Nahda Barajı müzakerelerinin yeni turu başladı

Mısır “bağlayıcı yasal bir anlaşma” talep ederken, Etiyopya “dostane bir sonuç” için söz veriyor.

Mısır heyeti, Su Kaynakları Bakanı başkanlığındaki toplantıda (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı-Mısır)
Mısır heyeti, Su Kaynakları Bakanı başkanlığındaki toplantıda (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı-Mısır)
TT

Nahda Barajı müzakerelerinin yeni turu başladı

Mısır heyeti, Su Kaynakları Bakanı başkanlığındaki toplantıda (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı-Mısır)
Mısır heyeti, Su Kaynakları Bakanı başkanlığındaki toplantıda (Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı-Mısır)

‘Geçmiş deneyimlerin’ bıraktığı beklenti ve endişeler arasında Kahire Mısır, Sudan ve Etiyopya’nın katılımı ile Mısır’ın başkentinde dün Nahda (Rönesans-Hedasi) Barajı konusunda yeni bir müzakere turunun başladığını duyurdu. Bu turun akıbeti, çekişme noktaları ve tüm tarafları tatmin edecek bir anlaşmaya varmanın mümkün olup olmadığı hususunda bazı soruları gündeme getirdi.

Yeni müzakerelerin gidişatına ilişkin beklenti, Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem tarafından yapılan resmî açıklamada ortaya çıktı. Suveylem söz konusu açıklamasında “üç ülkenin çıkarları ve kaygıları dikkate alınacak şekilde, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesine ilişkin kurallar konusunda bağlayıcı bir yasal anlaşmaya varılmasının önemini” vurguladı. Mısırlı bakan, müzakerelerin başlamasından önce “bu konuda her türlü tek taraflı adımın durdurulmasının önemini” vurgulayarak, “anlaşma sağlanmadan barajın doldurulup işletilmeye devam edilmesinin, 2015’te imzalanan İlkeler Bildirgesi anlaşmasının ihlali anlamına geldiğinin” altını çizdi.

Bakan, “Mısır, üç ülkenin çıkarlarının karşılanmasını ve istenilen anlaşmaya varılmasını sağlayacak birçok teknik ve hukuki çözümün olduğu inancından hareketle, müzakere sürecinin başarıya ulaşması için elinden geleni yapmaya devam ediyor” dedi.

Etiyopya’nın müzakere heyeti tarafından yapılan açıklamada ise “müzakerelerde dostane bir sonuca varılması için çalışmaya devam edileceği” ifade edildi. Açıklamada, “Etiyopya’nın Nil Nehri’nin sularından yararlanma hakkı” olduğu ve müzakerelerin “üç ülke arasındaki iş birliğini güçlendirdiği” belirtildi.

Yeni tur müzakereler, Kahire’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Sudan’a Komşu Ülkeler zirvesinin oturum aralarında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed arasında gerçekleşen görüşmenin ardından, Mısır ve Etiyopya’nın 13 Temmuz’da yayınladığı ortak açıklamanın fiiliyata dökülmesi çerçevesinde geliyor. O dönemde yapılan açıklamada “dört ay içinde nihai bir anlaşmaya varılması gerektiği” vurgulanmıştı.

Nahda Barajı kriziyle ilgili müzakerelerin yeniden başlayacağının duyurulması, gözlemciler ve uzmanlar arasında üç ülkeyi -Mısır, Sudan ve Etiyopya- tatmin edecek bir anlaşmaya varılma olasılığı konusunda birçok soruyu gündeme getirdi. Mısır El-Ehram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktör Yardımcısı Dr. Eymen Abdulvehhab Şarku'l Avsat’a verdiği röportajda “Nahda Barajı konusunda tatmin edici bir anlaşmaya varmak, özellikle önceki müzakere turlarında yaşanan olumsuz deneyimler göz önüne alındığında zor olabilir. Etiyopya tarafı oyalamaya ve oldu bitti politikasını dayatmaya çalışıyor” dedi. Abdulvehhab bununla birlikte “yeni tur müzakerelerin iyi yanının sıfırdan değil, önceki müzakere turlarından ve özellikle de Washington müzakerelerinden başlayacak olması” olduğuna dikkat çekti. Abdulvehhab “Etiyopya’nın, bölgesel veya uluslararası bir arabulucu veya Afrika Birliği (AfB) aracılığıyla, imzalanan herhangi bir anlaşmaya bağlılığının da garantisi olması” gerektiğini belirtti.

