İran, Rusya'nın Tartus'taki nüfuz alanına tarımsal yatırım yapıyor

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 1 Ağustos'ta Tahran'da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ı ağırladı. (DPA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 1 Ağustos'ta Tahran'da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ı ağırladı. (DPA)
TT

İran, Rusya'nın Tartus'taki nüfuz alanına tarımsal yatırım yapıyor

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 1 Ağustos'ta Tahran'da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ı ağırladı. (DPA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 1 Ağustos'ta Tahran'da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ı ağırladı. (DPA)

Suriye Tarım Bakanı Muhammed Hasan Katana, Suriye ve İran araştırmalarının konuşulması beklenen tarımsal araştırmalar konulu konferansa hazırlık olarak Şam’da İran'ın Suriye Büyükelçisi Hüseyin Akbari ve İran heyeti ile bir araya geldi. Konferansta, araştırmacıların mevcut koşullarda uygulanabilir araştırmaları sunmaya davet edileceği kaydeidldi.

Suriye resmi medyasının aktardığına göre söz konusu görüşmede Suriye Tarım Bakanı'nın yatırım yasasına göre bakanlığın yatırım için öne sürdüğü projeler, sunduğu kolaylıklar ve avantajlar hakkında konuşuldu. Ayrıca piyasaya bebek maması sağlamak amacıyla Tartus'taki Zahid inek tesisi yakınlarında toz bebek maması üretimi için bir fabrika kurulması, tarım alanında bilimsel araştırma yapılması ve deneyim alışverişi alanlarında iş birliği gündeme geldi.

Perşembe günü gerçekleşen görüşmede Bakan, Deyrizor'daki el-Mayadin'de bulunan arazilerin geri alınması, sulama ağlarının artırılması, bunlara yatırım yapılması ve ürünlerin yerel olarak pazarlanması konusuna da değindi.

Diğer yandan ise İran cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan, Tahran'ın Suriye'deki savaşa 10 sene içerisinde 50 milyar dolar harcadığına ilişkin gizli bir hükümet belgesi medyaya sızdırıldı. Bu rakam, Tahran’ın geri almak istediği bir borç olarak değerlendirildi. Bu fonların geri alınması için Suriye ile imzalanan anlaşmaların 18 milyar doları geçmediği bilgisi yer aldı. Belgeye göre, İran Devrim Muhafızları'nın ekonomik kolu olan Hatem el-Enbiya üssü Suriye'den ekonomik hak talepleri toplamaya devam edecek.

Fotoğraf Altı: Tartus'taki Zahid büyükbaş hayvan tesisi. (Facebook)
Tartus'taki Zahid büyükbaş hayvan tesisi. (Facebook)

Belgeye göre İran'ın 50 yılda 18 milyar dolar ödeyebilmesi için 947 milyon dolar harcayacağı sekiz yatırım projesi mevcut. Suriye'de 5 bin hektar tarım arazisi yatırım sözleşmeleri de bu kapsamda yer alıyor. Bu projenin 25 yıl içinde Suriye'nin İran'a olan 25 milyon dolarlık borcunu karşılaması bekleniyor. Ayrıca Suriyeli Bakan, İran tarafına sunduğu öneride bebek maması sağlamak amacıyla Tartus'taki Zahid inek tesisi yakınlarında toz bebek maması üretimi için bir fabrika kurma planına değindi. Sızdırılan belgeye göre 25 yılda 7 milyon dolar değerindeki borcun ödenmesi planlanan bir projeden bahsediliyor.

Şam'daki bağımsız ekonomik kaynaklar, Şarku’l Avsat’a verdikleri demeçte, Zahid tarım projesinin İran'ın Suriye'deki ilk tarım yatırımlarından biri olduğunu, İran tarafında İran Devrim Muhafızları ve Lübnan Hizbullahı tarafından yönetildiğini aktardı. Kaynaklar bunun öneminin, Tartus'taki Rus deniz üssüne 25 kilometre uzaklıkta olması nedeniyle coğrafi konumundan kaynaklandığını da sözlerine eklediler. Söz konusu deniz üssü, 2017 yılında Moskova ile Şam arasında imzalanan anlaşma ile Rus filosunun teknik teçhizatı için Tartus'ta 49 yıllık bir süre için lojistik merkezi amacıyla kurulmuştu. Rusya Tartus limanını kiralamak için bir sözleşme imzalamış, 2019'da bu anlaşmayı uzatarak Akdeniz'deki Tartus ilini bir Rus etki alanı haline getirmişti.

