Ukrayna'nın yeni Savunma Bakanı ülke topraklarının "her santimini" özgürleştirme sözü verdi

Ukrayna'nın yeni Savunma Bakanı ülke topraklarının "her santimini" özgürleştirme sözü verdi
TT

Ukrayna'nın yeni Savunma Bakanı ülke topraklarının "her santimini" özgürleştirme sözü verdi

Ukrayna'nın yeni Savunma Bakanı ülke topraklarının "her santimini" özgürleştirme sözü verdi

Ukrayna’nın yeni Savunma Bakanı olan Kırım Tatar Türkü Rüstem Umerov'un adaylığı parlamento tarafından onaylanmasının ardından Rusya tarafından işgal edilen Ukrayna topraklarının "her santimini" kurtarmak için her şeyi yapma sözü verdi. Umerov açıklamasında, “Ülkemizin her karışını ve halkımızın her bir ferdini özgürleştirdiğimizde Ukrayna'nın zaferi için mümkün olan ve olmayan her şeyi yapacağım. Planımız, küçük tavizler veya müzakereler olmaksızın zafere dayanmakta” diyerek Ukrayna güçlerinin güney ve doğuda karşı saldırılarını sürdürdüğünü aktardı.

Ukrayna Parlamentosu (Verkhovna Rada) Umerov’un Savunma Bakanı olarak atanmasını büyük çoğunlukla destekledi. Umerov Kırım yarımadasından bir Tatar Müslüman. Milletvekilleri Yaroslav Yeleznyak ve Iryna Gerashchenko Telegram kanalından, 450 milletvekilinden 338'inin Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy tarafından önerilen Umerov'un atanmasını desteklediğini ifade etti.

Devlet Mülkiyet Fonu'nu yöneten 41 yaşındaki Umerov, Kırım'daki Tatar toplumunun önde gelen isimlerinden biri, müzakere zekası, pratik anlayışı ve sağduyusu ile tanınan dindar bir Müslüman. Ukrayna Devlet Başkanlığı Danışmanı Sergey Lychagin AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu bir Kırım Tatar’ının devletteki en yüksek mevkisi” ifadelerini kullandı.  Tatarlar, Rusya'nın 2014 yılında ilhak ettiği yarımadada kadim bir tarihe sahip Müslümanlar. 57 yaşındaki eski Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, Rus işgaline karşı Ukrayna direnişinin sembollerinden biriydi, ancak bakanlık içindeki birçok yolsuzluk skandalı sonrasında görevinden ayrılmak zorunda kaldı.



İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
TT

İran basını: Kaani hala hayatta ve Tahran'da halk mitingine katıldı

DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)
DMO’ya bağlı Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani (DPA)

İran'ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı dün İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yurtdışı operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü Komutanı Tuğgeneral İsmail Kaani'nin hayatta olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Mehr’den aktardığı habere göre, 12 gün önce İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıların başında diğer üst düzey askeri komutanlarla birlikte öldürüldüğü bildirilen Kaani, dün öğleden sonra İran Silahlı Kuvvetleri’ne destek amacıyla başkent Tahran’ın merkezindeki İnkılap Meydanı’nda düzenlenen halk mitingine katıldı.

İsrail ordusu, 13 Haziran Cuma günü şafak vakti İran'a düzenlediği saldırılarda 20'den fazla üst düzey askeri komutanı öldürdüğünü açıklamıştı.

Ardından ABD Başkanı Donald Trump, dün sabah İsrail ile İran arasında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girdiğini duyurdu.

İsrail, askeri operasyonların hedef aldığı İranlı yetkililerin listesini yayınladı. DMO'nun dış operasyonlardan sorumlu Kudüs Gücü Komutanı Kaani'nin akıbeti merak konusu oldu.

New York Times gazetesinin İran muhabiri, geçtiğimiz cuma günü İranlı kaynaklardan, Kaani'nin İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıda öldürüldüğünü aktarmıştı.

New York Times gazetesinin İsrail muhabiri Ronen Bergman pazar günü yayınlanan makalesinde şöyle yazdı:

“İsrail'in İran'a saldırısından bir ay önce, istihbarat ve savunma kurumlarının en üst düzeylerinde, Mossad'ın “Tebş'in listesinde kimler yer alacak?” şeklindeki sorusuna ilişkin yoğun tartışmalar yaşandı.”

Mossad'ın pasif ooperasyonlar için kullandığı bir terim olan ‘tebş’ ifadesi, Bergman'ın X platformunda yayınladığı yazıya göre suikast, tasfiye veya hedefli engelleme için kullanılan kod ad.

‘Mutluluk’ olarak nitelendirilen listeye dikkati çeken Bergman, bu toplantılara katılanlardan biri tarafından da bu şekilde adlandırılan listeye İranlı liderlerin dahil edilmesinin ‘rütbeleri ve uygun bir fırsatın ortaya çıkması’ şeklindeki iki faktöre bağlı olduğunu belirtti.

Bergman, yazısını şöyle sürdürdü:

“Tartışma tek bir isim üzerine yapılmıyordu. Aksine, listeyi okuduğu takdirde en çok rahatsız olacak kişinin o olduğu kesindi, çünkü listeye alınmaması konusunda tam bir fikir birliği vardı, o kadar zahmete değmeyeceği düşünülüyordu.”

Bergman, Kaani’nin bilinmeyen akıbeti ve hava saldırılarında öldürülmüş olabileceği ihtimaliyle ilgili olarak “İsrail, onun yüksek konumuna rağmen etkisinin hissedilmediğini ve bu nedenle ölümünün önemli bir etkisi olmayacağını değerlendirdi” ifadelerini kullandı.