El-Ubeyd yeniden çatışmalara dahil olurken Hartum'da ise sükûnet hakim

Savaşı sona erdirmenin yollarını tartışmak için Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri tarafından bir yurtdışı gezisi düzenlendi.

Sudanlı bir vatandaş, Hartum'un güneyinde kalan el-Ezheri mahallesinde yıkılan bir evin enkazını inceliyor. (AFP)
Sudanlı bir vatandaş, Hartum'un güneyinde kalan el-Ezheri mahallesinde yıkılan bir evin enkazını inceliyor. (AFP)
TT

El-Ubeyd yeniden çatışmalara dahil olurken Hartum'da ise sükûnet hakim

Sudanlı bir vatandaş, Hartum'un güneyinde kalan el-Ezheri mahallesinde yıkılan bir evin enkazını inceliyor. (AFP)
Sudanlı bir vatandaş, Hartum'un güneyinde kalan el-Ezheri mahallesinde yıkılan bir evin enkazını inceliyor. (AFP)

Sudan'ın batısında yer alan el-Ubeyd şehri, ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yaşanan şiddetli çatışmaların ardından yeniden şiddet sarmalına girdi.

Görgü tanıkları, kentin bazı mahallelerine düşen top mermileri nedeniyle pazar yerlerinin tamamen kapandığını söylediler. Başkent Hartum'da ise mermilerin ve savaş uçaklarının sustuğu bir sükûnet ortamının hâkim olduğunu dile getirdiler. Aynı zamanda HDK’nin, Zırhlı Kolordu Karargâhı çevresinde önemli bir askeri alanda gerçekleştirdiği sınırlı saldırılar haricinde diğer çatışmaların saatler içinde durduğunu ifade ettiler.

Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd kenti şiddetli çatışmalara sahne olurken, kentin birçok yerinde ağır silah sesleri duyuldu, marketler ve hizmet merkezleri kapılarını kapattı. Bu olay, savaşın patlak vermesinden bu yana ordu ile HDK arasında meydana gelen birçok çatışmanın devamıdır. 

Şarkul Avsat’a konuşan görgü tanıklarının ifadeleri, pazar yerleri de dahil olmak üzere kentte geniş çaplı çatışmaların meydana geldiği ve çatışmaların sadece kentin batısında yaşandığı yönünde değişiklik gösterdi. Gazeteye konuşan bir görgü tanığı, vatandaşların ve arabaların şehrin doğusuna doğru gittiğini, dükkanların kapılarını kapattığını ve şehir merkezindeki iş yerlerinin faaliyetlerin durduğunu söyleyerek durumu açıkladı. Ayrıca, kentin bazı mahallelerine top mermilerinin düştüğünü belirtti.

HDK’nin kontrolü 

HDK, eyaletin çoğu bölgesini ve ana yolları kontrol ettiklerini ve kontrollerinin Umm Ruwaba şehrine kadar uzandığını beyan etti. Aynı zamanda HDK, er-Rahad şehrinin güneyinden geçerek bu şehre saldırıp hükümet tesislerinin kontrolünü ele geçirdiklerini ifade etti. HDK, Kuzey Darfur’u el-Faşir şehrine bağlayan ana yolun geçtiği doğudaki Bara şehrine de saldırdı ki bu yol, ordunun kapatacağını ve üzerindeki her türlü hareketi ‘askeri hedef’ olarak değerlendireceğini açıkladığı yoldur. Bu yol aynı zamanda HDK’nin lojistik destek sağladığı yol olmakla beraber kendisine bağlı birliklerin ülkenin batısından Hartum’a geçtiği yoldur.

FOTO: Hartum'un güneyinde bulunan Zırhlı Kolordu Birliği’nin yakınlarında HDK tarafından kayda alınıp üyelerine dağıtılan videodan bir ekran görüntüsü (Şarku’l Avsat) 
Hartum'un güneyinde bulunan Zırhlı Kolordu Birliği’nin yakınlarında HDK tarafından kayda alınıp üyelerine dağıtılan videodan bir ekran görüntüsü (Şarku’l Avsat)

Eyaletlerin büyük bir bölümü, er-Rahad kentinin batı bölgesindeki köylerin çoğu da dahil olmak üzere, araçların ve tarım makinelerinin yağmalanmasına ve talan edilmesine tanık oldu. Görgü tanıkları, HDK’nin kontrol noktalarının el-Ubeyd’e sebze ve meyve taşıyan kamyonlara gümrük ücreti uyguladığını söylediler. Ayrıca HDK üniforması giyen bir dizi yerel unsurun köylerdeki vatandaşlara saldırdığını ve tarım aletlerine el koyduğunu açıkladılar. Dolayısıyla çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini devam ettiremediğini ve tarım sektörünün tehdit edildiğini ifade ettiler. 

