El Kaide, Sahel’deki nüfuzunu artırıyor

2016’da Mali’nin kuzeyindeki Kidal’da görüntülenen Azavad güçlerinden oluşan konvoy. (AFP)
2016’da Mali’nin kuzeyindeki Kidal’da görüntülenen Azavad güçlerinden oluşan konvoy. (AFP)
TT

El Kaide, Sahel’deki nüfuzunu artırıyor

2016’da Mali’nin kuzeyindeki Kidal’da görüntülenen Azavad güçlerinden oluşan konvoy. (AFP)
2016’da Mali’nin kuzeyindeki Kidal’da görüntülenen Azavad güçlerinden oluşan konvoy. (AFP)

Mali ordusunun ülkenin kuzeyinde Tuareg isyanıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde El Kaide'nin bir kolu, Afrika kıyısındaki bu yoksul ülkedeki eylemlerine hız verdi. Gurup, geçtiğimiz ağustos ayının sonlarından bu yana tarihi Timbuktu şehrini kuşatma altında tutuyor.

Mali'nin kuzeyindeki Azavad bölgesinde şehir ve köyleri işgal eden bu radikal örgüt, 2022'de Fransız kuvvetlerinin ayrılması ve bu yıl Birleşmiş Milletler güçlerinin de ayrılacağını duyurması ardından nüfuzunu artırdı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Sahel bölgesindeki krizlerden yararlanan örgüt, nüfuzunu üç ülke arasında ‘ölüm üçgeni’ olarak bilinen sınır üçgeninde Nijer topraklarına ve Burkina Faso'ya doğru genişletmek için kullandı. Bölgede, Wagner grubunun desteklediği Mali hükümet güçleri ve rakibi DEAŞ ile savaş yürütülüyor.

Kuzey Mali'de faaliyet gösteren hareketleri tek bir gövdede birleştiren Tuareg liderlerinden Iyad Ag Gali söz konusu sahnede ön plana çıkıyor. Ensaruddin, Macina Kurtuluş Cephesi, Murabitun örgütü ve El Kaide'nin Mağrip'teki sahra kanadını Nasrul İslam vel Müslimin (İslam’ın ve Müslümanların Galibiyeti) bloğu altında bir araya getiriyor. Gali’nin ismi, El Kaide'nin Eymen el Zevahiri'nin yerine geçecek olası liderlerinden biri olarak anılıyor.

Malili bir askeri yetkili, ordunun Tuareg isyanına karşı koymak için güçlerini yeniden kuzeye konuşlandırdığını bildirdi.



Washington'dan Beyrut'a: Hizbullah’ın silahsızlandırılması sizin sorumluluğunuzda

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
TT

Washington'dan Beyrut'a: Hizbullah’ın silahsızlandırılması sizin sorumluluğunuzda

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack Başbakan Nevvaf Selam ile görüşmeye giderken (Reuters)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Beyrut'a yaptığı üçüncü ziyaretin ilk günü ‘gerçek bir sonuç alınamadan’ sona erdi. Barrack, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının sorumluluğunun bir kez daha Lübnan devletine ait olduğunun altını çizdi. Barrack, Hizbullah'ın Washington'ın müzakere etmediği bir ‘terör örgütü’ olduğunu hatırlattı.

Ülkesinin Lübnan'ın talep ettiği garantileri sağlayamayacağını ifade eden Barrack, “Tüm sorulara verecek cevabımız yok... İsrail'i herhangi bir şey yapmaya zorlayamayız. Ancak Lübnan'a istikrar ve bölgeye umut getirmeye odaklanmamız gerektiğini vurgulamalıyız ve bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının Lübnan’ın kendi iç meselesi olduğunu vurgulayan ABD’li yetkili, silahların teslim edilmemesinin ‘hayal kırıklığı’ yaratacağını, ancak bunun ABD açısından Lübnan'a yönelik ‘hiçbir sonucu olmayacağını’ belirtti.

Öte yandan Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, ABD'nin Lübnan Büyükelçisi Lisa Johnson'ın huzurunda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul ettiği Barrack'a Lübnan devleti adına, 27 Kasım 2024 deklarasyonundan Lübnan hükümetinin bakanlar düzeyindeki açıklamasına ve yemin konuşmasına kadar Lübnan'ın taahhütlerini hayata geçirecek kapsamlı memorandum taslağını teslim etti.