Susuzluk ve açlık dünya nüfusunu tehdit ediyor

Şarku’l Avsat kötü yönetim, israf ve iklim değişikliğinden kaynaklanan küresel su krizine ışık tutuyor

TT

Susuzluk ve açlık dünya nüfusunu tehdit ediyor

İspanya’nın Barselona kentinin kuzeyinde kuraklıktan etkilenen topraklarda hayatta kalmaya direnen bir bitki (AP)
İspanya’nın Barselona kentinin kuzeyinde kuraklıktan etkilenen topraklarda hayatta kalmaya direnen bir bitki (AP)

Sahra Altı Afrika ve Ortadoğu ülkeleri şiddetli kuraklığa maruz kalırken, İtalya, İspanya ve Belçika gibi Avrupa ülkeleri de yüksek su riski altına bulunuyor. İklim değişikliğinin yanı sıra, nüfus artışı ve kaynakların kullanıldığı yoğun ekonomik kalkınma gibi su arzı talebinin atması nedeniyle durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor. 2050 yılına kadar yaklaşık 6 milyar insanın temiz su kıtlığından etkilenmesi öngörülüyor.

Dünya Kaynakları Enstitüsü tarafından yakın zamanda yayınlanan su kıtlığı riskleri değerlendirme raporu, birçok ülke üzerinde ağır bir yük oluşturan görülmemiş su krizini yansıtıyor. Yeni veriler, dünya nüfusunun dörtte birine ev sahipliği yapan 25 ülkenin şu anda yıllık olarak çok yüksek su stresine maruz kaldığını gösteriyor. Dünya nüfusunun yarısı yılda en az bir ay su sıkıntısı çekerken, 2050 yılında nüfusun yaklaşık yüzde 60’ının bu sıkıntıyı yaşaması öngörülüyor. 

Sınırlı kaynaklar göz önüne alındığında, nüfus artışının ve hızlı ekonomik kalkınmanın, daha fazla israf ve daha az yönetişimle birlikte daha fazla su tüketimine yol açmasının yanı sıra, iklim değişikliği ve kuraklık genişledikçe tüm insan nüfusu benzeri görülmemiş bir su krizinden muzdarip olması bekleniyor.

Su kıtlığı, insan tüketiminin mevcut kaynaklara oranı olarak ifade edilen, su kaynaklarındaki niceliksel veya niteliksel bir eksiklik olarak tanımlanıyor. Son 10 yılda küresel su kullanımı nüfus artışının iki katı oranında arttı. Bugün dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisi yılda en az bir kez şiddetli su kıtlığı yaşıyor. 2,3 milyar insan su sıkıntısı çeken ülkelerde yaşıyor ve dünya nüfusunun yüzde 26'sını temsil eden 2 milyar insan, güvenli bir şekilde yönetilen içme suyu hizmetlerine erişimden yoksun kalıyor.

Arap krizi

Arap ülkeleri tatlı su ihtiyacını karşılamada ciddi bir krizle yüzleşiyor. 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, ortalama Arap vatandaşının tatlı su payı yaklaşık yüzde 50 azaldı. Yüzyılın başında yıllık bin metreküp iken bugün 500 metreküpün altına düştü. Bu, tüm Arap ülkelerinin, Birleşmiş Milletler’in yılda bin metreküp yenilenebilir yüzey ve yeraltı suyu olarak belirlediği kişi başına düşen tatlı su açısından su yoksulluğu eşiğinin altına düştüğü anlamına geliyor. Genel oranın ciddiyetine rağmen, Arap ülkelerinin bireysel rakamları şok edici gerçekleri ortaya koyuyor. Zira bu ülkelerin çoğunda yenilenebilir tatlı su kaynakları bundan çok daha az bir oranda bulunuyor.

hyj6
İspanya’nın Barselona kentinin kuzeyinde kuraklıktan etkilenen topraklarda hayatta kalmaya direnen bir bitki (AP)

Bu yıl yayınlanan son raporunda, Arap Çevre ve Kalkınma Forumu (AFD) sınırlı yenilenebilir kaynaklar ve mevcut kaynakların aşırı kullanımı nedeniyle Arap dünyasının su sıkıntısına karşı en savunmasız bölgeler arasında yer aldığına dikkat çekiyor. Bu durum, 18 Arap ülkesini su kıtlığı kategorisine dahil ederken, 14 Arap ülkesi de dünyanın en fazla su kıtlığı çeken ülkeleri arasında yer almasına neden oluyor. AFD daha önce 2008'de Arap ortamının geleceğine ilişkin raporunda ve 2010’da ‘Su: Azalan Bir Kaynağın Sürdürülebilir Yönetimi’ raporunda bu duruma ilişkin uyarıda bulunmuştu. Ancak iklim değişikliğinin hızlanan etkileri sonucunda gerçekler beklenenden daha kötü hale geldi, söz konusu durum istikrarlı nüfus artışı, paylaşılan veya sınır ötesi su kaynaklarına bağımlılık, zayıf su yönetimi ve kötü yönetim gibi zorlukları daha da artırdı. Arap öncelikleri arasında atık suyun arıtılması ve yeniden kullanılması yer alıyor, çünkü günümüzde arıtma oranı yüzde 60’ı geçmiyor, bunun sadece yarısı yeniden kullanılıyor, geri kalanı israf ediliyor.

Yaklaşan küresel su krizinin farkında olarak, Birleşmiş Milletler (BM) geçen Mart ayında New York’ta bir su konferansı düzenledi. Bu, BM tarihinde konuyla ilgili ikinci konferans oldu. İlk konferans 1977’de yapıldı ve 118 ülke 1990 yılına kadar kapsamlı su ve sanitasyon hizmetleri sağlama ihtiyacı üzerinde anlaşmaya vardı. Ancak bu hedef hâlâ çok uzakta kalıyor.

Daha da kötüsü, sorun artık yalnızca iki milyar insanın temiz suya yeterli erişime sahip olmaması değil, aynı zamanda iklim değişikliği ve arazi bozulması nedeniyle tüm küresel hidrolojik döngünün bozulması oldu. Örneğin Brezilya Amazon ormanlarında ağaçların kaybı atmosfere giren su buharı miktarını önemli ölçüde azaltarak bölgedeki yağış miktarını azalttı. Kongo Nehri Havzası’ndaki ormansızlaşma, Nijerya’yı ve Batı Afrika’daki diğer ülkeleri bir zamanlar güvenilir yağışlı mevsimlerden mahrum bıraktı. Dünyanın her yerinde benzer şeyler yaşanıyor, ormanlar yok ediliyor ve daha önce sağlıklı olan ekosistemler çöküyor.

