İran: Bölgede yeni cephe açılması ihtimali İsrail'in Gazze'deki eylemlerine bağlı

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Irak'ın başkenti Bağdat'ta Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile görüştü

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan,(DPA)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan,(DPA)
TT

İran: Bölgede yeni cephe açılması ihtimali İsrail'in Gazze'deki eylemlerine bağlı

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan,(DPA)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan,(DPA)

İran resmi haber ajansı IRNA'ya göre, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, bölgesel turu kapsamında gittiği Bağdat'ta Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile bir araya geldi.

Filistin ve Gazze'deki gelişmelerin ele alındığı görüşmede, İsrail'in tamamen kuşattığı Gazze'ye yönelik katliama giriştiğini ve ABD başta olmak üzere bazı tarafların da Tel Aviv yönetimine destek verdiğini hatırlatan Abdullahiyan, "Bu şartlarda her türlü ihtimal gerçekleşebilir ve bölgede yeni gelişmelere tanık olabiliriz." dedi.

Abdullahiyan, Filistinli grupların 7 Ekim'de İsrail'e yönelik başlattığı "Aksa Tufanı Operasyonu"nun tamamen Filistinlilere özgü ve İsrail yönetiminin radikal yaklaşımlarından kaynaklanan koşulların bir sonucu olduğunu vurguladı.

Filistinlileri desteklemeye yönelik her türlü girişimi memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Abdullahiyan, Gazze halkına yardım ulaştırmak için Kızılhaç ve Birleşmiş Milletler yetkilileriyle temas halinde olduklarını ve aynı zamanda bölge ülkeleriyle istişareler yaptıklarını belirtti.

İranlı bakan, İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarının durdurulmasının zorunlu olduğunu ve bu hedefe ulaşmada Irak'ın rolünü de çok önemli bulduklarını kaydetti.

Bazı ülkelerin yetkililerinin Tahran'a bölgede yeni bir cephe açılmasının ihtimalini sorduklarını aktaran Abdullahiyan, "Biz de onlara gelecekteki olasılıklara ilişkin cevabın, Siyonist rejimin Gazze'deki eylemlerine bağlı olduğunu söyledik." ifadelerini kullandı.

Irak Başbakanı Sudani ise ülkesinin Filistin'i her zaman desteklediğini ifade ederek, "Gazze'deki durumun bakanlar ve hatta cumhurbaşkanı düzeyinde incelenmesi için İslam İşbirliği Teşkilatı'nın olağanüstü bir toplantı düzenlemesini destekliyoruz ve bunun yapılması için her türlü yardıma hazırız." dedi.

Abdullahiyan, Bağdat'taki temaslarının ardından Lübnan'a hareket etti.



Çin’den madencilik atılımı: Yatırımlar rekor seviyeye ulaştı

Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
TT

Çin’den madencilik atılımı: Yatırımlar rekor seviyeye ulaştı

Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)

Çin'in yabancı ülkelerdeki maden yatırımı son 10 yılın en üst seviyesine çıktı.

Financial Times’ın haberinde, Pekin yönetiminin artan jeopolitik gerilimler ve yüksek hammadde ihtiyacı nedeniyle yurtdışındaki madencilik faaliyetlerini yoğunlaştırdığı belirtiliyor.

S&P ve Mergermarket verilerine göre Çin, 2023’te toplam değeri 100 milyon doların üzerinde 10 madencilik anlaşması yaptı. Bu rakam, 2013’tan bu yana görülen en yüksek seviyede.

Griffith Asya Enstitüsü’nün çalışmasında da 2023’ün Çin’in yurtdışı madencilik yatırımı ve inşaatı açısından en aktif yılı olduğu belirtiliyor.

Analizde, sözkonusu trendin geçen yıl da sürdüğüne dikkat çekiliyor. Çin merkezli Zijin Mining şirketi, geçen yıl Kazakistan’daki bir altın madenini 1,2 milyar dolara satın alınacağını duyurmuştu.

Madencilik sektörüne odaklanan Britanyalı özel sermaye şirketi Appian da Brezilya’daki Mineraçao Vale Verde bakır ve altın madenini Çinli Baiyin Nonferrous Group’a 420 milyon dolara satmıştı. 

Çin, lityum ve kobalt gibi kritik nadir toprak elementlerinin işlenmesinde dünya lideri olsa bile bu minerallerin ham hallerini genellikle ithal etmek zorunda kalıyor. Analistler, bunun Pekin yönetiminin global tedarik zincirindeki konumunu güçlendirme arayışını hızlandırdığını söylüyor. 

ABD, Kanada, Avustralya ve bazı Avrupa ülkeleri, Çin’e olan madencilik bağımlılığını azaltmak için alternatif tedarik zincirleri kurmaya çalışıyor. Ancak Çinli şirketlerin Batılı rakiplerinden farklı olarak daha uzun vadeli yatırım perspektifine sahip olduğuna ve yüksek riskli bölgelerde faaliyet göstermekten çekinmediklerine işaret ediliyor. 

Bunun yanı sıra Çinli finans kuruluşlarının, gelişmekte olan ülkelerdeki madencilik projeleri için firmalara milyarlarca dolarlık kredi verdiği aktarılıyor.

Appian’ın kurucusu Michael Scherb, Pekin yönetiminin son dönemde stratejisini değiştirdiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: 

Çin yönetimi eskiden her varlık satışı sürecine yalnızca bir alıcı atardı. Son üç dört yıldaysa bu yaklaşımı değiştirdiler. Artık Çinli firmaların birbiriyle rekabet etmesine izin veriliyor.

Independent Türkçe, Financial Times, RT, Mining