Derne felaketi, seçimle ilgili tartışmaları rafa kaldırdı

Politikacılar, öncelikle bu felaketi önleme konusunda ihmalkâr davranan yetkililerin hesap vermesini istiyor.

Libya'nın Derne şehrinde yaşanan ölümcül kasırga ve sellerin ardından yıkılan bina ve evlerin genel görünümü, 18 Eylül 2023. (Reuters)
Libya'nın Derne şehrinde yaşanan ölümcül kasırga ve sellerin ardından yıkılan bina ve evlerin genel görünümü, 18 Eylül 2023. (Reuters)
TT

Derne felaketi, seçimle ilgili tartışmaları rafa kaldırdı

Libya'nın Derne şehrinde yaşanan ölümcül kasırga ve sellerin ardından yıkılan bina ve evlerin genel görünümü, 18 Eylül 2023. (Reuters)
Libya'nın Derne şehrinde yaşanan ölümcül kasırga ve sellerin ardından yıkılan bina ve evlerin genel görünümü, 18 Eylül 2023. (Reuters)

Libya'nın Derne şehrinde Daniel Kasırgası'nın yankıları sürerken, gözlemciler ve siyasetçiler, mevcut krizin ülkeyi yöneten siyasi organlara karşı bir ‘öfke dalgasına’ yol açacağı endişesiyle, bu son yaşanan felaketin genel seçim tartışmalarını bir kenara itip itmediğini merak ediyor.

Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Ali et-Tekbali, Libya'nın doğusunda yer alan afet bölgesinde öfkeli gösterilerin yapıldığı bir atmosferde, seçimlerle ilgili konuşmaların, “çok sayıda kurban ve özellikle başta Derne olmak üzere afetten etkilenen şehirlerdeki yıkımın boyutundan kaynaklanan üzüntü ve şok hali nedeniyle ortadan kalktığını” söyledi. Et-Tekbali Şarkul Avsat’a yaptığı açıklamada, çatışan güçlerin insani felaketi istismar ederek, mevcut nüfuz haritasında herhangi bir değişikliği önlemek amacıyla sadece seçimler değil, siyasi meselelerle ilgili her türlü konuşmayı saptırma girişimlerine dikkat çekti.

FOTO: Libyalılar Daniel Kasırgası felaketinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin siyaset sahnesinden çekilmesini talep etti. (DPA)
Libyalılar Daniel Kasırgası felaketinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin siyaset sahnesinden çekilmesini talep etti. (DPA)

Libya'nın batısında Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), genel seçimlerin yapılmasını denetlemek üzere birleşik bir hükümet kurulması yönünde defalarca yapılan çağrıların ardından son dönemde baskılarla karşı karşıya kaldı.

Bu bağlamda et-Tekbali, “İnsani dayanışma ve felaketin ardından Libyalılar arasında oluşan ayrışmaların üstesinden gelinmesi, ülkedeki siyasi güçleri korkuttu. Özellikle gençler arasında meydana gelebilecek bu tür bir dayanışma mevcut düzene karşı protestoların düzenlenmesine neden olabilir” açıklamasında bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile bir araya gelerek ‘arama kurtarma çalışmalarını denetlemek, Libya'nın doğusundaki afet bölgelerini yeniden inşa etmek, öncelikleri belirlemek ve hesap verilebilirliği sağlamak için kapsamlı bir mekanizma kurulması’ konularını görüştü. Et-Tekbali, yapılan yardımların, ihtiyacı olanlara ulaşmayacağı korkusunun başka türden bir kasırgaya yol açabileceğine dair bazı söylentilerin dolaştığını dile getirdi.

Et-Tekbali, artık meselenin, Daniel Kasırgası’ndan etkilenen bölgeler için yapılan yardım planını ve mağdurlara sağlanan yardımların devam etmesini etkilemeden, Abdullah Bathiliy’in siyasi sürece olan ilgiyi yeniden tesis etme ve seçimlere doğru adım atılmasını sağlama kabiliyetine bağlı olduğunu vurguladı.