Su israfının azaltılması

Tarımın, en fazla su tüketen ve tatlı su kıtlığına ilişkin en büyük katkıyı sağlayan sektör olarak su kaynaklarından yaklaşık yüzde 70 pay alırken, sanayi sektörünün ve evsel kullanımların ise sırasıyla yüzde 22 ve yüzde 8’ini tükettiği biliniyor. Dünya Su Ekonomisi Komisyonu’nun yakın tarihli bir raporu, her yıl tarıma ve suya giden 700 milyar dolardan fazla devlet sübvansiyonunun genellikle aşırı su tüketimine katkıda bulunduğunu, çünkü bunların çoğunlukla talebi yönetmek ve verimliliği artırmaktan ziyade üretimi artırmaya yönelik olduğunu gösteriyor.

Küresel ticaret, nemli ülkelerde susuz kalan mahsullerin, daha kuru ülkelerde ise kuraklığa dayanıklı mahsullerin yetiştirilmesine ve daha sonra bunların ihraç edilmesine yardımcı oluyor. Ancak bu ticaret tüm taraflar için bir kazan-kazan denklemini temsil etmiyor. Cleaner Production dergisi tarafından bu yılın başlarında yayınlanan bir araştırma, uluslararası ticaretin yüksek ve orta gelirli ülkelerde 2,2 milyar insan için su kıtlığını azalttığı, düşük gelirli ülkelerde 2,1 milyar insan için su kıtlığını daha da kötüleştirdiği sonucuna varıyor.

Akıllı sulama

Akıllı sulama, uygun bitkilendirmelerin seçilmesi ve akıllı sulama sistemleri gibi su tasarrufuna yönelik uygulamaların benimsenmesinin yanı sıra, sulama amaçlarına uygun su elde etmek için atık suyun arıtılmasıyla başarılabilir. Bu çağda sistemin internet üzerinden çalışması ve hassas tarım çözümlerinin kullanımı iklim değişikliğinin azaltılmasına ve su ayak izinin azaltılmasına katkıda bulunabilir.

Yeni tarım uygulamaları ne olursa olsun, gelecek nesillerin gerekli suya erişimini sağlarken, gıda, lif, besin maddeleri ve diğer hayati malzemeleri üretmek, ihtiyaçlarını sorumlu ve eşitlikçi bir şekilde karşılamak için tarımsal gıda üretiminin kalitesi ve güvenliğinin yanı sıra toprak kalitesinin korunmasına da dikkat edilmesi gerekiyor. Bu bağlamda toprak sağlığını iyileştiren, sürdürülebilir beslenmeyi sağlayan ve gıda israfını azaltan yenileyici tarım, su kıtlığı riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir.

xs
Lago do Piranha koruma alanında düşük su seviyeleri nedeniyle ölen balıkların arasında teknesiyle ilerleyen bir Brezilyalı (AFP)

Sanayi sektörünün, kaynak tüketimini azaltmak amacıyla soğutma suyunun ve üretim hatlarının korunması, arıtılması ve yeniden kullanılması için su geri dönüşümü alanında daha fazla yeniliğe ihtiyacı var. Kentsel alanlarda yağmur suyunun ve atık suyun ayrı ayrı toplanmasına yönelik yeni altyapının kurulması ve kaynağında arıtılan ‘gri suyun’ içme dışında amaçlarla kullanılması yoluyla su israfının azaltılması ve arıtılmasına yönelik kaynak ve enerji tüketiminin azaltılması da gerekiyor.

zxc
New Mexico ve Teksas sakinleri, ABD’nin güneybatı bölgesinde meydana gelen kuraklıklardan endişe duyuyor (Getty - AFP)

Bu verimlilik kazanımları, iklim yönetimi ve çevre güvenliğini sağlama yoluyla su kaynaklarının kullanılabilirliği sağlanmadığı sürece tamamlanamayacak bir çözümün parçası olmaya devam ediyor. İklim değişikliği, yağış düzenlerini değiştirdiği ve aşırı hava olaylarının sıklığını ve yoğunluğunu arttırdığı, şiddetli kuraklık ve sellere neden olduğu için günümüzün en büyük küresel endişelerinden biri olduğu açıkça görülüyor. Bu koşullar suyun mevcudiyetini ve kalitesini etkiliyor ve ekosistemlerin insan ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda su sağlama yeteneğini azaltıyor.

Kuraklık sorunları

Eylül ayının başlarında yayınlanan bilimsel dergiler, küresel iklim değişikliğini her yerde büyüyen su krizleriyle ilişkilendirdi. Buzulların erimesinin küresel bir sonucu olarak deniz seviyesindeki yükselme, tuzlu suyun ABD’nin Kuzey Carolina eyaletindeki kıyı sulak alanlarına sızmasına ve doğal tatlı su ekosistemlerine zarar vermesine neden oldu. Ekvador kıyılarındaki iklim bozulmasının bir sonucu olarak, ABD’nin güneybatısındaki uzun vadeli kuraklık riski arttı.

Mısır

Mısır, su ve gıda güvenliğini tehdit eden artan zorluklarla yüzleşiyor. Mevcut kaynakların kıtlığıyla başlıyor ve Etiyopya’daki Nahda Barajı’nın Nil Nehri su kaynağı açısından yol açabileceği tehlikeyle bitmiyor.

xscdf
Mısır’da kişi başına düşen su payı yılda 500 metreküpü geçmiyor (AFP)

Washington’daki Mısır Büyükelçiliği Çöl Araştırma Merkezi ve Tarım Ofisi eski başkanı Dr. İsmail Abdulcelil, su kıtlığının kalkınma hedeflerinin yüzleştiği en önemli zorlukları temsil ettiğini söylüyor. Mısır, kişi başına düşen su payının yılda 500 metreküpü aşmaması nedeniyle su yoksulluk sınırının altına düşüyor ve 2050 yılına kadar 300 metreküpün altına düşmesi öngörülüyor. Bu öngörü, iklim değişikliğinin durumu daha da kötüleştirecek etkilerini hesaba katmadan, yalnızca yılda yaklaşık yüzde 2 olan mevcut nüfus artış hızına dayanıyor. Tarım sektörü Mısır’ın su payının yaklaşık yüzde 73’ünü tüketirken, içme suyu, sanayi, denizcilik ve diğer faaliyetlere yönelik sektörler, yaklaşık yüzde 27’sini tüketiyor. Tarım sektörünün ulusal ürüne kattığı mütevazı değere sahip ve yüzde 11,3 oranını aşmıyor. Mevcut su limitinin aşılmaması için özellikle Tarım ve Sulama Bakanlıkları arasında mutabakata varılan alanlara bağlı kalınması açısından tarım politikalarının değiştirilmesi gerekiyor. Örneğin pirinç çiftçileri şu anda Sulama Bakanlığı’nın alanları kısıtlama ve ekonomik açıdan daha uygun çeşitleri teşvik etme planına uymak yerine ihlaller için ceza ödemeyi tercih ediyor. Bu yıl buğdayda da aynı durumun yaşanması bekleniyor.

