ABD'de otomotiv işçileri 4 gün çalışma ve rekor kârlardan daha fazla pay için grevde

"Bu CEO'lar yılda 20 milyon dolardan fazla kazanırken, biz hâlâ önemsiz görülüyoruz"

Otomotiv sektörü işçileri sendikasının yüzlerce üyesi, endüstri tarihinde türünün en belirgin grevi başlarken ABD'nin Michigan eyaletindeki Ford fabrikasının önünde toplandı (EPA)
Otomotiv sektörü işçileri sendikasının yüzlerce üyesi, endüstri tarihinde türünün en belirgin grevi başlarken ABD'nin Michigan eyaletindeki Ford fabrikasının önünde toplandı (EPA)
TT

ABD'de otomotiv işçileri 4 gün çalışma ve rekor kârlardan daha fazla pay için grevde

Otomotiv sektörü işçileri sendikasının yüzlerce üyesi, endüstri tarihinde türünün en belirgin grevi başlarken ABD'nin Michigan eyaletindeki Ford fabrikasının önünde toplandı (EPA)
Otomotiv sektörü işçileri sendikasının yüzlerce üyesi, endüstri tarihinde türünün en belirgin grevi başlarken ABD'nin Michigan eyaletindeki Ford fabrikasının önünde toplandı (EPA)

ABD'de Detroit Üçlüsü olarak da bilinen üç otomobil fabrikasında çalışan binlerce işçi eş zamanlı olarak greve gitti.

İşçileri temsil eden Birleşik Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) Başkanı Shaw Fain, perşembe gece yarısına kadar şirketlerle anlaşma sağlanamadığı için General Motors (GM), Ford ve Stellantis fabrikalarında çalışan işçilerin aynı anda greve başladığını duyurdu.

Missouri'deki GM, Toledo'daki Stellantis ve Michigan'daki Ford fabrikalarında grev kararı alındığını belirten Fain, "Bu gece tarihte ilk kez, aynı anda üç büyüğün üçünde de greve başlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Fain, "İşçilerini umursamaya başladıkları zaman grev sona erecek" diye konuştu.

Grev kararının ardından ABD'nin üç büyük otomobil üreticisinde çalışan 12 binden fazla işçi iş bıraktı.

Sendika, otomobil şirketlerinden işçilere daha fazla ödeme yapmasını ve elektrikli otomobillere geçiş sürecinde daha fazla iş güvencesi sunmasını bekliyor.

Grev kararı alınan fabrikalar, Detroit Üçlüsü'nün en kârlı araçlarını ürettiği tesisler. 

Şirketlerin diğer fabrikalarında üretime devam edileceği açıklansa da, sendika yönetimi grevi genişletme seçeneğinin de masada olduğunu söyledi.

İşçiler ne istiyor?

Geçen ay üyelerinin yüzde 97'sinden grev için yetki alan Birleşik Otomobil İşçileri Sendikası, 140 binden fazla üyesi için 4 yıla yayılmış şekilde yüzde 40 oranında zam talep ediyor.

Şirketlerin teklifiyse yüzde 20 dolaylarında.

İşçiler ayrıca haftada 4 gün çalışma düzenine geçilmesi, enflasyona bağlı otomatik maaş zamları ve işçilerin "geçici" statüde çalıştırılmalarına zaman sınırı getirilmesini talep ediyor.

Ford'dan yapılan açıklamada, sendikanın taleplerinin emek maliyetini iki kattan fazla artıracağına dikkat çekildi.

Ancak işçiler, şirketlerin yıllar boyunca elde ettikleri rekor kârların ardından daha cömert olması gerektiğini savunuyor.

Michigan'da Jeep Grand Cherokee araçlarının üretildiği Stellantis fabrikasında çalışan Paul Raczka, "Bence bize bunu borçlular" diye konuştu.

4 nesildir otomotiv endüstrisinde çalıştıklarını söyleyen Raczka, bu mesleğin ebeveynlerine iyi bir sağlık sigortası ve güvenli bir emeklilik hayatı sunduğunu ancak bunun bugün mümkün olmadığını söyledi.

