İsrail’in kara harekatını bekletmesine neden olan üç risk ne?

İsrail'in kara harekâtı konusunda fikir birliği oluşsa da maliyeti konusunda anlaşmazlık var

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi sınırında bulunan İsrail askerlerini ziyaret etti. (Netanyahu’nun X platformundaki hesabı)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi sınırında bulunan İsrail askerlerini ziyaret etti. (Netanyahu’nun X platformundaki hesabı)
TT

İsrail’in kara harekatını bekletmesine neden olan üç risk ne?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi sınırında bulunan İsrail askerlerini ziyaret etti. (Netanyahu’nun X platformundaki hesabı)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi sınırında bulunan İsrail askerlerini ziyaret etti. (Netanyahu’nun X platformundaki hesabı)

İsrail'de ‘Gazze Şeridi'ne kara harekâtı düzenlenmesinin gerekliliği’ konusunda siyasi, askeri ve halk düzeyinde bir görüş birliği olmasına rağmen, bunun maliyeti ve doğuracağı sonuçlar konusunda bariz anlaşmazlıklar var.

İsrail, ABD yönetimi rehineler meselesini çözene kadar harekâtı ertelemeyi tercih etti. Bu süreçte ayrıca Avrupa hükümetlerinin çoğunun İsrail’in kara işgalinden geri adım atmasını tercih ettikleri netlik kazandı. İsrailliler, bu işgalin kendisi ve arzulanan sonuçlarını tahmin edilen sonuçlarla karşılaştırarak konu hakkında geniş tartışmalara girdiler.

(foto altı) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail ordu karargahındaki güvenlik değerlendirme oturumuna katıldı. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail ordu karargahındaki güvenlik değerlendirme oturumuna katıldı. (DPA)

Şarku’l Avsat’ın gözlemlerine göre İsrail kamuoyunun çoğunluğu, şu ana kadar ABD’nin kara harekâtını engelleyen tutumunu destekliyor. Washington ve Tel Aviv'deki çok sayıda kaynağa göre İsrail, ABD'ye kara harekâtını durdurma talebini onayladığını ve kara saldırısını ‘Hamas'ı tasfiye etme hedefinden vazgeçmeden’ başka bir tarihe kadar dondurduğunu bildirdi.

Bu kararın alınmasının birkaç nedeni var:

1.Ağır bedel ödeme riski

Birincisi, İsrail böyle bir operasyona gerçekten hazır mı? Bu bir macera mı yoksa kumar mı? Hamas ve diğer grupların ciddi bir direniş göstermesi durumunda İsrail bu işgalin bedelini ödeyebilecek mi? ABD Başkanı Joe Biden tarafından gönderilen generalin, Ortadoğu'da savaş deneyimi olanlardan oluşan bir ekiple birlikte Tel Aviv'deki askeri komuta merkezinde oturduğu esnada askeri planları incelerken Hamas tarafından yapılan hazırlıkları incelediği ve zor sorular sorduğu söyleniyor. Tabi ki de ekip olarak kararın onaylanması halinde bu saldırının başarılı olmasını istiyorlar.

(foto altı) Hamas'ın serbest bıraktığı rehineler Yocheved Lifshitz (solda) ve Nurit Cooper. (AP)
Hamas'ın serbest bıraktığı rehineler Yocheved Lifshitz (solda) ve Nurit Cooper. (AP)

2. Takas anlaşmasını engelleme riski

İkinci olarak İsrail’in kara harekâtı; ABD, Mısır, Katar, diğer bazı Arap ve yabancı ülkeler tarafından İsrail'in mümkün olan en az kayıpla bir rehine/mahkum takası anlaşmasına varmak için sarf ettiği önemli çabaları sabote etmemeli. Bu, İsraillilerin çoğunluğunun geçerli gördüğü bir sebep. İsrailli rehinelerin ailelerinin çoğunluğu böyle bir anlaşmayı kabul ediyor. Bu görüş, İsrail, bedelini ödeyip binlerce mahkûmu serbest bıraktığında beklenen Hamas kutlamalarının görmezden gelinmesi çağrısında bulunarak başyazılar yayınlayan gazetelerin çoğunluğu tarafından da benimseniyor.

İsrail eski Genelkurmay Başkanı Dan Halutz, İsrail hapishanelerindeki tüm Filistinli mahkumların serbest bırakılması karşılığında İsrailli rehinelerin özgürlüğüne kavuşacağı bir takas anlaşmasını desteklemeye hazır olduğunu söyledi. Halutz, “Netanyahu, Gilad Şalit karşılığında 1027 Filistinli mahkûmu serbest bırakmayı kabul etmişti. Bu durumda ise matematiksel oran olarak 20 bin Filistinliyi serbest bırakmamız gerekecek. Şu anda İsrail hapishanelerinde bulunan 9 bin mahkûmu serbest bırakırsak ne problem olur?” ifadelerini kullandı.

