İran'da tutuklu bulunan Shabab Dalili"nin ailesinde Biden yönetimine çağrı

Aile, Biden yönetiminden Shabab Dalili’nin serbest bırakılması için harekete geçilmesini istedi.

Dalili'nin eşi ve oğlu, Beyaz Saray'ın önünde düzenledikleri gösteri kapsamında nöbet tuttu. (Dalili’nin kampanyası – X platformu.)
Dalili'nin eşi ve oğlu, Beyaz Saray'ın önünde düzenledikleri gösteri kapsamında nöbet tuttu. (Dalili’nin kampanyası – X platformu.)
TT

İran'da tutuklu bulunan Shabab Dalili"nin ailesinde Biden yönetimine çağrı

Dalili'nin eşi ve oğlu, Beyaz Saray'ın önünde düzenledikleri gösteri kapsamında nöbet tuttu. (Dalili’nin kampanyası – X platformu.)
Dalili'nin eşi ve oğlu, Beyaz Saray'ın önünde düzenledikleri gösteri kapsamında nöbet tuttu. (Dalili’nin kampanyası – X platformu.)

Amerikalı-İranlı Dalili ailesi, 2016 yılından bu yana Evin Cezaevi'nde tutuklu bulunan İran asıllı ABD vatandaşı Shabab Dalili'nin (60) serbest bırakılması için Başkan Joe Biden yönetimine çağrıda bulundu.

Cumartesi akşamından bu yana Beyaz Saray önünde nöbet tutan aile, Shabab’ın serbest bırakılması için pankartlar kaldırdı. Shabab’ın oğlu Darian Dalili, ABD yönetimini babasının serbest bırakılması için çalışmaya çağırmak amacıyla cumartesi gününden beri açlık grevinde olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Dalili'nin ailesi, Siamak Namazi ve İmad Şarki’nin de aralarında bulunduğu beş mahkumun serbest bırakılması için Washington ile Tahran arasında imzalanan anlaşmaya kapının kapanmasından korktuklarını dile getirdi. Namazi 2015 yılında tutuklanmış, daha sonra casusluk suçlamasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Şarki de 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu kişilerin arasında, 2018'de tutuklanan ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Amerikalı-İngiliz-İranlı çevre aktivisti Murad Tahbaz da yer alıyor.

CSDVEG
İran'da tutuklu ABD vatandaşı Dalili. (X-eski adıyla Twitter)

Şarku’l Avsat’a konuşan Darian Dalili (28), ailenin 2014 yılında İran'dan ABD’ye geldiğini, yasal oturma izni ve yeşil kart alarak Gainesville, Virginia'ya yerleştiğini aktardı. İran’da ticari gemilerde kaptanı olarak çalışan Dalili’nin ticari gemiler ve denizcilik endüstrileri ile ilgili gemi değerleme ve finansal muhasebe alanında çalışan bir danışmanlık şirketi kurmaya başladığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:

ABD’ye geldikten iki yıl sonra, 2016'da dedemin İran'da vefat haberini aldık. Bunun üzerine babam cenaze ve defin hazırlıklarını yapmak için bir haftalığına İran'a gitti. ABD’ye dönmek için havaalanına giderken bir taksiye bindiğinde İran hükümetine bağlı arabalar aracı durdurarak babamı tutukladı. Birkaç hafta gözaltında tutuldu. Birkaç gün sonra, İranlı yetkililerin babamı mahkemeye hazırlanırken tutukladığını öğrendik. Daha sonra düşman bir ülkeyi desteklediği iddiasıyla aleyhinde 10 yıl hapis cezası verildi. 2017'de eski Başkan Donald Trump yönetimi ve ABD Dışişleri Bakanlığı ile Virginia'dan Demokrat Senatör Tim Kaine ve Virginia'dan Parlamento Üyesi Jennifer Luxton ile iletişim kurmaya başladım. ABD yönetiminin durumu izlediğine, babamın serbest bırakılması için her türlü çabayı göstereceğine dair güvenceler aldım.

