Lübnan'da Filistin'e destek için ‘öfke ve yas günü’ ilan edildi

Gazze'deki ‘hastane katliamı’ kınandı

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalanmasını kınadı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalanmasını kınadı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
TT

Lübnan'da Filistin'e destek için ‘öfke ve yas günü’ ilan edildi

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalanmasını kınadı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi’nin bombalanmasını kınadı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)

Lübnan'da dün (Çarşamba), Filistinlilerle dayanışma ve İsrail'in Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi'nde gerçekleştirdiği katliamı kınamak için ‘öfke günü’ ilan edildi. Lübnan Başbakanı Necib Mikati genel yas ilan ederken, halka Filistinlilere karşı olup bitenleri kınamak için gerçekleştirilen protesto hareketlerine katılma çağrısı yapıldı.

Lübnanlı partilerin ve Filistinli grupların daveti üzerine, çeşitli bölgelerde İsrail'in Filistin halkına yönelik katliamlarını kınayan eylemler gerçekleştirildi. Salı akşamı yaşananlara benzer şekilde, ABD Büyükelçiliği önünde protestocularla güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşandı.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı, göstericilerle güvenlik güçleri arasında, Avkar'daki ABD Büyükelçiliği önünde yaşanan çatışmaları, ‘şiddetli’ olarak nitelendirdi. Göstericilerin, güvenlik güçlerine havai fişek, taş ve yanıcı madde attığı, güvenlik güçlerinin ise tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz sıkarak yaralanmalara ve bayılma vakalarına yol açtığına dikkat çekildi. Yaklaşık iki saat süren çatışmanın ardından, sabah saatlerinden itibaren bölgeye takviye güvenlik gücü getiren ordu, sükuneti sağlamayı ve göstericileri ABD Büyükelçiliği çevresinden uzaklaştırmayı başardı.

Kamera kayıtlarında büyükelçilik çevresindeki mağazalara saldırıldığı, ateşe verildiği ve yakıldığı belirtilerek, mağaza sahiplerinin Lübnanlılar olduğu ve yanlarında onlarca kişinin çalıştığı bildirildi.

Beyrut'un merkezindeki Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCWA) Genel Merkezi önünde öğleden önce, protestolar düzenlendi. Sayda ve Sur'daki Filistin kamplarında kitlesel yürüyüşler yapıldı. Ayrıca Bekaa ve Trablus'ta ve Beyrut'un güney banliyösündeki Haret Hreik'te de Hizbullah'ın daveti üzerine gösteriler düzenlendi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Hizbullah bayrakları taşıyan yüzlerce gösterici  Beyrut'taki Fransa Büyükelçiliği önünde toplanarak binaya taş attı.

Sağlık Bakanlığı önündeki İsrail'in hastane katliamını kınayan dayanışma standına giden Başbakan Necib Mikati yaptığı konuşmada: “Bugün orman kanunlarına tabi olduk. Güçlü zayıfı yedi. Uluslararası toplum ise celladın yanında duruyor” ifadelerini kullandı.

Mikati konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Bu olup bitenlerde Birleşmiş Milletler (BM) nerede? BM Güvenlik Konseyi nerede? BM kanunları, şartları nerede? Bu işin bir an önce bitmesi gerekiyor. İnsani değerlere bağlılığı ve küresel düzeni korumanın adalete dayalı olduğunu öğrendiğimiz için dünyaya mesajımız budur. Ne yazık ki bugün bu adaleti göremiyoruz.

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ise “İsrail’i Gazze Şeridi'ndeki El-Ehli Baptist Hastanesi'nde Filistinli insanların kanını döktüğü için kınamanın yeterli olmadığını” vurguladı. Berri, “İnanılmaz bir soykırım suçuyla insanlığın yüzüne tokat atan İsrail'dir. İsrail'in katlettiği mazlumların sayısı sürekli artıyor. Filistin halkını değil, insanlığı hedef alan İsrail imha makinesini durdurmak için dünyanın vicdanı uyanacak mı?” ifadelerini kullandı.

Lübnan Güçleri Partisi Genel Başkanı Samir Caca da katliamı kınayarak, “acı ve fedakarlıklarında Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını” söyledi. Caca, “Bu korkunç acının bir an önce sona ermesini, Filistin halkının kendi özgür devletini kurarak, topraklarında tam egemenliğini ve bağımsızlığını sağlayıp, tüm ulusal haklarına kavuşacağını umuyoruz” ifadelerini kullandı.

Ketaib Partisi Dış İlişkiler Departmanı da katliamı kınadı ve yaptığı açıklamada “Olanların başta Cenevre Sözleşmesi (1949) olmak üzere, uluslararası yasalara aykırı olduğunu ve en basit merhamet kurallarını ihlal ettiğini” vurguladı. Açıklamada, “Bu, insanlığın en temel ilkelerinin ve insan haklarının açık bir ihlalidir. Yaşamın değeri ve kutsallığının açıkça göz ardı edilmesidir” ifadesi yer aldı. Uluslararası topluma, özellikle de BM Güvenlik Konseyi ve Arap Birliği'ne, sivillerin öldürülmesini durdurmak ve bölgede yaşanan kanlı savaşa son vermek için harekete geçme çağrısında bulunuldu.

Aynı şekilde Özgür Yurtsever Hareket'in siyasi organı da yaşananları bir terör eylemi ve suç olarak nitelendirdi. Öte yandan Hamas yetkililerinin Lübnan'a yönelik tavsiyelerini reddederek, Lübnan'ın istikrar ve güvenliğini uygun gördüğü şekilde koruma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca parlamentodaki blokları, cumhurbaşkanlığı makamındaki boşluğun tehlikesinin farkında olmaya ve bu yetkiye, Lübnanlılar arasında anlayış yoluyla ulaşmanın gerekliliği konusunda anlaşmaya varmaya çağırdı.

Hizbullah, çarşamba gününün Siyonist düşmana karşı eşi benzeri görülmemiş bir öfke günü olması, Biden'ın bu suç teşkilatını örtbas etmek ve korumak için Siyonist yapıya yaptığı ziyarete karşı çıkılması çağrısında bulundu. Hizbullah'ın çağrısında “Mesaj açık olsun ki, bu gün direniş, zafer,  ve mazlumun zalime karşı misilleme günüdür” ifadeleri yer aldı.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz