Kahale olayının daha kötü bir noktaya kaymasını engelleme sorumluluğu Hizbullah’ta

Müttefikleri Hizbullah’ı kamyonun devrilmesini ele alırken ihmalkâr davranmakla suçluyor.

Hizbullah’a ait kamyonun kaza yaptığı yerdeki Lübnan ordusu mensupları (EPA)
Hizbullah’a ait kamyonun kaza yaptığı yerdeki Lübnan ordusu mensupları (EPA)
TT

Kahale olayının daha kötü bir noktaya kaymasını engelleme sorumluluğu Hizbullah’ta

Hizbullah’a ait kamyonun kaza yaptığı yerdeki Lübnan ordusu mensupları (EPA)
Hizbullah’a ait kamyonun kaza yaptığı yerdeki Lübnan ordusu mensupları (EPA)

Hizbullah’ın El-Kahale beldesinde mühimmat yüklü kamyonunun devrilmesi karşısındaki tutumu müttefiklerinin suçlamalarının baskın olduğu bir değerlendirmeye konu oldu. Bu değerlendirmeye göre Direnişe Sadakat Bloğu’nun açıklaması gereksizdi. Bunun yerine Hizbullah, ilk andan itibaren iletişime geçerek ordunun olayın sorumluluğunu ele almasını sağlayabilirdi. Böylece muhaliflerinden gelen tepkilerin de önüne geçebilirdi. Öte yandan Hristiyan müttefikleri sessiz kalarak parmaklarını bile kıpırdatmadı. Bu da Hizbullah’ın siyasi ve medya düzeyinde kuşatılırken tek başına kalmasına sebep oldu.

Hizbullah’ın hücum politikası yerinde bir hamle değildi. Hele de kamyonun devrilmesi siyasi sahnenin değişmesine ve Şii-Hristiyan anlaşmazlığının körüklenmesine sebep olurken. Lübnan ordusunun müdahalesi geç olsa da siyasi krizi kontrol almaya yardımcı oldu ve olayın Kahale beldesi sakinleri ve kamyona eşlik etmekle görevli silahlı Hizbullah grubu arasında bir çatışmaya dönüşmesini engelledi.

Hizbullah, Özgür Yurtsever Hareketi’nin Hristiyan tabandaki Hizbullah muhalifleri tarafından gelen eleştirilerin etkisini azaltamaması ile de karşı karşıya kaldı. Zira hareket beldedeki atmosferi gözetmek zorunda kalarak açıklamasında ölenlerin Hizbullah veya güvenlik güçlerinin ihmalkarlığı sonucunda hayatını kaybettiğini belirtti.

Ancak Özgür Yurtsever Hareketi’nin güvenlik güçlerinin ihmalkarlığı ile ilgili iddiasına, siyasi olarak harekete bağlı olan Kahale beldesi sakini Fadi Bejjani’nin ölümü sırasında görüş bildiren milletvekillerinin çoğu katılmadı.

Hareketin milletvekillerinin tepkilerine bakıldığında, çoğunun liderleri Cibran Basil’in gösterdiği tutumu aştığı ve daha sonra eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın itidal çağrısı yapması dikkat çekti.

İsminin açıklanmasını istemeyen hareketin önde gelenlerinden biri Avn’ın kamyon kazasına ilişkin yaklaşımda siyasi bir çıta belirlediğini söyledi. Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, hareketten kimden çıktığına bakılmaksızın gösterilen diğer tepkilerin bağlayıcı olmadığı ve bu tepkilerin altında Kahale beldesini etkileyen kriz durumunun yatıştırılması ve Hristiyan tabanında olayı kullanmak isteyen muhaliflerinin önünün kesilmesinin yattığını söyledi.

Aynı kaynak, gösterilen tepkilerin Basil için Hizbullah ile girdiği yeni diyalogda sıkıntı teşkil ettiğini, ancak diyaloğun devam edeceğini kaydetti. Kaynak “Hizbullah’ın koordinasyon ve irtibat görevlisi Vefik Safa’ya verilen siyasi belgeye Hizbullah’ın yanıtını bekliyoruz” dedi. Hareket, askeri birliklerin kriz durumunu kontrol altına almakta geciktiği bahanesiyle suçu ordu komutanı General Joseph Avn’a yükleme girişimlerini desteklemiyor ve çabaların mezhepsel çekişmeyi bastırmaya yönlendirilmesi gerektiğini belirterek ve şu soruyu yöneltiyor: “Ordunun, halkın kamyondaki mühimmatlara el koymasını ve buna karşılık Hizbullah’ın olayı kontrol altına alınması zor bir duruma getirecek tepki vermesini engellemek için gösterdiği çabalardan başka ne yapması gerekiyordu?”