İsrail’e roket atan Hizbullah unsurlarını gösteren videodan bir kare
İsrail’e roket atan Hizbullah unsurlarını gösteren videodan bir kare

3. Savaşın bölgeselleşme riski

İsrail’in Gazze'ye yapmayı düşündüğü kara harekâtını ertelemeyi kabul etmesinin üçüncü nedeni; savaşın kuzeye, Hizbullah'a ve belki de Suriye’ye kadar genişlemesi ihtimaline karşı yapılan uyarı. Ayrıca böyle bir durumda Irak'taki İranlı milislere ve İran'a doğru bir genişleme de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür tehditler daha önce de dillendirildi. Ancak bu kez ciddi olabilir. ABD kuvvetleri böyle bir savaşa hazırlıklı olmak istiyor. ABD bu harekata doğrudan katılabilir ama bugün henüz hazır değil.

(foto altı) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2011 yılında takas anlaşmasıyla serbest bırakılan Gilad Şalit'i İsrail'in güneyinde karşıladı. (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 2011 yılında takas anlaşmasıyla serbest bırakılan Gilad Şalit'i İsrail'in güneyinde karşıladı. (AP)

Haaretz gazetesi yazarlarından Dr. Zvi Bar’el, “Ne pahasına olursa olsun esirlerin serbest bırakılması yönündeki kamuoyu talebi, Hamas'ın sonsuza kadar yok edilmesi çağrısına eşlik etmesi koşuluyla değerli bir taleptir. Bu değerli istek, hayal kırıklığı yaratan bir irade çatışmasına neden olmaktadır. Kaçırılan tüm insanları serbest bırakmanın bedelinin ne olduğunu biliyoruz. Hamas, henüz tüm taleplerini sunmadı. Hamas belki de esirler karşılığında tüm güvenlik tutuklularının, son savaşta tutuklananlar da dahil olmak üzere diğer grupların serbest bırakılmasını da isteyebilir. Hamas, kara saldırılarının durdurulmasını, uzun bir ateşkesin kabul edilmesini, Gazze'nin eski ve yeni yıkımlardan sonra yeniden inşa edilmesi için para pompalanmasını ve anlaşmaların uygulanması için uluslararası garantiler verilmesini de talep edecektir. Çünkü ‘ne pahasına olursa olsun’ ifadesi aynı zamanda Hamas'ı yok etme ve yeryüzünden silme talebinden vazgeçmek anlamına da gelmektedir” ifadelerini kullandı.

(foto altı) İsrail'in güneyindeki Sderot'tan çekilen fotoğraf, İsrail saldırısının ardından Gazze Şeridi'nin kuzeyinden yükselen duman bulutlarını gösteriyor. (AFP)
 İsrail'in güneyindeki Sderot'tan çekilen fotoğraf, İsrail saldırısının ardından Gazze Şeridi'nin kuzeyinden yükselen duman bulutlarını gösteriyor. (AFP)

Bar’el, Hamas'ı yok etmenin; Gazze Şeridi'ne girecek on binlerce asker, dar sokaklardan hızla ilerleyen tanklar, evleri ve bodrumları teker teker temizleyen savaşçılar ve her dakika insanların üzerine boşaltılan silah şarjörlerinin değiştirilmesi anlamına geldiğini ifade etti. Bar’el, “bir hafta, belki bir ay, belki daha fazla zaman geçecek ve hiçbir baskı kalmayacak. Kaç asker ölecek ve yaralanacak? Kaç tanesi sakat kalacak? Kaç acılı aile 7 Ekim'de kanla kazınmış acılı listeye katılacak? Peki, ya kaçırılan insanlar ne olacak? Onlardan kaçı saldırıdan sağ kurtulacak?” sorularını yöneltti..

Bar’el, İsrail'in, Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) karşı kazanılan zafer ve örgütün altyapısının yok edilmesinden sonra 15 yıl süren Lübnan iç savaşı senaryosu gibi bir senaryoya hazırlanması gerektiğine inanıyor. Aksi halde sadece ertesi gün için değil, önümüzdeki yıllar için bile gerçekçi bir planın olmadığını düşünüyor. Barel'e göre verilen söz yerine getirilip intikam alınsa, Gazze yeniden işgal edilse ve Hamas Gazze'den silinse bile, Lübnan ve Suriye'de olduğu gibi örgütün liderleri, yöneticileri, altyapısı birçok silah ve kabiliyeti örgütte kalacaktır.