Bazı gözlemciler, hem başkent Trablus'ta konuşlu UBH Başbakanı Abdülhamid Dibeybe’nin hem de güçleri ülkenin doğu ve güneyinde yoğunlaşan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'in, seçimlerin konuşulmamasından bir dereceye kadar faydalandığını düşünüyor. Siyasi aktivist Husam el-Kamati'ye göre, birleşik bir hükümet kurulmasına yapılan çağrı ve genel seçimlerin gerçekleştirilmesi hususu Libya'nın yaşadığı insani felaketin gölgesinde ortadan kalktı. Ancak el-Kamati, bu dosyanın bazılarının hayal ettiği ya da umduğu kadar Libya kamuoyu sahnesinden uzaklaşmadığına dikkat çekti.

FOTO: Siyasetçiler, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin, seçimlerin sözünün edilmemesinden bir dereceye kadar faydalandığını düşünüyor. (AFP)
Siyasetçiler, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin, seçimlerin sözünün edilmemesinden bir dereceye kadar faydalandığını düşünüyor. (AFP)

BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ve ABD gibi uluslararası ortaklar, 2011 yılında eski Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin devrilmesinden bu yana uzun yıllar süren ayrışma ve kaosu sona erdirmek için Libya'da gerçekleştirilecek seçimlere güveniyor.

El-Kamati Şarkul Avsat’a yaptığı açıklamada, “Libyalıların çoğunluğunun arzusu, bugün başta Derne olmak üzere ülkenin doğu şehirlerinde yaşanan felaketin sorumlularından hesap sorulmasıdır. Aynı zamanda mevcut öfke dalgasının, seçimler yoluyla yönetimdeki seçkinlerin değiştirilmesine yönelik taleplere dönüşeceğini tahmin ediyorum. Daniel Kasırgası’nın yansımalarına ilişkin uluslararası bir soruşturma yürütülmesi yönünde Libyalıların talepleri var. Bu durum etkin güçleri ürpertti. Çünkü onlar da kasırganın yol açtığı felaketin sorumlusu olarak ihmalkarlıkla suçlanmaktan korkuyorlar” ifadelerini kullandı.



HDK’nın Sudanlılara yönelik uygulamaları değişiyor mu?

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Independent Arabia – Hasan Hamid)
HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Independent Arabia – Hasan Hamid)
TT

HDK’nın Sudanlılara yönelik uygulamaları değişiyor mu?

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Independent Arabia – Hasan Hamid)
HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Independent Arabia – Hasan Hamid)

Osman el-Esbat

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) kontrolündeki bölgelerde yaşayanların çoğu, HDK üyelerinin yeni şehirleri işgal ettiklerinde gerçekleştirdikleri misillemelere, özellikle de kasım ayında el-Cezire eyaletinin doğu ve kuzey köylerinde sivillere yönelik tacizlere ve yaygın olarak ihlallere maruz kalıyor. Öyle ki en temel insan haklarına dahi en ufak bir saygı gösterilmiyor. Geçtiğimiz yılın haziran ayında el-Cuneyna şehrinde Batı Darfur sakinlerine karşı gerçekleştirilen katliamların eşlik ettiği bu suçlar hem resmi düzeyde hem de halk tabanında şoka ve öfkeye yol açarken yerel ve uluslararası taraflarca kınanıyor.

HDK komutanları, Sudan'ın çeşitli şehirlerinde ve bölgelerinde sivilleri etkileyen ihlallerden duydukları endişeyi dile getirirken, HDK üyeleri tarafından işlenen tüm ihlalleri atfettikleri ‘isyancı’ olarak tanımladıkları kişileri, sahada yargılayarak ve olumsuz olaylarla ve ihlallerle mücadele için bir komite kurarak kontrol altına alacaklarının sözünü verdiler.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) 1 Ocak’ta Sudan'ın 69’uncu Bağımsızlık Günü vesilesiyle yaptığı konuşmada, “İyi niyetli halkımıza, çeşitli bölgelerde kendilerine karşı meydana gelen ihlallerden dolayı derin üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Kontrolümüz altındaki bölgelerde kanunsuzluk yapanları kontrol etmek için yoğun çaba sarf ettik ve sarf etmeye devam ediyoruz. Birçok bölgede bunu başardık. Bunu milli ve ahlaki sorumluluğumuzdan dolayı yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Ancak gözlemciler ve uzmanlar, ABD yönetiminin Hamideti’ye Sudan halkına karşı işlenen sistematik ihlallerdeki rolü, ‘soykırım gerçekleştirmesi’ ve belirli etnik gruplardan kadınlara ve genç kızlara tecavüz ve diğer acımasız cinsel şiddet biçimleriyle kasıtlı olarak hedef alması nedeniyle yaptırım uyguladığından bu acımasız uygulamaları ve bunların Sudan halkı üzerindeki olumsuz yansımalarını nasıl görüyorlar? HDK, bu ihlalleri durdurabilir mi?