Bu bağlamda Şarku’l Avsat’ın parlamentodaki kaynaklardan edindiği bilgiye göre şu anda Lübnan dışında bulunan İlerici Sosyalist Partisi eski başkanı Velid Canbolat, olayların yatıştırılmasında büyük bir rol oynadı. Sürekli Parlamento Başkanı Nebih Berri, ordu ve Hizbullah liderleri ile İlerici Sosyalist Partisi’nin başkanlığını yapan oğlu Timur Canbolat’la iletişim halindeydi. Kamyonun Aley beldesi ve köylerinin eteklerinde bulunan ve Bekaa Vadisi ile Suriye’ye geçiş noktası oluşturan hassas bir bölgede devrildiği ve bu bölgeyi ülkenin hala çözülemeyen ekonomik ve sosyal krizlerden muzdarip olmakla birlikte, sahip olduğu iç barışı tehdit eden çatışma hatlarına dönüştürmenin bir faydası olmayacağı için bu inisiyatifi gösterdi.

Kaynaklar, ordunun olayı kontrol altına almakta gecikmesinin kasıtlı olmadığını, sadece buna siyasi ve saha düzeyinde hazırlanılması gerektiğini söylediler. Bu bağlamda, askeri birliklerin daha rahat bir şekilde kamyonu yoldan çekip içindekileri boşaltabilmesi için Kahale virajındaki Hizbullah grubu uzaklaştırıldı. Kaynaklar, askeri birliklerin beldede toplanan insanlarla sürtüşme sebebinin sadece mühimmata el konulmasını önlemek olduğunu söylediler.

Kaynaklara göre kamyon devrilir devrilmez ve daha iki kişinin ölüm haberi gelmeden harekete geçen Canbolat, Demokratik Buluşma Bloğu üyeleriyle temasta kaldı. Üyeler Canbolat’a anlayış ve duyarlılık gösterdi. Bu, bir tarafı tutarak müdahil olup siyasi çatışmayı körüklemenin parçası olmamalarını açıklıyor. Canbolat, herhangi bir şekilde taraf tutmayıp, daha ilk andan itibaren sükûnetten yana taraf tutmaya ve iç barışı sonu tahmin edilemeyen bir gerilemeye maruz bırakmamaya çalıştı.

Bu nedenle siyah ipliği beyaz iplikten ayırt etmek için adli soruşturma açılana kadar beklemek gerek. Parlamento kaynakları, durumu toparlama ve Kahale virajının, siyasi olarak cumhurbaşkanlığındaki boşluğu genişletme yönünde kaymasını önleme çağrısında bulundular. Bu yüzden Hizbullah’ın, kamyonun devrilmesinin olumsuz yansımalarını kontrol altına alma sorumluluğu göstermesi ve bunun için de kibirden tevazu aşamasına geçmesi gerekiyor.



Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze hastaneleri kapanma tehdidiyle karşı karşıya

Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenazeleri başında yas tutan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılar ve ağır topçu bombardımanında aralarında çocukların da bulunduğu 19 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Bu arada Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, yakıt yetersizliği nedeniyle 48 saat içinde tüm hastanelerin çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail, bir yıldan uzun bir süredir savaş yürüttüğü Gazze Şeridi'ne yakıt girmesine izin vermiyor.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail'in gece yarısından sonra sabaha kadar Gazze Şeridi'ne düzenlediği bir dizi şiddetli hava saldırısında 19 vatandaş şehit oldu ve 40'tan fazla kişi de yaralandı” dedi.

