Esaretin Bedeli'nin yönetmeninden korku klasiğine sert eleştiri: "Berbat bir King uyarlaması"

Stephen King bu uyarlamadan nefret ettiğini her fırsatta dile getirse de hayranlar kült filme bayılıyor

Stephen King uyarlaması Esaretin Bedeli, 7 dalda Oscar'a aday olsa da hiçbirini kazanamamıştı (Warner Bros)
Stephen King uyarlaması Esaretin Bedeli, 7 dalda Oscar'a aday olsa da hiçbirini kazanamamıştı (Warner Bros)
TT

Esaretin Bedeli'nin yönetmeninden korku klasiğine sert eleştiri: "Berbat bir King uyarlaması"

Stephen King uyarlaması Esaretin Bedeli, 7 dalda Oscar'a aday olsa da hiçbirini kazanamamıştı (Warner Bros)
Stephen King uyarlaması Esaretin Bedeli, 7 dalda Oscar'a aday olsa da hiçbirini kazanamamıştı (Warner Bros)

"Korku Kralı" lakabını sonuna kadar hak eden Stephen King, bugüne dek 65 roman ve yaklaşık 200 öykü yayımladı. 

King'in kitapları 400 milyondan fazla sattı, Agatha Christie ve William Shakespeare'in hemen ardından eserleri beyazperde ya da ekrana en çok uyarlanan üçüncü yazar oldu. Ancak bunların hepsi başarılı olamadı. 

King bu uyarlamadan nefret ediyor

Gerçekten iyi bir Stephen King filmi bulmak nispeten zor olsa da usta yönetmen Stanley Kubrick'in Cinnet'i (The Shining) birçokları için belki de en iyi korku filmi olarak öne çıkıyor.

75 yaşındaki yazar, bu uyarlamadan nefret ettiğini her fırsatta dile getirse de King on Screen adlı yeni belgeselde, yazarın kitaplarını sık sık uyarlayan Frank Darabont ve Mick Garris bunun nedenine açıklık getiriyor.

Darabont, King'in en başarılı uyarlamalarından bazılarına imza atmıştı: Tim Robbins'in başrolde olduğu ve halen IMDb'nin en çok sevilen filmler listesinin zirvesinde yer alan Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption), Tom Hanks'in rol aldığı Oscarlı Yeşil Yol (The Green Mile) ve Sis (The Mist). 

"İyi bir Kubrick filmi, berbat bir King uyarlaması"

Garris ise Kemik Torbası (Bag of Bones) ve The Stand gibi dizi uyarlamalarının altından başarıyla kalkmıştı. Bu sebeple iki sinemacı da bu alanda "uzman" kabul ediliyor.

64 yaşındaki Darabont, Cinnet için "Gerçekten iyi bir Stanley Kubrick filmi ama berbat bir Stephen King uyarlaması" diyor.

Sıklıkla bir başyapıt olarak anılan Kubrick filmi, Jack Nicholson'ın canlandırdığı ve Overlook Oteli'nde kaldığı süre boyunca aklını yitiren Jack Torrence'ı merkeze alıyor. Shelly Duvall da Torrence'ın eşi Wendy rolünde göz kamaştırıcı bir performans sergiliyor.

İzleyicilerin çok sevdiği Cinnet, King'in metninden oldukça radikal bir şekilde saparak aynı ana hatların iki farklı versiyonunu yaratıyor.

Garris, "Yaratıcı kişilikler çok farklı: King çok sıcak, insani ve duygusal bir yazar, Kubrick ise çok soğukkanlı ve entelektüel bir sinemacı" diyerek ekliyor:

Kubrick'in hesapçı tavrı King'in hikayesiyle tezat oluşturuyor.

Cinnet, 1980'de gösterime girdikten sonra bu hikayeye daha fazla ekleme yapıldı. 

Hiçbiri Kubrick'in klasiğinin yanına yaklaşamadı

Garris, 90'larda Kubrick'in versiyonuna karşı hazırlanan bir mini dizi için King'le birlikte orijinal metni yeniden ele almıştı. Jack Torrence rolünde Steven Weber yer alırken ona Rebecca De Mornay ve Courtland Mead eşlik etmişti.