Addis Ababa 2011 yılında yapımına başladığı dev hidroelektrik barajın dördüncü aşama dolumuna temmuz ayı ortasında başlamıştı. Etiyopya, 2020, 2021 ve 2023 yıllarında Nil’in taşma sezonunda baraj dolum sürecinin üç aşamasını tamamlamıştı.

Kahire Üniversitesi Jeoloji ve Su Kaynakları Profesörü Dr. Abbas Şeraki, mevcut turda nihai bir anlaşmaya varılma olasılığına sıcak bakıyor. Şeraki Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Özellikle 2020’deki Washington müzakerelerinde birçok nokta üzerinde anlaşmaya varıldığı göz önüne alınırsa, hem Mısır hem de Sudan için tatmin edici bir anlaşmaya varılması mümkün” dedi.

Mısırlı uzman “Yeni müzakere turu, bir dizi teknik konuyu içerecek. Bunlar arasında doldurma ve depolama kuralları, işletme ve tam işletme sonrası herhangi bir teknik ayrıntı hakkında üç ülke arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkları çözmek için belirli anlaşma mekanizmalarının oluşturulması öne çıkıyor” dedi. Şeraki sözlerine şöyle devam etti:

“Şu anki dördüncü dolum aşaması sorun teşkil etmiyor. Zira bu ve önceki üç dolumun hepsi ilk dolum olarak adlandırılıyor. Barajın tamamen doldurulması -ki bu beşinci kez dolumu gerektirebilir- ve türbinlerin çalışmaya başlamasının ardından Etiyopya, barajı her yıl sürekli olarak dolduracak. Bu yüzden doldurma ve işletme kuralları üzerinde anlaşmaya varmak gerekiyor.”

Şeraki “Önemli bir anlaşmazlık noktası var; o da Etiyopya’nın kendisi için su payı belirleme talebidir. Bu mantıklı değil ve müzakereleri engelleyebilir” değerlendirmesinde bulundu.



Hamas: Direniş grupları, İsrail'in ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyecek

Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)
Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)
TT

Hamas: Direniş grupları, İsrail'in ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyecek

Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)
Hamas, direnişin tüm kesimlerinin ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu bildirdi. (Reuters)

Hamas bugün yaptığı açıklamada, anlaşmaya sorumlu bir iradeyle bağlı kalan ve bağlılığını sürdüren tüm direniş gruplarının ‘düşmanın ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyeceğini’ belirtti.

Hamas tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı yapılan hain saldırılar, İsrail'in ateşkes anlaşmasını baltalamak ve zorla yeni denklemler dayatmak niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Amerikan hükümetinin Netanyahu'nun faşist hükümetine suçlarını sürdürmesi için siyasi koruma sağlaması da buna yardımcı oluyor.”

Şarku’l Avsat’ın Filistin Enformasyon Merkezi'nden aktardığı basın açıklamasında, “ABD yönetiminin işgali destekleyen taraflı tutumu, çocuklarımızın ve kadınlarımızın kanının dökülmesinde fiili bir ortaklık ve saldırganlığın devamı için doğrudan bir teşviktir. İşgalci güçler, bu tehlikeli adımın, bunun pratik ve siyasi sonuçlarının ve Trump'ın planını ve ateşkes anlaşmasını bozma girişiminin tüm sorumluluğunu taşımaktadır” denildi.

Açıklamanın devamında, “Dünya, çocuklarımızın ve kadınlarımızın kanının ucuz olmadığını ve anlaşmaya sorumlu bir iradeyle bağlı kalan ve bağlılığını sürdüren tüm direniş gruplarının, düşmanın ateş altında yeni gerçekler dayatmasına izin vermeyeceğini anlamalıdır” ifadesi yer aldı.