Daha önce Filistin televizyonu, Gazze şehrinin doğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir evi hedef alan İsrail bombardımanında altı kişinin öldüğünü ve birkaç kişinin de yaralandığını bildirmişti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 38 kişinin öldüğünü açıkladı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf hakkında, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmasından bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda insanlığa karşı suç ve savaş suçu işledikleri şüphesiyle yakalama kararı çıkarmasının ardından uluslararası tepkiler devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki Sahra Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Mervan el-Hams, “İşgalcilerin yakıt girişini engellemesi nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki tüm hastanelerin 48 saat içinde çalışmayı durduracağı ya da hizmetlerini azaltacağı konusunda acil bir uyarıda bulunuyoruz” dedi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in biri Gazze Şehri'nin doğusunda diğeri de şehrin güneyinde bulunan iki evi hedef alan saldırısında ölen on iki kişinin cesedine ulaşıldığını ve onlarca kişinin de yaralandığını duyurdu.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'teki saldırıya karışan beş Hamas mensubunu öldürdüğünü bildirdi.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre saldırıda onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sekizi yoğun bakımda olmak üzere 80 hastanın ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kısmen faaliyet gösteren iki hastaneden biri olan Kemal Advan Hastanesi'ndeki personelin durumuyla ilgili ‘ciddi endişelerini’ dile getirdi.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'a göre, hastane perşembe günü bir insansız hava aracı (İHA) saldırısının hedefi oldu. Söz konusu saldırı, bir elektrik jeneratörünün ve bir su deposunun tahrip olmasına yol açtı.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye AFP'ye yaptığı açıklamada, kurumunun dün yine İsrail hava saldırılarının hedefi olduğunu, bir doktor ve hastaların yaralandığını söyledi.

İsrail ordusu, Hamas savaşçılarının yeniden toparlanmasını önlemek amacıyla 6 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde büyük bir kara operasyonu başlattı.

‘Masum çocuklar’

Bilal isimli Filistinli, kurbanların götürüldüğü el-Ehli Arap Hastanesi'nin salonlarından birinde şunları söyledi: “Tüm ailem öldürüldü. Aileden geriye bir tek ben kaldım. Adaletsizliği durdurun.”

AFP'ye konuşan bir başka adam ise hastane yatağında hareketsiz yatan bir çocuğun yanında otururken, “Orada masum çocuklar vardı (...) Onların suçu neydi?” diye sordu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şimdiye kadar çoğu sivil kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 56 kişi hayatını kaybetti.

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, Hamas'ın İsrail yerleşimlerine yönelik saldırısında çoğu sivil bin 206 kişi öldü.

Saldırı sırasında 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü. Bunlardan 97'si Gazze Şeridi'nde kaldı ve İsrail ordusu kalan esirlerden 34'ünün öldüğünü tahmin ediyor.

‘Tehlikeli bir emsal’

Savaşın başlamasından bir yıldan fazla bir süre sonra, UCM'nin perşembe günü aldığı karar İsrail'i çileden çıkardı.

Netanyahu perşembe akşamı yaptığı açıklamada, “Hiçbir bariz İsrail karşıtı karar bizi, özellikle de beni, ülkemizi savunmaya devam etmekten alıkoyamaz. Baskılara boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Gallant kararı, ‘terörizmi teşvik eden tehlikeli bir emsal’ olarak değerlendirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, ‘utanç verici’ olarak nitelendirdiği kararı kınadı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise dün yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Netanyahu, Orban'ın tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun ‘ahlaki netliği’ yansıttığını söyledi.

Macaristan da dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülke teorik olarak üç yetkiliyi kendi topraklarına girmeleri halinde gözaltına almakla yükümlü.

İngiliz hükümeti dün Netanyahu'nun yakalama kararı kapsamında gözaltına alınabileceğini ima etti.

İrlanda Başbakanı Simon Harris, ülkesini ziyaret etmesi halinde Netanyahu'yu gözaltına alacağını söyledi.

Harris, RTE devlet televizyonunda UCM üyesi olan İrlanda'nın Netanyahu'yu ülkeyi ziyaret etmesi halinde gözaltına alıp almayacağı sorusuna “Evet, kesinlikle” yanıtını verdi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni dün yaptığı açıklamada, G7 dışişleri bakanlarının pazartesi ve salı günleri Roma yakınlarında bir araya geldiklerinde mahkemenin yakalama kararlarını görüşeceklerini duyurdu.

İran kararı, ‘Siyonist varlık için siyasi bir ölüm’ olarak değerlendirirken, Çin mahkemeyi ‘objektif ve adil bir duruş’ sergilemeye çağırdı.

Hamas mahkemenin kararını memnuniyetle karşılayarak, bunu ‘tarihi ve önemli’ bir adım olarak nitelendirdi.