Darian sözlerine şöyle devam etti:

Ailem, babamın tutuklanması ardından, serbest bırakılması yönündeki müzakere sürecini tehlikeye atacağı korkusuyla babamın durumu hakkında aleni olarak konuşmamayı seçti. Önce Trump yönetimi, ardından Başkan Biden yönetimiyle tekrar iletişime geçip konuyu anlattık. Serbest bırakılması için İran ile müzakere edileceği yönünde güvence aldık. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı, babamı yasal olarak İran hapishanelerinde haksız yere tutuklu olarak sınıflandırmadı. Bunu yapmamamız için bize gerekçeler sunmadı.

Dalili'nin hikayesi, İran'da casusluk suçlamasıyla hapsedilen, ABD hükümetinin siyasi amaçlı cezalar olduğunu vurguladığı diğer ABD’li tutuklularınki ile benzer.

Darian, açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü:

İran'da haksız yere alıkonulan bir ABD vatandaşı olarak sınıflandırıldığı taktirde onu dahil etmeden bir anlaşmaya varılması neredeyse imkansız. Geçen yıl ABD Kongresi'ne ulaştık. İki partiden dört senatör (Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio, Demokrat Senatör Tim Kaine, Senatör Todd Young ve Senatör Chris Coons) oluşan bir grup, Biden yönetimini İran'da tutulan Amerikalıların serbest bırakılması sağlanmadığı taktirde İran ile herhangi bir anlaşmaya varmamaya çağırdı. Dört senatör Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e bir mektup göndererek, yönetimden bilhassa Shahab Dalili gibi yasal olarak daimi ikamet edenlerin içinde bulunduğu kötü durumu ele almasını istedi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın ABD yönetiminin İran cezaevlerinde kimseyi tutsak bırakmayacağına, bu yönde her türlü çabayı göstereceğine dair açıklamaları bizi cesaretlendirdi. İran nükleer anlaşmasıyla ilgili müzakerelere nezaret eden ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley, bir grup Amerikalıyı İran hapishanelerinden serbest bırakma sözü verdi. Bize Dalili'nin davasını İranlı müzakerecilerle görüştüklerini, ancak İran'ın onu serbest bırakmayı reddettiğini söylediler.

Dalili'nin ailesi, ABD yönetiminin ABD'de yasal olarak daimi ikamet eden Shabab’ı cezaevinde bırakmaması gerektiğini, tüm aile üyelerinin vatandaşlık ve yeşil kart sahibi olduğunu söylüyor. İnsan hakları örgütleri ise Dalili'nin İran cezaevlerinde hala temelsiz suçlamalarla tutulan yabancı uyruklulardan biri olduğunu belirtiyor.

Biden yönetimi, Dalili gibi yasal daimi ikamet edenlere değinmeden İran'da tutulan dört Amerikan vatandaşının serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Ancak 2020'de kabul edilen Levinson Yasası uyarınca ABD hükümeti, ABD vatandaşlarının ve yeşil kart sahiplerinin serbest bırakılması için çalışmakla yükümlü.

İran'da Evin Hapishanesi’nde dört yıl tutuklu kalıp 2019'da serbest bırakılan ABD'nin yasal mukimi Nizar Zakka ve Princeton Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi olduğu sırada tutuklanıp daha sonra serbest bırakılan Şiyue Wang, ABD yönetimine Dalili'nin serbest bırakılması için çağrı yaptı. Wang, X (eski adı Twitter) platformuna yaptığı açıklamada, “Biden, İran ile esir takası yapacaksa Dalili'nin serbest bırakılmasını talep etmeli, yurda dönmesini garanti altına almalı” ifadelerini kullandı.