Organize bir çalışma

Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Hartum'daki Ulusal Çalışmalar Merkezi'nden strateji ve kriz yönetimi uzmanı Dr. Amin Ismail Majzoub, HDK üyelerinin başlıca hedefinin yağma, talan ve tecavüzle halk arasında panik ve korku tohumları ekmek olduğunu söyledi. Dr. Majzoub’a göre HDK’nın birçok üyesi arasındaki eğitim ve bilgi krizinin yanı sıra komuta ve kontrol kaybı da ihlallerde daha önce eşi ya da benzeri görülmemiş bir artış yaşanmasına katkı sağladı.

Dr. Majzoub, sözlerini şöyle sürdürdü:

“HDK, kontrolü altındaki bölgelerde ve şehirlerde yaşayanlar arasında endişe ve panik yaratmak için savaştaki politikalarından ve taktiklerinden biri olarak ihlaller gerçekleştiriyor. Dolayısıyla başta Darfur ve Kordofan’daki çeşitli bölgelerde meydana gelenler olmak üzere etnik ve ırksal ihlaller ve katliamlar bu strateji çerçevesinde gerçekleşti.”

İhlalleri gerçekleştirenlerin ortaya çıkarılmayacağını ve ihlallerin durdurulmayacağını söyleyen Dr. Majzoub, “Böyle bir hamle büyük grupların HDK'dan ayrılması anlamına gelir. Çünkü bu, milislerin ülkenin dört bir yanında halkı aşağılamak ve terörize etmek için ustalaştığı önemli bir strateji ve organize bir çalışma” diye konuştu.

defvrgth
Darfur'daki çatışmalardan kaçan Sudanlılar Sudan ve Çad arasındaki sınırı geçerken (Reuters)

Adalet ve hesap verebilirliğe değinen Dr. Majzoub, “Adaletin bugün ya da yarın tecelli edeceğine, Afrika ve Asya kıtasında yaşanan çatışmaları ve savaşların sonuçlarına göre boyutu ne olursa olsun suç işleyen herkesin hukuk yoluyla hesap vereceğine şüphe yok” yorumunda bulundu.

Dr. Majzoub, değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Uzlaşı, özür dileme, maddi ve manevi tazminat ve müzakere gibi çeşitli isimler altındaki bir geçiş dönemi adaleti, stratejisini ve üyelerinin inançlarını başkalarının haklarını yağmalamak, talan etmek ve onlara saldırmak üzerine kuran HDK ile işe yaramaz. Çünkü bu strateji, geçiş dönemi adaleti ile bağdaşmıyor. Dolayısıyla bu güçler ve muhalifleri HDK'yı askeri, siyasi ve sosyal hayattan silmek için savaş ya da müzakere seçeneğine sahipler.”

Tutuklama kampanyası

El-Cezire eyaletindeki HDK'ya bağlı sivil idarenin başkanı Sıddık Osman Ahmed, yönetiminin ‘isyancılar’ olarak nitelendirdiği kişileri ortadan kaldırmak için devam eden bir tutuklama kampanya başlattığını açıkladı. Şimdiye kadar 800'den fazla kişinin tutuklanıp hapse atıldığını söyleyen Ahmed, bazılarının emirlere uymadıkları için vurularak öldürüldüğünü, bazılarının kaçtığını belirtti. Ahmed’e göre kampanya sayesinde bu durum ortadan kalkmaya başladı.