Temkinli sükûnet

Görgü tanıklarına göre, Sudan'ın başkenti Hartum'da dün (çarşamba) sükûnet hâkim oldu. Ordu ile HDK arasında şehrin çeşitli bölgelerinde günlerce süren şiddetli çatışmaların ardından hava ve top mermilerinin sesi kesildi. Temkinli sükûnet, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan'ın, geçtiğimiz Nisan ayında savaşın patlak vermesinden bu yana bölgedeki diğer ülkelere yapması beklenen ziyaret programının ilk durağı olan Mısır'a gerçekleştirdiği bir günlük ziyaretten dönmesinden saatler sonra geldi.

Hartum'un çeşitli bölgelerindeki kaynaklar Şarku’l Avsat'a hava bombardımanının durduğunu ve hafif silahlardan aralıklı olarak açılan ateş dışında top ve ağır silah seslerinin duyulmadığını bildirdiler.

FOTO: Son günlerde başkent Hartum'u sarsan patlamalardan kaynaklanan duman bulutları
Son günlerde başkent Hartum'u sarsan patlamalardan kaynaklanan duman bulutları

Doğu Nil bölgesindeki el-Nasr mahallesi sakinlerinden Safiye Osman, “Alışılmadık derecede sessiz bir atmosfer var. Böyle zamanlarda askeri uçaklar başımızın üzerinden uçuyor ve bombalama seslerini duyuyoruz” dedi.

Hartum, Omdurman ve Kuzey Hartum’da geçtiğimiz günlerde iki taraf arasındaki askeri operasyonların hızı artarken, orduya ait savaş uçakları, karadan uçaksavarlarla karşılık veren HDK’nin birçok mevzisine yoğun hava saldırıları düzenledi.

HDK, dün (çarşamba) Hartum'un güneyinde eş-Şecera bölgesindeki Zırhlı Kuvvetler Komutanlığı’na saldırdı. Ordu da onlara karşılık verdi. Sudan ordusuna bağlı olan bu bölgede iki taraf arasında 10 günden fazla bir süredir devam eden çatışmalarla sükûnet bozuldu.

Yaklaşık 5 ay önce ilk kıvılcımın patlak verdiği ülkenin başkenti, geçtiğimiz mayıs ayında çatışmanın iki tarafının Cidde kentinde, Suudi Arabistan-ABD arabuluculuğuyla, çatışma bölgelerinde sıkışıp kalanlara yardım sağlamak amacıyla kısa süreliğine ateşkes imzaladığı birkaç gün dışında böyle bir sükûnete tanık olmamıştı. Ancak söz konusu ateşkes anlaşması da taraflarca ihlal edildi.

Başkentten kaçış 

Yerleşim bölgelerindeki çatışmaların yoğunlaşması nedeniyle Hartum ve Omdurman şehirlerinin farklı bölgelerinden çok sayıda sivilin kaçışına tanık olundu. Geçtiğimiz iki gün boyunca, ordu ve HDK arasında şiddetli çatışmalara sahne olan Zırhlı Kuvvetler Komutanlığı’nın bitişiğindeki el-Hamadab mahallesindeki binlerce kişi evlerini terk etti.

Sudanlı kadınlar, Çad'ın Adre kentinde Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden (ICRC) yardım almak için sırada bekliyor. (Reuters) 
Sudanlı kadınlar, Çad'ın Adre kentinde Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden (ICRC) yardım almak için sırada bekliyor. (Reuters)

Bu hafta başında bölge halkı, gıda ve ilaç eksikliği ile üç ay üst üste elektrik ve su kesintisinin ardından kendilerine yardım edilmesi için acil durum çağrısı başlattı.

Kaynaklar, Omdurman kentinin Umbada bölgesindeki mahallelerde yaşayan onlarca ailenin, bölgenin her gün tanık olduğu çatışmalar, yağmalar ve hırsızlık olayları nedeniyle evlerini terk ettiğini bildirdi. 

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan, Hartum'daki komuta merkezinden ayrıldıktan sonra ülkenin doğu Kızıldeniz kıyısındaki bir askeri üste yaptığı ilk konuşmada, ordunun tüm zamanını savaşa ve HDK isyanını sona erdirmeye ayırdığını yineledi.

ÖDBG’nin yurtdışı gezisi 

Öte yandan, savaşı reddeden ve durdurmak için bölgesel ve uluslararası desteği harekete geçirmeye çalışan eski iktidar koalisyonu Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), 30 Ağustos'tan itibaren Katar, Kuveyt ve Güney Sudan'a bir dizi ziyaret yapılacağını duyurdu. Bu ziyaretlerin Katar'ın başkenti Doha'dan başlayarak 6 Eylül’e kadar devam edeceği bildirildi.

