Türkiye’nin hava operasyonları nedeniyle SDG’nin kontrolündeki bölgelerde meydana gelen zarar 1 milyar doları aştı

SDG, yıkılan hayati tesislerin onarılması için uluslararası müdahale çağrısında bulundu.

Türkiye’nin 5 Ekim’deki saldırısının ardından Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniye’de bulunan bir petrol tesisinde yangın çıktı. (AFP)
Türkiye’nin 5 Ekim’deki saldırısının ardından Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniye’de bulunan bir petrol tesisinde yangın çıktı. (AFP)
TT

Türkiye’nin hava operasyonları nedeniyle SDG’nin kontrolündeki bölgelerde meydana gelen zarar 1 milyar doları aştı

Türkiye’nin 5 Ekim’deki saldırısının ardından Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniye’de bulunan bir petrol tesisinde yangın çıktı. (AFP)
Türkiye’nin 5 Ekim’deki saldırısının ardından Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kahtaniye’de bulunan bir petrol tesisinde yangın çıktı. (AFP)

Suriye’nin Rumeylan bölgesindeki Petrol Sahaları Müdürü Ahmed İbrahim, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki hava operasyonlarında altyapıya verdiği doğrudan hasarın bir milyar doları aştığını öne sürdü.

İbrahim, Ankara’nın, başta enerji, akaryakıt ve gaz olmak üzere hayati önem taşıyan tesislere yönelik saldırılarını sürdürdüğünü belirterek, bu kayıpların da git gide arttığına vurgu yaptı.

ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolü altındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, bu ayın başında, Türkiye’nin kendi nüfuz alanlarına yönelik saldırıları sonucu yıkılan söz konusu tesislerin onarılması için uluslararası müdahale talebinde bulundu.

35 yıldır bu görevi yürüten İbrahim, “Türkiye’nin son saldırıları, Suriye’deki 12 yıllık savaş sırasında meydana gelen üçüncü saldırıydı, ancak en şiddetli ve yıkıcı olanıydı” dedi.

İbrahim, hava saldırılarıyla hedef alınan hayati önem taşıyan saha, tesis, elektrik ve petrol istasyonları sayısının 104’e ulaştığını, bunlardan bir kısmının hizmet dışı kaldığını, diğer kısmının ise hasar gördüğünü söyledi.

FOTO: Rumeylan’daki Petrol Sahaları Müdürü Ahmed İbrahim
Rumeylan’daki Petrol Sahaları Müdürü Ahmed İbrahim

İbrahim, Türkiye’nin dokuz sahayı hedef alması sonrasında, Kamışlı kırsalındaki Maabada kasabasındaki Odeh petrol sahasında meydana gelen hasarın 35 milyon dolara ulaştığını belirtti.

Bölgenin en büyüğü olan Suveydiye 2 tesisininde ise ana yağ toplama istasyonlarının, tüm cihaz ve ekipmanlarıyla birlikte tamamen yandığını söyleyen İbrahim, tesisteki ekipman, yakıt tankları ve türbinlerin kaybından yaşanan maddi hasarın 100 milyon doları bulduğunu, saldırılar sırasında sızan ve alev alan petrolün değerinin ise yaklaşık 45 milyon dolar olduğunun tahmin edildiğini ifade etti.

Özerk Yönetim bölgeleri, 5-11 Ekim arasında, Türkiye’ye ait silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve savaş uçakları ile hedef alındı.

Oprasyonlarda, 35’i İç Güvenlik Güçleri (Asayiş) mensubu olmak üzere 44 kişinin ölürken, 55 kişi de yaralandı.

Bu hava operasyonlarının, özellikle Suriye-Türkiye sınırı yakınındaki geniş sahalarda yer alan büyük petrol ve benzin istasyonlarına, ayrıca Haseke ve Kamışlı şehirlerinde elektrik üretimi ve su pompalamak için kullanılan diğer tesislere odaklandığı belirtildi.

Bu durum, yıllardır devam eden savaş nedeniyle altyapısı zaten hassas olan bölgede, ciddi hasara neden oldu.

İbrahim, Türkiye’nin Suveydiye sahalarına yönelik saldırıları sonucunda, 67 milyon dolar tutarında mali kayıp olduğunu dile getirdi.

Petrol yetkilisi, Türkiye'nin Süveydiye sahalarına düzenlediği saldırılar sonucu serbest gazı etkileyen toplam mali kaybın  67 milyon ABD dolar olarak tahmin edildiğini, günlük bazda 160 ton olarak tahmin edilen gazın, istasyonun devre dışı kalmasından beri 4.800 tonunun israf olduğu belirtti.

Suveydiye tesisindeki hasarın elektrik üretim tesislerinin türbinlerini etkilediğini ve kayıpların yaklaşık 27 milyon dolar olarak tahmin edildiğini vurgulayan İbrahim, buradaki elektrik üretiminin durdurulduğunu söyledi.

