Güney Kafkasya’da tansiyon yüksek: Azerbaycan zaferi ve Ermenilerin Karabağ'dan kitlesel göçü

Ermeni mülteciler Ermenistan'ın Goris kentindeki geçici kampa varırken (Reuters)
Ermeni mülteciler Ermenistan'ın Goris kentindeki geçici kampa varırken (Reuters)
TT

Güney Kafkasya’da tansiyon yüksek: Azerbaycan zaferi ve Ermenilerin Karabağ'dan kitlesel göçü

Ermeni mülteciler Ermenistan'ın Goris kentindeki geçici kampa varırken (Reuters)
Ermeni mülteciler Ermenistan'ın Goris kentindeki geçici kampa varırken (Reuters)

Ermenistan geçtiğimiz hafta düzenlenen yıldırım harekatının ardından Azerbaycan'ın kontrolüne giren Karabağ bölgesinden ayrılan ilk mülteci grubunu kabul etmeye başladı. Ermenistan, bölgede kalmaktan korkan 120 bin yerel sakini kabul etmeye hazır olduğunu teyit ederken, Ermenistan Başbakanı birkaç gün sonra İspanya'da Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile bir toplantı yapacağını duyurdu.

Diplomatik hareket

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından dün yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ile bugün Ermenistan ile İran arasında yer alan ve Türkiye sınırındaki Azerbaycan'ın Nahçıvan bölgesinde bir araya gelecek.

fer
Paşinyan (sağda) ve Aliyev önümüzdeki hafta İspanya'da görüşmelere hazırlanıyor (AFP)

AFP’nin haberine göre, Bakü'nün Dağlık Karabağ'daki Ermeni ayrılıkçılara yönelik son askeri operasyonunun yarattığı gerginliğe rağmen Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı önümüzdeki ay Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel’in de Granada'da (güney İspanya) katılım sağlayacağı toplantıda bir araya gelecek.

Kitlesel göç

Azerbaycan güçleri, geçtiğimiz hafta gerçekleşen yıldırım harekatının ardından Ermenilerin çoğunlukta olduğu ayrılıkçı Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde tam kontrol sağlamak amacıyla pazar günü operasyonlarına devam etti. Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermeni liderleri dün Reuters'e verdiği demeçte, ‘bölgedeki 120 bin Ermeni’nin Azerbaycan'ın egemenliği altında yaşamak istemedikleri ve etnik temizlikten korktukları’ için Ermenistan'a gideceğini söyledi.

as
Karabağ bölgesinden gelen Ermeni mültecilerden oluşan ilk konvoy Ermenistan'a ulaştı (AP)

Ermenistan Başbakanı, ülkesinin bölgeden gelenleri kabul etmeye hazır olduğunu vurgulayarak, Ermenilerin bölgeyi terk etmesini önerdi. Geçtiğimiz hafta Azerbaycan, kökleri Sovyetler Birliği'nin çöküşüne kadar uzanan çatışmanın en sonuncusunda Karabağ'da Ermeni militanları mağlup etti. Bakü, bölgede yaşayan Ermenilerin haklarını güvence altına alma niyetini doğrulasa da Ermeni ayrılıkçı liderler ‘baskı korkusuyla’ bölgeden ayrılmakta ısrar ediyor. ‘Artsakh Cumhuriyeti' adı verilen bölgeyi yöneten ayrılıkçı lider Samvel Shahramanyan'ın danışmanı David Babayan Reuters'a verdiği demeçte, “Halkımızın yüzde 99’u tarihi topraklarımızı terk etmeyi tercih ediyor. Halkımız Azerbaycan'ın bir parçası olarak yaşamak istemiyor. Zavallı halkımızın kaderi, Ermeni halkı ve tüm medeni dünya için bir utanç ve yüz karası olarak tarihe geçecektir. Kaderimizden sorumlu olanlar bir gün Tanrı önünde günahlarının hesabını vermek zorunda kalacaklar” ifadelerini kullandı. Karabağ'daki Ermeni liderler yaptıkları açıklamada, Azerbaycan'ın askeri operasyonu nedeniyle evsiz kalan ve bölgeyi terk etmek isteyen herkese Rus barış güçlerinin Ermenistan'a kadar eşlik edeceğini söyledi. Karabağ bölgesini Ermenistan'a bağlayan Laçin Koridoru'ndan Ermenilerin çoğunluğunun ne zaman geçeceği henüz belli değil. Başbakan Nikol Paşinyan ise yaşanan askeri kayıplarının ardından istifa çağrılarıyla karşı karşıya.

Moskova'ya üstü kapalı eleştiri

Karabağ Ermenilerini ‘korumadaki başarısızlığı’ nedeniyle kamuoyunda yaygın öfkeyle karşı karşıya kalan Paşinyan, ülkesinin mevcut ittifaklarını ‘işe yaramaz’ olarak nitelendirdi. Paşinyan dün yaptığı açıklamada, “Ermenistan'ın parçası olduğu dış güvenlik sistemlerinin, kendi güvenliğini ve çıkarlarını korumada etkisiz olduğu kanıtlandı. Ermenistan hiçbir zaman yükümlülüklerinden vazgeçmedi ve müttefiklerine ihanet etmedi. Ancak durum analizi, uzun süredir güvendiğimiz güvenlik rejimlerinin ve müttefiklerinin, bizim zayıflığımızı ve Ermeni halkının bağımsız bir devlete sahip olma konusundaki acizliğini göstermeyi kendilerine görev edindiklerini gösteriyor” şeklinde konuştu.

scd
Ermeni bir asker Goris'te yaşlı bir mülteci kadına yardım ediyor (Reuters)

Paşinyan’ın sözleri, özellikle de Ermenistan'ın hâlâ Rusya'nın başkanlığını yaptığı bir askeri ittifak olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) üyesi olması nedeniyle Moskova ile uzun vadeli ilişkilerine üstü kapalı bir gönderme içeriyor.

