Parıldayan su bataklıklarında ördeklerin, rengarenk kelebeklerin ve göçmen kuş sürülerinin bulunduğu, arı sürüleri, çeşitli amfibiler ve sürüngenlerin yaşamını sürdürdüğü Lübnan’ın doğusundaki Bekaa Vadisi’ndeki ovada, kuru iklime ve küresel ısınmaya rağmen sulaklığın korunduğu doğal bir rezerv bulunuyor.
Ortadoğu bölgesinin son birkaç yılda yüksek sıcaklıklara ve düzenli olarak yağış sıkıntısına yol açan iklim değişikliğinden etkilenmesinin ardından Amik sulak alanı, diğer bölgelerin doğal ‘savaşlarından’ farklı olarak çevresel zenginliğini korumayı başarıyor.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Bekaa Vadisi ve komşusu Suriye, sıcak hava dalgası ve kuraklıktan dolayı sıkıntı çekiyor. Bu durum orman yangınlarına ve bitkisel üretimin bozulmasına neden oluyor.
Amik bataklıkları Lübnan’ın en büyük sulak alanları olarak biliniyor ve Bekaa Vadisi'nde bulunan bataklık ve göl kalıntılarını içeriyor. 1994 yılında Dünya Kuş Birliği tarafından Ortadoğu’daki kuşlar açısından nadir bir bölge olarak sınıflandırıldı.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 2005 yılında bu bölgeyi ‘Al Shouf Cedar’ rezerviyle birlikte ‘biyosfer rezervi’ olarak ilan etti.
Amik bataklıklarından sorumlu ziraat mühendisi ve yetkilisi Abdullah Hanna, bu bölge hakkında şu açıklamalarda bulundu:
“Biyolojik çeşitliliği çekiyor, kuşların sık ve düzenli geçiş yapıyor. Bölgenin sulak kalması ve yeşil örtüsünün korunması amacıyla su tasarrufu sağlamak ve kaybetmemek için daha fazla çalışabiliriz.Yazın suyu daha uzun süre muhafaza etmek için baraj inşa etmek önemli. Baraj projesine 2014 yılında başlandı, 2016’da sona erdi. Dört ila beş milyon metreküp su tasarrufu yapabildik. Bu durum, bu yıl küresel ısınma, iklim değişikliği ve dünyadaki kuraklık açısından sadece Lübnan için değil, tüm dünya için en kötü yıl olsa da bu bölgede su görmemizi sağladı” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Mühendis, iç su kaynaklarının bataklıkları zenginleştirdiğini aktardı. Aynı zamanda barajların su tasarrufuna da yardımcı olarak manda sürüsüne her gün ferahlatıcı bir yüzme olanağı sağlığını belirtti. “Eylül ayına yaklaşıyoruz ve bölge hâlâ yeşil, su hâlâ yeterli miktarda mevcut” dedi.
Hanna, karbondioksiti emme özelliği açısından her beş kilometrekarelik ormanın 1 kilometrelik sulak alana eşdeğer olduğunu söyledi.
Amik’te 260’tan fazla kuş türü bulunuyor ve avcıların saldırılarına uğramamaları için koyucular devriye geziyor.
Amik rezervi yüzlerce bitki ve ağaç türünün bulunduğu dağları, su kaynaklarını ve nehirleri içeriyor ve memelilere, amfibilere ve sürüngenlere ev sahipliği yapıyor.
Lübnan, her baharda sürü halinde Afrika’dan Avrupa ve Asya’ya seyahat eden yüz milyonlarca göçmen kuşların dünyadaki en önemli rotalarından birini teşkil ediyor. Rüzgar ve sıcaklık koşulları yolculuk için mükemmel olana kadar bazı kuş türleri saatlerce, bazıları ise haftalarca burada kalıyor.
Rezervdeki yeşil örtü 27 milyon metrekarelik bir alana yayılıyor ve Lübnanlı Skaf ailesinin özel mülkiyetinde bulunuyor.
Toprak sahiplerinden Miryam Skaf, 100 yıl önce Amik’in ‘ataların mülkü’ olduğunu ve bu miras kendisine emanet edildiğini belirterek “Bunun yok olmasına izin vermeyeceğim, çünkü biz bu doğal yapının koruyucularıyız” dedi.
Skaf, Reuters’a yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ekonomik koşulların kötü olması nedeniyle devlet ilgisizliği, dünyanın ziyaret ettiği, muhteşem manzaraların fotoğraflandığı bir yaşam alanı haline gelen alanı koruma görevimizden bizi alıkoymuyor. Bu ülkenin bir vatandaşı göç ederse, burada yaşayan kuşlar bize toprağımızın, gökyüzümüzün, suyumuzun nadide hazineler olduğunu hatırlatacaktır.”
Bölgede görülen kuş türleri arasında büyük orman kartalı, şah kartal ve kerkenez de bulunuyor.
Kayıtlı hayvanlar arasında büyük su çulluğu, pasbaş patka ve bir yırtıcı kuş türü olan bozkır tuygunu gibi nesli tükenmekte olan kuş türleri de yer alıyor. Ayrıca beş amfibi türü ve 12 sürüngen türü de mevcut.
İki yıllık araştırma sonucunda bölgede 50’den fazla kelebek türü tespit edildi.
Sulak alan, Lübnan Dağı’nın doğu ucunda, Kab Elias şehrinin yedi kilometre güneybatısında yer alıyor. Sazlık ve açık göletlerden oluşan ana alan 253 hektarlık bir alanı kaplıyor ve doğuya doğru, uzun bir şerit halinde Litani Nehri’ne kadar uzanıyor.
Batıdaki Barouk dağının tepesine yağan yağmur ve kar, bölgeye su sağlıyor.