İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı ve Savunma Bakanı arasında ‘Ulusal Muhafız Gücü’ gerginliği

İsrail polisi, Mescid-i Aksa’ya giden yolu kapattı (Reuters)
İsrail polisi, Mescid-i Aksa’ya giden yolu kapattı (Reuters)
TT

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı ve Savunma Bakanı arasında ‘Ulusal Muhafız Gücü’ gerginliği

İsrail polisi, Mescid-i Aksa’ya giden yolu kapattı (Reuters)
İsrail polisi, Mescid-i Aksa’ya giden yolu kapattı (Reuters)

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, ‘Ulusal Muhafız Gücü’ kurma önerisini reddeden Savunma Bakanı Yoav Gallant’ı eleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın AWP haber ajansından aktardığı habere göre, Ben-Gvir sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, “Savunma Bakanı Gallant kendinize saygı duyun ve sağcı hükümetin içinde olup olmayacağınıza karar verin” ifadelerini kullandı.

Ulusal Güvenlik Bakanı, Gallant’a hitaben açıklamasına şöyle devam etti;

“Sizin denediğiniz gibi sol politikalarla bir hükümet yönetmek mümkün değil. Bu arada, ordunun tabi olduğu Savunma Bakanı’nın, bir güvenlik teşkilatının (Ulusal Muhafızlar) bir bakana tabi olmasının tehlikeli olduğunu söylemesi de saçma.”

İsrail merkezli Kanal 12’nin haberine göre, Savunma Bakanı Gallant, dün Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir’e hitaben bir mektup yazdı.

Gallant söz konusu mektupta, doğrudan aşırı sağcı Otzma Yehudit partisinin lideri Ben-Gvir’in kontrolü altında bir Ulusal Muhafız Gücü kurulması yönündeki öneriyi eleştirdi.

Mektupta, ‘İsrail'de özel milislere yer olmadığına’ vurgu yapan Gallant, “Yeni bir güvenlik teşkilatının kurulması gerçek sorunlara yol açacak ve güvenlik teşkilatı için dikkat dağıtıcı olacaktır” diye yazdı.

Ben-Gvir, yargı revizyonu yasasına geçici bir ara verilmesini desteklemesi karşılığında, Mart ayında uzun zamandır istenen Ulusal Muhafız Gücü için Başbakan Binyamin Netanyahu’dan onay almıştı.

Ulusal Güvenlik Bakanı, Ben-Gvir’in sosyal medyada dolaşan mektubunu henüz almadığını söyledi.

Ben-Gvir açıklamasında, “Yargı reformlarını durdurmaya çalışan ve yerleşimcilerin peşine düşen Gallant’tan ulusal güvenlik meselelerine karışmamasını istiyoruz” ifadelerini de kullandı.



Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Suudi Arabistan ile birlikte eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin uluslararası konferansa başkanlık edeceğini açıkladı.

Macron, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hazırladığı askeri saldırı, her iki halk için de gerçek bir felakete yol açacak ve bölgeyi kalıcı bir savaşa sürükleyecektir” dedi.

Macron, ‘bu savaşı sona erdirmenin tek yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması, halka büyük ölçekli insani yardım ulaştırılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki rolünün güçlendirilmesi’ olduğuna inanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı bunun için ‘Gazze Şeridi'nde istikrarı sağlamak üzere uluslararası bir misyonun görevlendirilmesi ve hem İsrail hem de Filistin halklarının beklentilerini karşılayan siyasi bir çözümün geliştirilmesi için çalışılması’ gerektiğini belirtti.

Macron, ‘iki devletli çözümün rehinelerin aileleri, İsrailliler ve Filistinliler için tek güvenilir yol olduğunu’ kaydetti.

Suudi Arabistan ve Fransa, 28-29 Temmuz tarihlerinde New York'taki BM genel merkezinde bakanlar düzeyinde Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Konferans’a başkanlık etti.

(foto altı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 28 Temmuz'da New York'ta düzenlenen iki devletli çözüm konulu bakanlar konferansının açılışında konuşma yaptı. (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan konferanstaki konuşmasında, ülkesinin, bölgedeki tüm halklar için güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasının, Filistin halkına adalet sağlanması ve onların meşru haklarını elde etmelerinin sağlanmasıyla başladığına inandığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan’a göre bu hakların başında, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması geliyor.

Prens Faysal bin Ferhan, “Bu sadece siyasi bir tutum değil, bağımsız bir Filistin devletinin bölgede gerçek barışın anahtarı olduğuna dair sağlam bir inanç... Konferans, iki devletli çözümü uygulamaya koyma, işgali sona erdirme ve Ortadoğu'da barış için acil ve sürdürülebilir bir vizyon gerçekleştirme yolunda bir dönüm noktası” ifadelerini kullandı.

(video)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ‘konferans ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon'un çalışmaları aracılığıyla, Filistin halkının kapasitelerini geliştirme ve ulusal kurumlarını güçlendirme çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde koordineli çabaların önemini’ vurguladı.

Prens Faysal bin Ferhan, Macron’un, ülkesinin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasına övgüde bulunarak, bunu ‘Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkına yönelik artan uluslararası desteği yansıtan ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine elverişli bir uluslararası ortam yaratmaya katkıda bulunan tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Bakanlar konferansına katılan ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için çalışmak üzere bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası, Filistin devletinin tanınmasını artırmayı ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı ve insani felaketi durdurmak için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlıyor.

Bakanlar konferansının nihai belgesi, ‘Filistin meselesine ilişkin BM'nin devam eden sorumluluğunu’ ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son verilmesi gerektiğini yineledi. Belge ayrıca, ‘insani hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygının’ önemini vurguladı ve ‘Filistinli sivilleri korumak için önlemler’ alınması çağrısında bulundu.

Belge, ‘yerleşim faaliyetlerinin, ev yıkımlarının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması’ çağrısında bulundu. İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesi çağrısının yanı sıra, Filistinlilere kendi kaderini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi ve mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması çağrısında bulundu.