Temsilciler Meclisi kararlarında farklı görüşlerin çıktığı Libya'da Hammad hükümetini sorumlu tutma eğilimi hâkim

Daniel Kasırgası öncesinde barajların bakımında “ihmal” suçlaması

Libya Temsilciler Meclisi'nin Bingazi'deki son oturumu (Temsilciler Meclisi)
Libya Temsilciler Meclisi'nin Bingazi'deki son oturumu (Temsilciler Meclisi)
TT

Temsilciler Meclisi kararlarında farklı görüşlerin çıktığı Libya'da Hammad hükümetini sorumlu tutma eğilimi hâkim

Libya Temsilciler Meclisi'nin Bingazi'deki son oturumu (Temsilciler Meclisi)
Libya Temsilciler Meclisi'nin Bingazi'deki son oturumu (Temsilciler Meclisi)

Temsilciler Meclisi'nin (TM) perşembe günü yaptığı oturumda, doğu bölgesindeki bazı şehirleri yerle bir eden kasırganın yansımalarıyla yüzleşmeye ilişkin açıklanan kararlar, Libyalıların görüşlerinde farklılık gösterdi. Bazıları, “Meclis'in felaketin zararına yönelik 10 milyar dinar (iki milyar dolardan fazla) tutarında acil durum bütçesi ayırması, şehirlerin maruz kaldığı büyük yıkım göz önüne alındığında büyük bir öncelik” olduğunu düşünüyordu. Diğerleri ise “TM'nin Usame Hammad başkanlığındaki Libya İstikrar Hükümeti’ne (LİH) yönelik herhangi bir eleştiriyi yönlendirmekten kaçındığı” görüşündeydi.

TM üyesi Hasan ez-Zerka, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Şu anda öncelik, felaketten etkilenen şehirlerde yaşayanların daha fazla kayıp vermesini önlemek için felaketin yansımalarını kontrol altına almaya çalışmaktır. Ayrıca tüm tesislerin onarımını sağlayarak yeniden inşa ve rehabilitasyon hızlandırılmalıdır. İnsani kayıpların büyüklüğü herkesi şoke etti. Özellikle felaketten etkilenen şehirlerin sakinleri, mülklerini ve geçim kaynaklarını kaybetmeleri nedeniyle, maddi zararın büyüklüğüyle karşı karşıya kalacak. İnsanların acısının hafifletilmesi için acil tazminatların ödenmesi ve restorasyon yapılması gerektiğini söylüyoruz.

Zerka, TM’nin yeniden inşa prosedürlerine paralel olarak soruşturma yönünü de ihmal etmediğini vurguladı. Zerka, TM’nin Cumhuriyet Savcılığı’ndan felaketin nedenlerini araştırmasını ve ihmalleri açıklamasını talep etti. Önümüzdeki salı günü yapılması planlanan bir sonraki oturuma çağrılan LİH, yönettiği doğu bölgesi şehirlerinde kasırgaya hazırlık için aldığı önlemlerden sorumlu tutulacak.

Zerka, “Büyük bir kesim, LİH’in tahliye çağrısı yapmamasını eleştiriyor. Ayrıca tehlikeye karşı en savunmasız alanların tahliyesini doğrudan uygulama konusunda da ihmali olduğunu düşünüyor. Baraj bakım çalışmaları da planlarının öncelikleri arasında yer almıyordu” dedi. Pek çok temsilcinin katılıp sorular soracağı bir sonraki oturumun hükümet için kolay olmayacağı düşünülüyor.

Ulusal Güçler İttifakı Yüksek Komitesi Başkanı Tevfik eş-Şuheybi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, TM’nin son oturumundaki tartışmalara değindi. Eş-Şuheybi, bazı kişilerin odak noktasının “yaşananların bir doğal afet” olduğu ve “kasırgaya karşı alınacak herhangi bir önlemin sonucu değiştirilmeyeceği” görüşünde olduğu söyledi. Eş-Şuheybi, böyle bir düşüncenin “felaketin sorumlularını suçlamaktan kaçınma” girişimi olarak yorumlanabileceğini ifade etti.

csdf
Arama kurtarma ekipleri Derne'de enkaz altında hayatta kalanları arama çalışmalarını sürdürüyor. (Reuters)

Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyesi Saad bin Şerade ise TM tarafından Hammad liderliğindeki LİH’in veya Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) “afet veya herhangi bir konuda sorumlu tutulmalarıyla ilgili karar verilmemesi” önerisinde bulundu.

Hammad hükümetinin felaketle mücadeledeki performansının “ihmalden çok deneyimsizlik” olarak tanımlanabileceğine inanan Saad bin Şerade, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada “Acil durum ve yeniden inşa bütçesinin onaylanmasına odaklanmak artık mantıklı ve olumlu olur” dedi.

Libya Ulusal Meclis Partisi lideri Esad Ziyu, felaketin yarattığı birlik halinden istifade edilmesi gerektiğini belirterek, “geçiş aşamasının sona ermesi için seçim sürecinin denetlenmesinin önünü açacak yeni bir birleşik ulusal otoritenin yaratılması” çağrısında bulundu.