Abdulcelil değişimin tuzdan arındırma ve yeraltı suyu gibi yeni su kaynaklarının araştırılmasının yanı sıra, israfı azaltmayı, verimliliği artırmayı, kullanımı rasyonelleştirmeyi ve geleneksel ve geleneksel olmayan su kaynaklarından maksimum faydayı maksimuma çıkarmayı amaçlayan yeni ve etkili politikaların benimsenmesiyle başladığına inanıyor. Deniz suyunun tuzdan arındırılması kıyı şehirlerine hizmet vermekle sınırlı olması gerektiğini, acı yeraltı suyunun ise tuzdan arındırılması ve kaynaklara daha yakın olan alanlarda kullanılması gerektiğini belirtti. Deniz suyunun tuzdan arındırılmasından elde edilen su kaynaklarının 2020’de günde 1,3 milyon metreküpten 2050’de günde 20 milyon metreküpe çıkması beklenirken, derin yeraltı suyunun yaklaşık 2,5 milyar metreküp, sığ yeraltı suyunun ise yaklaşık 6,91 milyar metreküp olacağı tahmin ediliyor. Yağmur suyu ve taşkınlar yılda 1,30 milyar metreküpe ulaşabiliyor. Geleneksel olmayan su kaynakları, evsel ve endüstriyel kullanımlardan kaynaklanan atık sulardan da tasarruf edilebilir. 2020 yılında mevcut atık su miktarının yaklaşık 12 milyar metreküp olduğu tahmin edilirken, 2050 yılında 16 milyar metreküpe ulaşacağı tahmin ediliyor.  Atık su artan nüfusla birlikte artan bir kaynaktır ve ağaç ormanlarının sulanmasında kullanılabilir. Bütün bunlar Nil'in 55,50 milyar metreküplük su payına ek olarak geliyor. Söz konusu çözümler aşılamaz değildir ancak zorluklarla iyi düşünülmüş kararlarla yüzleşmeyi ve bunları hızlı bir şekilde uygulamaya koymayı gerektiriyor.

vf
26 Eylül 2019’da Etiyopya’nın Benishangul Bölgesi, Cobavareda’daki Nil Nehri üzerinde Büyük Etiyopya Nahda Barajı’nın inşaat çalışmalarına devam edilirken (Reuters)

Afganistan-İran sınırında su savaşı

Şarku’l Avsat’ın Science dergisinden aktardığına göre dergi İran-Afgan sınırında su nedeniyle artan gerilime dikkat çekti. İran, Taliban liderlerini Afganistan’dan İran’a akan Helmend Nehri’nin sularının paylaşılmasına ilişkin anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor. Mayıs ayı sonlarında nehir kenarındaki çatışmalar en az iki İranlı sınır muhafızının ve bir Taliban savaşçısının ölümüyle sonuçlandı.

İki ülke arasında 1872, 1898, 1902 ve 1935 yıllarında yaşanan çatışmalar şiddetli kuraklık dönemlerine denk geliyor. Yağışlardaki değişiklikler, nüfus artışı ve tarımın genişlemesiyle birlikte ısınma, Helmend Eyaletindeki su kaynakları üzerinde artan bir baskı oluşturdu. Uydu verileri, Afganistan yüzölçümünün yaklaşık yüzde 40’ını kapsayan Helmend Nehri Havzası’nda yeraltı suyu seviyelerinin 2003 ile 2021 yılları arasında 2,6 metre azaldığını gösteriyor.

rbth
Helmend Nehri’nin İran’a ulaşan su miktarı son 20 yılda yarıdan fazla azaldı (Twitter)

Araştırmacılar, Helmend Nehri’nin İran’a ulaşan su miktarının son 20 yılda yarıdan fazla azaldığını tahmin ediyor. Bu kısmen Afganistan’da yeni barajların inşası ve sulamanın genişletilmesinden kaynaklanıyor. Helmend Nehri de dahil olmak üzere ülkedeki tüm büyük nehirlerin doğduğu Hindukuş dağları başta olmak üzere Afganistan dağlarındaki kar kalınlığı da önemli ölçüde azaldı.

Bu faktörler, iki ülkenin Helmend Nehri sularındaki paylarını belirleyen 1974 anlaşmasıyla ilgili uzun süredir devam eden gerilimleri daha da artırdı. İran bu yıl vaat edilen kotanın yalnızca yüzde 4’ünü aldığını iddia ederken, Taliban nehrin akışındaki azalmanın sorumlusu olarak kuraklığı suçladı. Bu yerel su çatışması, bazı Afgan çiftçilerin, bu mahsuldeki yasağa rağmen daha kârlı ve kuraklığa dayanıklı olduğu düşünülen haşhaş yetiştirmeye başvurmasıyla küresel bir etkiye neden olabilir.

Sulak alan ekosistemlerinin yok olması

National Geographic, Kuzey Karolina’daki Black River Koruma Alanı’ndaki tatlı su bataklıklarına yönelik tehditleri açıkladı. Bu bölgedeki sulak alanlar, Rocky Dağları’nın doğusunda bilinen en eski ağaçları, özellikle de bazıları iki bin yıldan daha eski olan bataklık selvi ağaçlarını içeriyor.

Bataklık selvi ağaçları, en kötü doğa koşullarına dayanma konusunda dünyadaki en dayanıklı ağaçlar arasında yer almasına rağmen, sayıları Delaware’den Teksas’a kadar kıyı boyunca önemli bir şekilde azalıyor ve geride beyaz, odunsu gövdeleri kalıyor. 20. yüzyılın ilk üçte birinde bataklık selvi ağaçları, sayılarının yaklaşık yüzde 90’ını yok eden kapsamlı ağaç kesme işlemlerine maruz kaldı. İnsan faaliyetleri ve iklim değişikliği, özellikle de kasırgalar ve tuzlu suyun tatlı bataklık suyuna karışmasına neden olan deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle şu anda bunlardan yalnızca binde biri kaldı.

Araştırmacılar, Körfez Kıyısı ve Atlantik Kıyı Ovası’nın 1996-2016 yılları arasında 2 bin kilometrekareden fazla ormanlık kıyı alanını kaybettiğini, kaybolan ormanların tuzlu bataklıklara ve göletlere dönüştüğünü belirtiyor. National Geographic, Kuzey Karolina bataklıklarının 120 yıl önce ‘Kuzey Amerika’nın Amazon’u’ unvanını taşıdığını hatırlatıyor. Zira 160 bin kilometrekareyi aşan alanıyla, yani Tunus’un neredeyse tamamına yakın bir alanda göletler, tatlı su havzaları ve çeşitli doğal sistemleri bünyesinde barındırdığını belirtiyor.

Batı Amerika’da kuraklık

New Scientist, mevcut iklim modellerine uymayan ‘soğuk dil’ olgusuna kısa bir genel bakış sundu. Soğuk Dil, Pasifik Okyanusu’nun Ekvador kıyısından batıya doğru binlerce kilometre boyunca uzanan bir alanıdır. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak ısınan tüm okyanusların sularının aksine, buranının sıcaklığı 30 yıldır azalıyor.