Değişen güç dengesi

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Karabağ bölgesindeki Ermenilerin akıbetiyle ilgili endişelerini dile getiren Paşinyan, Dağlık Karabağ'a insani yardımın ulaşmaya başladığını ancak bölgedeki Ermenilerin hâlen ‘etnik temizlik tehlikesiyle’ karşı karşıya olduğunu söyledi.

Paşinyan, ulusa sesleniş konuşmasında, “Dağlık Karabağ'daki Ermeniler için evlerinde gerçek yaşam koşulları ve etnik temizliğe karşı koruma sağlayacak etkili mekanizmalar oluşturulmadığı takdirde, Dağlık Karabağ Ermenilerine kendi vatanlarını terk etme dışında bir çıkış yolu kalmaması ihtimali de artacak" dedi. TASS haber ajansına göre, Paşinyan Ermenistan'ın ‘Dağlık Karabağ'daki kardeşlerini seve seve karşılayacağını’ sözlerine ekledi.

Kitlesel bir göç, çeşitli etnik grupların yaşadığı, petrol ve doğal gaz boru hatlarına sahip olan ve Rusya, ABD, Türkiye ve İran'ın burada nüfuz sahibi olmak için yarıştığı Güney Kafkasya bölgesindeki hassas güç dengesini değiştirebilir. Öyle görünüyor ki, Azerbaycan'ın geçen hafta elde ettiği zafer, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra onlarca yıldır devam eden ‘dondurulmuş çatışmalardan’ birine kesin bir son vermiş görünüyor.

Diğer yandan Azerbaycan Cumhurbaşkanı, ‘demir yumruğun’ Karabağ'daki Ermenilerin bağımsız bir bölge fikrini tarihe gömdüğünü, bölgenin Azerbaycan için bir ‘cennete’ dönüşeceğini söyledi. Ermenistan, Azerbaycan'ın askeri operasyonunda 200'den fazla kişinin öldüğünü, 400'den fazla kişinin yaralandığını söylüyor. Ermeni nüfusunun akıbeti Moskova, Washington ve Brüksel'de endişelere yol açtı.

İnsani yardım

Karabağ'daki Ermeni yetkililer Cumartesi günü Rusya'dan yaklaşık 150 ton insani yardım malzemesi ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi tarafından bölgeye gönderilen 65 ton kadar unun geldiğini teyit etti. Açıklamada, insani ihtiyaçların boyutu göz önüne alındığında, sağlık ve güvenlik alanlarında uzmanlaşmış personel ile bölgedeki varlığın artırıldığı kaydedildi.

sd
Karabağ bölgesinde Azerbaycan ile Ermeni ayrılıkçılar arasında yaşanan çatışmalar sonucu evlerde yaşanan yıkımın bir kısmı (AFP)

Bölgede 2 bin barış gücü askeri bulunan Rusya, ateşkes koşulları kapsamında Cumartesi günü itibarıyla 6 zırhlı araç, 800'den fazla hafif silah, tanksavar silahı ve taşınabilir hava savunma sisteminin yanı sıra 22 bin mermilik mühimmatın teslim edildiğini açıkladı.

Kanlı tarih

Dağlık Karabağ, yüzyıllardır Perslerin, Türklerin, Rusların, Osmanlıların ve Sovyetlerin kontrolü altında olan bir bölgede yer alıyor. Rusya İmparatorluğu'nun 1917'de yıkılmasının ardından hem Azerbaycan hem de Ermenistan bu topraklarda egemenlik iddiasında bulundu. Sovyet döneminde Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölge olarak sınıflandırıldı. Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle ​​birlikte, oradaki Ermeniler, ‘Birinci Karabağ Savaşı’ olarak bilinen olayda, bölgenin kontrolünü elinden aldı ve komşu toprakları ele geçirdi. 1988 ila 1994 yılları arasındaki dönemde çoğu Azerbaycan’dan olmak üzere 30 bin kişi ölürken, bir milyonu aşkın kişi yerlerinden edildi.

fgr
Azerbaycan askerleri Karabağ bölgesinde ele geçirdikleri silahları sergiliyor ( EPA)

Onlarca yıl süren çatışmaların ardından Azerbaycan, 2020 yılında Türkiye'nin desteğiyle 44 gün süren belirleyici ‘İkinci Karabağ Savaşı'nı kazanarak bölgedeki kontrolünü yeniden ele geçirdi. Bu savaş, Rusya'nın aracılık ettiği bir barış anlaşmasıyla sona ererken, Ermeniler, Moskova'yı anlaşmanın uygulanmasını sağlayamamakla suçluyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.