Ziyu, Şarku'l Avsat'a bu konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

Yeniden inşa ve hesap verebilirliğe odaklanmanın yanı sıra, çökebilecek, patlayabilecek, daha fazla mağdura yol açabilecek baraj ve hayati tesisin farkında olmalıyız. Temel çözüm, uluslararası alanda desteklenen, makul bir çalışma süresi sağlayan, ülkeyi kurtarabilecek finansmanı sunan ve seçim yapılana kadar doğru tedaviye başlamaya çalışan birleşik bir otorite oluşturmaktır.



Netanyahu'nun ofisi: Hamas, asker Itay Chen'in cenazesini teslim etti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
TT

Netanyahu'nun ofisi: Hamas, asker Itay Chen'in cenazesini teslim etti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)

İsrail Başbakanlık Ofisi dün, Gazze Şeridi'ndeki Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla Hamas'tan bir askerin cenazesini teslim aldığını duyurdu ve kimlik tespit sürecinin ardından cenazenin asker Itay Chen'e ait olduğunu bildirdi.

Hamas daha önce, İsrail'in Hamas ve ICRC ekiplerinin bölgeye girmesine izin vermesinin ardından, Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde, halen İsrail güçleri tarafından işgal altında olan bölgede tutulan bir rehinenin cesedini bulduğunu açıklamıştı.

10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması kapsamında Hamas, Gazze Şeridi'nde tuttuğu 20 rehinenin tamamını, İsrail'in serbest bıraktığı yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûm karşılığında teslim etti.

g
Gazze şehrinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arama çalışmaları sırasında Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) araçlarının yanında nöbet tutan Hamas mensupları (EPA)

Hamas, ölen rehinelerin cenazelerini teslim etme sözü verdi, ancak savaşın yol açtığı yıkım nedeniyle cenazelerin yerini tespit etmenin zor olduğunu belirtti. İsrail ise Hamas'ı kendisini oyalamakla suçladı.

Chen'in cenazesinin teslim edilmesiyle Hamas, Gazze Şeridi'nde olan 28 cesetten 21'ini iade etmiş oldu.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkilileri, İsrail'in Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana öldürülen 270 Filistinlinin cenazesini teslim ettiğini söyledi.

İsrail istatistiklerine göre, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail’in güney yerleşimlerine düzenlediği saldırıda bin 200 kişi öldü ve 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü.

Şarku’l Avsat’ın Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerinden elde ettiği bilgiye göre Hamas'ın saldırısına yanıt olarak İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği askeri harekat, 68 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine yol açtı.

Chen, Hamas'ın İsrail'in güneyindeki kasabalara ve askeri üslere düzenlediği sürpriz saldırıda görev başındaki bir askerdi.

gt
İsrail'in Hamas ile imzaladığı ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan mahkûmlar, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi önünde onları bekleyen kalabalığa el sallıyor. (AP)

ABD arabuluculuğunda sağlanan ateşkes, tekrar eden şiddet olaylarına rağmen büyük ölçüde sürdü. Filistin sağlık yetkilileri, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail saldırılarında 239 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi; bunların yaklaşık yarısı, geçen hafta İsrail’in askerlerine yönelik silahlı bir saldırıya karşılık verdiği gün yaşamını yitirdi.

İsrail, üç askerinin öldürüldüğünü ve ateşkes anlaşması kapsamında güçlerinin geri çekildiği hatlara yaklaştığını iddia ettiği onlarca Hamas mensubunu hedef aldığını açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkilileri bugün erken saatlerde, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir adamın İsrail ateşiyle öldürüldüğünü açıkladı. İsrail ordusu, ordunun halen işgal ettiği bölgelere geçen ve doğrudan tehdit oluşturan bir ‘teröristi’ öldürdüğünü duyurdu.


ABD'nin "Gazze gücü" projesi rezervasyonlarla kuşatılmış durumda

Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
TT

ABD'nin "Gazze gücü" projesi rezervasyonlarla kuşatılmış durumda

Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)

Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç kurulmasını öngören BM Güvenlik Konseyi kararının yapısı ve yetkileri konusundaki çekinceler askıda kaldı. Bazı taraflar önerinin hükümlerinin açıklığa kavuşturulmasını talep ederken, kaynaklar, anlaşmazlıkların Güvenlik Konseyi'nin güç hakkında bir karar almasını engelleyebileceği endişesini dile getirdi.

ABD, pazartesi günü Güvenlik Konseyi'nin birkaç üyesine Gazze'de uluslararası bir güç kurulmasını öngören bir karar taslağı gönderdi. Güç, 2027 yılı sonuna kadar Gazze Şeridi'ni yönetmek üzere geniş bir yetkiye sahip ve bu yetkinin uzatılma olasılığı da olacak. ABD'li bir yetkili, Axios'a yaptığı açıklamada, bu gücün "barışı koruma gücü değil, uygulama gücü" olacağını ve "Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılmasını sağlayarak Gazze'deki güvenlik ortamının istikrarına katkıda bulunacağını" söyledi.