King 2013'te, Doktor Uyku (Doctor Sleep) adlı bir devam kitabı yayımlamıştı. Mike Flanagan 2019'da bunu beyazperdeye uyarlamış ve filmin başrollerinde Ewan McGregor, Rebecca Ferguson ve Kyliegh Curran yer almıştı.

Ancak bu uyarlamaların hiçbiri Kubrick'in filmi gibi saygı görmedi. Amerikalı yazarın kuşkularına rağmen Kubrick'in filmi yeni hayranlar için King uyarlamalarına önemli bir giriş noktası olmaya devam ediyor. Cinnet, korku tutkunları ve Kubrick hayranları arasında da büyük saygı görmeyi sürdürüyor.

Independent Türkçe, Digital Fix, LA Weekly



Stranger Things yıldızı diziden sonra neden oyunculuğa ara verdiğini anlattı

30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)
30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)
TT

Stranger Things yıldızı diziden sonra neden oyunculuğa ara verdiğini anlattı

30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)
30 yaşındaki Dacre Montgomery (sağda), Stranger Things'in ikinci ve üçüncü sezonlarında, Sadie Sink'in (solda) canlandırdığı Max Mayfield'ın üvey ağabeyi rolündeydi (Netflix)

Stranger Things'deki çıkış rolünün ardından Dacre Montgomery, kariyerine nasıl yön verdiğini anlattı.

Amerikan dergisi People'a konuşan Montgomery, Netflix'in popüler bilimkurgu dizisinde Billy Hargrove'u canlandırmasının kendisini "ticari bir yöne ittiğini" ve karakterinin 2019'da üçüncü sezon finalinde ölmesinin ardından oyunculuğa bir süre ara verdiğini söyledi.

"Stranger Things gibi Netflix'in büyük yapımlarında oynadığınızda, anonimliğinizi bir gecede kaybediyorsunuz" diyen oyuncu, "Bu inanılmaz, bunaltıcı ve birçok şeyin bir arada olduğu bir deneyimdi. Kendimi gerçekten şanslı ve ayrıcalıklı hissettim" diye konuştu.

Montgomery, dizinin ona kariyer hedefleri hakkında önemli şeyler öğrettiğini de ekledi: 

Ben aslında ticari olmayan filmlerde büyük yönetmenlerle çalışmak, karakter gelişiminde kendimi zorlamak ve hikayelere tutkuyla bağlanmak istiyordum. Ama Stranger Things'den sonra kendimi ticari bir yöne itilmiş hissettim.

Bu nedenle "bir adım geri çekilerek" hangi projelere odaklanmak istediğini düşünmek için zaman ayırdığını söyleyen oyuncu, Baz Luhrmann'ın 2022 yapımı Oscar adayı filmi Elvis dışında ağırlıklı olarak bağımsız yapımlarda rol aldığını belirtti.

"Bir kariyerin gittiği yönü tersine çevirip başka bir yöne evirmek zaman alıyor" diyen Montgomery ekledi: 

Bunu bir anda yapamazsınız. Önünüze harika bir hikaye ve olağanüstü bir yönetmen çıkmasını kendiniz sağlayamazsınız.

Elvis'te Steve Binder'ı canlandıran Montgomery, şu sıralar Samuel van Grinsen'in korku filmi Went Up the Hill'le izleyici karşısına çıkıyor. Film ABD'de sınırlı sayıda salonda gösterime girdi. 

Avustralyalı oyuncunun diğer projeleri arasında Dan Kay imzalı psikolojik gerilim What We Hide ve Gus Van Sant'in 2 Eylül'de Venedik Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapacak filmi Dead Man's Wire yer alıyor.

Bunlara ek olarak Montgomery, Daniel Goldhaber'in korku filmi Faces of Death'te ve aynı zamanda yönetmenlik koltuğuna ilk kez oturacağı The Engagement Party'de de rol alacak.

Yeni filmi Went Up the Hill için "Tam yapmak istediğim türden bir iş. Söyleyecek gerçekten önemli bir şeyi olan projelerde yer almak istiyorum" diyen Montgomery, sözlerini şöyle sürdürdü:

Şimdi önüme çıkan birkaç güçlü filmle tam da olmak istediğim yerde hissediyorum.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline, People