Soğuk dil, bilim adamlarının gelecekteki yönünü kesin olarak bilmediği bir iklim gizemi olmaya devam ediyor. Bu olgu, atmosferin artan sera gazı emisyonlarına karşı duyarlılığının değiştirilmesinde önemli bir rol oynayabilir. Kaliforniya’nın kalıcı kuraklıkla karşı karşıya kalıp kalmayacağını ya da Avustralya’nın daha ölümcül orman yangınlarıyla karşı karşıya kalıp kalmayacağını belirleyebilir. Bu durum Hindistan’daki muson rüzgarlarının şiddetini ve Afrika Boynuzu’nda kıtlık olasılığını etkileyebilir.

İklim modeli tahminlerinin aksine Batı Amerika, 20 yıldır göllerin çekilmesine neden olan ve su kaynaklarını tehdit eden şiddetli bir kuraklığın acısını çekiyor. Araştırmacılar bu kuruluğu ‘soğuk dil’ olgusuna bağlıyor. Bu olgu devam ederse kuraklığın güneybatı Amerika’da norm haline geleceği konusunda uyarı yapılıyor.



Eleştirmenlerin hayran kaldığı 95 puanlı film, Netflix'i kasıp kavuruyor

Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)
Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)
TT

Eleştirmenlerin hayran kaldığı 95 puanlı film, Netflix'i kasıp kavuruyor

Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)
Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)

Hayallerin Peşinde (The Peanut Butter Falcon) sinemalarda gösterime girmesinden 5 yıl sonra Netflix'in ABD'deki en çok izlenenler listesine girdi. 

Tyler Nilson ve Michael Schwartz'ın yazıp yönettiği ilk film olan Hayallerin Peşinde, Down sendromlu genç Zak'in gerçek hikayesini anlatıyor ve Amerikan güreşçisi olma hayalini gerçekleştirmek için kaldığı bakımevinden kaçışını merkeze alıyor. 

Eleştirmenler çok beğenmişti

Zak ve bu yolculuğunda ona eşlik eden balıkçı Tyler'la Eleanor'un dokunaklı hikayesini anlatan filmin oyuncu kadrosunda Shia LaBeouf ve Dakota Johnson'ın yanı sıra Zack Gottsagen, John Hawkes, Bruce Dern, Jon Bernthal ve Thomas Haden Church yer alıyor.

Eleştirmenlerin büyük beğenisini kazanan drama, izleyiciyle sinemalarda buluşmasından 5 yıl sonra Netflix'in ABD'deki en çok izlenen filmleri arasına girdi. 

Hayallerin Peşinde, 6-12 Mayıs haftasında ABD'de Netflix'te en çok izlenen 10. film oldu. 

Prömiyerini South by Southwest'te yapan drama, iç açıcı yolculuğu, olağanüstü oyunculukları ve Huckleberry Finn'in modern yeniden anlatımıyla eleştirmenlerce övülmüştü.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 95 gibi kusursuza yakın bir puan elde etmeyi başaran film, sinemaseverlerin de beğenisini kazanmıştı. 

Kaliforniya merkezli yapım ve dağıtım şirketi Roadside Attractions, South by Southwest festivalindeki övgü dolu eleştirilerin ardından filmin haklarını satın almıştı. 

Gişede sürpriz başarı

Hayallerin Peşinde, 6 milyon dolarlık küçük bütçesine ve sınırlı sayıda salonda gösterime girmesine rağmen beklentileri aşarak gişede 23 milyon doların üzerinde hasılat elde etmiş ve 2019'un en yüksek hasılat yapan bağımsız filmi olmuştu. 

LaBeouf, Zack Gottsagen'le birlikte çalışmakla ilgili Channel 4'a şöyle demişti:

İçimdeki çocuk öldü ve tüm bunları aştım. Bu hız treni bir süre sonra eğlenceli gelmemeye başadı. Aynı hız trenine bindiğinizde çekiciliğini yitiriyor. Sonra, daha önce binmemiş biriyle biniyorsunuz ve bir şekilde yeniden kıvılcımlanıyor.

Hayallerin Peşinde, Netflix Türkiye'de gösterime girmedi. 

Independent Türkçe, ScreenRant, Looper, Channel 4


Yayın platformunda hit olan aksiyonun devamı geliyor

SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)
SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)
TT

Yayın platformunda hit olan aksiyonun devamı geliyor

SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)
SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)

Yapımcı, yönetmen ve senarist Laurence Malkin'in 2021 yapımı aksiyon gerilimi SAS: Red Notice'in devamı geliyor.

Devam filminin geliştirme finansmanı Sky Original Films tarafından sağlanırken aksiyonun konusuyla ilgili ayrıntılar gizli tutuluyor. 

Filmin yürütücü yapımcılığını Sky'ın film direktörü Julia Stuart üstlenecek. 

"İlk filmin başarısı bana ilham verdi"

Yapımcı ve yönetmen Laurence Malkin, "İlk filmin dünya çapındaki başarısı bana SAS evrenini genişletme ve gizli operasyonlar konusundaki anlayışımızı derinleştirme konusunda ilham verdi" diyerek ekledi:

Hem iyi hem de kötü psikopatların kullanımı ilk filmde değindiğimiz bir konuydu. Bu kez onların zihinlerine gireceğiz ve her şeyi bambaşka bir seviyeye yükselterek daha da içgüdüsel aksiyon sahneleri sunacağız. Son derece psikopatça bir dokunuşa sahip büyük, düzgün bir aksiyon filmi olacak.

Britanya'nın meşhur yayın platformu Sky Cinema'da hit olarak büyük bir izleyici kitlesine ulaşan aksiyonun yönetmenliğini Magnus Martens üstlenmişti.

Devam filminin oyuncu kadrosuna ilişkin detaylar henüz açıklanmadı.

Andy McNab'in aynı adlı romanından uyarlanan SAS: Red Notice'te Sam Heughan, Ruby Rose, Andy Serkis, Hannah John-Kamen, Tom Hopper, Anne Reid ve Tom Wilkinson rol alıyordu.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 50 puan alan ve sinema yazarlarınca "vasat bir aksiyon" diye tanımlanan film, kötü yorumlara rağmen izleyicileri ekran başına çekmeyi başarmıştı. 

SAS: Red Notice, Grace Lewis liderliğindeki iyi eğitimli suçlulardan oluşan küçük bir ordunun, Manş Denizi'nin derinliklerinde bir treni kaçırmasını konu alıyordu.

Independent Türkçe, Variety, Cinema Express


Kara delik çevresinde ilk kez tespit edilen bölge, Einstein'ın teorisini nihayet doğruladı

Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)
Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)
TT

Kara delik çevresinde ilk kez tespit edilen bölge, Einstein'ın teorisini nihayet doğruladı

Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)
Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)

Bir kara deliğin etrafında "dalma bölgesi" gözlemleyen araştırmacılar, Albert Einstein'ın kütleçekimle ilgili temel tahminlerinden birini nihayet doğruladı.

Kara delikleri daha iyi anlamak için X-ışını verilerini kullanan Oxford Üniversitesi'nden bir ekip, kütleçekimi "mümkün olan en güçlü halinde" gözlemledi.