İran, Lazkiye kırsalındaki Hmeymim Hava Üssü’ne yakın konumdaki Lazkiye Limanı’ndan elde edilecek gelirin bir kısmını Suriye tarafıyla elde etmek için bir anlaşma imzaladı. Kaynaklar, İran'ın Rusya'nın etki alanı içinde yer alan Zahid tarım projesini satın almasının, Rusya ile İran'ın Suriye topraklarındaki rekabeti çerçevesinde kaydedildiğine inanıyor.

Fotoğraf Altı: İran ve Suriye dışişleri bakanları 31 Temmuz 2023'te Tahran'da ortak basın toplantısı düzenledi. (AFP)
 İran ve Suriye dışişleri bakanları 31 Temmuz 2023'te Tahran'da ortak basın toplantısı düzenledi. (AFP)

Kaynaklar, 276 hektar değerindeki el-Mabkara alanının İran'ın Suriye'de yatırım yapmak istediği tarım alanının yarısına eşdeğer olduğuna dikkat çekti. Bu konu, İran Cumhurbaşkanı'nın mayıs ayında Şam'a yaptığı ziyarette görüşüldü. Kaynakların aktardığına göre Zahid tesisi, Şam'daki Bilimsel Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'ne bağlı 18 merkezden biri konumundaki Tartus'ta Bilimsel Tarımsal Araştırma Merkezi'ne yakınlığı nedeniyle değer kazanıyor.

İran'ın Suriye'ye olan borçları konusu son bir yılda çokça gündeme geldi. Suriye'de hızlanan ekonomik bozulmaya paralel olarak İran'ın yatırımları önündeki engelleri kaldırmak için Suriye tarafında baskılar mevcut.

Kaynakların dikkat çektiğine göre Suriye’deki en büyük büyükbaş hayvan tesislerinden biri sayılan Zahid tesisinin yatırım için sunulan diğer devlet kuruluşlarındaki muadilleri gibi ekonomik olarak değer kaybetmemesi şüphe ile karşılanıyor. Bu tesis, ekonomik iş birliği anlaşması kapsamında yatırım için İran'a verilmiş, İran'ın yıllık 200 bin dolar ödemesi karşılığında 2021 sonunda 25 yıllığına İran'a teslim edilmişti.

Önceki hükümet verileri, Zahid tesisinin önceki yıllarda günde beş ton süt üreten ahırının, 2000 yılında besi ineği tesisine dönüştürülmeden önce bir veteriner ocağı olduğunu gösteriyor. 600-800 ineğin barındırılabildiği tesis, inekleri beslemek için arpa ve yonca ekili 2 bin 250 dönümden fazla araziye ek olarak kentsel bir yapı ve üretim için gerekli tüm tarım ekipmanlarını içeriyor. Ayrıca veteriner hekimler ve ziraat mühendisleri de görev yapıyor.



Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
TT

Kürt heyeti başkanı Şarku’l Avsat'a konuştu: Şam’daki toplantıda parlamentoya katılım sağlamayı teklif ettik… Ayrıca anayasal bildirgeye yönelik çekincemizi gündeme getirdik

Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)
Şam’a giden Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetinin baş müzakerecisi Fevze Yusuf (Şarku’l Avsat)

Suriye'nin başkenti Şam'da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelenen bir toplantı yapıldı. Bu toplantı, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fevze Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyetini bir araya getirdi. Toplantıda, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi arasında, Amerikan himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı meselelerin çözümüne yönelik müzakereler için ortak bir zemin bulunması konuları ele alındı.

Fevze Yusuf Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Ayrıca Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.