FOTO: ÖDBG liderlerinden Halid Ömer Yusuf (X sosyal medya hesabı) 
ÖDBG liderlerinden Halid Ömer Yusuf (X sosyal medya hesabı)

ÖDBG tarafından dün (çarşamba) yapılan basın açıklamasında, planlanan ziyaretlerin ‘savaşı sona erdirmenin yollarını bulmayı, halkın mustarip olduğu feci insani durumu sona erdirmeyi ve sivil demokratik yolu yeniden tesis etmeyi, son olarak da koalisyonun bu hedeflere ulaşma vizyonunu değerlendirmeyi’ amaçladığı belirtildi. ÖDBG heyetlerinin, gerçekleştirdikleri yurtdışı ziyaretlerinin bir devamı olarak bu ülkelerin liderleriyle bir araya gelmesi bekleniyor. Bu ülkeler arasında Kenya, Mısır, Etiyopya ve Uganda da bulunuyor.

ÖDBG, gelecek ziyaretlerin, savaşın sona erdirilmesi, barış, istikrar ve demokratik geçişin yeniden tesis edilmesine yönelik düzenlemelerin tamamlanmasını amaçlayan bir dizi komşu ve kardeş ülkeye yönelik olacağını belirtti.



ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
TT

ABD'nin silahların kontrolüne ilişkin belgesine karşı Hizbullah'tan farklı bir Lübnan pozisyonuna doğru eğilim

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyaret sırasında (EPA)

Hizbullah, Lübnan’da silahların yalnızca resmi güvenlik kurumlarının elinde bulunmasına yönelik yerel ve uluslararası taleplere karşı ‘varoluşsal tehdit’ kartını öne sürdü. Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, ‘ulusal güvenlik stratejisinin’ tartışılmasına başlanmadan önce bu tehdidin ortadan kaldırılması şartını koştu. Bu durum, Lübnan devleti ile Hizbullah arasında bir ‘farklılaşmaya’ işaret ediyor. Zira devlet, ABD’li arabulucu Tom Barrack’ın önerisini ‘olumlu şekilde ele alacakken’ Hizbullah farklı bir tutum sergiliyor.

Kasım’ın son açıklaması, silahlarını teslim etme mekanizmalarının tartışılmasına karşılık daha önce öne sürdüğü şartlara eklenen yeni bir koşul olarak görülüyor. Bu şartların başında ise, İsrail’in ateşkes anlaşmasındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi koşuluyla Hizbullah’ın silah konusunu görüşmeye hazır olacağı yönündeki talep geliyor. Her ne kadar Lübnan’daki resmi çevreler, Hizbullah’ın bu dosyada ‘esnek davrandığını’ ve ‘ağır silahlarını (nokta atışlı füzeler ve insansız hava araçları) teslim etmeye hazır olduğunu’ ifade etse de, konuya yakın kaynaklara göre Hizbullah, İsrail’in önceden bazı adımlar atmasını şart koşuyor.

Hizbullah, ABD'nin İsrail'e son savaştan bu yana Lübnan içinde işgal ettiği beş noktadan çekilmesi, elindeki 16 kişiyi serbest bırakması, Lübnan topraklarına yönelik ihlal ve saldırıları durdurması ve son savaşta yıkılan yerleri yeniden inşa etme görevine başlaması için baskı yapmasını talep ediyor.

ABD elçisi yeniden geliyor

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın, Lübnanlı yetkililer tarafından geçtiğimiz pazartesi günü Beyrut'taki ABD Büyükelçiliği'nden teslim alınan ve Lübnan'dan önümüzdeki aralık ayında sona erecek bir süre içerisinde silahların geri çekilmesi için ‘net’ bir takvim taahhüt etmesini talep eden ABD belgesine resmi bir yanıt almak üzere üçüncü bir ziyaret için yakında Beyrut'a gelmesi bekleniyor. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam'ın temsilcilerinden oluşan komite, Lübnan'ın iki hafta önce Beyrut'ta ABD elçisine verdiği bir belgeye ilişkin gözlemleri içeren belgeyi inceliyor. Başbakan Selam'ın bu hafta Meclis Başkanı Berri ile bir araya gelerek Lübnan'ın vereceği yanıtın ayrıntılarını görüşmesi bekleniyor.

Hükümetin esnekliği

Lübnan makamları, Amerikan taleplerini içeren belgeye karşı esnek bir tutum sergiliyor. Bununla beraber Amerikan heyetiyle yürütülen temaslara aşina kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Lübnan makamları, Washington’un talep ettiği şekilde Karz-ı Hasen Vakfı ile ilgili tedbirleri artırmak, mali ve idari reformları uygulamak gibi kendisine düşen görevleri de yerine getiriyor. Hizbullah ise silah meselesinde daha katı bir tutum sergiliyor.