Einstein'ın teorisinde, parçacıkların bir kara deliğe yaklaşınca dairesel yörüngelerini güvenli bir şekilde takip etmesinin imkansız hale geldiği belirtiliyor. Bunun yerine parçacıklar, ışığa yakın bir hızla cisme doğru süratle dalıyor; dalma bölgesinin adı da buradan geliyor.

Oxford Üniversitesi Fizik Bölümü'nden Dr. Andrew Mummery, "Einstein'ın teorisi bu son dalmanın var olduğunu öngörüyordu ama bunun gerçekleştiğini ilk kez gösterebildik" diyor.

Bunun kara deliklerin incelenmesinde heyecan verici yeni bir gelişmeyi temsil ederek etraflarındaki bu son bölgeyi araştırmamıza imkan tanıdığını düşünüyoruz. Ancak o zaman kütleçekim kuvvetini tam olarak anlayabiliriz.

Araştırmacılar, dalma bölgesi denen yerin tespit edilip edilemeyeceğine dair astrofizikçiler arasında onlarca yıldır çok fazla tartışma yaşandığını söylüyor.

Son birkaç yılını bu bölge için modeller geliştirmekle geçiren Oxford ekibi yeni yayımlanan çalışmada, X-ışını teleskopları ve Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan alınan verileri kullanarak bulunan ilk doğrulanmış tespiti ortaya koydu.

Dr. Mummery, ikinci bir Oxford ekibinin bu yılın ilerleyen zamanlarında daha büyük ve daha uzak kara deliklerin ilk görüntülerini çekmeye yaklaşmayı umduğunu söylüyor:

Asıl heyecan verici şey şu; galakside çok sayıda kara delik var ve artık bunları kullanarak bilinen en kuvvetli kütleçekim alanlarını inceleyecek güçlü ve yeni bir tekniğe sahibiz.

Bulgular, The Monthly Notices of the Royal Astronomical Society'de perşembe günü yayımlanan "Continuum emission from within the plunging region of black hole discs" (Kara delik disklerinin dalma bölgesinin içinden sürekli spektrum salımı) başlıklı bir çalışmada detaylandırıldı.

Ajanslardan da yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Squid Game'in yıldızı müjdeyi verdi

Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
TT

Squid Game'in yıldızı müjdeyi verdi

Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)

Netflix'in rekortmen dizisi Squid Game'den haber var. Dizinin baş karakteri Gi-hun'u canlandıran Emmy ödüllü aktör Lee Jung-jae, ikinci sezonun ne zaman izleyiciyle buluşacağını açıkladı. 

Hwang Dong-hyuk tarafından yaratılan hayatta kalma geriliminin, ölümcül rekabet hikayesinin ötesinde anlatacak çok daha fazla şeyi var. 

Squid Game'in ilk sezon finalinde Lee'nin canlandırdığı Gi-hun, çarpık rekabeti durdurma umuduyla harekete geçmişti. Bu heyecanlı final iki yılı aşkın süredir izleyicilerin nefeslerini tutarak beklemesine neden olmuştu. Ancak son açıklamalar yeni bölümler için bekleyişin neredeyse sona erdiğini doğruluyor.

"Aralıkta" dedi

Lee, bir tercüman aracılığıyla Business Insider'a yaptığı açıklamada Squid Game'in ikinci sezonunun bu yıl sonunda gösterime gireceğini doğruladı. 

51 yaşındaki oyuncu, dizinin hayranlarına müjdeyi şu sözlerle verdi:

Aralıkta gösterime girecek.

Aktörün yaklaşan Yıldız Savaşları (Star Wars) dizisi The Acolyte'teki rolünü tanıtırken yaptığı yorumlar, Squid Game'in 2024'ün ikinci yarısında geri döneceğini belirten Netflix CEO'su Ted Sarandos'un önceki açıklamalarıyla aynı doğrultuda.

Netflix, rekortmen dizinin ilk sezonunu Eylül 2021'de gösterime sokmuştu. 

Sürükleyici dizi, 456 oyuncunun bir dizi çocuk oyunu oynayarak 45,6 milyar won (yaklaşık 3,3 milyon dolar) ödül için yarıştığı bir yarışmayı konu alıyordu. 

2022'de 14 dalda Emmy'ye aday gösterilen Squid Game, bunların 6 tanesini kazanmayı başarmıştı. 

Dizi, Haziran 2022'de ikinci sezon onayını almış ve geçen yılın sonunda realite şov formatıyla yarışmaya uyarlanarak ekranlara gelmişti.

Squid Game ve Squid Game: The Challenge halen Netflix'te izlenebilir.
 

Independent Türkçe, ScreenRant, Hollywood Reporter, Business Insider


Tarih yazan tartışmalı film bir ilke daha imza atacak

Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
TT

Tarih yazan tartışmalı film bir ilke daha imza atacak

Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)

Alex Garland'ın büyük beğeni toplayan filmi İç Savaş'ın (Civil War) Çin'de vizyona gireceği kesinleşti. 

Çin'de gösterime girecek ilk A24 yapımı olma özelliği taşıyan film, 7 Haziran'dan itibaren sinemalarda olacak.

Filmin Çin haklarını Huahua Media aldı. Teknoloji ve eğlence devi Alibaba da gösterim boyunca Huahua'yla ortaklık yapacak.

Zamanla yarış

Yok Oluş (Annihilation) ve Ex Machina'yı çeken 53 yaşındaki Garland'ın yazıp yönettiği film, (Ay Işığı) Moonlight, Uncut Gems ve Ayin (Hereditary) gibi filmlerin yapım ve dağıtımını üstlenen bağımsız prodüksiyon şirketinin bugüne kadar gösterime soktuğu en pahalı film oldu. 

Distopik bir gelecekteki Amerika'yı gözler önüne seren film, gazetecilerin hayatlarının en büyük hikayesini anlatmaya çalışmasını merkeze alıyor.

Filmde bir grup gazeteci, isyancı gruplar Beyaz Saray'a saldırmadan önce Washington DC'ye ulaşmak için zamana karşı yarışıyor.

İç Savaş'ta Akademi Ödülü adayı Kirsten Dunst'ın başını çektiği ve Cailee Spaeny, Nick Offerman, Stephen Henderson ve Wagner Moura'nın da aralarında bulunduğu bir oyuncu kadrosu yer alıyor.

A24 yapımı film, dünya prömiyerini ABD'deki South by Southwest festivalinde yaptı. 

Hasılatı 110 milyon dolara yaklaştı

Geçen ay ABD'de rekor bir açılışla vizyona giren yapım, küresel gişede 100 milyon doları aşarak A24'ün en çok hasılat elde eden filmlerinden biri oldu.

Film, aralarında Brezilya, Fransa, İspanya, Portekiz, Belçika ve Finlandiya'nın da bulunduğu pek çok ülkede dişe dokunur bir kazanç elde etmeyi başardı.

Kuzey Amerika'da 25,7 milyon dolarla A24'ün en iyi açılış hasılatını elde eden İç Savaş, geçen pazara kadar dünya çapında 108,9 milyon dolar kazandı.