Yusuf, “Her iki taraf arasında, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Zira birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarına ihtiyaç duyuyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmak hedefleniyor” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Şam’da hükümet ile SDG arasında yapılan anlaşmayı imzalarken (Arşiv – SANA)

Birleşmeye dair farklı yaklaşımlar

Geçtiğimiz mart ayında Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma, kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askerî kurumların yeni devlet yapısına dâhil edilmesini öngörüyor. Bu kurumlar arasında sınır kapıları, havaalanları, petrol ve gaz sahaları da yer alıyor. Anlaşma kapsamında kurulması planlanan komitelerden biri, Özerk Yönetim’deki kurumların ve bu kurumlarda çalışan personelin devletin resmî kurum ve dairelerine nasıl entegre edileceğini ele alacak ‘idari komite’ olacak. Bir diğer komite, öğrencilerin, okulların ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması ile diplomalarının ve eğitim kademelerinin tanınmasını sağlayacak. Ayrıca güvenlik ve askerî güçlerle ilgili bir komite de oluşturulacak ve bu komite, söz konusu güçlerin Savunma ve İçişleri Bakanlığı yapısına nasıl entegre edileceğini belirleyecek. İhtiyaca göre daha sonra başka komiteler de kurulacak.

Özerk Yönetim bölgeleri, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan dört vilayete dağılmış durumda: Halep’in doğu kırsalı, Deyrizor’un kuzey ve doğu kırsalı, Rakka şehir merkezi ve Tabka. Bunlara ilave olarak Haseke vilayeti ve Kamışlı şehri. Bu bölgeler, yedi sivil yerel meclis tarafından yönetiliyor.

Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)Suriye hükümetinden resmî bir heyet ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni bir araya getiren tarihi toplantıdan (sosyal medyada paylaşıldı)

Söz konusu kurumların ve çalışanlarının geleceği hakkında konuşan Fevze Yusuf, bu yapıların birleşme süreci boyunca geçiş dönemini yöneteceğini açıkladı. Yusuf, “Anlaşılan o ki, bizim birleşme ve bütünleşme anlayışımız Şam’ın bakış açısından farklılık gösteriyor. Hükümet, birleşme meselesini Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerinin tasfiyesi olarak anlıyor. Oysa biz, bütünleşmeyi mevcut kurumlarımızın bu aşamayı yönetmeye devam etmesi ve ileride devletin bir parçası hâline gelmesi olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.

Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir yönetişim sistemi olduğunu vurgulayan Yusuf, bu kişilerin bölgenin sorunlarını çok iyi bildiklerini belirtti. Yusuf, “Başka bir ifadeyle, bu yönetimlerin gelişme ve Şam’la anayasal düzenlemelere dayalı olarak koordinasyon kurma hakkını korumak ve varlıklarını hukuken ve meşru biçimde sürdürmelerini teminat altına almak istiyoruz” dedi.

Askerî ve güvenlik güçlerinin, Savunma Bakanlığı bünyesinde tek bir yapı olarak birleştirilmesi, ancak özgünlüklerinin ve coğrafi dağılımlarının korunması hakkında ise Yusuf şu yorumu yaptı: “SDG’yi diğer silahlı gruplarla sayı, nitelik, silah ve savaş tecrübesi bakımından karşılaştırmak mümkün değil. SDG güçleri, ABD öncülüğündeki DMUK güçleri tarafından eğitildi. Bu güçler, geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacak. Çünkü bu güçler disiplinli, örgütlü ve yıllar boyunca bölgelerini ve Suriye sınırlarını koruma noktasında yeterliliklerini ispatladılar.”

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerini gösteren bir trafik levhası (Şarku’l Avsat)

Yusuf, hükümet tarafının anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini ve askerî seçenekler ile güvenlikçi çözümleri dışladığını belirtti. Her iki taraf da Savunma Bakanlığı’na bağlı güçlerle SDG arasında askerî bir çatışma yaşanmamasının, uzlaşıların ve tüm Suriye topraklarında egemen ve güçlü bir devlet inşasının önünü açacak stratejik bir tercih olduğunu ve bu tercihin korunması gerektiğini vurguladı.

