Çin, Ay'ın karanlık yüzünde: Yerin yüzlerce metre altındaki "gizli yapılar" keşfedildi

Yeni bulgu, Ay'ın milyarlarca yıllık tarihini gözler önüne seriyor

Unsplash
Unsplash
TT

Çin, Ay'ın karanlık yüzünde: Yerin yüzlerce metre altındaki "gizli yapılar" keşfedildi

Unsplash
Unsplash

Çin'in Chang'e-4 görevinin keşif aracı, bilim insanlarının Ay'ın uzak yüzünün derinliklerindeki "gizli" yapıları görüntülemesini sağladı. Bu gelişme Ay'ın milyarlarca yıllık tarihini gözler önüne seriyor.

Yutu-2 keşif aracı, Ay yüzeyinin altındaki yapılardan geri yansıyan ve görüş alanının dışında kalan ses yankılarını dinleyerek Ay yüzeyinin derinliklerini görüntüleyen Ay Delici Radar (Lunar Penetrating Radar/LPR) aracılığıyla bu keşfin yapılmasını sağladı.

Aynı keşif aracı ve görevin iniş aracı 2019'da Ay'ın uzak tarafına, yani Dünya'nın aksi yönüne dönük yüzüne iniş yapan ilk insan yapımı aygıtlar olarak tarihe geçmişti.

Bilim insanları geçmişte keşif aracının zemin delici radarını (Ground Penetrating Radar/GPR) kullanmıştı ancak bu önceki çabalar Ay yüzeyinin yalnızca ilk 40 metresinin haritalanmasını sağlayabilmişti. Bu yeni keşifse yaklaşık 300 metre derinlikteki "gizli" yapıları keşfetti.

Yeni veriler, Ay yüzeyinin altındaki ilk 40 metrenin toz, toprak ve kaya katmanlarından oluştuğunu gösteriyor.

Radar analizi büyük bir cismin Ay yüzeyine çarpmasıyla oluşan gömülü bir kraterin varlığını da ortaya çıkardı ve Ay'ın altındaki eski lav akıntılarının haritalanmasını sağladı.

Araştırmacılar, makalede "GPR, Ay'ın iç kısmına elektromanyetik darbeler gönderiyor ve yüzey altı katmanlardan yankılar alıyor. Yüksek frekanslı kanal verilerini, keşif aracının yolu boyunca çoğunlukla kaya kalıntıları ve topraktan oluşan ilk 40 metrelik kısmın yapısını tespit etmek için kullanıyoruz" dedi.

Bilim insanları, bu oluşumu çevreleyen kırık kayaların muhtemelen çarpışmadan kaynaklanan enkaz olduğunu düşünüyor.

Araştırmacılar, "Bu araştırma sayesinde ilk 300 metrede, muhtemelen milyarlarca yıl önce meydana gelen bir dizi bazalt patlamasına işaret eden çok sayıda katman keşfettik" diye yazdı.

Yakın zamanda The Journal of Geophysical Research: Planets adlı bilimsel dergide yayımlanan bu yeni makale, Ay lavlarının milyarlarca yıl önce Ay'ın bu bölümündeki arazide akmış olabileceğini ortaya koydu.

Araştırmacılar volkanik kaya katmanlarının Ay yüzeyine yaklaştıkça inceldiğini tespit etti.

Bilim insanları, "Bu lav akıntılarının kalınlık değişimi, patlama ölçeğinde zaman içinde azalmaya işaret ediyor" diye belirtti.

Araştırmacılar bu kanıtlara dayanarak, 4,5 milyar yıl önce Mars büyüklüğünde bir cismin Dünya'ya çarpıp bir parça kopararak nihayetinde Ay'ı oluşturmasından bu yana Ay'daki volkanik faaliyetlerin giderek azaldığını söyledi.

Bilim insanları, "Katmanlar derinlik azaldıkça inceliyor, bu da zamanla lavın dışarı akma hızının giderek yavaşladığını gösteriyor" sonucuna vardı.

