Mısır’dan Avrupa Parlamentosu'nun cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin açıklamasına tepki

Mısır Parlamentosu oturumlarını sürdürüyor. (Facebook)
Mısır Parlamentosu oturumlarını sürdürüyor. (Facebook)
TT

Mısır’dan Avrupa Parlamentosu'nun cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin açıklamasına tepki

Mısır Parlamentosu oturumlarını sürdürüyor. (Facebook)
Mısır Parlamentosu oturumlarını sürdürüyor. (Facebook)

Mısır Temsilciler Meclisi (Parlamento), Avrupa Parlamentosu'nun ülkede yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin açıklamasına tepki gösterdi. Avrupa Parlamentosu'nun bu açıklaması, Mısır'da yaygın bir eleştiri dalgasına yol açtı. Milletvekilleri ve siyasiler, açıklamanın yanlış bilgilere dayandığını bildirdi.

Avrupa Parlamentosu perşembe günü yayınladığı raporda, Avrupa Birliği'nin (AB) Mısır ile ilişkilerinin, kendi deyimiyle ‘insan hakları sicilindeki basit ilerleme ışığında’ gözden geçirilmesini istedi. Ayrıca Mısır'da özgür ve adil seçimler yapılması çağrısında bulundu.

Mısır’da ülke 10 Aralık'ta üç gün boyunca cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmasını beklenirken yurt dışındaki seçmenler ise 1 Aralık ile 13 Aralık tarihleri arasında oy kullanacak.

Mısır Parlamentosu dün yaptığı açıklamada, Avrupa Parlamentosu'nun raporunun güvenilir ve tarafsız olmadığını söyleyen bildirdi. Avrupa Parlamentosu'nu çabalarını hak ve özgürlükler alanındaki Avrupa meselelerine odaklamaya çağırdı.

Avrupa Parlamentosu'nun açıklamaları ardından Mısırlı partiler, siyasiler ve insan hakları liderleri, Mısır'ın iç işlerine karışılmasını reddetti.

Nesil Partisi başkanı Naci eş-Şehabi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Avrupa Parlamentosu'nun bu açıklamasının küresel kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan yanlış bilgiler içerdiğini belirtti. Avrupa Parlamentosu'nun sınırlarının ve yetkilerinin aşıldığını, Mısır meselelerine müdahale edildiğini vurgulayan Şehabi şu ifadeleri kullandı:

“Avrupa Parlamentosu'nun Mısır seçimleriyle ilgili söylediklerine cevabımız, seçimlerin bağımsız bir kurum olan Ulusal Seçim Kurumu tarafından yürütüleceği, hukuka, anayasaya ve uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştirileceği yönündedir.”

Kamusal alanın açılması, siyasi partilerin ve sivil toplumun ulusal diyaloğa katılması dolayısıyla Mısır'da bu açıklamalara yönelik ardı ardına eleştirel tepkilerin gelmesinin normal olduğuna değinen Şehabi, Cumhurbaşkanı Sisi’nin bu diyaloga tüm tarafların dahil olması çağrısını hatırlattı.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Tarık Fehmi, Avrupa Parlamentosu'nun bu açıklamalarının Cumhurbaşkanı Sisi’nin yeni dönem adaylığını açıklamasıyla aynı zamanda kaydedildiğine dikkat çekti. Dolayısıyla bu açıklamanın müdahale etmek için önleyici bir mesaj ve resmi Mısır tarafını endişelendirme girişimi sayıldığını vurguladı. Seçim sürecinin gidişatını değiştirmek için erken müdahalede bulunduklarını, mevcut siyasi ve partizan ortamı bozmaya çalıştıklarını, seçim maratonuna ilişkin etkileşimlerin merkezinde yer alma çabası sarf ettiklerini öne sürdü.