İsrail, Gazze'den geri getirilen iki rehinenin kimliklerinin teşhis edildiğini açıkladı

İsrailliler, Gazze Şeridi'nde cesedi bulunan bir yakınlarının ölümünün yasını tutuyor (EPA)
İsrailliler, Gazze Şeridi'nde cesedi bulunan bir yakınlarının ölümünün yasını tutuyor (EPA)
TT

İsrail, Gazze'den geri getirilen iki rehinenin kimliklerinin teşhis edildiğini açıkladı

İsrailliler, Gazze Şeridi'nde cesedi bulunan bir yakınlarının ölümünün yasını tutuyor (EPA)
İsrailliler, Gazze Şeridi'nde cesedi bulunan bir yakınlarının ölümünün yasını tutuyor (EPA)

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde bulunan iki cesedin kimliklerinin adli tıp sonuçlarına göre rehineler Tamir Adar ve Aryeh Zalmanovich olduğunu duyurdu.

Tamir Adar, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın güney İsrail'e düzenlediği eşi benzeri görülmemiş saldırıda 38 yaşında öldürüldü. İsrail ordusuna göre çiftçi ve Kibbutz Nir Oz'un kurucularından Aryeh Zalmanovich, Hamas'ın 2023'te yayınladığı bir videoda kalp krizi geçirdiğini açıklamasının ardından 85 yaşında hayatını kaybetti.


Ukrayna saflarında Çinliler de savaşıyor: Manalı bir şey yapmak istedim

ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)
TT

Ukrayna saflarında Çinliler de savaşıyor: Manalı bir şey yapmak istedim

ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)

Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşı, dünyanın farklı yerlerinden kişilerin katılımıyla da haber oluyor. 

Rusya adına savaşan Kuzey Korelileri tüm dünya duydu. Ukrayna saflarında çatışan az sayıdaki Çinli'yi de pazartesi Guardian haberleştirdi. 

Birleşik Krallık gazetesine konuşan 43 yaşındaki Çin yurttaşı, 8 Temmuz 2024'te Kiev'deki bir çocuk hastanesinin vurulduğunu gördüğünde çatışmalara katılmaya karar verdiğini anlatıyor. 

Tim adıyla haberde yer almak isteyen Çinli, Kiev'in dışında yardım dağıtırken üstünden füze geçtiğini ve telefonuna bakınca çocuk hastanesinin yok olduğu haberini aldığını bildiriyor. 

İki çocuk babası, kurtarma çalışmalarına katılmak için hızlıca olay yerine gittiğini ve kopmuş uzuvları görünce gözyaşlarını tutamadığını sözlerine ekliyor:

Çinlilerin öfkesini düşündüm. Bir kere kızıştığında çok yoğun olur. Orduya katılmaya karar verdim.

Tim artık Ukrayna'nın güneyinde ordu için drone'ları idare ediyor.

İlk olarak Temmuz 2023'te Ukrayna'ya giden Tim, bu kararını şöyle anlatıyor:

O dönemler Çin'de işsizdim. Gönüllü olarak Ukrayna'ya gidip hem zorluk çeken bir ülke görmek hem de yakın arkadaşlarımın muhtaçlar için bana verdiği yardımları iletmek istedim.

10 yılı aşkın süredir ülkesinden göç etmeyi planladığını belirten Tim, Çin'deki sansürden şikayetçi olduğunu ve Ukrayna'nın geleceğini parlak gördüğünü sözlerine ekliyor. 

Çinli gönüllülerden Fan ise gelecekten umudu kalmadığı için Ukrayna'ya geldiğini ifade ediyor.

Önceki aylarda Çin'den ayrılan 39 yaşındaki Fan, pandemi sırasında batarak borçlandığını söylüyor:

Memlekette hiçbir şey yapmıyordum. Böylesine önemsiz bir hayatı sürdüremeyeceğimi düşürdüm. Manalı bir şeyler yapmak istedim.

Fan önce Ukrayna'nın doğu cephesinde drone operatörlüğü yaptığını ancak dil engeli yüzünden artık bir depoyu korumakla görevlendirildiğini anlatıyor.

Ukrayna ordusundan Konstantin Milevski'nin aktardığına göre kara kuvvetlerinde 8 bin, ordunun genelindeyse 16 bin civarında yabancı var. 

Birleşik Krallık gazetesi, Güney Amerika'dan gelen pek çok kişinin ayda 3 bin dolara varan maaşlar karşılığında en tehlikeli görevleri üstlendiğini, en düşük gelirinse ayda 500 dolar civarında olduğunu bildiriyor. 