FOTO: Nisan ayında Suriye’nin kuzeydoğusundaki Rumeylan kırsalında bir Türk ve Rus askeri devriyesi (AFP)
Nisan ayında Suriye’nin kuzeydoğusundaki Rumeylan kırsalında bir Türk ve Rus askeri devriyesi (AFP)

İbrahim, tesisteki türbinlerde yaşanan hasar nedeniyle 23 milyon dolarlık mali kayıp olduğunu da belirtti.

Rumeylan sahaları, 2014’ten bu yana Özerk Yönetim ve onun askeri kanadı olan, Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolü altında.

Burada, 2011 yılında patlak veren savaştan önce, bin 322 kuyudan günde yaklaşık 90 bin varil petrol üretimi yapılıyordu.

Komşu Suveydiye sahaları ise 25 doğalgaz kuyusunun varlığına ek olarak, günde yaklaşık 116 bin varil petrol üretiyor.

İbrahim, sahadaki sivil ekipmanlar hasar gördüğünü ve kayıpların 15 milyon dolar olduğunun tahmin edildiğini belirtti. Yetkili, sahadaki yangınları söndürmek ve müdahale etmek için kullanılan itfaiye ve diğer güvenlik ekipmanlarının da aralarında bulunduğu ekipmanlarda meydana gelen maddi kaybın 5 milyon doları bulduğunu ifade etti.

Öte yandan SDG, geçtiğimiz günlerde internet sitesinde yer alan resmî açıklamasında, uluslararası topluma, kendi mevcut yetenekleri sınırlı olduğundan, Türkiye’nin saldırıları sonucunda tahrip olan altyapıya müdahale edilmesi ve onarılması çağrısında bulundu.

Söz konusu açıklamada, geçim kaynakları ve hizmet sağlama çabalarını desteklemek için istikrarın sağlanması ve sürdürülmesin amacıyla, uluslararası kuruluşlara, tahrip edilen tesis ve altyapıları onarma çabalarını artırma çağrısında bulunuldu.

Özerk Yönetim ve müttefiki SDG güçleri ayrıca, ABD ve Suriye’de konuşlanan Rus güçlerini, Türkiye’nin saldırılarına ilişkin net bir duruş sergilemeye çağırdı.

Türkiye, SDG kontrolündeki bölgelere zaman zaman SİHA saldırıları düzenliyor.



Arabulucular, Gazze ateşkesi için Hamas'a yeni bir öneri sundu

İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
TT

Arabulucular, Gazze ateşkesi için Hamas'a yeni bir öneri sundu

İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)
İsrail ordusu, halkı Gazze'nin güneyine nakletmeye hazırlanırken ailesinin sığındığı çadırdan dışarı bakan Filistinli bir kız çocuğu (Reuters)

Kahire'de bulunan Hamas heyeti, Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes ve İsrailli rehinelerin iki grup halinde serbest bırakılmasına ilişkin yeni bir öneri aldı.

22 aydan fazla bir süredir arabulucuların çabaları savaşta kalıcı bir ateşkes sağlanmasında başarısız oldu. Yeni öneri, İsrail güvenlik kabinesinin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ve uluslararası toplumun, yıkılmış ve kuşatılmış Gazze Şeridi'nde açlığın yayılması ve kıtlığın eşiğine gelinmesi konusunda uyarıda bulunmasının ardından geldi.

İsminin açıklanmaması koşuluyla AFP’ye konuşan Filistinli bir yetkili, “Halil el-Hayye başkanlığındaki Hamas heyeti Kahire'de Mısırlı ve Katarlı arabuluculardan ateşkes için yeni bir öneri aldı. Bu öneri, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un son önerisine dayanıyor ve 60 günlük ateşkes ile İsrailli rehinelerin iki grup halinde serbest bırakılmasını öngörüyor” dedi.

Kfkfk
Gazze Şeridi'nin güneyindeki el-Mevasi bölgesinde insani yardım malzemeleriyle dolu bir çanta taşıyan Filistinli kız çocuğu (AFP)

Yetkili bu önerinin, ‘iki taraf (İsrail ve Hamas) arasında kalıcı ateşkes konusunda dolaylı müzakerelerin başlatılmasına yönelik bir çerçeve anlaşması’ olduğunu belirterek, ‘Hamas'ın yeni öneri hakkında kendi lider kadrosu ve fraksiyon liderleriyle istişarelerde bulunacağını’ söyledi.

