Stephen King kendi eserinden uyarlanıp unutulan filme bayılıyor: "Müthiş"

Lewis Teague, King'in 1981'de kaleme aldığı kitabı iki yıl sonra beyazperdeye uyarlamıştı (Warner Bros)
Lewis Teague, King'in 1981'de kaleme aldığı kitabı iki yıl sonra beyazperdeye uyarlamıştı (Warner Bros)
TT

Stephen King kendi eserinden uyarlanıp unutulan filme bayılıyor: "Müthiş"

Lewis Teague, King'in 1981'de kaleme aldığı kitabı iki yıl sonra beyazperdeye uyarlamıştı (Warner Bros)
Lewis Teague, King'in 1981'de kaleme aldığı kitabı iki yıl sonra beyazperdeye uyarlamıştı (Warner Bros)

İsmi, korku türüyle neredeyse eşanlamlı sayılan Stephen King, ürkütücü her şeyde dahi olarak kabul ediliyor. 

Carrie ve O (It) gibi klasikleşmiş filmlere dönüştürülen birçok korkunç roman kaleme alan 75 yaşındaki yazar, hâlâ kitapları en çok satan isimlerin başında geliyor.

Gözden kaçmış King uyarlaması

Romanları defalarca beyazperdeye uyarlanan King'in çoğu eseri dünyanın dört bir yanındaki milyonlar tarafından bilinip seviliyor olsa da bazıları da gözden kaçabiliyor. 

King'in korkunç olmasına rağmen gözden kaçan eserlerinden biri de Kujo (Cujo). St. Bernard cinsi kuduz bir köpeğin dönüşümünü ve ölümcül saldırılarını merkeze alan film, 1983'te gösterime girmişti.

Gişede başarısız olmamasına rağmen Kujo, King'in diğer uyarlamalarına kıyasla daha az konuşulmuş ve eleştirmenlerden fazla övgü alamamıştı.

Film, 1983'ün en çok hasılat yapan 4. korku filmi olmuştu. İlk üç sıradaysa Jaws 3-D, Sapık 2 (Psycho II) ve Alacakaranlık Kuşağı (Twilight Zone: The Movie) yer almıştı.

Artık 40. yıldönümünü kutlayan Kujo'da ailenin sevimli köpeği, bir tavşanı kovalarken kafasını soktuğu delikte kuduz bir yarasa tarafından ısırılıyor. 

Çok beğenen de var hiç sevmeyen de

Dost canlısı bir hayvandan kana susamış bir ölüm makinesine dönüşümü kademeli şekilde gerçekleşirken köpek, bir zamanlar ailenin neşesiyken korkulu rüyası haline geliyor.

Kujo, eleştirmenlerden karışık yorumlar almıştı. New York Times'dan Janet Maslin "filmin hiçbir şekilde bir korku klasiği olmadığını, ancak gerilimli ve korkutucu olduğunu" yazmıştı.

Variety de filmi "korku türüne sıkıcı, olaysız bir giriş, neredeyse sürprizlerden veya herhangi bir orijinal gerilimden yoksun bir film" olarak değerlendirmişti.

King "müthiş" diyor

Filmi başarılı bulan eleştirmenlere göreyse Kujo'nun korkunçluğu basitliğinde ve gerçekçiliğinde gizliydi. 

Yazar ve film eleştirmeni Leonard Maltin filme 4 üzerinden üç yıldız vererek "gerçekten korkutucu" olarak nitelendirmiş ve şunları yazmıştı: 

Yavaş ama emin adımlarla korkunç ama kanlı olmayan doruk noktasına ulaşıyor.

Stephen King de aldığı karışık tepkilere rağmen filmi "müthiş" olarak nitelendirmiş ve en sevdiği uyarlamalardan biri olduğunu söylemişti.

