Irak’taki yerel seçimler için Baas Partisi ile bağlantısı olan 197 kişinin adaylığı reddedildi

Irak Parlamentosu’ndaki bir oturum (AP)
Irak Parlamentosu’ndaki bir oturum (AP)
TT

Irak’taki yerel seçimler için Baas Partisi ile bağlantısı olan 197 kişinin adaylığı reddedildi

Irak Parlamentosu’ndaki bir oturum (AP)
Irak Parlamentosu’ndaki bir oturum (AP)

Irak’ta Arap Sosyalist Baas Partisi lideri Saddam Hüseyin’in 2003 yılında ABD işgal güçleri tarafından iktidardan indirilmesinin üzerinden 20 yıl geçti. Saddam, 2006’da da Bağdat’ta idam edildi.

Buna ek olarak, partiye üyeliği suç sayan yasalara, tüm ‘Baasçıların’ kökünü kazımaya ve onların ülkedeki liderlik ve karar alma merkezlerine erişimlerini engellemeye odaklanan çalışmalara ve üst düzey ‘Baasçı’ liderlerin çoğunun tutuklanıp idam edilmesine veya birçoğunun ülke dışına kaçmasına rağmen, Baas Partisi’nin ‘hayaletleri’, hala Irak siyasetinde dolaşıyor.

İster federal parlamento seçimleri düzeyinde, ister yerel meclis seçimleri düzeyinde olsun, her yeni seçim döngüsünde, ‘Baas ve eski üyeleri’ meselesi, Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’nun haklarında çıkardığı ‘red’ kararlarıyla güçlü bir şekilde vurgulanıyor.

Aralık ortasında yapılması planlanan yerel seçim yarışı yaklaşırken, Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, adayların isimlerinin nihai onayı öncesinde 274 adayın seçim dışı bırakılmasına karar verdi.

Bunlardan yüzde 70’ini kapatılan Baas Partisi ile bağlantıları nedeniyle dışlananların oluşturuyor.

Şarku’l Avsat’a özel açıklama yapan Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu Medya Ekibi Başkanı İmad Cemil, “Adaylığı reddedilenler, kapatılan Baas Partisi’nin üyeleri veya eski rejimin baskı kurumunun üyeleri olabilir” dedi.

Cemil açıklamasında ayrıca şu bilgileri verdi;

“Seçim yarışında adaylığı reddedilenlerin sayısı 274’e ulaştı. Bunlardan 197’si Sorumluluk ve Adalet Komisyonu kararıyla reddedildi. 56 aday ceza davaları nedeniyle, bir aday ise terörle ilgili bir dava, bir diğer kişi ise yolsuzluk davası nedeniyle reddedildi. Ayrıca adaylık koşulları karşılanmadığı için adaylığı reddedilen edilen 19 kişi daha var.”

Ninova Valisi’nin adaylığı da reddedildi

Ninova Valisi Necm el-Cuburi, Baas Partisi’ne yakınlığı bahanesiyle aday listesinden çıkarılan isimler arasında yer alıyor.

Cuburi, yaklaşık 3 yıl boyunca valilik görevinin yanı sıra, DEAŞ’a karşı savaş sırasında valilikteki Askeri Harekat Komutanlığı pozisyonu da dahil olmak üzere, yaklaşık 10 yıl boyunca üst düzey görevlerde bulunmasına rağmen seçimlerde aday olamadı.

Bu da, birçok kişinin son zamanlarda adaylığa kabul edilmeme gerekçelerini sorgulamasına yol açıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Vali Cuburi’nin oğlunun, ‘adaylığı reddetme’ kararının ardından yerel seçimlerde babasının yerine geçeceğini söyledi.

‘Hesap verebilirlik ve adalet’ konusunda bölünme

Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’na dayandırılan adaylığı reddetme kararlarından yararlanan bazı partiler, bu durumu kullanmaya çalışıyor.

Bugünlerde, Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’nun kaldırılması ya da komisyonun 10 yılı aşkın bir süre önce kurulan ‘geçiş dönemi adaleti’ dosyaları çözülene kadar sürdürülmesinin gerektiği tartışılıyor.

cd
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı’nın, kapatılmasına ilişkin Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’na yazdığı mektup (Meclis Başkanlığı)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Muhammed el-Halbusi, Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’na bir mektup yazarak, çalışanların verilerini tamamlayarak, mümkün olan en kısa sürede Temsilciler Meclisi’ne ve ilgili makamlara göndermesini ve ardından komisyonun çalışmalarına son verilmesini talep etti.

Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu tüzüğünün 25. maddesi, Temsilciler Meclisi’nin, komisyonun görev süresinin bitiminden sonra, üyelerinin salt çoğunluğuyla feshedilmesi konusunda oy kullanma hakkına sahip olduğunu öngörüyor.

Ancak tasfiye meselesindeki tartışma, komisyonun çalışmalarını tamamlayıp tamamlamaması etrafında dönüyor.

Pek çok Sünni güç ve parti, komisyonun kapatılması gerektiğini savunurken, birçok Şii güç ve parti de buna karşı çıkıyor.

