Gazzelilerin son sığınağı: Kiliseler

UNRWA okullarında, hastanelerinde ve uluslararası misyon merkezlerinde güvenliği kaybeden bölge sakinleri buralara sığınıyor

Gazze'deki Baptist Kilisesi açıkça harap oldu (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'deki Baptist Kilisesi açıkça harap oldu (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

Gazzelilerin son sığınağı: Kiliseler

Gazze'deki Baptist Kilisesi açıkça harap oldu (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'deki Baptist Kilisesi açıkça harap oldu (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

İzzeddin Ebu Ayşe 

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki tek Baptist kilise binasının yanında bulunan El Ehli Arap Hastanesi'nin avlusunu bombaladı.

Bu saldırının ardından, "kutsal topraklar"daki kiliseler, tüm Hıristiyanların, Müslümanların ve hayırseverlerin bir hafta boyunca barış için oruç tutmalarını ve dua etmelerini istedi.

Dayanışma biçimleri

Gazze'deki kiliselerin masum vatandaşlarla dayanışma içindeki konumu bu davranışla sınırlı kalmadı, patlama seslerinin azalması, akan kanın durması ve barışın hakim olması için fedakarlıklar da yapıldı.

Örneğin meydana gelen talihsiz olaylardan duyulan üzüntüyü ifade etmek için ayinler düzenlendi ve Latin Manastır Kilisesi'nin çanları çalındı.

En önemlisi, St. Joseph Kilisesi, Rum Ortodoks Kilisesi ve Latin Manastır Kilisesi, yerinden edilmiş bin 100'den fazla sivile sığınak olmak üzere kapılarını açtı.

Bu adım, İsrail'in Gazze'nin kuzeyinde ve Gazze Valiliği'nde yaşayanlardan evlerini ve barınma merkezlerini derhal boşaltmalarını istemesi ve onları zorla yerinden etme uygulaması sonrasında atıldı.

Dördüncü sığınak

Gazze'de kiliseler, UNRWA okulları, hastaneleri ve uluslararası misyon merkezlerinden sonra sakinlerin güvenlik arayışında başvurduğu dördüncü yer oldu.

Sakinler, İsrail uçaklarının bombalamasından kaçmak için kiliselere sığınıyorlar çünkü ibadethanelerin Filistinlileri ölüm makinesinden koruduğuna inanıyorlar.

Yerinden edilenlere açık olan kiliselerin kapıları güvenli bir sığınak haline geldi ve barınacak yeri olmayan Hıristiyan ve Müslüman aileler Gazze'deki Ortodoks ve Latin ibadethanelerine akın etti.

İnsanlar orada kutsal yerlerin duvarları arasında sığınak arıyorlardı ve kiliseler sadece bir sığınağa dönüşmekle kalmadı, aynı zamanda bir barış feneri haline geldi.

Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 650 kişi, içinde bir okulun da bulunduğu Latin Manastır Kilisesi'ne sığındı, yaklaşık 450 kişi de Rum Ortodoks Kilisesi'ne gitti.

Kiliseler, dinleri ne olursa olsun onlara barınak, yiyecek ve içecek sağlıyordu.

Güvenlik olmadan

Kudüs Latin Patriği Kardinal Pierbattista Pizzaballa şu açıklamalarda bulundu:

Gazze Şeridi'ndeki tüm Hıristiyanların durumu iyi. Bazı insanların evleri yıkıldı, ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadı. Artık burada güvende olduklarını varsayarak Latin manastırında ve okulunda toplanıyorlar, elbette büyük baskı altındalar ve bir süre yetecek kadar yiyecekleri var. Ama kuşatma devam ederse sorun olur, onlara yardım etmeye çalışıyoruz ama tehlike yaklaşıyor.

Kudüs Patriği kilisenin sığınmak isteyen herkese açık kalacağını vurgulayarak şunları söyledi:

Biz Müslüman ve Hıristiyan tek bir aileyiz ve insanlara yardım etmeye ve onlara barınak sağlamaya çalışıyoruz. Onlara yardım etmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ve en önemlisi, ihtiyacı olan herkese sevgi vermek.

Buna rağmen kilise İsrail bombardımanına karşı tamamen güvende değil.

Gazze Başpiskoposu Aleksios, 12 gün süren çatışmalar sırasında kiliselerin bulunduğu bölgeye 50'den fazla top mermisinin düştüğünü doğruladı.

Gazze kiliseleri

Gazze'de üçü aktif olan ve ziyaretçi ve Hıristiyanları kabul eden 6 kilise bulunuyor.

Çoğunluğu Ortodoks, Katolik ve Baptist kiliselerine mensup olan Gazzelilerle birlikte bin 500'den fazla Hıristiyan da yan yana yaşıyor.

Gazze'deki en ünlü Hıristiyan ibadet yerleri arasında Kutsal Aile Latin Kilisesi veya Latin Manastırı ve Aziz Porphyrius Kilisesi bulunmakta.

Aziz Porphyrius, dünyanın en eski üçüncü kilisesi olan bir Ortodoks Kilisesi ve daha önceki çatışmalarda Gazze'ye düşen ölümcül İsrail füzelerinin şarapnel parçalarına maruz kalmıştı.

Gazze'deki Latin Manastır Kilisesi (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Gazze'deki Latin Manastır Kilisesi (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Hıristiyanların gerçeği

İsrail, diğer Filistinlilere yaptığı gibi Hristiyanlara da ciddi kısıtlamalar uyguluyor, seyahat etmelerine izin vermiyor ve büyük bir kısmının dini ritüellerini gerçekleştirmek için Beytüllahim ve Kudüs'teki dini mekanlarına ulaşmalarını da engelliyor.

Bu Hıristiyanlar, İsrail'in son dönemde Gazze Şeridi'nde uyguladığı şiddetli kuşatmaya maruz kalıyor, evleri savaşlarda bombalanıyor ve yıkılıyor.

Devam eden savaşta Tel Aviv ordusu, kiliselerinin yanı sıra Hristiyanların evlerini ve ibadethanelerini de boşaltmalarını istedi.

Ayrılma emirleri

Kutsal Aile Kilisesi Piskoposu Peder Gabriele Romanelli, şunları söyleyerek bunu doğruladı:

Tüm Hıristiyanlar ve kiliselerin sakinleri ile Latin Manastır Kilisesi ve Kutsal Aile Okulu yetimhanesi, İsrail'den buraları terk etme emri aldı. Onların yeni bir sığınak, güvenli bir barınak araması zorunlu hale geldi.

Gazze'deki kiliseler, tahliye emirlerine uymayı reddederek İsrail ordusuna, bu yerlerin uluslararası insani hukuk kapsamında korunan ibadethaneler olduğunu ve Filistin bayrağının yanında Latin Patrikhanesi bayrağını da çektiklerini bildirdi.

Ayrıca bunların sivil ve dini tesisler olduğunu, vahşi savaşlardan korunması gerektiğini belirtti.

Müslümanlar ve Hıristiyanlar kiliselerin ve hastanelerin en iyi sığınak olduğuna inanıyorlar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Müslümanlar ve Hıristiyanlar kiliselerin ve hastanelerin en iyi sığınak olduğuna inanıyorlar (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Gazze'nin tahliye edilmesi fikri, İsrail ordusunun tüm bölgeyi yok etmesi anlamına geliyor ve bu nedenle Şerit'teki son Katolik kilisesi olan Latin Manastır Kilisesi, bu kararın tehlikeli olduğuna inanıyor.

Bu kilise önceki savaşlarda, felakete uğrayan şehrin başına gelen yıkımdan kurtulmuştu ve Müslümanlar ve Hıristiyanlar buranın en iyi sığınak olduğuna inanıyor.

Peder Romanelli'ye göre Latin Manastır Kilisesi buraya sağ salim gelen herkese kapılarını açıyor.

Peder Romanelli, sözlerine şöyle devam etti:

Şok oldum ve korktum. Şerit’i derhal tahliye etmemiz istendi. İsrail ordusu yerinden edilmiş insanları neredeyse her gün kiliseye çağırıyor, bazen tahliye talebinde bulunuyor, bazen de Hıristiyan olmayanların kiliseye girmesine izin verilmemesini talep ediyor.

Kiliseye kaçan Hıristiyanlardan İhab Ayad'ın ifadesine göre, kendisi kiliseden ayrılma emirlerine uymayacağını orduya bildirdi.

Ayad, kiliseye gelen tüm Müslüman ve Hıristiyanlarla birlikte, evrensel saygıya ve yasal korumaya sahip olan ibadethanede kalacağını belirtti.

Bu pozisyonların yanı sıra Rum Ortodoks Patrikhanesi Sözcüsü Peder İsa Musleh de Gazze'de yaşanan cinayeti reddettiğini ifade etti.

Peder, "Masum insanlara karşı işlenen iğrenç bir suçla karşı karşıyayız. İnsani yardım malzemelerinin Gazze'ye girmesine izin verilmeli. Müslüman ve Hıristiyanların ayrılma emirlerinin de reddedilmesi, korkunç insani felaketi daha da derinleştiriyor" dedi.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.