Fehmi açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bu müdahaleler elbette kabul edilemez. Avrupa Parlamentosu’nun yayınladığı bu belge, Kongre'deki temsilcilerin Mısır'a yapılan 235 milyon dolar değerindeki yardımın bir kısmının durdurulması yönündeki talepleri ardından yayınlandı. Bence bu, Mısır'ın işlerine bir şekilde müdahale etme yönünde bazı Avrupa-Amerikan anlaşmalarının olduğunun göstergesi. Avrupa Parlamentosu her zaman Mısır'a karşı önyargılı olmuştur. bu daha önceki birçok tutumunda da görülmüştür.”

Senato’da Savunma ve Milli Güvenlik Komisyonu Birinci Müsteşarı ve Hama el-Vatan Partisi Genel Sekreteri Tarık Nusayr de Avrupa Parlamentosu'nun Mısır'la ilgili yaptığı açıklamanın yanıltıcı olduğunu söyledi. Orta Doğu Haber Ajansı'nın dün bildirdiğine göre, bunun Mısır'ın iç işlerine apaçık bir müdahale olduğunu, Mısır'daki gerçekliği yansıtmadığını vurguladı.

Dr. İsam Halil liderliğindeki Özgür Mısırlılar Partisi ise Avrupa Parlamentosu'nun açıklamasının yalnızca yanlış iddia ve varsayımlardan ibaret olduğunu kaydetti.



Arabulucular, Gazze ateşkesi için Hamas'a yeni bir öneri sundu

İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
TT

Arabulucular, Gazze ateşkesi için Hamas'a yeni bir öneri sundu

İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)

Kahire'de bulunan Hamas heyeti, Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes ve İsrailli rehinelerin iki grup halinde serbest bırakılmasına ilişkin yeni bir öneri aldı.

22 aydan fazla bir süredir arabulucuların çabaları savaşta kalıcı bir ateşkes sağlanmasında başarısız oldu. Yeni öneri, İsrail güvenlik kabinesinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ve uluslararası toplumun, yıkılmış ve kuşatılmış Gazze Şeridi'nde açlığın yayılması ve kıtlığın eşiğine gelinmesi konusunda uyarıda bulunmasının ardından geldi.

İsminin açıklanmaması koşuluyla AFP’ye konuşan Filistinli bir yetkili, “Halil el-Hayye başkanlığındaki Hamas heyeti Kahire'de Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan ateşkes için yeni bir öneri aldı. Bu öneri, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un son önerisine dayanıyor ve 60 günlük ateşkes ile İsrailli rehinelerin iki grup halinde serbest bırakılmasını öngörüyor” dedi.

Kfkfk
Gazze Şeridi'nin güneyindeki el-Mevasi bölgesinde insani yardım malzemeleriyle dolu bir çanta taşıyan Filistinli kız çocuğu (AFP)

Yetkili bu önerinin, ‘iki taraf (İsrail ve Hamas) arasında kalıcı ateşkes konusunda dolaylı müzakerelerin başlatılmasına yönelik bir çerçeve anlaşması’ olduğunu belirterek, ‘Hamas'ın yeni öneri hakkında kendi lider kadrosu ve fraksiyon liderleriyle istişarelerde bulunacağını’ söyledi.

İslami Cihat Hareketi'nden bir kaynak, Mısır ve Katar temsilcilerinin ‘Filistinli gruplara yeni bir girişim ilettiklerini ve bu girişimin kısmi bir ateşkes anlaşmasını içerdiğini’ doğruladı. Girişimin ‘60 günlük geçici ateşkes ve bu süre zarfında on İsraillinin serbest bırakılması ve bir dizi cesedin (ölen rehinelerin) teslim edilmesini’ içerdiğini belirten kaynak, ‘daha kapsamlı bir anlaşma için acil müzakereler yapılacağını ve bu müzakerelerin, Gazze Şeridi'ndeki savaş ve saldırının sona ermesinden sonraki gün için garantiler içeren bir anlaşmaya varılmasını sağlayacağını’ ifade etti.