Şii parti, grup ve güçleri içeren Şii Fetih Koalisyonu liderlerinden Ali Zubeydi ise yerel medyaya yaptığı açıklamada şunları söyledi;

“Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’nun feshedilmesine yönelik herhangi bir eğilim siyasi ve halk açısından kabul edilemez. Zira Baasçıların siyasi hayata dönme niyetine ilişkin bir korku var. Önemli ve hassas makamlara dönmek, hatta seçim sürecine katılmak isteyen herhangi bir Baasçının kökünü kazımak için Hesap Verebilirlik ve Adalet Komisyonu’nun varlığına hala ihtiyaç var.”



Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
TT

Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)

 

Suriye Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir eğitim kaynağı, Bakanlığın, ana gücü Kürtler olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye bölgelerinde genel ve temel ortaöğretim sınavlarının düzenlenmesi için bir anlaşma duyurmak üzere olduğunu açıkladı. Bu anlaşma, bölgede yaşayan öğrencilere ve sakinlere final sınavlarına kendi bölgelerinde girme imkânı tanıyacak.

Bu kaynaklara göre, Kamışlı, Haseke, Rakka ve Deyrizor kırsalında dört sınav merkezinin açılacağı duyurulacak. Merkezlerin denetimini, Millî Eğitim Bakanlığı ile Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri yöneten "Özerk Yönetim"in Eğitim Kurumu yetkilileri birlikte yürütecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da tarafsız gözlemci olarak katılacak.

Bu anlaşma, temel eğitim ve genel lise sınavlarına kayıtlı 25 binden fazla öğrenciyi kapsıyor. Bu öğrenciler, Haseke vilayetinden ve sadece bu vilayetin şehirlerinden geliyor. Ayrıca, Rakka vilayetinde ve Deyrizor vilayetinin kuzey ve doğu kırsalında, devlet okullarına devam eden binlerce öğrenci var. Geçen yılın sonunda Esed rejimin düşmesinden önce güvenlik bölgelerinde resmi müfredatla eğitim gördüler.

Öğrencilerin aileleri, sınavların düzenlenmesi için Şam ve Kamışlı arasında yürütülen görüşmelerin sonucunu sabırsızlıkla bekliyorlar, çünkü sınavların başlangıç tarihi önümüzdeki ayın başında.

Milli Eğitim Bakanlığı kaynakları, Şam vilayetlerinde ve Suriye içinde çocuklarını kayıt ettirenlerin, sınavlar başlamadan önce, kayıtlarını bulundukları bölgelerdeki yeni merkezlere aktarabileceklerini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı, bölgedeki yaşam ve ekonomik koşulların kötüleşmesi, alandaki dalgalanmalar ve genel gelişmeler nedeniyle bugüne kadar kayıt yaptıramayanlar için kayıt süresini uzatacak ve kapıları yeniden açık tutacak.

Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)

Özerk Yönetim Eğitim Otoritesi Başkanı Halef el-Matar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlenmesi konusunda Şam'dan resmi bir yanıt beklediklerini söyledi. Yetkililerin, "UNICEF ve Şam'daki hükümetin Eğitim Bakanlığı ile iletişim kurarak öğrencilerin haklarını güvence altına almak için yoğun çaba sarf ettiğini" vurguladı.

Bu eğitim yetkilisi, Şam Eğitim Bakanlığı'nın, yönetimin ilkokuldan ortaokula ve üniversiteye kadar olan eğitim kademelerini müfredata bağlamasının ardından, "Özerk Yönetim"in eğitim müfredatlarını ve mevcut okullarını tanımasını talep etti.

"Özerk Yönetim" yetkilileri, Şam hükümetinin, Kürtçe ve Süryanice öğrenmek isteyen öğrencilere, seçme özgürlüğünü velilere ve öğrencilere bırakarak, Kürtçe ve Süryanice dersleri tahsis etmesini ve "Özerk Yönetim" üniversitelerinin, yani Kamışlı'daki "Rojava", Rakka'daki "El-Şark" ve Halep'in doğu kırsalındaki Ayn el-Arab ("Kobani") kentindeki üç üniversiteyi, devrik rejimden sonra İdlib ve Halep kentlerindeki diğer özel üniversitelerle aynı doğrultuda resmen tanımasını ve resmileştirilmesini talep ediyor.

Bu eğitim girişimleri, Genel İstihbarat Müdürü Hüseyin es-Seleme'nin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ile Deyrizor kırsalındaki el-Ömer petrol sahasında, geçen mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile imzalanan anlaşmanın uygulanması amacıyla bu ayın 5'inde dördüncü müzakere oturumunu gerçekleştirmesinin ardından geldi. Anlaşma, SDG güçlerinin, ona bağlı sivil kurumların ve yerel yönetim meclislerinin Suriye devlet yapısına entegre edilmesini öngörüyor.

Suriye Eğitim Bakanı Muhammed Turko, geçen ay "Özerk Yönetim" yetkilileriyle eğitim konusuna ilişkin ön mutabakatlara varıldığını açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Suriye'deki savaş ve çatışmaların eğitim üzerindeki etkisine ilişkin bir raporunda uyarıda bulunduğunu belirtmekte fayda var. Raporda, çatışmalar ve savaşların eğitim altyapısını tahrip etmesi sonucu binlerce çocuğun eğitiminde ciddi aksamalarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Raporda ayrıca, iktidardaki otoritelerin Suriye'deki öğrencilerin eğitim geleceğini kurtarmak için acil ve hızlı önlemler almaması halinde, örgütün “nesiller boyu sürecek bir felaket” olarak nitelendirdiği durumun ortaya çıkabileceği belirtildi.