Independent Türkçe, Collider, Wikipedia



Pamela Anderson sahnelere dönüyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Pamela Anderson sahnelere dönüyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Pamela Anderson, Tennessee Williams'ın Camino Real adlı oyunuyla Williamstown Tiyatro Festivali'nde sahnelere dönmeye hazırlanıyor.

Baywatch'un 57 yaşındaki yıldızı, Broadway'de ilk kez üç yıl önce Chicago müzikalinde sahneye çıkmış ve Roxie Hart rolünü oynamıştı.

Williamstown Tiyatro Festivali, 17 Temmuz - 3 Ağustos'ta Massachusetts'in Williamstown kentinde gerçekleşecek.

Anderson, Canavarlar: Lyle ve Erik Menendez'in Hikayesi'nde (Monsters: The Lyle and Erik Menendez Story) Lyle Menendez'i canlandıran Nicholas Alexander Chavez'le başrolleri paylaşıyor. Whitney Peak'in (Hocus Pocus 2) de rol aldığı oyunu Dustin Wills yönetecek ve toplam 15 kişilik oyuncu kadrosuna sahip olacak.

Festivalin resmi sinopsisinde, "Camino Real bir çıkmaz sokak, hayali bir Latin-Akdeniz-Amerika ülkesinde bir polis devleti ve kaçınılmaz bir durum" diye yazıyor.

Don Kişot, Casanova ve Camille gibi tarihten ve edebiyattan karakterler, yozlaşma ve yabancılaşmanın insan ruhunu neredeyse yok ettiği bu fantazmagorik meydanda yaşıyor.

Geçen yıl Anderson, Gia Coppola'nın Las Vegas'ta emekliliğin eşiğindeki Shelly (Anderson) adlı emektar bir dansçının hikayesini anlatan The Last Showgirl'deki rolüyle eleştirmenlerin beğenisini kazanmış ve ödülleri toplamıştı.

Anderson'ın kariyerindeki rönesans, hayatının en zorlu döneminin Pam & Tommy dizisinde dramatize edilmesinin ardından geldi. Dizi 1998'de boşandığı ve kendisine saldırdığı için 6 ay hapis cezasına çarptırılan eski kocası, Motley Crue davulcusu Tommy Lee'yle ilişkisini anlatıyor.

Anderson ocak ayında, Love, Pamela: A Memoir of Prose, Poetry, and Truth (Sevgilerle, Pamela: Düzyazı, Şiir ve Hakikat Anıları) anı kitabıyla aynı dönemde çıkan kendi Netflix belgeseli Pamela Anderson: Bir Aşk Hikayesi (Pamela, A Love Story) üzerinde çalışırken, kendisinden izin alınmadan yapıldığını söylediği Hulu dizisini öğrendiğini anlattı.

Bu konuda hiçbir şey bilmiyordum. Hiçbir ilgim yoktu. Kimse beni aramadı, bu çok tuhaf ve inciticiydi.

The Last Showgirl'ü "en iyi ödeşme" olarak gördüğünü çünkü özel hayatıyla ilgili tasvirlerle değil, kendi çalışmalarıyla tanınmayı kutlayabildiğini söyledi.

Yani, bu sadece o şeylerden biri. Olan oldu ve şimdi buradayım ve bu yüzden bu en iyi ödeşme... Bu tatsız anlarla değil, işimle görülüyor ve tanınıyorum. Bunun üzerinde durmuyorum ama hayatımın çok kötü bir dönemini seçip eğlence yapmak ve insanların Emmy'ye aday gösterilmesi ve diğer şeyler tuhaftı. İşte bu yüzden geçen gün biriyle gülüşüyorduk ve Pete Hammond bana, 'Bütün bu insanlar temelde seni oynayarak ödül kazandı ama sen değil' diyordu... Sanırım bunu benden daha iyi yaptılar.

Anderson bu yıl Liam Neeson'la birlikte Çıplak Silah'ın (Naked Gun) yeniden çevriminde de rol alacak.

Independent Türkçe