Hamas, ‘arabulucular ve garantörlerin söz konusu saldırgan adım karşısında tüm sorumluluklarını üstlenmelerini ve işgalci hükümete katliamları durdurması ve anlaşmanın şartlarına tam olarak uyması için acil baskı uygulamalarını’ istedi.


İsrail Savunma Bakanı, Kızılhaç'ın Filistinli tutukluları ziyaretini yasakladı

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
TT

İsrail Savunma Bakanı, Kızılhaç'ın Filistinli tutukluları ziyaretini yasakladı

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) Filistinli tutuklulara yaptığı ziyaretleri, "yasadışı savaşçıları" hedef alan bir yasayı gerekçe göstererek yasakladığını duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Katz, ofisinden yaptığı açıklamada, "Bana sunulan görüşler, ICRC'nin hapishanelerdeki teröristlere yaptığı ziyaretlerin devlet güvenliğine ciddi şekilde zarar vereceği konusunda hiçbir şüphe bırakmıyor. Devletin ve vatandaşlarımızın güvenliği her şeyden önemlidir" dedi.

Katz ayrıca, İsrail'in, güçlerine yönelik bir saldırıya yanıt olarak Gazze'ye düzenlediği bir dizi askeri saldırının ardından, Hamas'ın siyasi liderliğinin de bu durumdan muaf olmayacağı konusunda uyardı.

Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin güneyinde arama çalışmaları sırasında keşfedilen bir tünelde rehinelerin cesetlerini arıyor (AP)Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, Gazze Şeridi'nin güneyinde arama çalışmaları sırasında keşfedilen bir tünelde rehinelerin cesetlerini arıyor (AP)

Katz'ın ofisinden yapılan açıklamada, Doha'da ikamet eden birçok Hamas siyasi liderine atıfta bulunularak, "Hamas terör örgütünün liderliğinde bulunan hiç kimse için dokunulmazlık olmayacak; ne zırh giyenler ne de tünellerde saklananlar için" denildi. Açıklamada ayrıca, "Bir İsrail askerine karşı kaldırılan her el kesilecektir. İsrail Savunma Kuvvetleri'ne her Hamas hedefine karşı kararlı bir şekilde hareket etme talimatı verildi ve bunu yapmaya devam edecek" ifadeleri yer aldı.


Gazze: Hava saldırılarında 100 Filistinli öldü, İsrail ateşkes ilan etti

İsrail hava saldırısında öldürülen yakını için Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin girişinde ağlayan yaşlı bir Filistinli adam (Reuters)
İsrail hava saldırısında öldürülen yakını için Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin girişinde ağlayan yaşlı bir Filistinli adam (Reuters)
TT

Gazze: Hava saldırılarında 100 Filistinli öldü, İsrail ateşkes ilan etti

İsrail hava saldırısında öldürülen yakını için Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin girişinde ağlayan yaşlı bir Filistinli adam (Reuters)
İsrail hava saldırısında öldürülen yakını için Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin girişinde ağlayan yaşlı bir Filistinli adam (Reuters)

Gazze Sivil Savunma Kurumu bugün AFP'ye yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği onlarca saldırıda çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere en az 100 Filistinlinin öldürüldüğünü, yaklaşık 200 kişinin de yaralandığını söyledi. Bu arada İsrail ordusu, Hamas'ı ateşkesi ihlal etmekle suçlayarak başlattığı saldırıların ardından ateşkese dönüldüğünü duyurdu.

Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Bassal, dün akşan Gazze Şeridi'nde başlayan ve ateşkesi açıkça ihlal eden İsrail saldırıları sonucunda 22'si çocuk ve çok sayıda kadın da dahil olmak üzere en az 50 kişinin öldüğünü ve yaklaşık 200 kişinin de yaralandığını bildirdi.

Önemli bir gelişme olarak Hamas, Gazze Şeridi'nde iki rehinenin daha cesedini bulduğunu duyurdu. Hareketin askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, dün geç saatlerde Telegram kanalında yayınladığı bir açıklamada, cesetleri bulduğunu ve iki rehinenin isimlerini yayınladığını duyurdu. Cesetlerin İsrail'e teslim edilip edilmeyeceği henüz belli değil. İsrail medyası genellikle rehinelerin isimlerini, cesetler resmi olarak teşhis edilip ailelerine haber verilene kadar açıklamıyor.