İslami Cihat Hareketi'nden bir kaynak, Mısır ve Katar temsilcilerinin ‘Filistinli gruplara yeni bir girişim ilettiklerini ve bu girişimin kısmi bir ateşkes anlaşmasını içerdiğini’ doğruladı. Girişimin ‘60 günlük geçici ateşkes ve bu süre zarfında on İsraillinin serbest bırakılması ve bir dizi cesedin (ölen rehinelerin) teslim edilmesini’ içerdiğini belirten kaynak, ‘daha kapsamlı bir anlaşma için acil müzakereler yapılacağını ve bu müzakerelerin, Gazze Şeridi'ndeki savaş ve saldırının sona ermesinden sonraki gün için garantiler içeren bir anlaşmaya varılmasını sağlayacağını’ ifade etti.

Kahire'deki grupların temsilcileri, ‘Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için arabulucuların önerdiği planı kabul ederek, Gazze Şeridi'nin işgal edilmesini ve bölge halkının yerinden edilmesini önlemeye’ çalıştıklarını vurguladı ve İslami Cihat Hareketi'nin ‘girişime olumlu ve esnek bir şekilde yaklaştığını, zira ateşkesin Filistin halkının insani acılarının hafifletilmesini sağlayacağını’ belirtti.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas liderliğindeki Fetih Hareketi de Mısır'ın önerisini desteklediğini açıkladı.

Fetih Hareketi Sözcüsü Munzir el-Hayek, AFP’ye yaptığı açıklamada, Fetih Hareketi'nin ‘soykırım savaşını durdurmak için’ yeni öneriyi desteklediğini ve ‘halkımızın geri kalanını kurtarmak için Hamas'ı bu öneriyi derhal kabul etmeye’ çağırdığını söyledi.

“Hayal edilebilecek her şeyin ötesinde”

Hamas liderlerinden oluşan bir heyet, Halil el-Hayye başkanlığında geçtiğimiz çarşamba günü Kahire'ye geldi. Heyete, İslami Cihat Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nehhale ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Başkan Yardımcısı Cemil Mazhar başta olmak üzere bir dizi fraksiyon yetkilisi eşlik etti. Heyet, Mısırlı yetkililerle günlük görüşmeler yürütüyor.

Mısır, Katar ve ABD ile birlikte arabuluculuk çabalarına katılıyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'yı kabul ederken, Katar Başbakanı Muhammed Abdurrahman Al Sani'nin ‘en kısa sürede bir anlaşmaya varmak için her iki tarafa da azami baskı uygulamak amacıyla ortak çabaları güçlendirmek için’ Mısır'da olduğunu açıkladı.

Abdulati ve Mustafa bugün Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafını ziyaret etti. Abdulati, sınır kapısının önünde yaptığı açıklamada, “Şu anda Filistin ve Katar heyetleri Mısır topraklarında bulunmakta ve sistematik öldürme ve aç bırakma eylemlerine son vermek ve masum Filistin halkının kanının akıtılmasını durdurmak için yoğun çabalar sarf etmektedir” dedi.

Abdulati geçen hafta Kahire'nin Doha ve Washington ile birlikte Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkesi yeniden canlandırmak, bazı rehineleri ve Filistinli mahkûmları serbest bırakmak ve insani ve tıbbi yardımların engelsiz ve koşulsuz olarak ulaştırılmasını sağlamak için çaba gösterdiğini açıklamıştı.

İsrail ile Hamas arasında temmuz ayında Doha'da başlayan dolaylı müzakereler, başlamasından iki haftadan fazla bir süre sonra tıkanmıştı.

“Kasıtlı aç bırakma politikası”

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilileri bugün, İsrail'in ateş açması sonucu farklı bölgelerde 11 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Bu arada Uluslararası Af Örgütü bugün yayınladığı raporda İsrail'i Gazze Şeridi'nde ‘kasıtlı’ bir açlık politikası izlemekle suçlarken, Birleşmiş Milletler (BM) ve sivil toplum kuruluşları Filistin'in açlık sınırında olduğu uyarısında bulundu.

Kckxk
İsrail ordusu Gazze şehrinde bölge sakinlerini güney kesime nakletmeye hazırlanırken, arabayla güneye doğru yol alan Filistinli mülteciler (Reuters)

Uluslararası Af Örgütü, 19 Filistinli mülteci ve yetersiz beslenen çocukları tedavi eden iki sağlık görevlisiyle yaptığı röportajlara ve tanıklıklara dayanarak bu açıklamayı yaptı.

Gazze halkının su, gıda ve yakıt kıtlığı nedeniyle çektiği acılar karşısında uluslararası eleştiriler artarken, BM yetersiz beslenme ve geniş çaplı kıtlık tehlikesi konusunda uyarıda bulunuyor. İsrail ise bu suçlamaları her zaman olduğu gibi reddediyor.

BM tarafından güvenilir kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre, savaşın başlamasından bu yana İsrail saldırıları çoğu sivil en az 61 bin 944 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.