Independent Türkçe



Renkli televizyonlar rüyaları nasıl değiştirdi?

Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
TT

Renkli televizyonlar rüyaları nasıl değiştirdi?

Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)

İnsanların rüyalarını renkli veya siyah beyaz görmesi, doğdukları yılla yakından bağlantılı. 

1950'lerde çoğu kişinin siyah beyaz rüya gördüğü düşünülürken, toplumun büyük bir kesimi nadiren renkli rüya gördüğünü aktarıyordu. 

Ancak yapılan araştırmalar, renkli televizyonların yaygınlaşmasıyla siyah beyaz rüya görenlerin oranında ciddi bir azalma yaşandığını gösteriyor. 

2017'de Almanya'da yapılan bir çalışmada 2 bin civarındaki katılımcının yarısı rüyalarını renkli gördüğünü söylemişti. Yüzde 10'u siyah beyaz rüya gördüğünü belirtirken, yüzde 40'ı da renkleri hatırlamadığını ifade etmişti. 

Bilim insanları şirketlerin rüyalara reklam yerleştirme girişimlerini değerlendirdi: "Farkında bile olmayabiliriz"

Uzmanlar, gelişim çağında renkli veya siyah beyaz televizyon yayınları izlemenin bu veriler üzerinde etkisi olduğunu düşünüyor. 

2008'de yayımlanan bir araştırmada, 55 yaşından büyük kişilerin sadece yüzde 34 oranında renkli rüya gördüğü kaydedilmişti. 

Renkli sinema filmleri ve televizyon yayınlarının 1950 ve 1960'larda yaygınlaştığı düşünülürse, bu kişiler çocukluk dönemlerinde daha çok siyah beyaz içerikler tüketmiş olmalı. 

Aynı çalışmada 25 yaşından genç kişilerinse yüzde 68 oranında renkli rüya gördüğü tespit edilmişti. 

İki grubun rüyalarındaki renkleri hatırlamama oranlarıysa birbirine yakın çıkmıştı. 

Dundee Üniversitesi'nde yaptığı doktora çalışması kapsamında bu araştırmayı yürüten Eva Murzyn, çocukken izlenen filmlerin rüyaları şekillendirebileceğini düşünüyor. Özellikle 11 yaşından önce renkli içeriklere maruz kalan kişilerin renkli rüya görme ihtimalinin arttığını ekliyor:

Filmler duygusal yoğunluğa sahiptir ve kişiyi içine çeker; bu da renk şemalarının rüya üretimine dahil edilmesine yol açabilir.

Diğer yandan insanlar rüyayı renkli görse de daha sonradan siyah beyaz gördüğünü hatırlıyor olabilir. 

Harvard Tıp Fakültesi'nde rüyalar üzerine çalışan psikolog Deirdre Barrett, renkleri hatırlamanın dikkat ve hafızayla ilişkili olduğunu ifade ediyor. 

Örneğin bir restoranda yemek yiyen bir kişinin daha sonra garsonun ne renk gömlek giydiğini hatırlamayabileceğini söyleyen psikolog, rüyalar için de benzer bir durumun geçerli olduğunu ekliyor.

Barrett ayrıca rüyanın detaylarını anımsama becerisinin genellikle yaşla birlikte gerilediğini söylüyor. 

Uzmanlar rüyadaki renklerin öneminin kişiden kişiye değişebildiği görüşünde. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi İnsan Uyku Bilimi Merkezi'nden Eti Ben Simon "Rüyalar son derece özneldir ve genellikle rüya gören kişinin hayatını ve günlük etkileşimlerini yansıtır" diyerek ekliyor: 

Örneğin bir ressamın rüyalarındaki renkler, genel olarak renklere karşı daha kayıtsız birine göre daha büyük anlamlar taşıyabilir.

Independent Türkçe, Washington Post, Huffington Post, International Journal of Dream Research, Consciousness and Cognition