Tunus'ta "zorunlu askerlikten firar" vakası: 300 bin dava açıldı

Tunus'ta askerlik hizmetini yerine getirme konusunda toplu isteksizlik var. Ordu genç erkekleri hukuksal olarak takip ediyor

Tunus ordusu artan zorluklarla karşı karşıya (Reuters)
Tunus ordusu artan zorluklarla karşı karşıya (Reuters)
TT

Tunus'ta "zorunlu askerlikten firar" vakası: 300 bin dava açıldı

Tunus ordusu artan zorluklarla karşı karşıya (Reuters)
Tunus ordusu artan zorluklarla karşı karşıya (Reuters)

Sağir el-Hidri

Tunus'ta askerlik hizmetini yerine getirmekten kaçınan gençler, yetkilileri bu görevden kaçanlar hakkında askeri mahkemelere dava açmaya zorluyor.

Bu adım, Tunus'ta askerlik hizmetinin yerine getirilmesi ve gençlerin bunu neden reddettiği konusundaki tartışmayı yeniden gündeme getiriyor.

Tunus ordusu, son dönemde siyasete müdahale etmemesi nedeniyle Tunusluların takdirini kazandı.

Tunus'un 14 Ocak 2011 devriminden sonra istikrarını sarsan siyasi krizlere rağmen, ordu bu krizlere müdahil olmadı.

Siyasi müdahale çağrılarına rağmen, ordunun faaliyetleri kanlı saldırılar düzenleyen teröristlere karşı savaşmakla sınırlı kaldı.

Aralık 2020'de yayınlanan Global Firepower endeksi, Tunus ordusunun Afrika'da dokuzuncu sırada ve dünya genelinde 73'üncü sırada yer aldığını belirtti.

300 bin dava

Askerlik hizmeti 20 yaşını dolduran her Tunuslu genç için zorunludur ve bir yıl sürer.

Bu süre zarfında genç, meşru müdafaa ve vatani değerlerin temellerini öğrenir, daha sonra 35 yaşına kadar orduda yedek asker olur. 

Savunma Bakanlığı'nın son yıllarda zorunlu askerlik kapısının açılacağı yönünde defalarca yaptığı duyurulara rağmen, gençlerin büyük bir kısmı bunu yapmaktan kaçınıyor, bu da bu vatani milli görevi yerine getirmek üzere az sayıda gönüllünün kaydedilmesine yol açıyor.

2017 yılında, o dönemin Savunma Bakanı Abdulkerim ez-Zubeydi, 31,000'den fazla gencin bu görevi yerine getirmesi gerektiği halde, sadece 506 gencin başvuruda bulunduğunu açıklamıştı.

Tunus ordusundan Albay Muhammed Guveyle, konunun hukuksal takibinin yapıldığını şu sözlerle aktardı:

Zorunlu askerlik yapanların oranının düşük olması, görevini yerine getirmeyen herkese karşı açılan çok sayıda hukuksal işlem olduğu anlamına geliyor, zira bu konuda askeri mahkemelerde açılan davaların sayısı yaklaşık 300 bine ulaştı.

Önemli engeller

Guveyle sözlerine devamla şunları aktardı:

Bu tür sorunlar, gençlerin seyahat etmesi, iş bulması veya normal bir yaşam sürmesi önünde bir engel oluşturabilir. Bu, ilgili tarafların istemediği bir şeydir. Gençlerin askere gitme isteği, askeri yetkililerin askere alma çabalarına rağmen zayıf kaldı. Geçmişte, Tunus'ta askerlik yapmak üzere çağrılan gençleri zorlamak için devriye görevine benzer bir uygulama yapılıyordu, bu uygulamaya yerel olarak Rafil adı veriliyordu, ancak bu uygulamanın son yıllarda azalması, gençlerin milli görevi yerine getirmekten kaçınmalarına neden oldu.

Devrimi takip eden yıllarda ülkenin karşı karşıya kaldığı terörizm, sınırların güvenliği ve düzensiz göçle mücadele gibi zorluklar, silahlı kuvvetlerin hazır olmasının önemini ortaya çıkardı.

Özellikle de bu hazırlık eksikliği, komşu ülkelerin büyük bölgelerinin teröristlerin eline geçmesine yol açtı, örneğin Libya'daki Sirte ve Derna gibi şehirler teröristlerin kontrolü altına girdi. Daha sonra bunların kurtarılması gerekti.

Yok olan bir politika

Tunus, 1956'da bağımsızlığını kazandığı günden beri askere alma işlemlerini düzenleyen yasaları benimsemiş olsa da, gençlerin askerlik hizmetini yerine getirme isteği sürekli olarak azalıyor.

Gözlemciler, Tunus ordusunun sınırlı kaynakları göz önüne alındığında, net bir politikanın eksikliğinin, gençlerin askerlik hizmetini yerine getirme isteğini daha da azalttığına inanıyor.

Emekli bir subay olan Mustafa Sahib et-Tabi, sorunun kaynağını şöyle açıkladı:

Net bir politikanın eksikliği bu uzaklaşmaya yol açıyor, çünkü diğer ülkelerde vatani görev kutsaldır. Gençleri kışlalara çekmeyi mümkün kılacak bir altyapı olmalıdır, çünkü yerleşim kapasitesi sorunları var ve bu sadece gençlerin isteğine indirgenemez. Tunuslu gençlerin yasa dışı göç hayalleri var ve askerlik hizmetini yerine getirmekten kaçınmalarına neden olan hesapları var. Çünkü askerliği yapacak olanlar işlerini kaybedecekler. Sadece orta sınıf, fakir ve marjinalleşmiş bölgeler zorla askere alınıyor. Lüks ve zengin bölgeler de dahil olmak üzere hiç kimsenin askerlik hizmetinden muaf tutulmaması gerekiyor.

Sözleşmeler ve atamalar

Emekli subay, sözlerine devamla şunlara dikkat çekti:

İç bölgeler gençlerini askere gitmeye zorlayan bölgelerdir, ancak sorun, kimseyi askerlik hizmetinden muaf tutmayan net bir politikanın eksikliğinde yatmaktadır. Vatani görevlerini yerine getirmeyen yetkilileri görünce şaşırıyorum.

Devrim sonrası siyasi krize giren Tunus, siyasi liderlerin birçok alandaki çöküşü görmezden gelerek bu krize yönelmesine neden oldu.

Güvenlik sorunları karşısında Savunma Bakanlığı, artan terör saldırılarına karşı koymak üzere askerleri kışlaya almak için sözleşmeler ve atamalar yapma yoluna gitti.

Tabi, sözlerini şöyle sonlandırdı:

Askerlik politikasının eksikliği, siyasi irade ve kaynak eksikliğinden kaynaklanıyor, çünkü gençleri askere alırken yemek, ulaşım, giyim gibi uygun koşulları sağlayabilen bütçeler sunmalıyız. 

Gençleri askere çekme konusundaki eksiklikler göz önüne alındığında, özellikle Tunus'un karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları da düşünülürse, adli prosedürlerin gençleri vatani görevi yerine getirme konusunda başarılı olup olmayacağı belirsiz görünüyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.