İsrail Savunma Bakanlığı: ABD, Almanya’ya Arrow-3 satmayı kabul etti

Arrow-3, hedefi vurmak için çıkarılabilir bir savaş başlığı ile donatıldı (Reuters)
Arrow-3, hedefi vurmak için çıkarılabilir bir savaş başlığı ile donatıldı (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanlığı: ABD, Almanya’ya Arrow-3 satmayı kabul etti

Arrow-3, hedefi vurmak için çıkarılabilir bir savaş başlığı ile donatıldı (Reuters)
Arrow-3, hedefi vurmak için çıkarılabilir bir savaş başlığı ile donatıldı (Reuters)

İsrail Savunma Bakanlığı, ABD’nin İsrail için en büyük savunma anlaşması olacak olan 3,5 milyar dolarlık bir anlaşmayla Arrow-3 füze savunma sistemini Almanya'ya satmayı kabul ettiğini duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, İsrail ile Almanya’nın anlaşmanın başlangıcını teşkil eden 600 milyon dolarlık Taahhüt Mektubu imzalayacağını ve anlaşmanın tamamının 2023 yılının sonuna kadar hazır olacağı ifade edildi.

ABD, İsrail Füze Savunma Teşkilatı ile ABD Füze Savunma Teşkilatı'nın ortaklaşa geliştirdiği Arrow projesinin ortağı.

Ukrayna'daki Rus savaşı, birçok Batı ülkesinde Raytheon'un Patriot birimleri veya yakın zamanda geliştirilen Iris-T sistemi gibi kara tabanlı hava savunma sistemlerinin eksikliğini açıkça ortaya koydu.

Patriot ve Iris-T sistemleri havanın orta katmanlarında savunma sağlarken İsrail Aerospace Industries ve Boeing tarafından üretilen Arrow-3 sistemi havanın üst katmanlarında koruma sağlıyor.

Arrow-3, ayrılabilir bir kolimatör savaş başlığı ile donatılmış olup,  Dünya atmosferi dışındaki balistik füzeleri engellemek için tasarlandı. Bu, herhangi bir geleneksel olmayan savaş başlığının güvenli bir şekilde atılmasına izin veren bir yükseklik.

Almanya, hava kuvvetlerinin 2025'in dördüncü çeyreğine kadar Arrow-3 sevkiyatını almasını beklediğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Ordu Radyosu’ndan aktardığına göre Almanya ile Arrow-3 anlaşmasına ilişkin imza töreninin Kasım ayında yapılması bekleniyor.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması: "Çin'i suçlamak riskli bir hamle"

Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)
Tartışmaların odağındaki Yi Peng 3'ün yapımı 2001'de tamamlanmıştı (AP)

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. Ancak uzmanlara göre gözlerin Çin'e çevrilmesi için henüz erken.

Olayla ilgili inceleme yürüten İsveç ve Danimarka, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıyor.

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan 20 Kasım'da yapılan açıklamada Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. 

Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. İsveç polisi de dün incelemelerde Yi Peng 3'e odaklanıldığını duyurmuştu.

Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'ün paylaştığı uydu takip verilerine göre, Rusya'nın St. Petersburg şehrinden Mısır'ın başkenti Kahire'ye giden kargo gemisi, Finlandiya ve Almanya arasında uzanan C-Lion 1 kablosu kesildiğinde bölge civarındaydı. Geminin daha sonra rotasını değiştirerek İsveç ve Litvanya arasında uzanan BCS kablosunun yakınına gittiği ve bu kablonun da arızalandığı belirtiliyor. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. Gözler Çin ve Rusya'ya çevrildi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Diğer yandan France 24'ün görüştüğü uzmanlar, olayda Çin'in suçlanmasının riskli bir hamle olduğunu söylüyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden deniz güvenliği uzmanı Christian Bueger, Çin'in olayla ilgili olduğuna dair henüz hiçbir kanıta rastlanmadığını hatırlatarak, Pistorius'un açıklamasının "erken ve şaşırtıcı" bulduğunu belirtiyor ve ekliyor: 

Böyle bir açıklama, Almanya'nın diplomatik manevra için hareket alanını kısıtlıyor. Almanya savunma bakanı, açıkça Çin'i Alman altyapısına sabotaj yapmakla suçluyor.

Bueger, Çin'in Rusya'yı desteklemek için Avrupa sularında hibrit savaş taktikleri kullandığının tespit edilmesi halinde bunun "daha önce duyulmamış, çok provokatif ve şaşırtıcı bir şey olacağını" söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Lancaster Üniversitesi'nden Basil Germond, Baltık Denizi'nin hibrit savaş stratejileri için uygun bir bölge olduğuna dikkat çekerek, "Burada şüpheli ve kötü niyetli faaliyetleri önlemek zor" diyor. 

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov iddialara tepki göstererek şunları söylemişti: 

Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savunmuştu. 

Britanya'nın tanınmış gazetelerinden Financial Times, geminin ait olduğu Ningbo Yipeng firmasıyla iletişime geçmişti. Şirket, Pekin yönetiminin kendilerinden "incelemeye katkı sağlamalarını istediğini" bildirmiş, daha fazla detay paylaşmamıştı.

Independent Türkçe, France 24, Financial Times