1973 yılında yaşanan Arap-İsrail savaşında (Yom Kippur Savaşı) Suriye cephesinde görev alan İsrailli emekli subay Avigdor Kahalani, bu savaşı ‘ağır bedeline rağmen’ İsrail’in şiddetle ihtiyaç duyduğu ‘bir tokat’ olarak nitelendirdi.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Kahalani, 1967 Arap-İsrail çatışmasında aldığı ciddi yanıkların tedavisi için hastanede bir yıl geçirdikten sonra aktif görevine yeni dönmüştü.
6 Ekim 1973’te İsrail ile Mısır ve Suriye arasında savaşın patlak verdiğinde, Golan Tepeleri’nde Suriye’ye bakan 77. tank taburuna komuta eden 29 yaşında bir yarbaydı.
Mısır ve Suriye’nin 6 Ekim’de, Yahudilerin en kutsal bayramlarından biri olan ve devlet hareketinin neredeyse durma noktasına geldiği Yom Kippur’da düzenlediği çifte saldırıları İsrail’i şaşırttı.
Kahalani (79), Tel Aviv’deki evinde AFP’ye verdiği röportajda, o süreçte Suriye’nin İsrail’den 8 ila 10 kat daha fazla tankı olduğunu ve ‘bu tankların İsrail’in tanklarından daha iyi olduğunu’ söyledi.
İsrailli emekli subay şu ifadelerle devam etti;
“Birdenbire bunun topyekün bir savaş içerisinde olduğumuzu anladık. 24 saat içinde Golan Tepeleri’nin neredeyse tamamı Suriyelilerin eline geçti.”
Savaşın ilk günlerindeki zorluğa işaret eden Kahalani, “Dışarıdan bakan birinin ‘hiç şansımızın olmadığını’ söylediği anlar oldu. Ama biz kazandık” dedi.
İsrail güçleri, üç gün içinde yenilginin eşiğinde görünüyordu ve Suriye güçleri doğrudan İsrail’in ana topraklarını tehdit ediyordu.
Ancak savaş alanında gelişen ani olaylar sonucunda Kahalani’nin birliği ve 77. Zırhlı Tugay'ın taburları Suriye’nin ilerlemesini durdurmayı başardı.
Kahalani, söz konusu savaşta yaşadıklarını şu ifadelerle anlattı;
“Neredeyse hiç yemek yemediğimiz, uyumadığımız ve tankımızda sadece birkaç mühimmatın kaldığı dört gün süren bir savaşın ardından vücudumuzdaki her kasın gerildiği kritik bir andı. Onlardan daha iyi olmak ve kazanmak için her kasınızı, her düşüncenizi kullanırsınız.”
Kahalani, İsrail’de bir savaş kahramanı olarak görülüyor ve düzenli olarak genç askerlerle konuşuyor.
1975’te Kahalani, İsrail’in en yüksek askeri nişanı olan Cesaret Madalyası’nı aldı.
Onur belgesinde, Kahalani’nin ‘Golan Tepeleri harekatının gidişatını değiştiren zor ve karmaşık bir savaşta muhteşem liderliği ve kişisel kahramanlığına’ dikkat çekildi.
İlk bocalamanın ardından İsrail, tüm yedek birimleri seferber ederek, ABD’nin de hava ikmaliyle verdiği destekle savaş alanındaki durumu düzeltmeyi başardı.
İsrail güçleri Mısır’a karşı saldırı düzenledi ve Süveyş Kanalı’nı geçerken, kuzeyde İsrail askerleri Golan’ı geri aldı.
Çatışmalar, 25 Ekim’de Birleşmiş Milletler (BM) tarafından onaylanan ateşkesle sona erdi.
Üç hafta süren çatışmalarda her iki taraf da ağır kayıplar verdi. 2 bin 600’den fazla İsrail askeri öldü ve 9 bin 500’den fazla Arap askeri öldü ve kayboldu.
Kahalani, kardeşi de dahil olmak üzere yaşanan insani kayıplara rağmen, 1973 savaşının ‘yüzlerine atılan bir tokat olduğunu söyleyerek, bunun ‘akıl sağlıklarını bir dereceye kadar geri getirdiğini’ vurguladı.
Pek çok tarihçi, İsrail’in 1967’deki zaferinin, siyasi ve askeri liderlik arasında bir dokunulmazlık duygusu uyandırdığını ileri sürüyor.
Kahalani ise, “Yedek kuvvetler iki gün önce seferber edilmiş olsaydı, savaş muhtemelen önlenebilirdi” şeklinde bir yorum yaptı.
Ancak Kahalani, dönemin Başbakanı Golda Meir hükümetinin ‘savaşın çıkmak üzere olduğuna dair tüm belirtilere sahip olmalarına rağmen tereddütlü’ olduğunu vurguladı.
İsrail’in hazırlıksız yakalanmasının yarattığı şokun her şeyi değiştirdiğini, ardından gelen derin iç sorgulamalar ve yüksek profilli istifalar olduğunu dile getiren Kahalani, “Artık kutsal inekler yoktu” diye ekledi.
Savaştan bir yıl sonra, İsrail’in askeri hazırlık düzeyini ve savaşın başlamasına verdiği tepkiyi araştırmak üzere bir komisyon kuruldu.
Genelkurmay Başkanı David Elazar ve askeri istihbarat başkanı Eli Zeira istifa etti.
Meir, komisyon tarafından doğrudan suçlanmasa da 1974’te başbakanlıktan istifa etti.
Kahalani ise orduda kaldı ve tuğgeneral rütbesine ulaştıktan sonra istifa edip 1992’de İşçi Partisi’ne katıldı.
Daha sonra merkezci bir parti kurmak üzere ayrıldı ve 1996-1999 yılları arasında Binyamin Netanyahu’nun ilk hükümetinde Kamu Güvenliği Bakanı olarak görev yaptı.
Kahalani’ye göre 1973 savaşı, İsrail’i Demir Kubbe füze savunma sistemi gibi daha karmaşık silahlar geliştirmeye ve bugün sahip olduğu askeri teknolojik üstünlüğe ulaşmaya iten bir kıvılcım oldu.
Ancak her şeyden önce bu savaş, Kahalani’ye göre İsrail’i çevreleyen -İran gibi- ‘varoluşsal tehlikeler’ konusunda bir uyarı işlevi de gördü.