Netanyahu: İran-ABD anlaşması Tahran'ın vekalet savaşlarının finansmanına yardımcı oluyor

Netanyahu geçtiğimiz hafta kabine toplantısına katıldı. (Reuters)
Netanyahu geçtiğimiz hafta kabine toplantısına katıldı. (Reuters)
TT

Netanyahu: İran-ABD anlaşması Tahran'ın vekalet savaşlarının finansmanına yardımcı oluyor

Netanyahu geçtiğimiz hafta kabine toplantısına katıldı. (Reuters)
Netanyahu geçtiğimiz hafta kabine toplantısına katıldı. (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD ile İran arasındaki esir takası anlaşmasının Tahran'ın nükleer programını durdurmayacağını ve yalnızca İran'ın ‘terörist’ vekil güçlerini finanse etmeye yardımcı olacağını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın The Jerusalem Post'tan aktardığına göre Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “İran ile ABD arasında, İran'ın nükleer programının kaldırılmasına yol açmayan herhangi bir anlaşma, eksik bir anlaşmadır” ifadeleri yer aldı.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (ANA) aktardığı habere göre açıklamanın devamında anlaşmanın “İran'ın nükleer programına son vermediği ve yalnızca İran'ın terörist vekil güçlerini finanse etmeye yardımcı olacağı” ifade edildi.

İran ve ABD, Perşembe günü esirleri takas etmek ve Güney Kore'de 6 milyar dolarlık dondurulmuş İran fonlarını serbest bırakmak için anlaşmaya vardı.

İran Dışişleri Bakanlığı, dün (Cumartesi) ABD ile yapılan esir takası anlaşmasının şartlarının uygulanması kapsamında Güney Kore'de dondurulan İran fonlarının serbest bırakılması sürecinin başladığını duyurdu.

Wall Street Journal gazetesi ise nükleer dosyayla ilgili olarak, Cuma günü bilgili kaynakların ‘İran'ın silah yapımında kullanılana yakın bir dereceye kadar zenginleştirilmiş uranyum stoklama hızını önemli ölçüde yavaşlattığını’ söylediğini aktardı.

Gazete, Tahran'ın bu adımı atmasının ABD ile gerginliğin azalmasına katkıda bulunabileceğini ve tartışmalı nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yeniden başlamasına olanak sağlayabileceğini bildirdi.

Gazete ayrıca ABD'li ve Avrupalı ​​yetkililerin İran'a yaz boyunca süren gerilimi azaltmak için harekete geçmesi halinde İran'ın nükleer programı da dahil olmak üzere bu yıl daha geniş müzakerelere açık olacaklarını söylediğine dikkat çekti.

İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Fars haber ajansı, ismini açıklamadığı bilgi sahibi bir kaynağa göre, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceki programlarına dayanarak İran'ın nükleer faaliyetlerinin “her alanda kesintisiz olarak devam ettiğini” bildirdi. Kaynak, İran parlamentosu tarafından Aralık 2020'de onaylanan ‘stratejik adım yasasının’ nükleer anlaşmadan vazgeçme yolunun ikinci aşamasını almak için uygulandığını da sözlerine ekledi.



Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
TT

Macron: Önümüzdeki eylül ayında Suudi Arabistan ile birlikte İki Devletli Çözüm Konferansı’na başkanlık edeceğiz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (EPA)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Suudi Arabistan ile birlikte eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları sırasında New York'ta düzenlenecek olan iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin uluslararası konferansa başkanlık edeceğini açıkladı.

Macron, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde hazırladığı askeri saldırı, her iki halk için de gerçek bir felakete yol açacak ve bölgeyi kalıcı bir savaşa sürükleyecektir” dedi.

Macron, ‘bu savaşı sona erdirmenin tek yolunun Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin serbest bırakılması, halka büyük ölçekli insani yardım ulaştırılması, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi'ndeki rolünün güçlendirilmesi’ olduğuna inanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı bunun için ‘Gazze Şeridi'nde istikrarı sağlamak üzere uluslararası bir misyonun görevlendirilmesi ve hem İsrail hem de Filistin halklarının beklentilerini karşılayan siyasi bir çözümün geliştirilmesi için çalışılması’ gerektiğini belirtti.

Macron, ‘iki devletli çözümün rehinelerin aileleri, İsrailliler ve Filistinliler için tek güvenilir yol olduğunu’ kaydetti.

Suudi Arabistan ve Fransa, 28-29 Temmuz tarihlerinde New York'taki BM genel merkezinde bakanlar düzeyinde Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Uluslararası Konferans’a başkanlık etti.

(foto altı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 28 Temmuz'da New York'ta düzenlenen iki devletli çözüm konulu bakanlar konferansının açılışında konuşma yaptı. (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan konferanstaki konuşmasında, ülkesinin, bölgedeki tüm halklar için güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasının, Filistin halkına adalet sağlanması ve onların meşru haklarını elde etmelerinin sağlanmasıyla başladığına inandığını vurguladı. Prens Faysal bin Ferhan’a göre bu hakların başında, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulması geliyor.

Prens Faysal bin Ferhan, “Bu sadece siyasi bir tutum değil, bağımsız bir Filistin devletinin bölgede gerçek barışın anahtarı olduğuna dair sağlam bir inanç... Konferans, iki devletli çözümü uygulamaya koyma, işgali sona erdirme ve Ortadoğu'da barış için acil ve sürdürülebilir bir vizyon gerçekleştirme yolunda bir dönüm noktası” ifadelerini kullandı.

(video)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, ‘konferans ve İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon'un çalışmaları aracılığıyla, Filistin halkının kapasitelerini geliştirme ve ulusal kurumlarını güçlendirme çabalarını desteklemek için uluslararası düzeyde koordineli çabaların önemini’ vurguladı.

Prens Faysal bin Ferhan, Macron’un, ülkesinin Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasına övgüde bulunarak, bunu ‘Filistin halkının bağımsız devlet kurma hakkına yönelik artan uluslararası desteği yansıtan ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine elverişli bir uluslararası ortam yaratmaya katkıda bulunan tarihi bir adım’ olarak nitelendirdi.

Bakanlar konferansına katılan ülkeler, Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için çalışmak üzere bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası, Filistin devletinin tanınmasını artırmayı ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı ve insani felaketi durdurmak için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlıyor.

Bakanlar konferansının nihai belgesi, ‘Filistin meselesine ilişkin BM'nin devam eden sorumluluğunu’ ve İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son verilmesi gerektiğini yineledi. Belge ayrıca, ‘insani hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygının’ önemini vurguladı ve ‘Filistinli sivilleri korumak için önlemler’ alınması çağrısında bulundu.

Belge, ‘yerleşim faaliyetlerinin, ev yıkımlarının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması’ çağrısında bulundu. İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesi çağrısının yanı sıra, Filistinlilere kendi kaderini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi ve mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması çağrısında bulundu.