Hamas, rehinenin cenazesinin teslimini erteledi

Hamas hareketi, Gazze Şeridi'nde yeniden artan şiddet olayları nedeniyle bir rehinenin cenazesinin teslimini erteleyeceğini daha önce duyurmuştu. İzzeddin el-Kassam Tugayları, ertelemenin "İsrail ihlalleri" nedeniyle olduğunu açıkladı. Cesedin, Gazze'nin güneyindeki bir tünelde yapılan arama çalışmaları sırasında bulunduğunu belirten Kassam Tugayları, İsrail saldırılarının arama ve teslim çalışmalarını aksattığını belirtti.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseliyor (DPA)İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a düzenlediği hava saldırısının ardından dumanlar yükseliyor (DPA)

İsrail savaş uçakları, İsrail'in Filistinli İslamcı grup Hamas'ı Filistin topraklarında ateşkesi ihlal etmekle suçlamasının ardından dün Gazze'ye hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu ayın başlarında arabuluculuk yaptığı kırılgan bir anlaşmanın son sınamasıydı.

Görgü tanıkları, İsrail hava saldırılarının bu saba erken saatlerine kadar Gazze Şeridi genelinde devam ettiğini bildirdi. İsrail ordusu, üç haftadır yürürlükte olan ateşkesin son şiddet olayını temsil eden saldırılar hakkında henüz bir yorum yapmadı.

Hava saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan ve başbakanın derhal "güçlü saldırılar" emri verdiğini belirten bir açıklamanın ardından gerçekleşti. Açıklamada saldırıların nedeni belirtilmedi, ancak bir İsrailli askeri yetkili, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail kontrolündeki bir bölgede İsrail güçlerine saldırarak ateşkesi ihlal ettiğini söyledi. Yetkili, "Bu saldırı, ateşkesin bir başka açık ihlalidir" ifadesini kullandı.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (Reuters)İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (Reuters)

ABD destekli ateşkes, Hamas'ın 7 Ekim 2013'te İsrail'e saldırıp kıyı şeridini yerle bir etmesinin ardından başlayan iki yıllık savaşı sona erdirerek 10 Ekim'de yürürlüğe girdi. Her iki taraf da birbirini ihlallerle suçladı.

Vance: Ateşkes devam ediyor

Geçen hafta birkaç ABD yönetim yetkilisiyle birlikte İsrail'i ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının, son dönemdeki gerginliğe rağmen devam ettiğini söyledi. Vance, gazetecilere, "Bu, ara sıra küçük çaplı çatışmalar olmayacağı anlamına gelmiyor. Hamas'ın veya Gazze içindeki başka bir grubun bir İsrail askerine saldırdığını biliyoruz. İsraillilerin karşılık vermesini bekliyoruz, ancak ABD başkanının duyurduğu barışın yine de devam edeceğine inanıyorum" dedi.

Gazze Şehri'ndeki bir yerleşim bölgesindeki yıkımı gösteren drone görüntüsü (Reuters)Gazze Şehri'ndeki bir yerleşim bölgesindeki yıkımı gösteren drone görüntüsü (Reuters)

İsrail medyası bugün erken saatlerde, İsrail güçlerinin Gazze'nin güneyindeki Refah kentinde Hamas militanlarıyla çatışmaya girdiğini bildirdi. İsrail ordusu, yorum talebine yanıt vermedi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Hamas, Refah'taki İsrail güçlerine yönelik saldırının sorumluluğunu reddetti. Hareket ayrıca yaptığı açıklamada, Gazze ateşkes anlaşmasına bağlılığını yineledi.

Bugün Gazze'ye düzenlenen hava saldırıları, İsrail'in cumartesi günü Gazze'nin merkezinde İsrail askerlerine saldırmayı planladığını söylediği bir kişiye yönelik "hedefli saldırı" olarak nitelendirdiği saldırının ardından geldi.