Kahire'deki grupların temsilcileri, ‘Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için arabulucuların önerdiği planı kabul ederek, Gazze Şeridi'nin işgal edilmesini ve bölge halkının yerinden edilmesini önlemeye’ çalıştıklarını vurguladı ve İslami Cihat Hareketi'nin ‘girişime olumlu ve esnek bir şekilde yaklaştığını, zira ateşkesin Filistin halkının insani acılarının hafifletilmesini sağlayacağını’ belirtti.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki Fetih Hareketi de Mısır'ın önerisini desteklediğini açıkladı.

Fetih Hareketi Sözcüsü Munzir el-Hayek, AFP’ye yaptığı açıklamada, Fetih Hareketi'nin ‘soykırım savaşını durdurmak için’ yeni öneriyi desteklediğini ve ‘halkımızın geri kalanını kurtarmak için Hamas'ı bu öneriyi derhal kabul etmeye’ çağırdığını söyledi.

“Hayal edilebilecek her şeyin ötesinde”

Hamas liderlerinden oluşan bir heyet, Halil el-Hayye başkanlığında geçtiğimiz çarşamba günü Kahire'ye geldi. Heyete, İslami Cihat Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nehhale ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Başkan Yardımcısı Cemil Mazhar başta olmak üzere bir dizi fraksiyon yetkilisi eşlik etti. Heyet, Mısırlı yetkililerle günlük görüşmeler yürütüyor.

Mısır, Katar ve ABD ile birlikte arabuluculuk çabalarına katılıyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'yı kabul ederken, Katar Başbakanı Muhammed Abdurrahman Al Sani'nin ‘en kısa sürede bir anlaşmaya varmak için her iki tarafa da azami baskı uygulamak amacıyla ortak çabaları güçlendirmek için’ Mısır'da olduğunu açıkladı.

Abdulati ve Mustafa bugün Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafını ziyaret etti. Abdulati, sınır kapısının önünde yaptığı açıklamada, “Şu anda Filistin ve Katar heyetleri Mısır topraklarında bulunmakta ve sistematik öldürme ve aç bırakma eylemlerine son vermek ve masum Filistin halkının kanının akıtılmasını durdurmak için yoğun çabalar sarf etmektedir” dedi.

Abdulati geçen hafta Kahire'nin Doha ve Washington ile birlikte Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkesi yeniden canlandırmak, bazı rehineleri ve Filistinli mahkûmları serbest bırakmak ve insani ve tıbbi yardımların engelsiz ve koşulsuz olarak ulaştırılmasını sağlamak için çaba gösterdiğini açıklamıştı.

İsrail ile Hamas arasında temmuz ayında Doha'da başlayan dolaylı müzakereler, başlamasından iki haftadan fazla bir süre sonra tıkanmıştı.

“Kasıtlı aç bırakma politikası”

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilileri bugün, İsrail'in ateş açması sonucu farklı bölgelerde 11 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Bu arada Uluslararası Af Örgütü bugün yayınladığı raporda İsrail'i Gazze Şeridi'nde ‘kasıtlı’ bir açlık politikası izlemekle suçlarken, Birleşmiş Milletler (BM) ve sivil toplum kuruluşları Filistin'in açlık sınırında olduğu uyarısında bulundu.

Kckxk
İsrail ordusu Gazze şehrinde bölge sakinlerini güney kesime nakletmeye hazırlanırken, arabayla güneye doğru yol alan Filistinli mülteciler (Reuters)

Uluslararası Af Örgütü, 19 Filistinli mülteci ve yetersiz beslenen çocukları tedavi eden iki sağlık görevlisiyle yaptığı röportajlara ve tanıklıklara dayanarak bu açıklamayı yaptı.

Gazze halkının su, gıda ve yakıt kıtlığı nedeniyle çektiği acılar karşısında uluslararası eleştiriler artarken, BM yetersiz beslenme ve geniş çaplı kıtlık tehlikesi konusunda uyarıda bulunuyor. İsrail ise bu suçlamaları her zaman olduğu gibi reddediyor.

BM tarafından güvenilir kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, savaşın başlamasından bu yana İsrail saldırıları çoğu sivil en az 61 bin 944 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.