"Esasen bir korku filmi"

Sinema yazarları İç Savaş'tan çoğunlukla övgüyle bahsediyor ancak filmin "rahatsız edici" olduğunu öne sürenler de var.

Hollywood Reporter, "Alex Garland'ın son filmini izlemek zor çünkü insanlara destekleyecekleri (ya da karşı çıkacakları) açıkça tanımlanmış taraflar vermiyor" diye yazdı.

Seattle Times ise filmin "rahatsız edici" olduğuna katılarak şu ifadeleri kullandı:

Alex Garland'ın İç Savaş'ı esasen bir korku filmi ve bu filmdeki dehşet insanı rahatsız edici derecede etkiliyor.

Koronavirüs pandemisi sonrasında pek çok Hollywood filmi Çin'de önceki gösterim performanslarına ulaşmakta zorlanıyor. 2023'te Çin yapımı olmayan filmler ülkenin toplam gişesinin yalnızca yüzde 15'ini oluşturabildi.

İç Savaş, Türkiye'de 19 Nisan'da gösterime girdi.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


20 yıllık veri: Bitki temelli beslenme ömrü uzatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

20 yıllık veri: Bitki temelli beslenme ömrü uzatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Son 20 yılda yayımlanan yaklaşık 50 çalışma üzerine yapılan yeni bir incelemeye göre vejetaryen ve vegan beslenme biçimleri, daha iyi sağlıkla ilişkili ve buna kalp hastalıkları, kanser ve ölüm riskinin daha düşük olması da dahil.

Önceki çalışmalar bitkisel ürünler açısından fakir ve et, rafine tahıllar, şeker ve tuz bakımından zengin bir beslenme biçiminin daha yüksek ölüm riskiyle bağlantılı olduğunu göstermişti.

Araştırmalar hayvansal ürünlerin tüketiminin azaltılması ve bitki temelli beslenme biçiminin artırılmasının kalp hastalığı ve kanser riskini düşürebileceğini de ortaya koyuyor.

Öte yandan bu tür beslenme biçimlerinin bütünüyle sağladığı faydalar belirsizliğini koruyordu.

Ocak 2000'le Haziran 2023 arasında yayımlanan 48 çalışmanın değerlendirildiği yeni bir araştırma incelemesinde bitki temelli diyetler, kalp sağlığı ve kanser riski arasındaki bağlantılar hakkında daha önce yapılan çeşitli çalışmalardan elde edilen kanıtlar derlendi.

Son inceleme genel olarak vejetaryen ve vegan beslenme biçimlerinin; metabolik hastalıklar, kanser ve ölümle bağlantılı kan basıncı ve şeker gibi bir dizi risk faktöründe daha iyi sağlık durumuyla "sağlam istatistiksel ilişkiye" sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu beslenme biçimlerinin kalp hastalığı, gastrointestinal ve prostat kanseri riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu tespit etti.

Bulgular, bitki temelli diyetlerin sağlık açısından önemli faydalarla ilişkili olduğuna işaret ediyor.

Öte yandan araştırmacılar, değerlendirilen çalışmalar arasında takip edilen beslenme rejimleri, hasta demografisi ve çalışmanın süresi bakımından birçok farklılık olduğundan, incelemede tespit edilen bağlantıların gücünün sınırlı olabileceğine dair uyarıyor.

Bilim insanları, bazı bitki temelli beslenme biçimlerinin bazı kişilerde vitamin ve mineral eksikliklerine yol açabileceği uyarısındada da bulunuyor.

Daha fazla araştırma tamamlanana kadar bitki temelli beslenme biçimlerinin geniş çapta tavsiye edilmemesi uyarısı yapıyorlar.

Araştırmacılar şöyle yazıyor: 

Kısıtlayıcı olma ihtimali taşıyan rejimlerle ilişkili potansiyel risklerin yanı sıra büyük bir çalışmanın yol açtığı heterojenlik nedeniyle, çalışma sonuçlarının kanıt gücü kayda değer derecede sınırlandığından, A/AFPD'lerin (hayvan ve hayvansal ürün içermeyen diyet -çn.) benimsenmesini geniş çapta önermeden önce dikkatli olunmalı.

Öte yandan hayvan içermeyen beslenme biçimlerinin kalp sağlığı ve kanser riski üzerindeki farklı etkilerini değerlendiren inceleme, vejetaryen bir diyetin insan sağlığına fayda sağlayabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar böyle bir beslenme biçiminin "21. yüzyılda insan sağlığı üzerinde en çok etki yaratan iki kronik hastalığı önlemede etkili stratejilerden biri olabileceğini" söylüyor.

Independent Türkçe


ABD'de mezuniyetinde konuşan üniversiteli, Gazze'den söz edince mikrofonunun sesi kısıldı

TT

ABD'de mezuniyetinde konuşan üniversiteli, Gazze'den söz edince mikrofonunun sesi kısıldı

ABD'de mezuniyetinde konuşan üniversiteli, Gazze'den söz edince mikrofonunun sesi kısıldı

Bu hafta Columbia Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde konuşan öğrencinin mikrofonu, okulun Gazze'yle ilgili tutumunu eleştirirken kısa süreliğine kesildi.

Columbia Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu'nun salı günü düzenlendiği mezuniyet töreninde konuşan öğrenci Saham David Ahmed Ali, İsrail'in Gazze'ye yönelik devam eden bombardımanıyla ilgili konuşarak okulunun harekete geçmesi için çağrıda bulundu.

Ancak konuşmasının ilk dakikalarında Ali'nin mikrofonun sesi kesik kesik gelmeye başladı. Sesin kesilmesine teknik sorunların mı yoksa başka bir faktörün mü neden olduğu bilinmiyor. 

Ali, İsrail'in Gazze'deki savaşıyla ilgili "Columbia Üniversitesi kampüsündeki sessizliği" eleştirmeye başladığı sırada mikrofonu arızalandı ve kapandı. Öğrenci, konuşmasına kısa bir ara verdiğinde kalabalık yuhalamaya başladı. 

Ali, konuşmasına devam etti ancak birkaç saniye sonra mikrofonun sesi tekrar gitti. Kalabalık şöyle slogan attı:

Bırakın konuşsun.

İkinci kesintiden sonra mikrofon çalışmaya devam etti ve Ali konuşmasını tamamladı.

The Independent yorum için Columbia Üniversitesi'yle temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı. 

Ali, konuşmasının geri kalanında Columbia'yı mali kayıtlarını açıklamaya ve "Filistin'deki soykırımından kazanç sağlayan" kurumlara yaptığı yatırımları çekmeye çağırdı. Ayrıca okuldan Gazze'de acil ve kalıcı bir ateşkes çağrısında bulunmasını istedi.

Ali'nin çağrısı, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 35 bin kişinin hayatını kaybettiği bir dönemde geldi. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e sürpriz bir saldırı düzenleyerek yaklaşık 1200 kişiyi öldürmesi ve 250 kişiyi de rehin almasının ardından gerçekleşmişti. 

Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, Gazze'nin halihazırda insan kaynaklı bir kıtlık yaşadığını bildiriyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre Gazze'de 28'i çocuk en az 32 kişi yetersiz beslenme ve susuzluktan öldü.

Ali'nin konuşması, Columbia Üniversitesi'nin kampüsündeki savaş karşıtı protestolar nedeniyle mezuniyet törenini iptal etmesinin ardından gerçekleşti. Üniversite, nisanda yüzlerce protestocunun tutuklanmasının ardından sadece fakülteye özel mezuniyet törenleri düzenliyor. 

İsrail'in Gazze'deki savaşına karşı Columbia Üniversitesi'nde düzenlenen protestolar, 17 Nisan'da okul başkanı Minouche Shafik'in kampüsteki antisemitizm iddiaları hakkında Kongre'ye ifade vermesinin ardından başladı.

Protestocuların okul arazisinde kamp kurmasının ardından Shafik, 18 Nisan'da New York Polis Departmanı'nı kampüse çağırmıştı. Polis memurları 109 protestocuyu tutuklamıştı. 

30 Nisan'da 100'den fazla protestocu daha Columbia Üniversitesi'nin Hamilton Hall binasını işgal ettikten sonra tutuklanmıştı. Göstericiler, salonu Gazze'de İsrail tankları tarafından öldürülen 6 yaşındaki Filistinli kızın onuruna “Hind'in Salonu” diye yeniden adlandırmıştı. 

Columbia Üniversitesi'ndeki protestolar ABD genelindeki kampüslerde düzinelerce benzer gösteriye yol açtı ve binlerce kişinin tutuklanmasına neden oldu.

Halk sağlığı öğrencisi ayrıca okulun New York çevresindeki mahallelere doğru genişlemeyi durdurması için çağrıda bulundu.

Ali, dinleyicilere "Columbia Üniversitesi Apartheid Divest grubu bu yıl boyunca Columbia Üniversitesi'nden birçok şey istedi" dedi.

Talepleri arasında Filistin'de, Harlem'de ve Washington Heights'ta hakların sağlanması da yer alıyor.

Columbia Üniversitesi öğrencilerinin, okulun Harlem'deki genişlemesine karşı düzenlenen protestolarla dolu uzun bir geçmişi var. Öğrenciler 1968'de üniversitenin Morningside Park yakınlarında bir spor salonu inşa etme planını protesto ederek, tesislere ayrı ve eşit olmayan erişimi dikte edecek ırkçı politikalara karşı mücadele etmişti. 

Okulun çevredeki toplum üzerindeki etkisine yönelik eleştiriler hâlâ devam ediyor. Öğrenciler halihazırda Harlem'e doğru daha fazla genişlemenin mahalledeki düşük gelirli sakinleri yerinden edeceğini savunuyor. 
Independent Türkçe


Tarih yazan tartışmalı film bir ilke daha imza atacak

Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
TT

Tarih yazan tartışmalı film bir ilke daha imza atacak

Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)

Alex Garland'ın büyük beğeni toplayan filmi İç Savaş'ın (Civil War) Çin'de vizyona gireceği kesinleşti. 

Çin'de gösterime girecek ilk A24 yapımı olma özelliği taşıyan film, 7 Haziran'dan itibaren sinemalarda olacak.

Filmin Çin haklarını Huahua Media aldı. Teknoloji ve eğlence devi Alibaba da gösterim boyunca Huahua'yla ortaklık yapacak.

Zamanla yarış

Yok Oluş (Annihilation) ve Ex Machina'yı çeken 53 yaşındaki Garland'ın yazıp yönettiği film, (Ay Işığı) Moonlight, Uncut Gems ve Ayin (Hereditary) gibi filmlerin yapım ve dağıtımını üstlenen bağımsız prodüksiyon şirketinin bugüne kadar gösterime soktuğu en pahalı film oldu. 

Distopik bir gelecekteki Amerika'yı gözler önüne seren film, gazetecilerin hayatlarının en büyük hikayesini anlatmaya çalışmasını merkeze alıyor.

Filmde bir grup gazeteci, isyancı gruplar Beyaz Saray'a saldırmadan önce Washington DC'ye ulaşmak için zamana karşı yarışıyor.

İç Savaş'ta Akademi Ödülü adayı Kirsten Dunst'ın başını çektiği ve Cailee Spaeny, Nick Offerman, Stephen Henderson ve Wagner Moura'nın da aralarında bulunduğu bir oyuncu kadrosu yer alıyor.

A24 yapımı film, dünya prömiyerini ABD'deki South by Southwest festivalinde yaptı. 

Hasılatı 110 milyon dolara yaklaştı

Geçen ay ABD'de rekor bir açılışla vizyona giren yapım, küresel gişede 100 milyon doları aşarak A24'ün en çok hasılat elde eden filmlerinden biri oldu.

Film, aralarında Brezilya, Fransa, İspanya, Portekiz, Belçika ve Finlandiya'nın da bulunduğu pek çok ülkede dişe dokunur bir kazanç elde etmeyi başardı.

Kuzey Amerika'da 25,7 milyon dolarla A24'ün en iyi açılış hasılatını elde eden İç Savaş, geçen pazara kadar dünya çapında 108,9 milyon dolar kazandı.

"Esasen bir korku filmi"

Sinema yazarları İç Savaş'tan çoğunlukla övgüyle bahsediyor ancak filmin "rahatsız edici" olduğunu öne sürenler de var.

Hollywood Reporter, "Alex Garland'ın son filmini izlemek zor çünkü insanlara destekleyecekleri (ya da karşı çıkacakları) açıkça tanımlanmış taraflar vermiyor" diye yazdı.

Seattle Times ise filmin "rahatsız edici" olduğuna katılarak şu ifadeleri kullandı:

Alex Garland'ın İç Savaş'ı esasen bir korku filmi ve bu filmdeki dehşet insanı rahatsız edici derecede etkiliyor.

Koronavirüs pandemisi sonrasında pek çok Hollywood filmi Çin'de önceki gösterim performanslarına ulaşmakta zorlanıyor. 2023'te Çin yapımı olmayan filmler ülkenin toplam gişesinin yalnızca yüzde 15'ini oluşturabildi.

İç Savaş, Türkiye'de 19 Nisan'da gösterime girdi.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Onay verildi: Netflix'teki maliyetli bilimkurguya yeni bölümler geliyor

Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)
Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)
TT

Onay verildi: Netflix'teki maliyetli bilimkurguya yeni bölümler geliyor

Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)
Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)

Netflix, bu yılın hit dizisi 3 Cisim Problemi'ni (3 Body Problem) geri getirmeye ve hatta sonlandırmaya hazırlanıyor.

Yayın devi, David Benioff, Dan Weiss ve Alexander Woo'nun beğenilen bilimkurgu destanını tamamlayacak ek bölümler için yeşil ışık yaktı.

"İşte başlıyoruz!"

Dizi sorumluları yaptıkları açıklamada, "Bu hikayeyi destansı sonucuna kadar anlatabileceğimiz için çok heyecanlıyız" dedi. 