Sivil İdare Başkanı Ahmed, şunları söyledi:

“Şafşafa çarşılarında tutuklama kampanyası başlattık. Sivilleri ihlallerden korumak ve bölgede güvenliği ve istikrarı sağlamak için 350 kişilik bir polis gücü kurduk. HDK'yi sorumluluktan muaf tutmuyoruz. HDK, eyalettin kontrolünü elinde tuttuğundan güvenliği sağlamaktan ve üniformalarını giyerek yağma yapanlarla mücadele etmekten sorumlu. Hapishanelerden salıverilen isyancılar ve suçlular olduğunu tespit ettik. Bunlar arasında ordu ile bağlantılı olanlar da var silahlı hareketlere bağlı olanlar da.”

SCDFVGTHY
Sudan ordusu ile HDK arasındaki çatışmalar devam ederken av fişekleri tutan bir çocuk (Reuters)

Kuralların ihlali

Uluslararası hukuk ve insani işler uzmanı Mahir Fireyni, “HDK’nın ihlalleri, cinayet, yağma, soykırım, tecavüz, zorla yerinden etme ve gözaltı gibi suçları işleyerek, en temel insan haklarına en ufak bir saygı göstermeden ve hukuka aykırı bir şekilde sivilleri ezmek için sistematik olarak kullanılan bir savaş aracı haline geldi” değerlendirmesinde bulundu.

HDK'nın Darfur ve el-Cezire'de gerçekleştirdiği ihlallerin ardından uluslararası ve yerel kamuoyu önünde tamamen savunmasız hale geldiğini söyleyen Fireyni, “HDK artık siyasi ya da toplumsal herhangi bir desteğe sahip değil. Zira savaş sırasında onun yanında olmakla suçlananlar bile el-Cezire’de işlenen ihlaller nedeniyle onu reddetti” şeklinde konuştu.

HDK'nın doğru fırsatı kaçırdığını, halkın sempatisini ve sadakatini kaybettiğini ve bu fırsatı bir daha asla yakalayamayacağını belirten Fireyni, HDK’nın Sudan'ı ya da Sudan'ın herhangi bir bölgesini yönetme konusunda geleceğinden bahsetmenin güç olduğunu ifade etti.

Rakamlar ve trajediler

El-Cezire Konferans Platformu, kasım ayındaki olaylar sırasında 400 binden fazla kişinin yerinden edildiğini tahmin ediyor. Platform, günlük yerinden edilme hareketleri ve bölgedeki iletişim eksikliği nedeniyle verilerin güncellenememesinden dolayı bu sayının 600 bine ulaşabileceğini öngörüyor.

El-Cezire Konferans Platformu tarafından yayınlanan rapora göre el-Cezire’nin doğusundaki 515 köy arasında 400'den fazlası tamamen, geriye kalan 115 köy ise kısmen boşaltılmış durumda. Geriye kalan köy sakinleri HDK'nın sıkı kuşatması ve tekrarlanan ihlalleri altında yaşamaya çalışıyor.

Yerel kaynaklara göre el-Cezire’nin doğusundaki olaylar 450'den fazla kişinin hayatına mal olurken, kadınlara ve genç kızlara karşı yaklaşık 27 tecavüz ve cinsel şiddet vakası gerçekleşti.

Birleşmiş Milletlerin (BM) tahminlerine göre Sudan'daki savaş 14 binden fazla kişinin ölümüne neden olurken, Sınır Tanımayan Doktorlar/Médecins Sans Frontières (MSF), bu sayının en az 40 bin olduğunu tahmin ediyor.

Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) son güncellemesine göre ülkede yirmi aydır devam eden silahlı çatışmalar 3,2 milyonu mülteci olmak üzere yaklaşık 14,8 milyon insanın yerinden edilmesine neden olurken yarısından fazlası çocuk olmak üzere 30 milyondan fazla insan yardıma muhtaç durumda. Bunların 18 milyonu, akut gıda güvensizliğiyle karşı karşıya. Savaş, aynı zamanda Sudan'daki çocukların yüzde 80'ini, yani 17 milyonunu eğitim hakkından mahrum bıraktı.

BM, ‘daha önce benzerine rastlanmamış bir insani kriz’ olarak nitelendirdiği Sudan'daki durum çerçevesinde yardıma muhtaç olarak tanımladığı toplam 30,4 milyon kişiden 20,9 milyonuna yardım sağlamak için 4,2 milyar dolarlık çağrıda bulundu.