Kaynaklar, ABD'nin yanıtını incelemekle görevlendirilen komitenin görevinde önemli ilerleme kaydettiğini belirterek, Lübnan devletinin Amerikan anlaşmasına olumlu yaklaşacağını ve hükümetin silahlanmada tekelleşmeyi aşamalı olarak uygulama sözü vereceğini ifade etti. Kaynaklara göre Lübnan'ın resmi yanıtı Hizbullah'ın taleplerindeki sert tutumundan farklı olacak. Kaynaklar, Hizbullah'ın garantiler talep ettiğini ve Kasım'ın açıklamalarının da gösterdiği gibi son zamanlarda tutumunu sertleştirdiğini belirtti.

Varoluşsal tehdit

Kasım dün akşam yaptığı konuşmada, “Hizbullah, Emel Hareketi, direniş ve Lübnan'ın bağımsızlığını isteyen ve Lübnan'ın Lübnanlılar için nihai bir vatan olduğuna inanan egemen bir hat olarak bizler, direnişe, çevresine ve bir bütün olarak Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz” ifadesini kullandı.

Görsel kaldırıldı.Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım dün akşam yaptığı konuşmada (Hizbullah medyası)

Kasım, “Lübnan'ın karşı karşıya olduğu üç gerçek tehlike var: güney sınırında İsrail, doğu sınırında DEAŞ ve Lübnan'ı kontrol etmeye, üzerinde vesayet kurmaya çalışan ve Lübnan'ın hareket ve yaşama kabiliyetini yok etmek isteyen Amerikan zorbalığı” dedi.

Kasım, Lübnanlılara hitaben şunları söyledi: “Sözümüz bir olsun ve öncelik için çalışalım. Tehlikeyi ortadan kaldırdıktan sonra savunma stratejisini ve ulusal güvenlik stratejisini tartışmaya hazırız. Sizi İsrail'e iyilik yapmamaya çağırıyorum. Çatışma halinde ABD hedeflerine ulaşamaz.”

Hizbullah silahlarına sarılıyor

Lübnan Kuvvetleri Partisi kaynaklarının Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Kasım'ın son tutumu ‘silahlarına sarılma meydanından henüz ayrılmadığı, yani halen aynı noktada olduğu’ şeklinde değerlendiriliyor. “Bu tutum görünüşte çevresine yönelik ve üstü kapalı tavizler mi içeriyor?” diye soran kaynak, başkanlar (Avn, Berri ve Selam) tarafından dile getirilen bazı hususların işlerin kolay olduğuna işaret ettiğini hatırlattı.

Görsel kaldırıldı.Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile yaptığı görüşme sırasında (Reuters)

Kaynaklar, “Şu ana kadar görünen o ki, Hizbullah silah bırakmamakta ısrar ediyor. Hizbullah'ın maksimum yapabileceği şey Litani Nehri’nin güneyinden çekilmek. Savunma stratejisi diye bir şey yok. Ondan istenen, silahlarını teslim etmesi” ifadelerini kullandı. Kaynaklar, ‘Hizbullah'ın şimdiye kadar, varoluşsal tehditler konusunda aynı söylemleri sürdürdüğünü, hâlbuki bu silahlar ve destek savaşı aracılığıyla Lübnan’a varoluşsal bir tehdit teşkil edenin bizzat kendisi olduğunu ve silahları yüzünden savaşları ülkeye çektiğini’ ifade etti.

Kaynaklar, Hizbullah’ın yetkilileri aracılığıyla yaptığı açıklamalarda ‘ABD’ye İsrail sınırını korumaya hazır olduklarını, bunu da Litani’nin güneyinden tamamen çekilerek ve silah meselesini Litani’nin kuzeyinde hükümetle müzakere ederek yapabileceklerini anlatmak istediklerine’ dikkat çekti. Kaynaklar, ‘bu durumun ABD tarafından reddedildiğini, Washington’ın hamle karşılığında hamle ilkesine bağlı kaldığını, yani İsrail’in aşamalı olarak çekilmesi, esirlerin serbest bırakılması ve hedef almayı durdurması karşılığında devletin de Hizbullah’ın askerî yapısını dağıtarak egemenliğini tesis etmesini istediğini’ vurguladı.

Lübnan Kuvvetleri Partisi’ne yakın kaynaklar, ‘Hizbullah’ın artık bu yönde bir adım atmazsa hem kendisini hem de tüm Lübnan halkını yeni bir savaşa sürükleyeceğinin farkında olduğunu, eylül ayında önceki ABD temsilcisi Amos Hochstein’ın sunduğu fırsatı değerlendirmediğinde savaşla karşılaştığını ve şimdi Tom Barrack’ın sunduğu fırsatı değerlendirmemesi halinde Lübnan’ı tehlikeye atacağını bildiğini’ ifade etti. Kaynaklar, Lübnan’ın yeni şiddet sahnelerine sürüklenmemesi konusunda uyardı.