ABD ve Çin nükleer silahlar için masaya oturacak

İki ülke arasındaki görüşmelerin gelecek hafta yapılması bekleniyor

Dünyanın en büyük iki ekonomisinin liderlerinin, San Francisco'daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi sırasında bir araya gelmesi bekleniyor (Reuters)
Dünyanın en büyük iki ekonomisinin liderlerinin, San Francisco'daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi sırasında bir araya gelmesi bekleniyor (Reuters)
TT

ABD ve Çin nükleer silahlar için masaya oturacak

Dünyanın en büyük iki ekonomisinin liderlerinin, San Francisco'daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi sırasında bir araya gelmesi bekleniyor (Reuters)
Dünyanın en büyük iki ekonomisinin liderlerinin, San Francisco'daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesi sırasında bir araya gelmesi bekleniyor (Reuters)

ABD merkezli Wall Street Journal gazetesi, ABD ve Çin'in Obama yönetiminden sonra ilk kez gelecek hafta "nükleer silahların kontrolü" için masaya oturacağını yazdı.

Çin Dışişleri Bakanlığı geçen hafta Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin Washington'a düzenlediği ziyaretin ardından, iki ülkenin ilerleyen günlerde silah kontrolü kontrolü üzerine görüşmeler gerçekleştireceğini açıklamıştı.

WSJ'nin haberinde görüşmelerde ABD tarafını Dışişleri Bakanlığı'nın üst düzey yetkilisi Mallory Stewart'ın temsil edeceği, Pekin adına görüşmelere katılacak kişininse Dışişleri Bakanlığı Silah Kontrolü Bölümü'nün başındaki Sun Şiaobo olacağı kaydedildi.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, 2021'de yaptığı açıklamada iki ülke liderlerinin "stratejik istikrar" konusunda görüşmeleri ileri taşımayı kabul ettiğini söylemişti.

O dönem bu açıklama, Washington'ın Çin'in nükleer silah envanteriyle ilgili endişeleriyle bağlantılı olarak yorumlanmıştı.

Ancak 2021'den bu yana ABD'li yetkililer sıklıkla, nükleer silah riskinin azaltılması konusuna Pekin'in ilgi göstermediği yönünde açıklamalarda bulundu.

İki ülke arasındaki nükleer silah görüşmelerinin, bu ay ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in San Francisco'daki zirvesinden önce düzenlenmesi bekleniyor.

Ancak Biden yönetiminden yetkililer, nükleer silah görüşmeleriyle ilgili önemli detayların henüz bir sonuca bağlanmadığına dikkat çekiyor.

ABD Savunma Bakanlığı'nın geçen ay açıkladığı verilere göre Pekin'in silah envanterinde şu anda 500'den fazla operasyonel nükleer savaş başlığı var. Bu rakamın 2030'a kadar bini aşacağı tahmin ediliyor.

Pekin yönetimiyse uzun süredir ABD'nin çok daha geniş bir nükleer cephaneliğe sahip olduğunu vurguluyor. Tahminlere göre, ABD'nin elinde 3 bin 700'den fazla nükleer savaş başlığı var.

Dünyadaki nükleer cephaneliğin yüzde 90'ını elinde bulunduran ABD ve Rusya arasında imzalanan New START anlaşması her iki ülkenin de 1550'den fazla nükleer başlık bulundurmamasını, bu rakamın üstündeki silahların imha edilmesini öngörüyordu.

Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Şubat 2023'te ülkesinin bu anlaşmadan çekildiğini duyurmuştu.

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal, Guardian



Arakçi: Nükleer silah peşinde değiliz ve İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemeli

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
TT

Arakçi: Nükleer silah peşinde değiliz ve İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemeli

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün yaptığı açıklamada ABD’nin İran'la müzakerelerdeki amacının İran'ı ‘nükleer haklarından’ mahrum bırakmak olması halinde Tahran'ın bu haklarından asla vazgeçmeyeceğini söyledi.

Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Arap-İran Diyalog Forumu'nda konuşan Arakçi, ülkesinin nükleer silah sahibi olmayı bir tabu olarak gördüğünü, ancak uranyumu barışçıl yollarla zenginleştirme hakkı konusunda ısrarcı olduğunu belirtti. Aynı zamanda İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan İranlı Bakan, ülkesinin diyalog ilkesine inandığını ve bölge ülkeleri arasında diyalog çağrısında bulunduğunu vurguladı. İran'ın bölgesel diyalogda daha üst bir aşamaya geçtiğini belirten Arakçi, “bölge ülkeleriyle ilk konferansı gerçekleştirmeyi başardık” dedi.

İran’ın resmi haber ajanslarının aktardığına göre İran ve ABD arasında Umman’da yapılması planlanan yeni müzakere turunun başlamasına bir gün kala yaptığı açıklamada Arakçi, İran'ın ABD ile görüşmelerini ‘iyi niyetle’ sürdürdüğünü söyledi.

İran Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak müzakerelerin amacının İran'ı nükleer haklarından mahrum bırakmaksa, İran'ın hiçbir hakkından vazgeçmeyeceğini açıkça vurguluyorum.”

İran defalarca kez uranyum zenginleştirme hakkının müzakere edilemez olduğunu ileri sürerek bazı ABD’li yetkililer tarafından dile getirilen ‘sıfır uranyum zenginleştirme’ talebini reddetti.

Fakat ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff cuma günü verdiği bir röportajda, ABD ile yapılacak herhangi bir anlaşma kapsamında İran'ın uranyum zenginleştirme tesislerinin lağvedilebileceğini belirtti.

rfgthyju
Arakçi ve Witkoff (AP)

Trump, İran'ın nükleer programına ilişkin uzun süredir devam eden anlaşmazlığı çözecek yeni bir anlaşmaya varılmaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit etti. Göreve geldiği ilk dönemde Trump, ülkesinin Tahran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında imzalanan ve İran'ın nükleer faaliyetlerini dizginlemeyi amaçlayan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiğini açıklamıştı.

Batılı ülkeler, ABD'nin 2015 tarihli nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından Tahran'ın hız verdiği nükleer programının nükleer silah üretmeye yönelik olduğunu söylerken, İran bu çalışmaların sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

Arakçi, sözlerini şöyle noktaladı:

“İran, ABD ile yaptığı dolaylı müzakerelerde nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması hakkını vurguluyor ve nükleer silah edinmenin peşinde olmadığını açıkça ifade ediyor. İran müzakereleri iyi niyetle sürdürüyor. Eğer bu görüşmelerin amacı nükleerleşmemeyi sağlamaksa bir anlaşmaya varılabilir. Eğer amaç İran'ın nükleer haklarını kısıtlamaksa, İran bu haklarından asla vazgeçmeyecektir.”