BBC'ye konuşan 31 yaşındaki işçi, kendi ürettiği araçları alma gücüne dahi sahip olmadığını vurgularken, "Bu CEO'lar yılda 20 milyon dolardan fazla kazanırken, biz hâlâ önemsiz görülüyoruz" dedi.

Grevin şirketlere maliyeti ne olacak?

Amerikan otomotiv endüstrisinde derin etki yaratması beklenen grevin 10 gün sürmesi durumunda şirketlere maliyeti yaklaşık 1 milyar dolar olacak.

Deutsche Bank'ın tahminlerine göre, grev sürecinde üç şirketten her biri haftada 500 milyon dolar kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

10 günlük grevin işçi maaşlarında yaratacağı kaybınsa 900 milyon dolar seviyelerinde olması bekleniyor. Sendikanın 825 milyon dolar seviyelerinde grev fonu bulunuyor.

Anderson Ekonomi Grubu'nun tahminlerine göre 10 günlük bir grevin Amerikan ekonomisine maliyetiyse 5 milyar doları geçebilir.

Grev sürecinde otomobil tedarikinde de aksaklıklar yaşanması bekleniyor. Endüstrinin pandemi döneminden bu yana tedarik sıkıntıları yaşadığı da biliniyor.

Uzmanlara göre bu durum alıcılara daha yüksek fiyatlar olarak yansıyacak.

Ford, GM ve Stellantis, son 25 yılda pazardaki payını ciddi şekilde kaybetse de halen ABD'deki araç satışlarının yüzde 40'ını yapan üç şirket konumunda. 

Bu boyutuyla konu gelecek yıl seçim yarışına girecek olan ABD Başkanı Joe Biden için de kritik önem taşıyor. 



Reuters: İran, Irak üzerinden petrol kaçakçılığı yapıyor

Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)
Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)
TT

Reuters: İran, Irak üzerinden petrol kaçakçılığı yapıyor

Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)
Irak'taki ağ aracılığıyla İran'ın ABD yaptırımlarına takılmadan satış yapabildiği öne sürülüyor (Reuters)

Irak'ta kurulan petrol kaçakçılığı ağının, İran ve desteklediği gruplara yılda 1 milyar dolara yakın gelir sağladığı öne sürülüyor.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, kaçakçılık ağının Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin göreve geldiği 2022'den beri geliştiğini iddia ediyor.

Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen kaynakların paylaştığı bilgilere göre, her ay 3,4 milyon ila 5 milyon varil petrole eşdeğer 500 bin ila 750 bin ton ağır yakıt (HFO), bu ağ üzerinden çoğunlukla Asya'ya ihraç ediliyor. 

Haberde, akaryakıtın Irak üzerinden iki yöntem aracılığıyla ihraç edildiği savunuluyor. İlk yöntemde, İran'dan gönderilen akaryakıtın Irak petrolüyle karıştırılarak saf Irak akaryakıtı gibi satıldığı ileri sürülüyor. Böylelikle Tahran yönetiminin, Washington'ın uyguladığı yaptırımlara takılmadan hareket edebildiği belirtiliyor.

İkincisindeyse Irak'ın asfalt üreten tesislere sübvansiyonlu akaryakıt tedariki kullanılıyor. Burada sübvansiyon programı için üretilen akaryakıtın, menşeini gizlemek için sahte belgeler hazırlandığı iddia ediliyor. 

İran'ın ilk rotadan doğrudan kazanç sağladığı savunuluyor. İkinci rotaysa Irak'ta kaçakçılık faaliyetlerini yürüten Tahran destekli milislerin işine yarıyor.

Kaynaklar, her iki güzergahın da Tahran yönetimine yılda 1 milyar ila 3 milyar dolar kazanç sağladığını iddia ediyor. 

Haberde, müstakbel ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle Washington'ın Tahran'a yönelik yaptırımları artırabileceğine dikkat çekiliyor. Ayrıca kaçakçılık ağının Irak'ı da İran'a yardım ettiği gerekçesiyle yaptırım tehlikesi altına soktuğuna işaret ediliyor. 

Reuters, İranlı ve Iraklı yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.

Independent Türkçe, Reuters, Business Standart