Suriye'nin BM Daimî Temsilcisi İbrahim Alabi oldu

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, şubat ayında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nden bir heyeti kabul etti. İbrahim Alabi, görüşme sırasında Şeybani’nin yanında yer aldı. (SANA)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, şubat ayında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nden bir heyeti kabul etti. İbrahim Alabi, görüşme sırasında Şeybani’nin yanında yer aldı. (SANA)
TT

Suriye'nin BM Daimî Temsilcisi İbrahim Alabi oldu

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, şubat ayında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nden bir heyeti kabul etti. İbrahim Alabi, görüşme sırasında Şeybani’nin yanında yer aldı. (SANA)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, şubat ayında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nden bir heyeti kabul etti. İbrahim Alabi, görüşme sırasında Şeybani’nin yanında yer aldı. (SANA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera dün, İbrahim Abdülmelik Alabi'yi Suriye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi olarak atayan bir kararname yayınladı. Bu kararname, yayınlandığı tarihten itibaren bir ay içinde yürürlüğe girecek.

İbrahim Alabi, Esed rejiminin devrilmesinden sonra yeni hükümetin Dışişleri Bakanlığı ekibine katıldı ve geçtiğimiz şubat ayında Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani'nin de hazır bulunduğu, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Genel Direktörü Fernando Gonzalez ile yaptığı görüşmede boy gösterdi.

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da doğan Alabi, Suriye vatandaşlığının yanı sıra İngiliz ve Alman vatandaşlıklarına da sahip ve insan hakları alanında önde gelen genç avukatlardan biri. Otuzlu yaşlarında olan Alabi, uluslararası hukuka odaklanan ileri düzeyde hukuki deneyime sahip. Alabi, Arapça ve İngilizce'nin yanı sıra Almanca'yı da akıcı bir şekilde konuşuyor.

Eğitimine Riyad'daki Kral Faysal Okulları'nda başlayan Alabi, Birleşik Krallık'taki Manchester Üniversitesi'nden hukuk alanında lisans ve yüksek lisans dereceleri aldı ve uluslararası hukuk ve güvenlik alanında uzmanlaştı. Her iki aşamada da ‘Yılın Öğrencisi’ unvanını aldı. Akademik eğitimine Oxford Üniversitesi Hükümet Okulu'nda kamu politikası alanında yüksek lisans yaparak devam etti.

sdfrty
4 Nisan 2017'de Suriye'nin İdlib vilayetindeki Han Şeyhun kasabasında kurtarma görevlilerinin şüpheli bir gaz saldırısı olarak tanımladığı olayın ardından bir adam oksijen maskesiyle nefes alırken, bir diğeri tedavi görüyor. (Reuters)

Alabi, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Barolar Birliği'nde çalışmanın yanı sıra Suriye-Birleşik Krallık Konseyi'nin yönetim kurulu üyeliği gibi önemli danışmanlık görevlerinde bulundu.

Alabi’nin deneyimi akademik ve danışmanlık alanlarıyla sınırlı kalmamış, Suriye'de, özellikle Halep şehrinde sahada çalışmış ve yerel örgütlerden 550'den fazla aktiviste zorla yerinden edilme, işkence, BM mekanizmaları ve insani yardımın ulaştırılmasının kolaylaştırılması gibi hassas konularda ileri düzey hukuk eğitimi vermiştir. Ayrıca, 2017'deki kimyasal saldırı gibi önemli olaylara da tanık olmuştur.

frty6u
Suriye'nin BM Daimî Temsilcisi İbrahim Abdulmelik Alabi (X hesabı)

Alabi, Cenevre, Brüksel, Washington ve Londra'da düzenlenen prestijli uluslararası konferanslara katıldı ve Chatham House ve Uluslararası Af Örgütü gibi önemli forumlarda konuşmalar yaptı. Ayrıca Almanya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerin devlet başkanları ve BM Genel Sekreteri tarafından kişisel olarak davet edildi ve CNN ve BBC gibi uluslararası medya kuruluşlarında yer aldı.

Alabi, bilimsel ve akademik başarısı nedeniyle birçok saygın ödül aldı. Bunlar arasında, merhum Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud el-Faysal'dan aldığı Bilimsel Üstünlük Ödülü, Manchester Üniversitesi Lisans Düzeyinde Üstün Öğrenci Ödülü ve Manchester Üniversitesi Yüksek Lisans Düzeyinde Üstün Öğrenci Ödülü bulunmaktadır.

Gözlemciler, Şam'ın uluslararası alanda tanınan ve hukuk alanında deneyimli genç bir hukukçuyu BM Daimî Temsilciliği'nin başına atamasının, Suriye'nin uluslararası platformlarda diplomatik varlığını güçlendirme yönündeki yeni bir eğilimi yansıttığını düşünüyor.