Guardian'a konuşan Çinli gönüllüler, kendi ülkelerinden gelip Ukrayna adına savaşan kişilerin sayısının onlarla ifade edilebileceğini belirtiyor. 

Çin, Ukrayna savaşında taraf tutmaktan kaçınır gibi görünse de ülkede Rus yanlısı bir hava hakim. 

Asya devinin sosyal medya platformlarında Rusya adına paralı asker olarak savaşmayı öven videolar yaygın.

Manchester Metropolitan Üniversitesi'nden Tao Wang'in anketine katılan Çinlilerin yüzde 80'i savaşın ilk yılında Rusya yanlısı görüşlere sahipti. 

Wang, Ukrayna taraftarı kesimin de yadsınamayacağını savunurken bu kişilerin fikirlerini dile getirmekten çekindiğini sözlerine ekliyor. 

Independent Türkçe, Guardian, AFP


Trump, “derin devletle” mücadele için özel ekip kurmuş

Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)
Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)
TT

Trump, “derin devletle” mücadele için özel ekip kurmuş

Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)
Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın "derin devlete" karşı mücadelesinde federal kurumları nasıl kullandığı ortaya çıktı.

Trump, göreve başladığı gün imzaladığı başkanlık kararnamesiyle, federal hükümetin "kolluk kuvvetlerini ve istihbarat topluluğunu silah olarak kullanmasına karşı uygun önlemlerin alınması" talimatını vermişti.

Reuters'ın analizinde, bu talimat doğrultusunda Kurumlararası Silahlandırma Çalışma Grubu'nun (Interagency Weaponization Working Group –IWWG) kurulduğu belirtiliyor.

Mayıstan beri toplantılar düzenleyen ekipte istihbarat teşkilatlarından Adalet Bakanlığı, Pentagon ve İç Güvenlik Bakanlığı'na kadar birçok kurumdan yaklaşık 40 yetkilinin yer aldığı yazılıyor.

Trumpçılar, Barack Obama ve Joe Biden yönetimlerinin, Cumhuriyetçi lideri hedef alan soruşturmaları için "silahlanma" ifadesini kullanıyor. Bunların arasında Trump hakkındaki çeşitli davalar, 6 Ocak 2021 Kongre baskını ve Rusya'nın 2016 seçimlerine müdahale iddialarına ilişkin soruşturmalar da var.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla konuşan kaynaklar, sözkonusu grubun misyonunun "derin devletin peşine düşmek" olduğunu iddia ediyor. Cumhuriyetçi lider ve destekçileri, bu terimi hem Obama ve Biden yönetimlerinden hem de Trump'ın ilk döneminden gelen, başkanın düşman olarak gördüğü kişilerin faaliyetlerini betimlemek için kullanıyor.

Haberde, Trump'ın IWWG'nin faaliyetlerine ne ölçüde katıldığının tespit edilemediği aktarılıyor.

Grupta pandemide zorunlu aşı uygulamasına karşı çıkan ve Trump'ın 2020 başkanlık seçimlerinin çalındığı iddiasını destekleyen kişilerin olduğu belirtiliyor. Ekipteki çoğu federal yetkilinin Trump destekçisi olduğu ifade ediliyor.

Adalet Bakanlığı'ndan bir kaynak, Adalet Bakanı Pam Bondi ve Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'ın, Trump tarafından görevlendirildiğini söylüyor. Ancak IWWG'nin faaliyetleri hakkında yorumda bulunmuyor.

Analizde, IWWG'nin Rusya'nın seçimlere müdahalesi, Kongre baskını, Jeffrey Epstein dosyaları gibi konulara odaklandığı savunuluyor, Adalet Bakanlığı ise iddiaları yalanlıyor.

Trump, geçen yıl nisanda seçim kampanyası sırasında yaptığı açıklamada "Derin devleti yok edeceğiz" demişti. Ayrıca göreve geldikten sonra Kongre baskınıyla ilgili ceza alan yaklaşık 1600 kişi için af çıkarmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, CNN