Karabağ'da son 3 günde el konulan silah ve mühimmatın listesi açıklandı

Hacıyev, "Silahsızlandırma sürecinin ilk 3 günü, işgal yıllarında Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinin askeri depo sayısı ve biriktirilen silah ve mühimmat bakımından dünyanın en militarize bölgesine ve barut fıçısına dönüştürüldüğünü ortaya koydu" dedi

(AA)
(AA)
TT

Karabağ'da son 3 günde el konulan silah ve mühimmatın listesi açıklandı

(AA)
(AA)

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Karabağ'da yasa dışı Ermeni güçlere gerçekleştirilen antiterör operasyonu sonrasında el konulan askeri teçhizat, silah ve mühimmatın listesini açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, bölgedeki yasa dışı Ermeni silahlı grupların silahsızlandırılması yönündeki çalışmaların devam ettiği bildirildi.

Açıklamada, el konulan askeri teçhizat, silah ve mühimmatın listesine ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:

4 tank, 1 piyade zırhlı aracı, 3 Zastava monteli zırhlı araç, 2 top, 12 obüs, 12 havan topu, 468 mayın, 956 havan topu yükleme aracı, 441 havan topu mermisi, 22 bomba atar, 46 bomba atar mermisi, 313 ateşli silah, 66 bin 242 mermi, 50 füze, 300 patlatıcı, 62 el bombası, 3 Fagot tanksavar, 28 uçaksavar, 1 mühimmat ikmal aracı, 1 TOR M2 uçaksavar.

(AA)
(AA)

Karabağ barut fıçısına dönüştürülmüş

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev X hesabından konuya ilişkin yaptığı paylaşımda, işgal döneminde Karabağ'ın barut fıçısına dönüştürüldüğünü belirtti.

Hacıyev, "Silahsızlandırma sürecinin ilk 3 günü, işgal yıllarında Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinin askeri depo sayısı ve biriktirilen silah ve mühimmat bakımından dünyanın en militarize bölgesine ve barut fıçısına dönüştürüldüğünü ortaya koydu. Nüfus ve yüz ölçüm oranına göre bölgenin bu kadar militarize edileceğini beklemiyorduk. Silahsızlanma ve silahsızlandırma, yeniden entegrasyonun temel bileşenleridir" ifadelerini kullandı.



Fransa’daki bir hastanede bebeklere yönelik “cinsel istismar” skandalı hakkında soruşturma başlatıldı

Fotoğraf: (AFP_Arşiv)
Fotoğraf: (AFP_Arşiv)
TT

Fransa’daki bir hastanede bebeklere yönelik “cinsel istismar” skandalı hakkında soruşturma başlatıldı

Fotoğraf: (AFP_Arşiv)
Fotoğraf: (AFP_Arşiv)

Fransa’nın Bobigny şehrindeki savcı, Saint-Denis'deki Montreuil Hastanesi'nin bebek bölümünde çalışan bir hemşireyi, ‘reşit olmayanlara yönelik cinsel tacizde bulunmak ve çocuklara ait müstehcen fotoğraflar çekmekle’ suçladı.

Alman haber ajansı DPA, hemşirenin ortağının da ‘çocuklara cinsel istismarda bulunmakla’ suçlanarak tutuklandığını bildirdi.

Soruşturma hakimi, ikisini adli gözetim altında tutmaya ve birbirleriyle iletişim kurmalarını veya reşit olmayanlarla ilgili herhangi bir faaliyette bulunmalarını yasaklamaya karar verdi. Ayrıca hemşirenin Montreuil Hastanesi'ne gitmesi de yasaklandı.

Hemşire, çarşamba günü, polis karakoluna gidip reşit olmayanlara karşı cinsel tacizde bulunduğu iddialarını inkâr etse de önlem olarak işten uzaklaştırıldı.

Fransız haber kanalı BFM TV'ye göre TikTok platformunda ‘93. bölgedeki bir hastanede skandal’ başlığı altında yayınlanan birkaç video paylaşıldıktan sonra adli makamlar olayla ilgili soruşturma başlattı.

Bu paylaşımlardan birinde, bir adam kamera karşısında ‘bebek bölümünde çalışan iki kişinin siyahi çocuklara cinsel tacizde bulunduğunu’ iddia etti ve bunun ‘cinsel amaçlı’ olduğunu ekledi.

Cumartesi öğleden sonra 1,4 milyondan fazla izlenen videoda adam, ‘adaleti sağlamak’ için sokağa çıkılmasını istedi.

Savcılık ofisinden yapılan açıklamada “Bu eylemde ırkçı bir neden yok, çocuklardan biri beyaz, diğeri siyah” denildi.

Öte yandan BFM TV, dün öğleden sonra yaklaşık 50 kişinin olayları ve yapılan ırkçılığı kınamak için toplandığını bildirdi. BFM TV'ye göre protestocular ayrıca önümüzdeki günlerde eylemlerin devam etmesi çağrısında bulundu.

Olayla ilgili haberler çarşamba ve perşembe günleri büyük yankı uyandırdı. Bundan birkaç ay önce aynı doğum servisinde doğum yapmış anneler hastaneyi aramaya başladı.

Grand Paris Nord-Est Hastaneler Grubu yönetimi tarafından cuma günü yayınlanan basın açıklamasında, hemşirenin Montreuil hastanesinde doğum servisinde değil, prematüre bebeklerle ilgilenen yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalıştığını belirtildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bu hemşirenin davranışları, devam eden polis soruşturmasıyla doğrulanması halinde, hastanenin şiddetle kınadığı ciddi bir kişisel hatadır. Hiçbir şekilde hizmet kapsamında toplu bir uygulama değildir.”