Arabulucu bir ülkeden bilgili bir kaynak Şarku'l Avsat'a, anlaşmazlıkların devam etmesi halinde Güvenlik Konseyi kararı olmadan Washington'un kararıyla bu güçlerin oluşturulma olasılığından endişe duyduğunu belirtti. Bu, İsrail'in tercih ettiği formül olup, arabulucu ülkeler veya garantörler tarafından kabul edilmemekte.

Konuyla ilgili bilgi sahibi Filistinli kaynaklar, Şarku'l Avsat'a, Filistin Yönetimi'nin Amerikan tasarısını Arap grubuyla görüşerek metinde değişiklik talep edeceğini söyledi.


Eritre Cumhurbaşkanı: Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinden kıyısındaki ülkeler sorumlu

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Eritre Cumhurbaşkanı: Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinden kıyısındaki ülkeler sorumlu

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, Kızıldeniz bölgesinde askeri üslerin kurulmasına izin vermenin istikrarsızlık için bir bahane olduğunu ve bölgedeki halkların, dış güçlerin bu rolü üstlenmesine gerek kalmaksızın, bu hayati uluslararası su yolunda seyrüsefer güvenliğini sağlamaktan kendilerinin sorumlu olduğunu söyledi.

Afwerki dün akşam Mısır ziyareti sırasında Mısır’da yayın yapan ‘Kahire el-İhbariyye’ televizyon kanalına verdiği röportajda şunları söyledi:

“Kızıldeniz’e kıyısı olan ülkeler arasındaki entegrasyon son derece önemli. İş birliğini güçlendirmek için ortak mekanizmaların kurulması gerekiyor.”

Somali'nin kıyılarını koruma kabiliyetinin yanı sıra Eritre, Yemen, Cibuti ve Sudan'ın da kıyılarını koruma kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Eritre Cumhurbaşkanı, bölgenin karmaşıklığının, yerel çabaları güçlendirmek yerine dış alternatiflere başvurmaktan kaynaklandığını belirtti.

Kızıldeniz'in jeopolitik öneminin, herhangi bir dış müdahaleyi haklı çıkarmayacağını ve Eritre ile Mısır'ın bu konudaki vizyonlarının tamamen uyumlu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Afwerki, “Devletler arasında yakınlaşan görüşler, hükümetlerin, cumhurbaşkanlarının veya siyasi partilerin tercihleri değil, bölgedeki halkların çıkarlarını yansıtmaktadır. Her hükümet, bu temel ilkeyi korumak ve bölgesel iş birliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunmak için kendi yetenekleri konusunda net bir vizyona sahip olmalı” ifadelerini kullandı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz perşembe günü Mısır'ı ziyaret ederek Büyük Mısır Müzesi'nin açılışına katıldı. Cumhurbaşkanı Afwerki bu ziyaret kapsamında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir araya geldi. Görüşmede, Kızıldeniz'in güvenliğini sağlamak ve bu hayati su yolundaki seyrüseferi etkilememek için iş birliğinin güçlendirilmesinin önemi vurgulandı.

Mısır Cumhurbaşkanı, bölgedeki güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesine katkıda bulunmak için Mısır ile Eritre arasında ve komşu Arap ve Afrika ülkeleriyle koordinasyonun yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Afwerki, Kahire el-İhbariyye kanalına verdiği röportajda Afrika Boynuzu ülkelerinin, kendilerine bu konuda alan tanınırsa ve etnik veya kabile ayrımlarına ya da başarısız politikalara sürüklenmeden sorunları ele almak için bilinçli yaklaşımlar benimsenirse, sorunlarını yerel olarak çözebileceklerini vurguladı. Eritre Cumhurbaşkanı, bölge halklarının bu bölünmeler nedeniyle egemen kurumlara sahip devletler kurmakta zorluk yaşadıklarını ifade etti.

Afrika Boynuzu bölgesindeki ülkeler arasında ikili ve kolektif iş birliğinin büyüme, refah ve istikrarın sağlanması için gerekli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Afwerki, Mısır ile Eritre arasındaki ilişkilerin, bölgedeki kriz ve kargaşa durumunu değiştirmek amacıyla entegrasyon ve kapsamlı iş birliğine yönelik özel stratejik ilişkiler olduğunu vurguladı.

Afwerki’nin bu açıklamalarından birkaç gün önce, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in Etiyopya parlamentosunda yaptığı konuşmada Nil Nehri havzası ülkeleri Etiyopya, Sudan ve Mısır arasında Büyük Etiyopya Rönesans Barajı konusunda iş birliği yapılması ve karayla çevrili ülkesine denize erişim sağlamak için Eritreye koordinasyon çağrısında bulundu.

Sudan’ın Darfur eyaletinin Faşir şehrinde kontrolün Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçmesinin ardından ülkedeki son gelişmelere de değinen Eritre Cumhurbaşkanı, Sudan'daki istikrar ve güvenliğin Afrika Boynuzu'nda denge ve güvenliğin sağlanması için hayati önem taşıdığını, buradaki herhangi bir karışıklığın komşu ülkelerdeki gerilimleri tırmandırabileceğini ve bölgesel güvenliği doğrudan etkileyebileceğini belirtti.