Cixin Liu'nun muhteşem üçlemesinin son sayfasını okuduğumuzdan beri, seyirciyi bizimle birlikte evrenin sonuna getirebilmeyi umuyorduk. İşte başlıyoruz!

Ancak yayıncı kuruluşun verdiği siparişin kaç sezon ya da bölüm içereceği konusunda henüz bir açıklama yapılmadı. Dizinin yapımcıları daha önce Liu'nun üçlemesindeki üç kitabı uyarlamak için toplam 4 sezon almayı umuyordu.

Game of Thrones'un yaratıcıları Benioff ve Weiss, buna ek olarak yeni dizi ve filmler yazmak, üretmek ve yönetmek üzere yayıncı kuruluşla olan genel anlaşmalarını yeniledi. 

İkili, 3 Cisim Problemi'nin devamının yanı sıra yakın zamanda duyurulan Death by Lightning adlı dizi üzerinde çalışıyor. 

Benioff ve Weiss'ın 2019'daki ilk anlaşmaları en az 200 milyon dolar tutarındaydı. Woo'nun da yayıncı kuruluşla genel bir anlaşması var.

"Sabırsızlanıyoruz"

Netflix'in senaryolu dizilerden sorumlu başkan yardımcısı Peter Friedlander şöyle dedi:

Benioff, Weiss ve Woo'nun maharetli elleriyle hayat bulan olağanüstü 3 Cisim Problemi, Ölümün Sonu'ndaki (Death's End) akıllara durgunluk veren yolculuğun geri kalanını ele aldıklarında daha önce görülmemiş yüksekliklere yükselecek. Hikaye anlatıcıları olarak parlak vizyonları, muhteşem ortaklıklarıyla eşleşiyor ve tıpkı hayranlar gibi biz de neler sakladıklarını görmek için sabırsızlanıyoruz.

Game of Thrones'un dizi sorumluları Benioff'la Weiss'ın, Cixin Liu'nun aynı adlı ve 2008 tarihli roman serisinden uyarladığı bilimkurgu, 1960'ların Çin'inde verilen vahim bir kararın, uzay ve zamanda yankılanarak günümüzde bir grup bilim insanını gezegene yönelik varoluşsal bir tehditle yüzleşmeye zorlamasını konu alıyor. 

21 Mart'ta gösterime giren dizinin oyuncu kadrosunda Jovan Adepo, John Bradley, Rosalind Chao, Liam Cunningham, Eiza González, Jess Hong, Marlo Kelly, Alex Sharp, Benedict Wong ve Jonathan Pryce yer alıyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety, ScreenRant


Dünya büyüklüğünde gezegen keşfedildi: Yıldızı, Güneş'ten uzun yaşayacak

Dünya büyüklüğündeki ötegezegen Speculoos-3 b'nin yıldızının yörüngesinde dönüşünü gösteren bir sanatçı tasviri (NASA/JPL-Caltech)
Dünya büyüklüğündeki ötegezegen Speculoos-3 b'nin yıldızının yörüngesinde dönüşünü gösteren bir sanatçı tasviri (NASA/JPL-Caltech)
TT

Dünya büyüklüğünde gezegen keşfedildi: Yıldızı, Güneş'ten uzun yaşayacak

Dünya büyüklüğündeki ötegezegen Speculoos-3 b'nin yıldızının yörüngesinde dönüşünü gösteren bir sanatçı tasviri (NASA/JPL-Caltech)
Dünya büyüklüğündeki ötegezegen Speculoos-3 b'nin yıldızının yörüngesinde dönüşünü gösteren bir sanatçı tasviri (NASA/JPL-Caltech)

Gökbilimciler, Güneş'ten 100 kat daha uzun ömürlü bir yıldızın yörüngesinde dönen Dünya büyüklüğünde bir ötegezegen keşfetti.

Bilinen en yakın ötegezegen Proxima Centauri'den en az 10 kat daha uzaktaki Speculoos-3b, 55 ışık yılı mesafede ve ultra soğuk bir cüce yıldızın etrafında keşfedilen yalnızca ikinci gezegen sisteminin bir parçası.

Minyatür yıldız, Jüpiter'le yaklaşık aynı büyüklükte ve Güneş'ten iki kat daha soğuk olmasının yanı sıra 100 kat daha az parlak. Yaşam süresi, evren soğuyup karardığında parlayan son yıldızlardan biri olacağı anlamına geliyor.

Düşük parlaklıkları nedeniyle ultra soğuk cüce yıldızlar hakkında çok az şey biliniyor ancak Samanyolu'nun her yerinde bulunuyorlar.

Liège Üniversitesi'nden Michaël Gillon, yönettiği araştırma hakkında "Speculoos-3 b neredeyse gezegenimizle aynı büyüklükte" diyor.

Bir yıl (yıldızın etrafındaki bir yörüngesi) yaklaşık 17 saat sürüyor. Öte yandan günler ve geceler hiç bitmiyor olmalı. Gezegenin eşzamanlı bir şekilde döndüğünü düşünüyoruz ve böylece tıpkı Ay'la Dünya arasındaki gibi, gündüz tarafı denen aynı tarafı her zaman yıldıza bakıyor. Diğer yandan gece tarafı sonsuz bir karanlığa hapsolmuş olmalı.

Yıldızı kayda değer derecede daha soğuk olmasına rağmen Speculoos-3b gezegeni, yıldızından saniyede Dünya'nın Güneş'ten aldığından neredeyse 16 kat daha fazla enerji alıyor.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) öğretim üyesi olan ve Tenerife Adası'ndaki Speculoos Kuzey Gözlemevi'nin ortak direktörü Julien de Wit, "Böyle bir ortamda gezegenin etrafında atmosfer olması pek muhtemel değil" diyor.

Bu gezegenin atmosferinin olmaması birkaç yönden bir artı olabilir. Örneğin ultra soğuk cüce yıldızlar hakkında çok şey öğrenmemizi sağlayarak bu yıldızların, yaşanabilme potansiyeline sahip gezegenleri hakkında daha derinlemesine çalışmaları mümkün kılabilir.

Bulgular Nature Astronomy adlı hakemli dergide Detection of an Earth-sized exoplanet orbiting the nearby ultracool dwarf star Speculoos-3 (Yakındaki ultra soğuk cüce yıldız Speculoos-3'ün yörüngesinde dönen Dünya büyüklüğünde bir ötegezegenin tespiti) başlıklı bir çalışmada çarşamba günü yayımlandı.

Bu keşif, bilim insanlarının yakındaki bir güneş sisteminde Dünya'dan iki kat daha büyük bir gezegenin etrafında kalın bir atmosfer tespit etmesinden sadece birkaç gün sonra gerçekleşti.

55 Cancri e adlı gezegen, büyüklüğü nedeniyle "süper Dünya" diye tanımlanıyor fakat gökbilimciler atmosferinin yapısını henüz tam olarak tespit etmedi.

Independent Türkçe