sadece siyasi bir tutum değil, bağımsız bir Filistin devletinin bölgede gerçek barışın anahtarı olduğuna dair sağlam bir inanç... Konferans, iki devletli çözümü uygulamaya koyma, işgali sona erdirme ve Ortadoğu'da barış için acil ve sürdürülebilir bir vizyon gerçekleştirme yolunda bir dönüm noktası” ifadelerini kullandı.

(video)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ‘konferans ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon'un çalışmaları aracılığıyla, Filistin halkının kapasitelerini geliştirme ve ulusal kurumlarını güçlendirme çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde koordineli çabaların önemini’ vurguladı.

Prens Faysal bin Ferhan, Macron’un, ülkesinin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasına övgüde bulunarak, bunu ‘Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkına yönelik artan uluslararası desteği yansıtan ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine elverişli bir uluslararası ortam yaratmaya katkıda bulunan tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Bakanlar konferansına katılan ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için çalışmak üzere bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası, Filistin devletinin tanınmasını artırmayı ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı ve insani felaketi durdurmak için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlıyor.

Bakanlar konferansının nihai belgesi, ‘Filistin meselesine ilişkin BM'nin devam eden sorumluluğunu’ ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son verilmesi gerektiğini yineledi. Belge ayrıca, ‘insani hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygının’ önemini vurguladı ve ‘Filistinli sivilleri korumak için önlemler’ alınması çağrısında bulundu.

Belge, ‘yerleşim faaliyetlerinin, ev yıkımlarının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması’ çağrısında bulundu. İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesi çağrısının yanı sıra, Filistinlilere kendi kaderini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi ve mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması çağrısında bulundu.