Zaman çizelgesine dair anlaşmazlık noktası

Ancak Şara ile Abdi arasında imzalanan anlaşma, yıl sonuna kadar uygulanması gereken bir takvim öngörüyor. Peki, bu takvim hakkında durum ne? Yusuf, birçok mesele ve dosyanın hâlâ karmaşık olduğunu ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğunu, örneğin, askerî ve güvenlik güçlerinin nasıl entegre edileceği meselesinin zamana yayıldığını kaydetti. Yusuf'a göre bu güçler, Suriye topraklarının üçte biri büyüklüğündeki bir alana dağılmış durumda. Hapishanelerin boşaltılması ve kampların tasfiye edilmesi meseleleri ise daha da uzun bir zamana ihtiyaç duyuyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan Yusuf, Şara ile Abdi’nin anlaşmayı ilan etmesinin ardından Özerk Yönetim’in hükümet heyetiyle ilk toplantısını Haseke’de gerçekleştirdiğini, burada görüş alışverişinde bulunulduğunu aktardı. En acil çözüm gerektiren meselelerden birinin ortaokul ve lise diplomalarına ilişkin bitirme sınavları meselesi olduğunu ve hükümet heyetinin bunu çözmeye istekli olduğunu, ancak bugüne kadar, yani üç ay geçmesine rağmen, sınav sürecinin Özerk Yönetim bölgelerinde nasıl yürütüleceğine dair hiçbir resmî kararın çıkmadığını ve binlerce öğrencinin geleceğinin tehlikede olduğunu söyledi.

Yusuf ayrıca, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık ve bölünme anlamına geldiği yönündeki suçlamalara yanıt vererek, ‘Özerk Yönetim’in Şam’da bulunmasının ve Özerk Yönetim heyetinin orada yer almasının, Suriye devletine bağlılığın en büyük kanıtı ve delili olduğunu’ belirtti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim liderleri, Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kentinde yer alan yönetim binası önünde düzenlenen basın açıklaması sırasında (Şarku’l Avsat)

Yusuf, “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş. Adem-i merkeziyetçilik birlikle çelişmez. Hepimiz Suriyeliyiz. Ancak her bölgenin kendine has etnik ve dini çeşitliliğe dayalı özellikleri var” dedi. Yusuf, bu farklılıkların göz önünde bulundurulması gerektiğini, birçok gelişmiş ülkede adem-i merkeziyetçi sistemlerin uygulandığını ve bu ülkelerin güçlü devletler olduğunu söyledi. Adem-i merkeziyetçilik kavramının, sanki bölünme ve ayrılık anlamına geliyormuş gibi çarpıtıldığını ifade etti.

Askerî ve idarî dosyaların yanı sıra bu komiteler, ekonomik meseleleri ve petrol ile enerji sahalarının devrini de ele alacak. SDG, ülkenin petrol zenginliğinin yaklaşık yüzde 85’ini, ayrıca doğal gaz sahalarının ve üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor. Bu sahalar arasında doğu Suriye’de Deyrizor kırsalında yer alan el-Ömer ve et-Tank sahaları da bulunuyor.

Yusuf, hükümet tarafıyla, hazırlanmakta olan Suriye parlamentosunun yapısına katılımları konusunu görüştüklerini açıkladı. Görüşmelerin, Kurban Bayramı tatilinden sonra başlamasının muhtemel olduğunu belirten Yusuf, Özerk Yönetim heyetinin anayasal bildiri konusundaki çekincelerini hükümet tarafına ilettiğini söyledi.

Yusuf, “Adem-i merkeziyetçilik, parlamentoya katılım ve anayasal bildiri meselelerine bazı satırlarda değindik. Ancak bu toplantı türünün ilkiydi. Bu nedenle genel çerçeveyi ele aldık. Bu oturum bir hazırlık niteliğindeydi. Sonraki toplantılarda daha derin tartışmalara gireceğiz” ifadelerini kullandı.

 Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)Özerk Yönetim ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki başlıca kentlerden biri olan Kamışlı'nın girişi (Şarku’l Avsat)

Fevze Yusuf, Özerk Yönetim’in, sunulan anayasal bildiri taslağından memnun olmadığını ve bu konuda itirazları olduğunu söyledi. Zira Özerk Yönetim bu bildirinin, merkeziyetçi bir yönetimi dayattığını düşünüyor. Onlara göre anayasa, yetki ve sorumlulukların adil biçimde paylaşılmasını sağlamalı, farklı siyasi görüşlerin özgürce ifade edilmesine izin vermeli, Suriye’deki tüm etnik ve dini toplulukların haklarını tanımalı ve demokratik, adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemini benimsemeli.

Yusuf sözlerini şöyle tamamladı: “Biz diyaloğa hazırız. Hükümet tarafının müzakerelerin yeniden başlatılması için yeni bir tarih belirlemesini ve komitelerin çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”